Giriş yapmadınız.

Arama sonuçları

.

28.02.2009, 18:04

Yazar: karatoprak1975

Enaniyet miheng-i hakkında

Alıntı Hâtime Kendimce câ-yı hayret ve medar-ı şükran bir taarruz: Bu fevkalâde enâniyetli ehl-i dünyanın enâniyet işinde o kadar hassasiyet var ki, eğer şuuren olsaydı, keramet derecesinde veyahut büyük bir dehâ derecesinde bir muamele olurdu. O muamele de şudur: Kendi nefsim ve aklım bende hissetmedikleri bir parça riyâkârâne enâniyet vaziyetini, onlar enâniyetlerinin hassasiyet mizanıyla hissediyorlar gibi, şiddetli bir surette, ben hissetmediğim enâniyetimin karşısına çıkıyorlar. Bu sekiz d...

13.02.2009, 20:15

Yazar: karatoprak1975

Hasenatım senin atandandır seyyiatımda senin kazanda..?

Bu hakikate vakıf olan ârif, "Yâ ılâhî! Hasenatım senin atândandır. Seyyiatım da senin kazândandır. Eğer atân olmasaydı helâk olurdum" der." Burasını nasıl anlamamız gerek

27.01.2009, 16:07

Yazar: karatoprak1975

25.sözden

ilham'ın geliş dereceleri hakkında Soru 25 sözde vahiyle başlayıp insan melek ve hayvan ilhamına kadar varan bir sıralamdan bahsediliyor Alıntı Ve şu sırdandır ki, "Kelâmullah" ünvânı, kemâl-i liyâkatle Kur'ân'a verilmiş ve dâimâ da veriliyor. Kur'ân'dan sonra sâir enbiyânın kütüb ve suhufları derecesi gelir. Sâir nihayetsiz kelimât-ı ılâhiye ise bir kısmı dahi has bir itibarla, cüz'î bir ünvan ile, hususi bir tecellî ile, cüz'î bir isim ile ve has bir Rubûbiyet ile ve mahsus bir saltanat ile ve...

24.01.2009, 17:36

Yazar: karatoprak1975

Zahiri ve harici adem (yokluk) hakkında bir soru

Bediüzzaman hazretleri aşağıdaki bahiste sizinde idrakinizde bilginizde olan kısımda sebeblerin yaratıcı olamayacağından bahsediyor benim anlamak istediğim yer zahiri ve harici adem kısmıdır o kısmı nasıl anlamalıyız ? Alıntı Eğer eşya ayrı ayrı ellere ve esbaba ve tabiat gibi şeylere havale edilse, o halde, bütün ehl-i aklın ittifakıyla, hiçbir sebep, hiçbir cihetten, hiçten, ademden icad edemez. Çünkü o sebebin muhit bir ilmi, müstevlî bir kudreti olmadığından, o adem ise, yalnız zahirî ve har...

24.01.2009, 16:19

Yazar: karatoprak1975

Kader bahsinden bişey soracaktım

Kardeş alışkanlık başkadır kabiliyet başkadır. Yani ıSTıDAD : Alışma, ünsiyet etme. * Doğrulma. ıSTıDÂDÂT : Kabiliyetler, yetenekler, meziyetler. ikisi farklı kelimelerdir. ıkinci husus ise istidad gunahı istemez gunahı isteyen nefisdir ve bunu istemesininde ikiyolu vardır. Birincisi alışkanlıklar ile ikincisi ise isteyerek ve bilerekdir. Alışkanlıklara örnek alkolikleri, eroinmanları verebiliriz. ısteyerek olan kısmına ise zinayı vb gibi gunahları misal verebiliriz. http://www.tevhid.gen.tr/ris...

24.01.2009, 15:56

Yazar: karatoprak1975

Kader bahsinden bişey soracaktım

Üstad hazretleri seyyiatı isteyenin insan nefsi olduğunu ifade ediyor. ıstidat ve istidad’ın lügat manalarına tekrar bakıldığında görülecek ikisi birbirinden farklı manalar ifade ediyor. ıstidad’ın manasından hareketle; Allah’ın cc et-tevvab ismi günahın vücudu ile kendini gösterir bir başka ifade ile tüm günahların hataların sebeb-i ilahisi et-tevvab isminin tasarrufudur. Allah cc kimi zaman kullarına farkına vardırmadan -kuluna göre günahın ve hatanın boyutu değişir- günah yada hata işletir eğ...

24.01.2009, 15:55

Yazar: karatoprak1975

Kader bahsinden bişey soracaktım

Baştada zikredildiği gibi manen terakkki etmeyen avam için butarz bir istimal var.. yanı herkesin anlayacağı tarzda bir istimal..( en az ).. maasi ve istikbaliyata karşı kader istimal edilmez ..zira günahı isteyen nefistir.. mesuliyeti o çeker..( çok yerlerde delaili zikredilmiştir..) istikbaliyata karşıda istimal atalete sebeb olur.., zira biz istidad cihetiye , amel edip neticeyi allahdan bekleyerek tevekkül etmekle vazifeliyiz..

24.01.2009, 15:55

Yazar: karatoprak1975

Kader bahsinden bişey soracaktım

Risalelerde geçen bir bölüm; “Beşerde, hayvanın aksine olarak, kuvâ ve müyul fıtraten tahdit edilmemiş. Meyl-i zulüm, hubb-u nefis dehşetli meydan alıyor.” Sunuhat Yani; ınsanın mahiyetinde hayvanların aksine kuvveler, meyiller sınırlandırılmamış. Zulüm meyli nefis sevgisi dehşetli. Fakat bununla beraber insana teklif olan akıl, kalp, vicdan ile desteklenmiş. ınsan kuvvelerinin önüne geçemeyişinden, nefsini dizginleyemeyişinden dolayıdır ki Ahsen-i takvimde yaratılan insanoğlu muhakkak ki çok za...

24.01.2009, 15:54

Yazar: karatoprak1975

Kader bahsinden bişey soracaktım

insanin hem meleki yönü vardir hem de hayvani yönü vardir esrefi mahlukat da olur esfeli safilin de olur mümin münafik kafir yapisi vardir...yaratan Allah ihtiyar tercih etme ameliyesini veren Allah cc kuluna nefsine karsi muhtar kilmistir ya nizami saglar ya da zarara sebep olur

21.01.2009, 22:29

Yazar: karatoprak1975

25.sözden

25 sözde vahiyle başlayıp insan melek ve hayvan ilhamına kadar varan bir sıralamdan bahsediliyor Alıntı Ve şu sırdandır ki, "Kelâmullah" ünvânı, kemâl-i liyâkatle Kur'ân'a verilmiş ve dâimâ da veriliyor. Kur'ân'dan sonra sâir enbiyânın kütüb ve suhufları derecesi gelir. Sâir nihayetsiz kelimât-ı ılâhiye ise bir kısmı dahi has bir itibarla, cüz'î bir ünvan ile, hususi bir tecellî ile, cüz'î bir isim ile ve has bir Rubûbiyet ile ve mahsus bir saltanat ile ve hususi bir rahmet ile zâhir olan ilhmât...

21.01.2009, 21:00

Yazar: karatoprak1975

Kader bahsinden bişey soracaktım

Alıntı Fakat seyyiâtı isteyen, nefs-i insaniyedir-ya istidad ile, ya ihtiyâr ile. Nasıl ki beyaz, güzel güneşin ziyâsından bâzı maddeler, siyahlık ve taaffün alır; o siyahlık onun istidadına âittir. Fakat, o seyyiâtı çok mesâlihi tazammun eden bir kanun-u ılâhî ile icad eden, yine Hak'tır. Demek, sebebiyet ve suâl, nefistendir ki, mesuliyeti o çeker. Hakka âit olan halk ve icad ise, daha başka güzel netice ve meyveleri olduğu için, güzeldir, hayırdır. bu bahisde istidat ile ihtiyar arasındaki i...

07.01.2009, 19:25

Yazar: karatoprak1975

Allah kuluna ne şekilde yakındır?

mahiyet olarakmı sıfat olarakmı? soruyu şöyle düzelteyim Allah zatıylamı isimleriylemi varlıkların yanındadır?

06.01.2009, 20:12

Yazar: karatoprak1975

Mağlup olmaz bir deha hakkında

osman oğlu ağabey demişki Alıntı "Ya bir deha eseri veya inayet-i ılâhiyedir" diye iki şık halinde getirdiği delili yalnızca "ınayet-i ılâhiye" şeklinde tek şıkka indirgemiş. ağabeyim bakış açınız için teşekkür ederim Allah razı olsun

06.01.2009, 20:08

Yazar: karatoprak1975

Sıfat-ı KEMÂLİYE ile muttasıf olmak?

Alıntı sahibi ""osmanoğlu"" Bu konunun başlığı olan kelime bir sehiv eseri yanlış girilmiş sanırım. Konunun anası olan kelime "sıfat-ı KELÂMıYE" değil, "sıfat-ı KEMÂLıYE olacak sanırım. Yönetici kardeşlerimiz düzeltseler iyi olur. osman oğlu ağabey teşekkür ederim

04.01.2009, 08:03

Yazar: karatoprak1975

Sıfat-ı KEMÂLİYE ile muttasıf olmak?

Alıntı Ey arkadaş! Sani-i Zülcelal, Vahid ve Vacibü'l-Vücud olduğu gibi, bütün sıfat-ı kemaliye ile de muttasıftır. Zira alemde ve masnuatta bulunan kemalat tamamıyla Saniin kemalinden tecelli eden gölgeden muktebestir. Öyleyse, Sanide bulunan cemal, kemal, hüsün, umum kainatta bulunan umum cemallerden, kemallerden, hüsünlerden gayr-ı mütenahi derecelerle yüksektir. Zira ihsan, in'am edenin servetinden doğar ve servetine delildir. ıcad, icad edenin vücuduna delalet eder. ıcab, mucibin vücuduna ...