Nurcu çok şanslıdır.
Sıradan bir insan gibi gözükür. Ama konuşması, oturması kalkması hep ibadettir. Tefekkürdür. Düşünerektir.
Kah bir buluttan ders çıkarır. Kah tepecikteki sarı çiçekten. Yemeğe döktüğü tuzdan, şaptan. Günlük hayat onu Tevhide ve Allaha ulaştıran hadsiz delil ile dolludur. Allah'a ulaşmak, tanımak ,bilmek için yorulmasına gerek yoktur.
Her şeyi hakikate ulaştırcak bir pencere yapar. Yaşar ve yaşatır.
Öyle zevklere tutulmuştur ki, ehl-i dünyanın sahte zevklerine dönüp bakmaz bile.
Harama nazar etmediği için, Nurcu, Hurileri dünyaya getirmiş ve fıtratına derc edilmiş yetmiş zevk ve ihtiyacın envaını dünyada yaşar.
Yemekten en iyi lezzeti alır. Güzel onun gözünden hakiki güzelliğini gösterir. Sahte değil gerçektir. Ailesi ile oyun en ala sinamadan tatlı geldiği için müthiş bir keyif ve huzur içindedir. ıktisat ve kanaat içinde yaşadığı için, kalbi nurlanmıştır, hiç bir dünyevi çalkantı ona zarar vermez ve etkilemez. Dünya boğuşmaları ile ilgilenmediği için zihni idlal olmamış ve tüm duyuları uyanık kalmıştır.
Bu hali eğlencenin, mutluluğun harama uzanmaktan başka birşeyde olmadığını sananlara ve görmeyenlere esaslı bir derstir.
Bu gün bunları tefekkür etmiştim. Biraz kopuk ve eksik oldu.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...