Muhabbet Fedâileri

Tevbe 13:Yeminlerini bozan, peygamberi yurdundan çıkarmaya kalkışan ve üstelik size tecavüzü ilk defa kendileri başlatan bir kavimle savaşmaz mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek mü'minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.
Utanıyorum.

Benim atalarım zulme tutulmuş Endonezyalılar için kalkıp yardıma gitti. Bağırıp çağmadılar, öfke akılarını kabz etmedi. Kalblerini sloganla tamin etmediler. Vicdanlarını mitinglerle rahatlatmadılar. Dua ile iktifa etmediler.

Ne oluyor bu Müslümanlara idarecilerine diyemiyorlar: Canım, cananım, malım, mülküm her şey feda olsun. Yeter ki Ahirette hesabını veremiyeceğimiz, seyirci kalmaktan öte gidemediğimiz şu katliamı durduralım.

Diyemiyoruz, canım, cananım, evladımın son lokması, ailemin son rızkı feda olsun. Yeter ki şunlarla harp edelim. Ahirette kaçacak yerleri yok, dünyayı da o zalimlere dar edelim.

Yoo, bir her şeyi idarecilerden bekliyoruz. Satılmışlardan dem vurup neme lazımcılık ile dua ve öfke nöbetleri geçiriyoruz. Hem korkuyoruz. Neymiş "arkalarında ABD varmış, Müslüman ülke liderleri satılmış" Duamız bile tuhaf, mazlumlara dua edileciğine, katliamın baş sorumlusu ve davetçisi ve Siyonistlerin amaçlarının hizmetkarı Hamas'a dua ediyoruz.

Rabbim şu katlimı Mü'minlerin uyanışına vesile kılsın. Alem-i ıslam'ın ittifak ve ittihadı ile neticelendirsin.

Rabbim, şu musibette Müslümanların artık dinini siyasi partilere ve terör örgütelerine bırkamaktan kurtarıp her biri çoban gibi dinini kendi muhafaza etmeyi nasib etsin.



Baki Selam

HAMASLI KARDEşLERDEN maksat mazlum gazze halkıdır. yorumuna katılıyorum.

Bizimde bir hastamız var ona dua edelim. abdullah kardeş hastalanmış, buradan sık sık hastalanan kardeşimizin hastalığı hakkında bilgi almak istiyorum. birde şifa talebinde bulunalım.HAYDı ABDULLAH KARDEş ıÇıN DUAya . benim gibi sağlığını ciddiye almassan öyle hastalanın. Nur talebesi kolay yetişmiyor arkadaşlar. aman sağlığınıza dikkat edin.

ya bu nasıl bir vahşettir.. yüreğim dayanmıyor artık görüntüleri izlemeye.. katledilen müslüman kardeşlerimizin çaresizliklerini görmek vicdanı sızlatıyor.. yeter artık ne yapılacaksa yapılsın yok yere büyük küçük masum günahsız çocuklar vahşice öldürülüyor.. bunca müslüman devletler var bukadarmı acizler bir israilemi güçleri yetmiyor.. okadar öfkeliyimki lanet olası israile.. Rabbim inşaallah çok yakın bir zamanda israil belasını helak edecektir.. bunca edilen duaların ahların bedelini israil en ağır şekilde ödeyecektir inş...

Yahudi milleti hep aldatmakla iş gördüğü için dünya nezninde kendilerini mağdur devlet konumuna düşürmüşler. Dünya bunların sahte yüzünü belkide bu olaylarla görecek. bu lanetlenmiş millet ortadan nasıl kalkacak..

icim kan agliyor tüylerim ürperiyor bu vahset karsisinda. Allah kat kat belani versin israiiiiiiiiillllllll.
Onca sevdiklerini kaybeden insanin yüregine bir parca olsun su serpilir israilin cekecegi cezadan sonra ama acilarini asla dindiremez. Israil pisligi öyle izler biraktiki o insanlarin hayatinda mezara kadar onlarla beraber gidecektir bu izler..
Rabbim bildigi gibi yapsin. o masumlara kiyan ellerini koparsin.. vicdansizlar..

Yanlış anlaşılmak istemiyorum. ınternette dolaşan bazı meczuplar gibi desteksiz savaş çığırtkanlığı yapmıyorum.

Tepkim şuna:

Kendi devletimiz hatta ıslam devletlerinin ağzında bir söz var: "Ateşkes" Tabir itibari ile iki savaşan ülkenin biri birine karşılıklı olarak ateş etmeyi bıraması manasına geliyor.

Siyasi kısmı ayrı bir facia, söz etmek istemiyorum, ama şu var ki; Gazzede tek taraflı bir savaş var. Ortada silahı, suçu olmayan masum halka soykırım uygulayan bir vahşi var. Böyle bir ortamda "ateşkes" demek aslında orda şehit olan kadın ve çocukları suçlama imasıdır.

Demek yapılması gereken şey "ateşkes" değil. Zaten "ateşkes" i gerektirecek bir durum yok. O zaman ne yapıp edip ısrailin vahşetinin durdurulması lazım.

Ayrıca bakıyorum,-takip edebildiğim kadarı ile- en radikal dini gazete ve hatta grublar dahi ısraile vurulmasının imasını bile edecek sözler etmiyor.

Ne oluyor? Ne oyunlar dönüyor? Anlamıyorum.

Bence Müslümanlar artık kendine çeki düzen vermeli.

Birinci olarak dinin, hürriyetini siyasal ıslam ve Din adına terör örgütlerinden kurtarmalı. Meşveret dayalı bir yapı arzu edip bunun için mücadele etmeli.

Görüyorsunuz, meşveretsiz ve ölçüsüz seçilen liderler, atılan adımalar, peşinde gidilenler, istedikleri kadar samimi olsunlar şu Deccal sisteminde tek başına mücadele edemez.

Hayret doğrusu, 50 bin kişilik bir cemaate ait her bir kararı tek bir adamın alması mı daha iyidir, ki her zaman yanlış karar verebilir veya kandırılabilir veya satılabilir, yoksa 50 bin kişilik cemaati temsil eden bir meşveret mi daha iyidir?
Hayret doğrusu "onların işleri şura iledir" ayeti kılıcını kaldırmış ortada dururken, Müslümanlar meşveretsiz hareket eden liderlerin peşinden nasıl gidebiliyor? Nasıl tek bir adamın her sözünü abul edebiliyorlar veya kusurdan hali olmayan tek bir adama -isterse Mehdi olsun- bu kadar güvenebiliyorlar? Kur'anın bir ayetini terk eden, başka bir ayeti terk edebilir düşünmüyorlar mı?

Müslümanlar bunu gördükleri zaman dünyaya hakim olup, ancak o zaman adaleti getirip, zulümleri durdurabilirler. Yoksa hem mazlum, hem bir açıdan zalim olmaya devam edecekler.

Soruyorum:

Neden hiç kimse "ısraili vuralım" lafını etmiyor? Çekiniyor.

ısrail'i vicdansız sayan, vicdansız gören bizler...
ısrail'e beddua eden, eline geçse bir kaşık suda boğacak olan bizler...
ısrail'i kahretmesi için ellerini dergâh-i ılâhîye açıp gözyaşı döken, feryâd eden bizler...
Biz müslümanlar, biz 1,5 milyarlık ıslâm Âlemi, biz 70 milyonluk Türkiye...
Biz ısrailli'den daha az mı vahşîyiz?
Biz ısrailli'den daha az mı dünyaperestiz?
Biz ısrailli'den daha az mı insanlığımızı yitirmişiz?
Biz ısrailli'den daha az mı barbarız?
Keşke bu suallerin hiç değilse bir tanesine "evet!" diyebilseydik!
Keşke...
Biz neyin şikâyetini yapıyoruzki?..
Vahşî dediğimiz, vicdansız dediğimiz, insanlığını yitirmiş dediğimiz ısrail, kendine göre dînî, hiç değilse millî değerleri için yapıyor ne yapıyorsa...
Vahşet bile olsa kendisi için kutsal addettiği bir gâyesi var...
Peki biz?..
ıslâm Âlelmi olarak, müslümanlar olarak biz ne yapıyoruz? Neyimizi korumak uğruna yapabileceklerimizi yapmayıp elimiz kolumuz bağlı oturuyor; televizyon başında timsah göz yaşları dökerek bu vahşeti seyrediyoruz?
Eğer yapabileceklerimizi yaparsak neyimizi kaybedeceğiz? Canımızı mı? Namusumuzu mu?
Mukaddesatımızı mı?
Hürriyetimizi mi?
....
Neyimizi kaybedeceğiz?
Sıkı durun; kaybetmekten korktuğumuz bir tek şeyimiz var: "RAHATIMIZ!"
ısrail'i durdurmak çok kolay...
Yemin ederim ki çok kolay!
Çekin elçilerinizi...
Kovun büyükelçilerini...
ıptal edin yaptığınız bütün ikili anlaşmaları ve ihaleleri...
Kapatıverin bir hafta, bir ay petrol borularının vanalarını...
Ne olur? Ölür müsünüz? Can mı çekişirsiniz? Aç mı kalırsınız?
Hayır!
Bunların hiç biri olmaz!
Ne olur biliyor musunuz?
Amerika ağabeyiniz sizin yüzünüze yüzünüze parmağını sallar!
Sizi tehdit eder...
Size ambargo koyar...
Sizin rahatınız bozulur. Bir ay arabanıza binemezsiniz. Ekonomik olarak sıkıntıya düşersiniz; oy kaybedersiniz; iktidarınız tehlikeye girer...
Sanıyorsunuz değil mi?
Bunlar bile olmaz...
Siz bir deneyin bakalım.
Anlatın millete olacakları; samimiyetle...
Deyin ki: "Ey millet! Ben artık tahammül edemiyorum; bıçak kemiğe dayandı; insanlığımdan utandım. Ben şunları şunları yapacağım ama bu işin ucu sana dayanacak. Senin rahatın bozulacak; sıkıntı çekeceksin!"
Bakın bakalım oyunuz düşer mi, yükselir mi?
Görün bakalım millet size "yuh!" mu çeker; yoksa alkışlar mı?
Ama yapmazsınız; yapamazsınız!
Çünkü siz "bakkal dükkânı idare etmiyorsunuz!"
Çünkü siz "idarecisiniz" sıradan vatandaş gibi düşünemezsiniz...
Çünkü siz...

Ve biz!
Biz rahatımıza düşkünüz; huzurumuz bozulsun istemeyiz!
Biz sıkıntı çekmek istemeyiz!
Biz alışkanlıklarımızı terk edemeyiz!
Biz arabamıza binmeden, tv seyretmeden, eğlenmeden yapamayız.
Akşamları soframıza oturup tıka basa midemizi doldurmadan,
TV karşısına geçip elimizde bir bardak Gazze'li kanı ile keyif çatmadan, sinemada film seyreder gibi timsah gösyaşları ile filistinli çocukların, kadınların, ihtiyarların...
Sahi filistinde ihtiyar yok değil mi?
Hiç gördük mü?
Yeni doğmuş bebek gördük...
10-15 yaşında çocukları, 20-25 yaşında gençleri, otuzunda-kırkında orta yaşlıları gördük kolları-bacakları kopmuş; kan revan içinde;
Ama...
Hiç ihtiyar görmedik değil mi?..
Neden acaba?..
Düşünün bakalım...
Düşünelim hep beraber...
ısrail mi vahşî?
Yoksa...!

Alıntı sahibi ""Ceka""

Soruyorum:

Neden hiç kimse "ısraili vuralım" lafını etmiyor? Çekiniyor.

israilin destekçisi Amerikadan korkuyor olabilirlermi acaba :roll: bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali malesefki kanayan filistin için duyarlı olamıyoruz devlet olarak! millet olarak mitinglerle hernekadar tepkimizi göstersekte devlet gerçek anlamda diğer müslüman ülkelerle birleşerek israil lanetlisini ortadan kaldırmadıkça mitinglerin filistin halkı için bir faydası yok.. :cry:

Alıntı sahibi ""osmanoğlu""

ısrail'i vicdansız sayan, vicdansız gören bizler...
ısrail'e beddua eden, eline geçse bir kaşık suda boğacak olan bizler...
ısrail'i kahretmesi için ellerini dergâh-i ılâhîye açıp gözyaşı döken, feryâd eden bizler...
Biz müslümanlar, biz 1,5 milyarlık ıslâm Âlemi, biz 70 milyonluk Türkiye...
Biz ısrailli'den daha az mı vahşîyiz?
Biz ısrailli'den daha az mı dünyaperestiz?
Biz ısrailli'den daha az mı insanlığımızı yitirmişiz?
Biz ısrailli'den daha az mı barbarız?
Keşke bu suallerin hiç değilse bir tanesine "evet!" diyebilseydik!
Keşke...
Biz neyin şikâyetini yapıyoruzki?..
Vahşî dediğimiz, vicdansız dediğimiz, insanlığını yitirmiş dediğimiz ısrail, kendine göre dînî, hiç değilse millî değerleri için yapıyor ne yapıyorsa...
Vahşet bile olsa kendisi için kutsal addettiği bir gâyesi var...
Peki biz?..
ıslâm Âlelmi olarak, müslümanlar olarak biz ne yapıyoruz? Neyimizi korumak uğruna yapabileceklerimizi yapmayıp elimiz kolumuz bağlı oturuyor; televizyon başında timsah göz yaşları dökerek bu vahşeti seyrediyoruz?
Eğer yapabileceklerimizi yaparsak neyimizi kaybedeceğiz? Canımızı mı? Namusumuzu mu?
Mukaddesatımızı mı?
Hürriyetimizi mi?
....
Neyimizi kaybedeceğiz?
Sıkı durun; kaybetmekten korktuğumuz bir tek şeyimiz var: "RAHATIMIZ!"
ısrail'i durdurmak çok kolay...
Yemin ederim ki çok kolay!
Çekin elçilerinizi...
Kovun büyükelçilerini...
ıptal edin yaptığınız bütün ikili anlaşmaları ve ihaleleri...
Kapatıverin bir hafta, bir ay petrol borularının vanalarını...
Ne olur? Ölür müsünüz? Can mı çekişirsiniz? Aç mı kalırsınız?
Hayır!
Bunların hiç biri olmaz!
Ne olur biliyor musunuz?
Amerika ağabeyiniz sizin yüzünüze yüzünüze parmağını sallar!
Sizi tehdit eder...
Size ambargo koyar...
Sizin rahatınız bozulur. Bir ay arabanıza binemezsiniz. Ekonomik olarak sıkıntıya düşersiniz; oy kaybedersiniz; iktidarınız tehlikeye girer...
Sanıyorsunuz değil mi?
Bunlar bile olmaz...
Siz bir deneyin bakalım.
Anlatın millete olacakları; samimiyetle...
Deyin ki: "Ey millet! Ben artık tahammül edemiyorum; bıçak kemiğe dayandı; insanlığımdan utandım. Ben şunları şunları yapacağım ama bu işin ucu sana dayanacak. Senin rahatın bozulacak; sıkıntı çekeceksin!"
Bakın bakalım oyunuz düşer mi, yükselir mi?
Görün bakalım millet size "yuh!" mu çeker; yoksa alkışlar mı?
Ama yapmazsınız; yapamazsınız!
Çünkü siz "bakkal dükkânı idare etmiyorsunuz!"
Çünkü siz "idarecisiniz" sıradan vatandaş gibi düşünemezsiniz...
Çünkü siz...

Ve biz!
Biz rahatımıza düşkünüz; huzurumuz bozulsun istemeyiz!
Biz sıkıntı çekmek istemeyiz!
Biz alışkanlıklarımızı terk edemeyiz!
Biz arabamıza binmeden, tv seyretmeden, eğlenmeden yapamayız.
Akşamları soframıza oturup tıka basa midemizi doldurmadan,
TV karşısına geçip elimizde bir bardak Gazze'li kanı ile keyif çatmadan, sinemada film seyreder gibi timsah gösyaşları ile filistinli çocukların, kadınların, ihtiyarların...
Sahi filistinde ihtiyar yok değil mi?
Hiç gördük mü?
Yeni doğmuş bebek gördük...
10-15 yaşında çocukları, 20-25 yaşında gençleri, otuzunda-kırkında orta yaşlıları gördük kolları-bacakları kopmuş; kan revan içinde;
Ama...
Hiç ihtiyar görmedik değil mi?..
Neden acaba?..
Düşünün bakalım...
Düşünelim hep beraber...
ısrail mi vahşî?
Yoksa...!

Abi yerin dibine girdim. ınan rahat yemek yiyemiyorum.

Kızım anjin olmuş, antibiyotik iğnesi vurulacak. Vurulmamak için kıyamet. ığne oldu, dersin bir yerini kestiler, kızılca kıyamet.

Utandım, Filistinli bir çocuğun ıstanbulda bir Müslüman cocuğunun iğne acısından vaveyla ettiğini bilmesinden, hissetmesinden korktum.

Geçen gün kahvaltıda ekmek biraz bayatça idi. Eşime söylemediği için kızdım. Tabi hemen 10 metre ilerde markette tazecik ekmek vardı. Utandım.

Abi, yemin ediyorum, vallahi gece uyuyamıyorum. Rahat yataktan şikayet eder oldum, sıcak evimden. Oğlumun nezle olmasından duyduğum endişeden utandım.

Sadece laf üretmekten utandım. Herkez gibi.

Soruyorum, niye kimse "ısraile savaş açalım, harb edelim" demiyor, diyemiyor.

Niye, filan Müslüman ülke şöyle konuşmuş, şöyle kınamış laflarını ediyoruz. Niye AB ve ABD gerçek yüzünü gösterdi laflarının arkasına sığınıyoruz. Niye ikide bir Mısır ve Arabın suskunluğuna ihanet adını vererek "bak biz bağrıp çağırıyoruz" lafları ile sanki bir halt yiyormuşçasına kendimiz kandırıyoruz.

Niye hiç kimse bu vahşetin Alem-i ıslamın ittihadına netice vermesine çalışmak yerinde Müslüman ülkelerin tepkileri ile değerlendirip, vahşetin bir bölünmeye daha sebep olmasına izin veriyoruz.

Daha yzacak çok şeyim var. Belki meczup olmuş dersiniz diye susuyorum.

Muhabbetle

Alıntı sahibi ""osmanoğlu""

ısrail'i vicdansız sayan, vicdansız gören bizler...
ısrail'e beddua eden, eline geçse bir kaşık suda boğacak olan bizler...
ısrail'i kahretmesi için ellerini dergâh-i ılâhîye açıp gözyaşı döken, feryâd eden bizler...
Biz müslümanlar, biz 1,5 milyarlık ıslâm Âlemi, biz 70 milyonluk Türkiye...
Biz ısrailli'den daha az mı vahşîyiz?
Biz ısrailli'den daha az mı dünyaperestiz?
Biz ısrailli'den daha az mı insanlığımızı yitirmişiz?
Biz ısrailli'den daha az mı barbarız?
Keşke bu suallerin hiç değilse bir tanesine "evet!" diyebilseydik!
Keşke...
Biz neyin şikâyetini yapıyoruzki?..
Vahşî dediğimiz, vicdansız dediğimiz, insanlığını yitirmiş dediğimiz ısrail, kendine göre dînî, hiç değilse millî değerleri için yapıyor ne yapıyorsa...
Vahşet bile olsa kendisi için kutsal addettiği bir gâyesi var...
Peki biz?..
ıslâm Âlelmi olarak, müslümanlar olarak biz ne yapıyoruz? Neyimizi korumak uğruna yapabileceklerimizi yapmayıp elimiz kolumuz bağlı oturuyor; televizyon başında timsah göz yaşları dökerek bu vahşeti seyrediyoruz?
Eğer yapabileceklerimizi yaparsak neyimizi kaybedeceğiz? Canımızı mı? Namusumuzu mu?
Mukaddesatımızı mı?
Hürriyetimizi mi?
....
Neyimizi kaybedeceğiz?
Sıkı durun; kaybetmekten korktuğumuz bir tek şeyimiz var: "RAHATIMIZ!"
ısrail'i durdurmak çok kolay...
Yemin ederim ki çok kolay!
Çekin elçilerinizi...
Kovun büyükelçilerini...
ıptal edin yaptığınız bütün ikili anlaşmaları ve ihaleleri...
Kapatıverin bir hafta, bir ay petrol borularının vanalarını...
Ne olur? Ölür müsünüz? Can mı çekişirsiniz? Aç mı kalırsınız?
Hayır!
Bunların hiç biri olmaz!
Ne olur biliyor musunuz?
Amerika ağabeyiniz sizin yüzünüze yüzünüze parmağını sallar!
Sizi tehdit eder...
Size ambargo koyar...
Sizin rahatınız bozulur. Bir ay arabanıza binemezsiniz. Ekonomik olarak sıkıntıya düşersiniz; oy kaybedersiniz; iktidarınız tehlikeye girer...
Sanıyorsunuz değil mi?
Bunlar bile olmaz...
Siz bir deneyin bakalım.
Anlatın millete olacakları; samimiyetle...
Deyin ki: "Ey millet! Ben artık tahammül edemiyorum; bıçak kemiğe dayandı; insanlığımdan utandım. Ben şunları şunları yapacağım ama bu işin ucu sana dayanacak. Senin rahatın bozulacak; sıkıntı çekeceksin!"
Bakın bakalım oyunuz düşer mi, yükselir mi?
Görün bakalım millet size "yuh!" mu çeker; yoksa alkışlar mı?
Ama yapmazsınız; yapamazsınız!
Çünkü siz "bakkal dükkânı idare etmiyorsunuz!"
Çünkü siz "idarecisiniz" sıradan vatandaş gibi düşünemezsiniz...
Çünkü siz...

Ve biz!
Biz rahatımıza düşkünüz; huzurumuz bozulsun istemeyiz!
Biz sıkıntı çekmek istemeyiz!
Biz alışkanlıklarımızı terk edemeyiz!
Biz arabamıza binmeden, tv seyretmeden, eğlenmeden yapamayız.
Akşamları soframıza oturup tıka basa midemizi doldurmadan,
TV karşısına geçip elimizde bir bardak Gazze'li kanı ile keyif çatmadan, sinemada film seyreder gibi timsah gösyaşları ile filistinli çocukların, kadınların, ihtiyarların...
Sahi filistinde ihtiyar yok değil mi?
Hiç gördük mü?
Yeni doğmuş bebek gördük...
10-15 yaşında çocukları, 20-25 yaşında gençleri, otuzunda-kırkında orta yaşlıları gördük kolları-bacakları kopmuş; kan revan içinde;
Ama...
Hiç ihtiyar görmedik değil mi?..
Neden acaba?..
Düşünün bakalım...
Düşünelim hep beraber...
ısrail mi vahşî?
Yoksa...!

..................



sadece bakmakla yetindik ve yetiniyoruz... bakalim bundan sonra ne olacak..

bizler fiilen birşey yapamasak bile, dualarımızla onlara destek olduk.
sonuç ne olduya gelince
1- filistinde 2 başlı idare var biliyorduk 3 başlı bir idarenin olduğunu öğrendik, üçüde birbirine küs hat düşman yapılmış
2-bunlar inşallah bir araya gelecekler rahmet kısmı burası en önemli olanı
3- şehitlik mertebesi milletlere öyle kolay nasip olmuyor. osmanlıyı 3 kıtaya hükmettiren duygu bu duyguydu
4-Ülkelerin israil e bakışı değişmeye başladı.
5- israil teknolojisi ne kadar gelişsede, gazzeyi yerle bir etsede, yine de enson iş insanda bittiği anlaşıldı
6-Her ülkenin elinde azami kullanabileceğibir mühümmat vardır. israilde enaz yarısını kullandı. buda vazgeçirilen unsurlardan biri
7- bütün islam alemi ve dünya ülkeleri israil hususunda ezberlerini ve stratejilerini tekrar gözden geçirme durumuna geldi.
ZARAR zaten görünürde, faydalı inşaallah iyi olacak ve o sünepe korsan devletin bittiğinide hep beraber göreceğiz.
birazda ümitvar olunuz.

Elh.Ateskes´ildi, bizdede yardim kesildi,alaka kesildi olmasin! Ins.

oldukça güzel tespitler yapılmış okumayalı, güzel yorumlar, güzel düşünceler... güzel görenler güzel düşünmüş...

Allah bu yazılanları en azından zulme sessiz kalmamaya bir küçücük delil saysın açımızdan inş.

ama en önemlisi sayın asr-ı saadet in belirttiği gibi kesilen savaşla ilgi ve yardımların kesilmemesi... savaştan sonra tüm acılarıyla hayata yeniden toparlanmak için bakan kardeşlerimiz var. yemekler yine boğazdan rahat geçmemeli, şikayet edilen her durumda bir kıyaslama yapılmalı... onlar yine kardeşlerimiz ve yine beraber olmalıyız
hep beraber inş...