Giriş yapmadınız.

Arama sonuçları

.

03.07.2006, 20:42

Yazar: mihmandar

Buyrun ıq testi;)

ne kadar gerçekci bir test olduğunu bilemem ama, bana 139 puan verdi.....

30.06.2006, 22:53

Yazar: mihmandar

1.Söz

Alıntı sahibi ""bir_damla_nur"" biz dahi basta ONA BASLARIZ Bu cümleyi açıklar mısınız?? izah yapılmış ama farklı bir açıdan bakmak istiyorum.. mademki bismillah her hayrın başıdır. biz de hayırlı bir iş olan şu mübarek tefsirimize bismillahı tefsir ederek başlarız demektir. yani "ona başlarız" derken , "bismillahı tefsir etmeye başlarız." manasını kastediyor. tefsir etmek hayırlı bir iş olduğundan , o hayırlı işin başında bismillahı tefsir ederek başlamak daha münasibdir. Üstadın, bu cümleyi s...

10.06.2006, 20:26

Yazar: mihmandar

Sırat Köprüsü

Alıntı ı'lem eyyühe'l-aziz! ınkılâplar neticesinde, her iki taraf arasında geniş geniş dereler husule geliyor. O dereler üstünde her iki âlemle münasebettar köprüler lâzımdır ki, her iki âlem arasında gidiş geliş olsun. Lâkin o köprülerin inkılâbat cinslerine göre şekilleri, mahiyetleri mütebayin, isimleri mütenevvi olur. Meselâ, uyku, âlem-i yakaza ile âlem-i misal arasında bir köprüdür. Berzah, dünyayla âhiret arasında ayrı bir köprüdür. Ve misal, âlem-i cismaniyle âlem-i ruhanî arasında bir ...

26.03.2006, 09:33

Yazar: mihmandar

ya said nursiye inanacağız, ya hadis inkar edeceğiz

Alıntı sahibi ""faraklit_"" ayrıca kimi hadislerde müziğin haram olduğu anlatılırken,kimisindede müziğin helal ve resulullah tarafından dinlenildiği haber verilmiş.... üstad ruhani müziklerin helal ve güzel,şehvet içeren müziklerin haram,bunun dışında kalan müziklerin kişinin iradesine göre dinlenebileceğini söyleyerek zahiren çelişki varmış gibi görünen hadislerin hepsinin hak olduğunu ortaya koymuşdur..... Bununla alakası olan üstadın bir mektubu. Külliyatta geçmiyor. Mufassal Tarihçe-i hayat...

21.03.2006, 21:08

Yazar: mihmandar

Risale-i Nurlar değiştirilmişmidir. ?

Alıntı sahibi ""Turkmen"" Allah razı olsun Ali Eren ve Mustafa Kaplan nedense bu konuda çok incitici yazılar yazmaktalar Tahşiye yayınları adı altında bir yayınevleri var. şu an Kendileri Risale-i Nur külliyatını tashih ediyorlar. bakalım nasıl bir külliyat ortaya çıkacak. o zaman asıl tahrifi kimin yaptığı görülecek.... Ayrıca çok bilmişlik yapıyorlar fakat bunların yayınlamış oldukları "Kader risalesi şerhi" ve "Münazarat şerhi" ni aldım kısmen okudum. ilmilik yönü çok az. yok gibi.. Allah is...

21.03.2006, 16:07

Yazar: mihmandar

Risale-i Nurlar değiştirilmişmidir. ?

Eşref Edip'in üstadla olan konuşması yanılmıyorsam Risale-i nurda geçmiyor. Eşref edip'in kendi yazdığı kitabında geçiyor. Dolayısı ile onun yazdığı şeyin doğrumu yanlışmı olduğunu bilemeyiz.Çünkü tek ravi kendisi... Yazıdaki alıntıların hangi eserlerde geçtiği verilmemiş. verilseydi iyi olurdu.. Risalelerin eski asıllarında olan bazı tabirler Üstad tarafından bizzat kaldırılmıştır. Hususen Eski Said döneminde yazdığı eserlerinde "Kürdistan, kürdler.." gibi tabirleri kullanıyordu. Hatta gazetele...

20.03.2006, 08:58

Yazar: mihmandar

yayınevleri risale-i nuru anlaşılması için mi basarlar?

Alıntı sahibi ""insirah"" sağolun yalnız okudugumla ben sunu anladım:lugatı kitabın arkasına ekleme olayı yok ayrı ayarlanma olayı var .bunu anladım Bu lügatçe Osmanlıca Asayı Musanın arkasında yazılarak neşredildi.. yukarıdaki mektupta "Asayı musanın arkasına koyun " diye bir ibare yok ama uygulamada bu şekilde neşredildi.... Ayrıca bu lugatçenin müstakil olarak neşredildiğine dair külliyattan bir bilgi bulamadım. Asa-yı Musanın arkasında bulunan bu lügatin Hemen başında bulunan Mehmed feyzi a...

19.03.2006, 17:48

Yazar: mihmandar

yayınevleri risale-i nuru anlaşılması için mi basarlar?

Alıntı Kastamonu nun Hüsrev i ve Rüştü sü olan Mehmed Feyzi ve Emin in gönderdikleri benim Kastamonu da kalan bir kısım risaleler emanetlerini aldım. Size gönderdiğim Asa-yı Musanın, lugatnamesini hasta olduğu halde çok güzel ve alimane yazan, lugatnamenin başında güzel bir fıkra derceden ve bana da ayrı mektup yazan Risale-i Nur’un serkatibi Mehmed Feyzi nin, oraca çok müşkilat ve manialara rağmen harika sadakatini ve Nur lara faik alakasını, sarsılmadan imana hizmetini bir kaç cihette yapması...

16.03.2006, 00:00

Yazar: mihmandar

Re: Piyasada MEAL VEREN KıTAP YOK MU?

Alıntı sahibi ""faraklit_"" sana soruyorum burda geçen ayet ne,ne tefsir edilmiş diye.... sende yanında risalede geçen ayetler kitabıda,internet bağlantılı laptopunda yanında değil.... diyorsunki bilmiyorum..... bende diyorum ki sana bilmediğin şeyi niye okuyorsun.... ve sen yine cevap veriyorsun.... bilmiyorum.... Risale-i nur u okuyan kişi arabça ayet ve hadislerin meallerini bilmese de yine istifade eder. Örnek olarak söylüyorum, mesela 2.sözün başında geçen اَلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْب...

13.03.2006, 23:26

Yazar: mihmandar

yayınevleri risale-i nuru anlaşılması için mi basarlar?

değerli @faraklit_.. bahsettiğiniz mesele önemli. risalelerin anlaşılması için lugatların bilinmesi gerekli olduğu gibi, ayet veya diğer ibarelerinde bilinmesi önemlidir. Bu ibarelerin manasını koymayan neşriyatların kendilerince açıklamaları olması gerekir. Fakat bizim için önemli olan ise şu an piyasada sizin bahsettiğiniz gibi külliyat yayınlayan neşriyatlar var olması.. Yani isteyen bu neşriyatların külliyatını alarak bu sorunu halletmiş olur. örnek yeniasya,söz, nesil,zehra külliyatları gib...

17.01.2006, 23:52

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

Dördüncü noktada ise ; yukarıda bahsetmiştik, ımam-ı Rabbaninin bahsettiği tecdid meselesine işaret ediyor. Buraya kadar olan noktalarda Üstad sual edenlerin istediği üç şeyden ikisine değindi... Yani "sahib-i velayet, sahib-i himmet ve sahib-i kemalât" isteklerinden iki tanesi olan sahib-i velayet ve sahib-i kemalât meselelerine değindi. Risale-i nurun Asıl velayet olan Velayet-i kübrayı kazandırdığını ve Asıl kemalat olan nübüvvet mansıbına mazhariyet yolunu açtığını gösterdi... Geriye kaldı "...

17.01.2006, 23:49

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

Üçüncü nokta: Alıntı Bundan otuz sene evvel, Eski Said'in gafil kafasına müdhiş tokatlar indi, اَلْمَوْتُ حَقٌّ kaziyesini düşündü. Kendini bataklık çamurunda gördü. Meded istedi, bir yol aradı, bir halaskâr taharri etti. Gördü ki, yollar muhtelif; tereddütte kaldı. Gavs-ı Azam olan şeyh-i Geylanî Radıyallahü Anh'ın "Fütuh-ul Gayb" namındaki kitabıyla tefe'ül etti. Tefe'ülde şu çıktı: اَنْتَ فِى دَارِ الْحِكْمَةِ فَاطْلُبْ طَبِيبًا يُدَاوِى قَلْبَكَ Acibdir ki; o vakit ben, Dâr-ül Hikmet-il ıslâ...

17.01.2006, 23:45

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

ıkinci nokta: Alıntı "ımam-ı Rabbanî ve Müceddid-i Elf-i Sâni Ahmed-i Farukî (R.A.) demiş: "Hakaik-i imaniyeden bir tek mes'elenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve keramata müreccahtır. Hem bütün tarîkatların gayesi ve neticesi, hakaik-i îmaniyenin inkişafı ve vuzuhudur." Mâdem şöyle bir tarîkat kahramanı böyle hükmediyor; elbette hakaik-i îmaniyeyi kemal-i vuzuh ile beyan eden ve esrar-ı Kur'aniyeden tereşşuh eden Sözler, velayetten matlub olan neticeleri verebilirler." Burada ...

17.01.2006, 23:38

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

ılk önce bu meselenin en başındaki suale bakalım: Alıntı [şu mes'ele umum ihvanımın ekseri lisan-ı hal ile ve bir kısmının lisan-ı kal ile ettikleri umumî bir sualin, has ve hususî ve mahremce bir cevabıdır.] Sual: Senin ziyaretine gelen herkese diyorsun ki: "Benim şahsımdan bir himmet beklemeyiniz ve şahsımı mübarek tanımayınız. Ben makam sahibi değilim. Âdi bir neferin müşir makamının evamirini tebliği gibi, ben de manevî bir müşiriyet makamının evamirini tebliğ ediyorum. Hem müflis bir adamın...

17.01.2006, 22:29

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

şimdi gelelim üstadın mektubuna: Alıntı "Dördüncü Nokta: Sahabelerden ve Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiînden en yüksek mertebeli velayet-i kübra sahibi olan zâtlar, nefs-i Kur'andan bütün letaiflerinin hisselerini aldıklarından ve Kur'an onlar için hakikî ve kâfi bir mürşid olduğundan gösteriyor ki: Her vakit Kur'an-ı Hakîm, hakikatları ifade ettiği gibi, velayet-i kübra feyizlerini dahi ehil olanlara ifaza eder. Evet zâhirden hakikata geçmek iki suretledir: Biri: Tarîkat berzahına girip, seyr ve sülûk i...

17.01.2006, 22:15

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

"Ancak beklenen odurki: Aradan bin sene geçtikten sonra bu saklı devlet tecdid edile.. Ona bir üstünlük verilip şüyu' bulması, artırıla.... Böylece kemalatın aslı zuhur edip onun zılliyyetini örte.." ışte bu nokta çok mühim... ortalama -yanlış hatırlamıyorsam- 250-300 senelik "sahabe -tabiin -tebe-i tabiin" döneminden 1000 sene sonra , yani yaklaşık 1250-1300-1350 veya bu tarihlere yakın bir tecdid hareketi başlıyor. ımam- rabbaninin "saklı devlet, kemalatın aslı" dediği bu nübüvvet kemalatının ...

17.01.2006, 22:02

Yazar: mihmandar

Tevhid-i Kıble et..

şimdi bu mektubu inceleyelim. "Nübüvvet mansıbı Hâtem'ür-rüsül Resulullah S.A. efendimizle mühürlenmiştir.Ona ve âline salat ve selam.. Lakin tebaiyet yolundan, onun tâbii olanlara bu mansıbın kemalatından kamil manada bir nasip vardır." Nübüvvet mansıbı. yani peygamberlik mertebesi ve makamı peygamber efendimizle birlikte bitmiştir. Fakat peygamber efendimize hakkıyla ittiba eden kişilerin, peygamberliğe mahsus kemalattan kamil manada nasipleri oluyor. Bu kişiler peygember olmadıkları halde pey...