yazdığın hadis hakknda bilgm yok kardeşim..
lakin..
müslüman, günahkâr da olsalar, müslümanlara beddua etmekten sakınmalı, fakat gerektiğinde açıkça din düşmanlığı yapanlara beddua ve lânet etmeyi dini bir görev bilmelidir...
ben bana zulüm eden kötü davranan herkese hakkımı helal ediyorum..benden dolayı kimse maddi manevi azap görmesin diye beddua etmiyorum..lakin nura va dini islama laf atanada nasıl beddua ediyorum biliyrmsn kardeşim: rabbim seni nura aşık kurana hadim eylesin diye beddua ediyorum
dur bende bi makale aktarayım bak ne güzel bişey:
Beddua yerine dua...
Ma'rûf-ı Kerhi Hazretleri bir gün talebelerini toplar Dicle kenarındaki hurmalıklara çekilir sohbet ederler. Bu esnada nehirden bir kayık geçer. ıçinde birkaç bıçkın genç. Hem içki içerler, hem şarkı söylerler. Bir ara hepten şirazeden çıkar, naralar atarlar. Talebeler bu edepsizliğe çok bozulur. Hatta içlerinden bazıları
-Ah şu kayık bir devrilse de günlerini görseler, derler
Ardarda patlayan kahkahalardan ders yapılamaz olunca mübarek o yana döner. Ellerini açar ve;
- Ya Rabbi, Sen bu kullarını dünyada neşelendirdiğin gibi ahirette de neşelendir. Onlara hidayet ve istikamet nasip eyle, der.
ışte tam o sıra gençlerden biri sahildeki sohbetin farkına varır, arkadaşlarını uyarır. Mübareği görünce derlenir toparlanırlar. Hatta sazlarını kırar, destileri suya atarlar. Mahçup mahçup gelir, şeyh Mar'uf'un ellerine kapanırlar. O günden sonra sohbetin müdavimlerinden olurlar.