ısrail'i vicdansız sayan, vicdansız gören bizler...
ısrail'e beddua eden, eline geçse bir kaşık suda boğacak olan bizler...
ısrail'i kahretmesi için ellerini dergâh-i ılâhîye açıp gözyaşı döken, feryâd eden bizler...
Biz müslümanlar, biz 1,5 milyarlık ıslâm Âlemi, biz 70 milyonluk Türkiye...
Biz ısrailli'den daha az mı vahşîyiz?
Biz ısrailli'den daha az mı dünyaperestiz?
Biz ısrailli'den daha az mı insanlığımızı yitirmişiz?
Biz ısrailli'den daha az mı barbarız?
Keşke bu suallerin hiç değilse bir tanesine "evet!" diyebilseydik!
Keşke...
Biz neyin şikâyetini yapıyoruzki?..
Vahşî dediğimiz, vicdansız dediğimiz, insanlığını yitirmiş dediğimiz ısrail, kendine göre dînî, hiç değilse millî değerleri için yapıyor ne yapıyorsa...
Vahşet bile olsa kendisi için kutsal addettiği bir gâyesi var...
Peki biz?..
ıslâm Âlelmi olarak, müslümanlar olarak biz ne yapıyoruz? Neyimizi korumak uğruna yapabileceklerimizi yapmayıp elimiz kolumuz bağlı oturuyor; televizyon başında timsah göz yaşları dökerek bu vahşeti seyrediyoruz?
Eğer yapabileceklerimizi yaparsak neyimizi kaybedeceğiz? Canımızı mı? Namusumuzu mu?
Mukaddesatımızı mı?
Hürriyetimizi mi?
....
Neyimizi kaybedeceğiz?
Sıkı durun; kaybetmekten korktuğumuz bir tek şeyimiz var: "RAHATIMIZ!"
ısrail'i durdurmak çok kolay...
Yemin ederim ki çok kolay!
Çekin elçilerinizi...
Kovun büyükelçilerini...
ıptal edin yaptığınız bütün ikili anlaşmaları ve ihaleleri...
Kapatıverin bir hafta, bir ay petrol borularının vanalarını...
Ne olur? Ölür müsünüz? Can mı çekişirsiniz? Aç mı kalırsınız?
Hayır!
Bunların hiç biri olmaz!
Ne olur biliyor musunuz?
Amerika ağabeyiniz sizin yüzünüze yüzünüze parmağını sallar!
Sizi tehdit eder...
Size ambargo koyar...
Sizin rahatınız bozulur. Bir ay arabanıza binemezsiniz. Ekonomik olarak sıkıntıya düşersiniz; oy kaybedersiniz; iktidarınız tehlikeye girer...
Sanıyorsunuz değil mi?
Bunlar bile olmaz...
Siz bir deneyin bakalım.
Anlatın millete olacakları; samimiyetle...
Deyin ki: "Ey millet! Ben artık tahammül edemiyorum; bıçak kemiğe dayandı; insanlığımdan utandım. Ben şunları şunları yapacağım ama bu işin ucu sana dayanacak. Senin rahatın bozulacak; sıkıntı çekeceksin!"
Bakın bakalım oyunuz düşer mi, yükselir mi?
Görün bakalım millet size "yuh!" mu çeker; yoksa alkışlar mı?
Ama yapmazsınız; yapamazsınız!
Çünkü siz "bakkal dükkânı idare etmiyorsunuz!"
Çünkü siz "idarecisiniz" sıradan vatandaş gibi düşünemezsiniz...
Çünkü siz...
Ve biz!
Biz rahatımıza düşkünüz; huzurumuz bozulsun istemeyiz!
Biz sıkıntı çekmek istemeyiz!
Biz alışkanlıklarımızı terk edemeyiz!
Biz arabamıza binmeden, tv seyretmeden, eğlenmeden yapamayız.
Akşamları soframıza oturup tıka basa midemizi doldurmadan,
TV karşısına geçip elimizde bir bardak Gazze'li kanı ile keyif çatmadan, sinemada film seyreder gibi timsah gösyaşları ile filistinli çocukların, kadınların, ihtiyarların...
Sahi filistinde ihtiyar yok değil mi?
Hiç gördük mü?
Yeni doğmuş bebek gördük...
10-15 yaşında çocukları, 20-25 yaşında gençleri, otuzunda-kırkında orta yaşlıları gördük kolları-bacakları kopmuş; kan revan içinde;
Ama...
Hiç ihtiyar görmedik değil mi?..
Neden acaba?..
Düşünün bakalım...
Düşünelim hep beraber...
ısrail mi vahşî?
Yoksa...!
Abi yerin dibine girdim. ınan rahat yemek yiyemiyorum.
Kızım anjin olmuş, antibiyotik iğnesi vurulacak. Vurulmamak için kıyamet. ığne oldu, dersin bir yerini kestiler, kızılca kıyamet.
Utandım, Filistinli bir çocuğun ıstanbulda bir Müslüman cocuğunun iğne acısından vaveyla ettiğini bilmesinden, hissetmesinden korktum.
Geçen gün kahvaltıda ekmek biraz bayatça idi. Eşime söylemediği için kızdım. Tabi hemen 10 metre ilerde markette tazecik ekmek vardı. Utandım.
Abi, yemin ediyorum, vallahi gece uyuyamıyorum. Rahat yataktan şikayet eder oldum, sıcak evimden. Oğlumun nezle olmasından duyduğum endişeden utandım.
Sadece laf üretmekten utandım. Herkez gibi.
Soruyorum, niye kimse "ısraile savaş açalım, harb edelim" demiyor, diyemiyor.
Niye, filan Müslüman ülke şöyle konuşmuş, şöyle kınamış laflarını ediyoruz. Niye AB ve ABD gerçek yüzünü gösterdi laflarının arkasına sığınıyoruz. Niye ikide bir Mısır ve Arabın suskunluğuna ihanet adını vererek "bak biz bağrıp çağırıyoruz" lafları ile sanki bir halt yiyormuşçasına kendimiz kandırıyoruz.
Niye hiç kimse bu vahşetin Alem-i ıslamın ittihadına netice vermesine çalışmak yerinde Müslüman ülkelerin tepkileri ile değerlendirip, vahşetin bir bölünmeye daha sebep olmasına izin veriyoruz.
Daha yzacak çok şeyim var. Belki meczup olmuş dersiniz diye susuyorum.
Muhabbetle