Giriş yapmadınız.

21

19.07.2008, 16:54

Siz fitneye sebep olmayacak şekilde mi giyindiniz? Koskoca cami dururken sokakta cemaatle namaz kılın mı dedik size?

Nurculara zarar veriyorsunuz! Ben kimseyi dışına atmıyorum, içine de almıyorum. Böyle bir hakkım yok.

Ama Risale-i Nur'a ömrünü adamış biri olarak, Risale-i Nur'a zarar verdiğini gördüğüm herkesle sonuna kadar cebelleşirim. SıZıN KURU TEHDıTLERıNıZE DE 5 PARA EHEMMıYET VERMEM!!!

Fethullah Gülen (ks) da evliya ama Nurcu değil. Onu da karşıma alırım sizi de. Ben Mehdi'nin (r.a.) askeriyim. Mehdi (r.a.) nin muhafazası altındayım. Hiç biriniz bana dokunamazsınız gücünüz yetmez! Ne madden ve ne de manen!!!

22

19.07.2008, 17:01

Alıntı sahibi ""resha_resha""

bismillah

Müslüm efendi r.aley hz.lerinin bize ders arkadaşı oluşunu ifade etmesi (bizi onun derecesine çıkarmadı, haşa o da bizim sevyemize inmemiş) biz ona Üstadı hakiki olarak bakmışız bakarız risale i nurlarda üstadın ilk halka talebelerinin üstada olan tavrına bakan nerde ne yapması gerektiğini bulsa gerek...

aczi_reşha


Risale-i Nur talebesi, Risale-i Nurdan başkasını veya herhangi bir şahsı üstad-ı hakiki olarak kabul etmez. Bir tek hakiki mürşid vardır Kuran-ı Kerim'dir. Bir tek mihmandar-ı Kerim vardır, o da Resulullah (a.s.m) dır. ışte farkı kendiniz de ortaya koydunuz...

Üstad (r.a.) Hazretleriyle Müslüm Gündüz'ü aynı kefeye koymanız da, hakikatte kimin talebesi olduğunuzu gösteriyor.

23

19.07.2008, 17:37

Sevgili talhagenc, sen niye bu organizmalarla uğraşıyorsun, kardeşim boşver, onlar seni kitabından ayrı bıraktıkları saniyeye şükrederler... 2. ergonokon olacak durumları vardı bir zamanlar... üstlerine yürüyen çıkmadı, yoksa herkes kim ne olduğunun farkında!

bulduğunuz yerde forumun sıhhatı için arkadaşları kendi forumlarına gönderiniz ki nice emeklerle devam ettirdiğiniz bu yer vakit kaybettiricilerle beyhude ufunetlenmesin...

24

19.07.2008, 17:53

@pusula kardeşim, ben de sizin gibi forumun bir mensubuyum. Başka bir ehliyetim bulunmamaktadır. Ayrıca bu meseleler sadece internette karşımıza çıkmıyor ki. Yani sorun varsa eğer, çözüme bağlanmalıdır. Sorunlara sırtımızı dönerek , kapımızı kapayarak sorunlardan kurtulamayız.

Hayim Naum denen zındık tabiatperestliği Türkiye'de yaymak için en başta Haşir hakikatini inkar ile başlamıştı. Ve buna dair Abdullah Cevdet gibi bazı zavallı maşaları da istihdam etmişti ki, o zamanda Barla'da sürgünde olan Bediüzzaman Hazretleri (r.a.) Haşir Risalesi ile onların batıl efkarlarını çürütmüştü.

Bunu anlatmamın sebebi şudur ki; süfyanın 4. ve son gününde bulunmaktayız. Artık her yola başvuruyorlar. Bir yandan Kürtçülükle, bir yandan tarikatçılıkla, bir yandan Atatürkçülükle, Nurculuğu karıştırtmaya çalışıp halkın nazarında Nurculuğun mahiyet-i esasını çürütmeye çalışıyorlar ve malesef bu konuda da şu anda muvaffak olmuş görünüyorlar ama biiznillah halkın Nurcu olarak tanıdığı bütün zümreler inayet-i ılahiye ve hikmet-i Rabbaniye ile hakiki bir Risale-i Nur talebesi olacaklardır. Bundan tüm kalbimle eminim!

Bu minvalde oyunları akim bırakmanın çaresine bakmalıyız. Aczmendiler, Feth Gülen (ks) Hocaefendi'nin talebeleri, tarikat mensubu kardeşlerimiz,.. Allah için alnı secdeye varan tüm Müslümanlar bizim kardeşlerimizdir, dostlarımızdır.

Diğer yandan Risale-i Nur'un bir metodu, bir meşrebi, bir hasleti ve esasları vardır. Risale-i Nur'u herkes okuyabilir fakat Risale-i Nur'u her okuyan Nurcu olamaz! Bakın mesela neler var;

1- Risale-i Nur talebesi 5 vakit namazını tadil-i erkanla kılmalıdır!
2- Risale-i Nur talebesi tesbihatları Üstad Hazretleri'nin (r.a.) bildirdiği dualar beraber her namaz vaktinde yapmalıdır!
3- Risale-i Nur talebesi her sabah namazından sonra Cevşen'den en az bir bab ve Sekine duası ile Tahmidiye duasını mutlaka okumalıdır!
4- Risale-i Nur talebesi mutlaka günlük en az 45 dakika Risale-i Nur okuması veya tashihiyle meşgul olmalıdır'
5- Risale-i Nur talebesi hiç bir fani şahsa bağlanamaz, tabi olamaz!
6- Risale-i Nur talebesinin iman-Kuran hizmetinde Risale-i Nur'dan başka hiç bir ölçüsü olamaz!
7- Risale-i Nur talebesi her fırsatta Bediüzzaman Hazretleri'nin ve Risale-i Nur'un ilanatını yapar ve yapmalıdır!
8- Risale-i Nur talebesinin hayattaki en büyük gayesi ve hatta yaşama sebebi sadece ve sadece Risale-i Nur'un neşridir, yayılmasıdır. Risale-i Nur talebesi diğer tüm hayatını bu gaye etrafında planlar ve planlamalıdır!

Bu saydıklarımı teker teker Risale-i Nur'dan ispatlayabilirim. Ve Risale-i Nur talebeliğinin gerekleri bunlardan ibaret değildir. Ben sadece akla kapı açmak adına bir kaçını saydım.
Vesselam...

25

19.07.2008, 18:11

Yukarıdaki mesajımı yazdıktan sonra;

Alıntı sahibi ""Bediüzzaman Said Nursi""

Hem, belki karşımıza aldanmış veya aldatılmış bazı hocalar ve şeyhler ve zâhirde müttakîler çıkartılır. Bunlara karşı vahdetimizi, tesanüdümüzü muhafaza edip onlarla uğraşmamak lâzımdır, münakaşa etmemek gerektir.

Kaynak: http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1918


ihtarıyla karşılandım. @pusula kardeş sen haklı çıktın. Bu dakikadan itibaren bu ihtarın hakkını vermek boynumun borcudur. Ben bir askerim ve emre itaat üzerime farzdır...

26

19.07.2008, 19:44

bismillah


Allah insaf merham,et vere ne dilelim...
hem ne kimseyi tehdit etmisiz nede ederiz kardes bilip ders yapiyorduk..
yazdiklarimiza bakarsanir risale i nurlardan yazdigimizi ve okudugumuzu ve kabul edip yasama gayretinde oldugumuzu görseniz gerek...


giybet o seydir; biri bior isi pamis ola ze zikredildiginde....

eger yapmadigi seyi desen zatten iftiradir cift katli zulumdur...
biz hakkimizi helal ettmisizt ederiz amma bu kulun rabbirahimide kulunun hakki hayatini af edermi onu o bilir...

bis sizlere kardes dedik diyoruz diyecezde her muminde kardesimizdir sevdik sevecezde...
siz de size yakisani yapin
hasbunallahive niemel veklil

hakkinizi helal edin huzursuzlzk cikip niza oldu...

aczi_resha

27

20.07.2008, 00:24

Hakkımız bütün ehl-i imana helaldir. Biz de sizi kardeş ve dost biliriz. Dediğimiz ise gelin siz de bizim gibi yalnızca ve yalnızca imana hizmete çalışınız. Kuran-ı Kerim'in deryasından süzülen Risale-i Nur hakikatlerinden başkasını hoca ya da Üstad edinmeyiniz.

Bu zamanda sakal, cübbe ve sarık gibi bir tarz insanları ürkütüyor. ırtica (!) diye uzak duruyorlar kaçıyorlar. Hatta daha da kötüsü aleyhimize geçebiliyorlar. Biz de diyoruz ki; şahsi kemalat namına edindiğiniz bu tarzla insan kazanmanız zor olmakla birlikte düşman kazanmanız daha kolaydır. Çünkü muhatabımız olan günümüz insanının kafası karışıktır. Ürkütmeden , korkutmadan, akıllarda soru işareti ve şüphe uyanmasına mahal vermeden onların imanlarını takviyeye çalışmamız lazımdır.

Ayrıyeten ülkemiz üzerine sürekli dış devletler ve din-i ifsat komiteleri tarafından ıslam aleyhine oyunlar oynanmaktadır. Bu oyunlarda da gerici, yobaz bir tablo çizilip ıran'daki Humeyni rejimi gibi bir takım suretlerle insanlar ürkütülmekte ve kafalarda önyargılar oluşturulmaktadır. Soruyorum size: Sarıksız, cübbesiz iman hizmeti olmaz mı? Cennet kazanılmaz mı?

Her neyse.. Risale-i Nur talebeleri bellidir. Onları bilen zaten bilir. Ben ziyadesiyle bu mevzuda gevezelik ettim. Daha konuşmama izin yoktur...

28

20.07.2008, 15:30

Aman Ya Rabbi neler olmuş burda..

Keçeli Talha asayiş berkemal bakıyorum da.. :)

29

20.07.2008, 18:04

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Aman Ya Rabbi neler olmuş burda..

Keçeli Talha asayiş berkemal bakıyorum da.. :)


Ruhefza Kardes bu ne kadar genisliktir birde gülebiliyorsunuz...

Talhagenc kardes yazmıskı 9 senedir camide mevlud okuyamadık,sen aczmendilerin kac sene hapis yattıklarını biliyorsundur ,onların hanımlarınında neler cektiklerini biliyormusun .

Bu insanlar derslidir sen faydalanma yoluna gitsen bak takılıp kaldıgın cok konu var hepimiz biliyoruz... sorsan!!! resha_resha sana yazmıs dersliyim diye ve bunu yazılarındanda anlayabilirsin.Nurcuların arasında acık saclısı var,sakalsızı var, neden cübbelisi sarıklısı olmasın ,neden elbiseye bu kadar takılmıssın. Bu portalda bircok derste takılıp kalınan konulara aczmendi kardesleriniz acıklık getirebilir.

Risale-i nur talebeleri bellidir .aczmendilerde Risale-i nur talebeleridir .
Ümitvar olunuz..

30

20.07.2008, 18:59

Nural hanım,

Bakın benim anlatmaya çalıştığım şeyi hep hissi değerlendirdiğinizden yanlış anlıyorsunuz. Siz şahsınıza münhasıran Nurcu olabilirsiniz, resha_resha ağabeyim de Nurcu olabilir. Sarığın ve sakalın Nurculuğa herhangi bir engeli yoktur! Benim sarıkla sakalla da bir alıp veremediğim yok!

Fakat Nur cemaati dediğiniz zaman Nur cemaatinin vasıfları ve hususiyetleri var. Bunlardan en belirgini de hiç bir şahsa tabi olmamalarıdır ve de işlerini meşveretle yürütmeleridir. Risale-i Nur'un bir de tamircilik vazifesi vardır ve bu vazife Risale-i Nur'un şahs-ı manevisi olan Nur cemaatleri tarafından icra edilir.

Tamircilik vazifesi ise insanların imanlarını takviye noktasındadır. Bizim mesleğimizde insanları kazanmak esastır, aynen Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin yaptığı gibi. ınsanları kazanmak için de önce onlara yaklaşmak onlarla ahbablık kurmak gerekmektedir. Bu bağlamda:

Bu zamanda sakal, cübbe ve sarık gibi bir tarz insanları ürkütüyor. ırtica (!) diye uzak duruyorlar kaçıyorlar. Hatta daha da kötüsü aleyhimize geçebiliyorlar. Biz de diyoruz ki; şahsi kemalat namına edindiğiniz bu tarzla insan kazanmanız zor olmakla birlikte düşman kazanmanız daha kolaydır. Çünkü muhatabımız olan günümüz insanının kafası karışıktır. Ürkütmeden , korkutmadan, akıllarda soru işareti ve şüphe uyanmasına mahal vermeden onların imanlarını takviyeye çalışmamız lazımdır.

Zira ımam-ı Rabbani (Ahmed-i Faruki) Hazretleri "bir kişinin imanını kurtarmak, bin kişiyi velayet mertebesine çıkarmaktan daha hayırlıdır" demişlerdir. Sarık, cübbe gibi şeriata bakan hükümler iman kalesi sağlama alınmadan icraata geçirilirse iman kalesine zarar verir. Bunun sonucunu defalarca gördük. Önce iman, önce iman, önce iman!!!

Mevlid ve hapis meselesine gelince de; "En büyük musibet, dine gelen musibettir" diyor Bediüzzaman Hazretleri. Ben mevlid diyorum dine gelen umumi zarardan bahsediyorum siz ise hapis diyorsunuz maddi ve şahsi bir zarardan bahsediyorsunuz. Kaldı ki hapis musibetinde geçen sıkıntılı zamanlarınız için (ihlasınız ölçüsünde) manevi ücretinizi aldığınızdan da kesinlikle şüphem yok.

Son sözüm;

Aczmendi cemaati; duruşu, meslek ve meşrebi itibariyle Risale-i Nur'daki Nur cemaati hususiyetlerini taşımamaktadır. Vesselam!!!

31

20.07.2008, 19:41









Üstad kendisi sarık cübbe giydiği hâlde yakın hizmetinde tuttuğu talebelerinde bunu göremezsiniz. Sakalı olmaması meselesini ise zaten açıklıyor, konumuz şu an o değil.

28 şubat'ta hatırlayanlar ya da yaşı küçük olup da sonradan öğrenenler bilirler, kartel medyası ve şer odakları, hangi meselelerle yapmacık ne gibi ortamlar oluşturdular. Üstad'ın çizdiği Nur talebesi çizgisinin, üzerine ekleme yaparak, yeni şart koyarak, kendinize Nur talebesi diyemezsiniz. Çünkü bu yaptığınız yeni bir oluşuma yol açar, neticesinde de farklı işler yapmaya başlarsınız, ayrıca temsil ettiğinizi söylediğiniz cemaat hakkında da farklı intiba bırakırsınız. Kartel medyasının sevdiği ve göbek ata ata kullanacağı malzemeleri onlara vermemeli. ıçinde yaşanılan devir ve ortamın şartları görmezden gelinemez. Farz her zaman farzdır, mazeret durumları ve zaruretler hariç terkedilmez. Hz.Peygamber a.s.m. zamanında uygulanmakta olup, Hz.Peygamber'in, a.s.m., nübüvvetin gelişi ile yasak demediği, uygulamadan kaldırmadığı, hatta kendisinin de yaptığı uygulamalar olabilir, bunların bir kısmı da o milletin örf ve adetine aittir, zaten bireyler, milletin içinde kendi örfleriyle yaşarlar, kaldı ki Türk milleti çok geniş coğrafyada yaşamıştır, çok milletleri etkilemiş, çok milletlerden etkilenmiştir, Hz.Peygbamer a.s.m. sevgisinden Arap örfünden de zorunluluk olmadığı hâlde, ona kurbiyyet hissetmekten ve muhabbetten ötürü benimsediği aldığı şeyler olmuştur, O'na benzemek, O'nu hatırlamak için gayret sarfetmek, elbette ki güzel ve takdir edilesi birşey. Ama bu devirde, şu ülkede, ülke hükümetlerin değil şer odaklarının elinde yönetilirken, bunun müslümanları rencide etmek ve haklarını ellerinden almak için fırsat kollayanlara malzeme etmemek gerekir. Bütün Nurcular yarın sabah sarık cübbe giysin, ertesi gün bakalım ne oluyor? Münafıklar ve kuklacıları Yahudiler neler çeviriyor... Bunu anlamalı, bunu görmezden gelmemeli. Nur talebeliğinin, dostluğunun, kardeşliğinin şartları var, bunun içinde sarık cübbe görebiliyor musunuz? Hayır. Ama bir grup bir araya gelip, sırf dikkat çekecek şeyler yapıp, bunları da şartıymış gibi, cemaat olarak yaşarsa, orada belirtilen düsturlara ekleme yaparsa, o iş Nurculuk olmaz. Olur bigün hacca gideriz, hacca gitmeye de gerek yok, orada yaşıyor oluruz, veya çalışıyor, biz de cübbe sarık takarız, kimse de rahatsızlık duymaz. Orada da bizim buradaki gibi elbiseyle dolaşan garipsenir. Oradaki garipsenmenin zararı yok, ama buradaki garipsenmeyi, zaten zulüm altında ve hakları ellerinden alınmış müslümanların, dindarların kalan hakkını da gaspetmede mazeret olarak kullanmak istiyorlar, yatıyorlar, kalkıyorlar, buna kafa yoruyorlar. En yakın örnek 28 şubat ve sonrası olanlar. Daha ne denir ki bu mesele üzerine.

32

20.07.2008, 20:32

Allah razı olsun Abdülkadir kardeşim.

33

21.07.2008, 17:25

Allah ümmeti Muhammedi muhafaza eylesin. deccallin süfyanı tasfiye edip, bizzat kontrolu ele almaya başladığı ,şu dehşetli zamandaki ;bu manidar vakıa ve tablo hakkında bile yoğunlaşıp, mesleyi analiz etmemiz bile, yine daha önce görevlerini hakkıyla ifa eden ,piyonlar tarafından gözümüzün önünde, göz bebeğimizin içine baka baka geçiştirtilip, yok edilmeye ve bu konulara dikkatimizi verebilip, odaklanabilmemiz taktire şayan bir şekilde ,yine engellenmektedir.Helal olsun ne diyeyim şeytanda bu kafa ve zeka böylede herşekle giren hadim varken bizi bunlar daha çok uyuturlar.Özgürlüğümüz dirliğimiz kaybolmuş, farkında bile değiliz,nilden fırata sınırlar çizlirken ,adamlar bununda şükür ayinlerini içimizde topraklarımızda yaparken yaşasın ergenekon sufyanı alt ettik diye naralar atanlar iki çakalın nihayetindeki ortada benim şahsımı imanımı öğün etmek için yaptığı mücadelenin benim nazarımda sevinilecek yanı nedir ne olabilir bir başörtüsü meselesini bile halledemeyen başımızdaki kuklaların sufyanı tasfiyeye muktedir olduklarını düşünmek ve sevinmek ne kadar büyük bir basiretsizlik olduğunu gelin şu havalanı tablosunu iyice analiz ettikten sonra vicdanınızda ve fikrinizde iyice ölçüp tarttıkdan sonra kararınızı verin ihvanlarım..
Allahın selamı ve bereketi müminlerin üzerine olsun.

34

21.07.2008, 18:04

kjviespe seninle aynı fikirdeyim...

35

21.07.2008, 22:18

Abdulkadir said kardeşimizin yazısına bir cevap bir helalleşmedir

ve bihi nesteinu

kardeşim yazınızı uzunca almak gerekti fakat maksadımız kardeşimizde ve bizde yanlış anlama yol vermeden bu meseleyi halletmekve inşaallah başkaların dahi bu meslede tartıştılar dieyemeyecekleri ve ne güzel anlıyor lar diyeceği noktada bırakmak tır...

bilirsiniz nazar ile niyet mahiyeti eşyayı tağyir eder...

yazmışsını''Üstad kendisi sarık cübbe giydiği hâlde yakın hizmetinde tuttuğu talebelerinde bunu göremezsiniz. Sakalı olmaması meselesini ise zaten açıklıyor, konumuz şu an o değil.''

aynen yazdığınızı yazdım ve anladığımı yazıyorum;
üstad r.a kendisi Zatten sarık ve cübbe giyerek sarık ve cübbe meselesini halletmiştir '' taleblerinden sakal bırakanlarda sakal meselesini halletmiştir...

evet aynı eserleri okyoruz elbette Risale i nurun dairesinin geniş olması 24.sözde zikredilen afrklı anlama sebebleri ile anlayış farklılıkları Risale i nura haşa halel vermekten ziyade ne kadar ihtiyam lı ve herkese yeterli olduğuna delildir.

28. şubat meselesinde çok canımız yandı amma
ıhlas risalesinde buyurulan amelinizde rıza i ilahi olmalı eger o razı olsa bütün dünya küsse hiç ehemmiyeti yok'' u yaşama gayretindeyiz diger kardeşlerimiz gibi. anlayışımızı risale i nurda buluyor cede göstermeye çalışıyoruz.
hem mesnevide
'' medarı iltibas olmuş beş meseledir derken
; tarik-i hakta çalışanlar yalnız kendi vazifelerini düşünmeg gerek...
biz Risale i nurları anlayabildiğimiz kadar yaşayabildiğimiz kadar hayatlanmak derdindeyiz...

ve üstadımızın da ifadelerinde '' bid at rejiminin kendi maksadına hizmet ettiremeyeceği tek usulun sünneti seniyye olduğunu anlıyoruz'' bid at rejimi sünneti kullanamz ...
sünnetler ise çok
vazife ise geniş
Cadde i kübra ise tüm ümmeti içine alır

NOT; şu ana kadar yazdığım tüm yazılarda kısaca ifade ettiğim şu olmuştur
her cemaat veya meşreb risale den anlayışını önünde bulunan ağabeyinin
( ki o vazifelidir) onun tavsiyelerine uygun yapıp onlara saygı ve vazifelerinde daha üstün bir nazarla bakması bakmamız zira '' vazifelidir...

ve Aczmendiden maksadımız hakikattir tasavvufçu değiliz,risale i nurda yazan hakikatler ile hayatlanmaya çalışıyoruz...(tarika tarikat dediğimiz zaman) ehli islamın manen ilerlediği gittiği yolu kasdederiz amma oyolda tasavvuf değil hakikat ilmi ile risale i nurlar ile gideriz gitmeye çalışırız... bunu demek istemişizdir...

son olarak ; üstadımız r.a hada çok eziyetler ettiler talebeleri r.aleylerede bunlar bilinir.. ve buda bilinirki bir deprem veya taarruzda en şiddetli merkez odak etkilenir.. 28 şubatta elbette zor günler yaşandı amma hele birde bizim yaşadıklarımız nazara alsa zot günleri yaşayıp hak dava eden ler bize neler edildi, sokaklarda nelerle karşılaştık, zira her yerde giysimiz ile zatten belli idik...

Hem bizlerede iszlerede ve müslümanlarad eziyet edenler, zulmedenlar aynıdır , her zaman başka bahaneler ile yapmışlar yapıyorlar, bir gün bahaneleri benim yaşamım olur, bir gün senin ağabeylerinden r.aleylerden birinin bir sözü olur, bir başka gün başka bulurlat ZıRA ıSLAM ADINA YAPILAN NE Kı VAR ONLAR ıÇıN ZATTEN SALDıRı BAHANESıDıR. sadece zemine bakıyorlar her ne ise...

sizin dediklerinize bu nama ve anlayışla katılıyoruz ve biz sizleri risale i nur dairesi içinde görüyoruz en ağır ithamda yapılsa bizlere hakkımız alemi islama helaldir biz kardeşiz ve nizzada etmemişiz etmeyizde.. sanaldan yazışmamız sebebi ile yanlış anlamalar oluyor ...
Allah u teala sizleride bizleride RıSALE ı NURLARI NEFSÜL EMıRDE Kı HALı ıLE ANLAYIP RAZI OLACAğI HALLERLE YAşAYIP HUZURUNDA RıSALE ı NUR TALEBELERı OLARAK KABUL ETTıKLERıNDEN edip yanlış anladığımız yer var ise hatamız var ise ki vardır af edip doğrusu ile hallenmeyide nasib ede...

hasbunallahu ve niamel vekil


aczi_reşha

36

21.07.2008, 22:21

Benim yazdıklarımı kendi anlamak istediğin gibi anlamaya çalışıyorsun. Kusura bakma, tekellüf ediyorsun meselelerde.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

37

21.07.2008, 22:27

Alıntı sahibi ""Yazar başkasından aktararak""

Vatan'dan Ruşen Çakır, 15 Eylül günkü yazısında "Aczimendiler ve ısmailağacılar" şeklinde isim yapan iki dinî grup arasında mukayeseli bir değerlendirme yaptı. Ehemmiyetine binaen, dikkatinize sunuyoruz. Özellikle Müslüm Efendiyle ilgili birileri tarafından "kullanma/kullanılma" noktasını hayli düşündürücü bulduğumuzu bu vesileyle bir kez daha belirtmek istiyoruz. ışte Ruşen Çakır'ın değerlendirmesi:

"Aczimedilik ne olduğu, nerden çıktığı, ne dediği belirsiz bir gruptu. ısmail Ağa ise çok derin tarihsel kökleri olan bir tarikat.

"Aczimendilik bir gecekonduydu. Bir avuç işsiz güçsüz gençten ibaret, yerel bir hareketti. Ülkenin her yanında, hatta Avrupa’da da örgütlü olan ısmail Ağa’yı ise kocaman bir siteye veya bir gökdelene benzetebiliriz.

"Aczimendilerin değneklerinden başka kaybedecek pek bir şeyleri yoktu. ısmail Ağa ise genellikle alt orta sınıflara seslenmekle birlikte epey varlıklı bir cemaattir.

"Özetle, Aczimendiler her türden provokasyona fazlasıyla teşneydiler. Liderleri Müslüm Gündüz’le yaptığım bir sohbeti hatırlıyorum. Birileri tarafından kullanılmak istendiğini kabul ediyor, ama esas kendisinin onları kullandığını ima ediyordu. Yanıldığını çok kötü anladı. Ama onun yanılgısının faturasını tüm Türkiye, özellikle de ıslâmî grup ve cemaatler ödedi.

"ısmail Ağacılar ise, paranoyak denecek ölçüde provokasyondan uzak durmaya çalışırlar. Çünkü Mahmut Hocanın 1980 başlarında cinayete azmettirmekten yargılanmış olması cemaatte çok derin izler bırakmıştır.

http://www.yeniasya.com.tr/2006/09/18/yazarlar/lsalihoglu.htm


Alıntı

Ergenekon’la bağlantılı olduğu ileri sürülen ve operasyon geçiren bir emekli albayın ‘şizofren tetikçi bulun veya imal edin’ dediği ileri sürülüyor. Bu haberden sonra, nedense aklıma Danıştay Dâvâsı sanığı Alparslan Arslan’ın tutarsız açıklamaları düştü. Ardından Ergenekon Dâvâsında, Ergenekon liderleriyle olduğu varsayılan bağlantıları... Bu dâvâyla bağlantılı olarak, Ergenekon dâvâsı sanıklarından bazılarının, Susurluk kazasını haber verdikleri gündeme geldi ve bu meyanda aynı çevrelerin 28 şubat sürecinde Ali Kalkancı’yı da ihbar ve ifşa ettiklerini öğrenmiş olduk. Bugünlerde tam da başörtüsü meselesi dallanıp budaklandı ve bir rejim krizine evrilmekte olduğu bir sırada Müslüm Gündüz’ün dışında sabıkan Alparslan Arslan’ın da avukatlığını yapmış olan Abdurrahman Sarıoğlu’nun Milliyet gazetesinde şaşırtıcı bir açıklaması yer aldı: “Tek başına, başörtüsü için yaptı...” Yani bu ortamda gerekirse başörtüsü için kan dökülebileceğini söylemiş oluyor. Acaba kime mesaj veriyor? Sarıoğlu’nu birçok tali meselelerden de tanıyoruz. Sözgelimi bir zamanlar Bursa Ulu Camii şadırvanında unuttuğu ve içinden müstehcen materyallerin çıktığı söylenen çantasından. Yine Kadıköy’de bir döviz bürosunda sebebiyet verdiği kargaşa veya arbededen.


http://www.yeniasya.com.tr/2008/02/01/yazarlar/mozcan.htm

38

21.07.2008, 22:31

Alıntı

Son günlerde gazete manşetlerini oluşturan haberler, bana pek “yabancı” gelmiyor. Her yıl yapılan bir defile, birden bire “Başkent’te bir tesettür defilesi” adıyla manşetlere taşınıp, günlerce gündemde tutuluyor. Tesettür defilesini düzenleyen adamın, “üç eşli” biri olduğu vurgulanıyor. Kendisiyle röportaj yapılarak, “dini kullanan bir sapık” olarak lanse edilmeye çalışılıyor. Onun etkileri geçmeden, “çok daha etkili” bir “uygunsuz durum” ortaya çıkarılıyor.

Belli grubun gazeteleri, birinci sayfadan manşetlerle, sağ görüşlü bir gazetecinin “küçük bir kızı tacizini” dillerine dolayıp “laiklik elden gidiyor” psikolojik savaşına “medyatik destek” veriyor. 78 yaşındaki zanlı da “dini bir sapık” olarak lanse edilmeye çalışılıyor.

Kendinden 50 yaş genç biriyle evlenen gazetecinin 14 yaşındaki bir kızı nasıl ve hangi yollarla taciz ettiği, seri röportaj olarak anlatılıyor. 28 şubat’ta da aynı şeyler olmuştu.

şu an, yurtdışında lüks bir hayat süren Fadime şahin, bir gece ansızın, Aczmendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz’le basılmış, gazete ve TV’lerimiz de, bu “müthiş haberi” sürekli olarak, saygıdeğer halkımızın dikkatine sunmuştu.

O sırada Fadime şahin de, yaşlı gözlerle hemen her haber programında yer almıştı. 28 şubat post modern darbesi gerçekleştikten sonra, ortada ne şeriat kaldı ne Aczmendiler ne de Fadime şahin. Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayan bir ülke oldu.

28 şubat’ın ardından gelen ekonomik krizde bankasını ve medya grubunu kaybeden Dinç Bilgin’in şu sözlerini bir kez daha hatırlayalım. “28 şubat döneminde önce Ankara büroları devşirildi, onlar da merkeze etki etti. Büyük gazetelerin askerle teması vardı.

O dönemde ‘gayri nizami harp’ yöntemleri uygulandı. Büyük hatalar yaptık.” Dinç Bilgin, hatasını kabul etti ve pişman olduğunu söyledi.

Ya Kartel medyasının diğer ortağı ne yapıyor? Ergenekon çetesinden tek laf etmiyor, bombaları görmüyor, ama bir tekstilci üç eşli ise, “rejimi tehlikeye atan bir sapık” olarak lanse edilmeye çalışılıyor.




http://www.yeniasya.com.tr/2008/04/30/basin/butun.htm

Alıntı

Bugün, Türkiye’de, bir kesimin, başörtülü kızların üniversiteye girmesini, “laik cumhuriyete karşı bir tavır” diye değerlendirip paniğe kapılmasının temelinde, 28 şubat’ta oluşturulan bu zihin bulanıklığı yatıyor.

ınsanlar, o dönemde şartlandırıldı; ürkütüldü. Lütfen 28 şubat öncesinin gazetelerine bakın: ırtica gündemde miydi? Taksim’e cami, Fatih’in Çarşamba semtinde sarıklı ve cüppeli insanlar, Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz, Fadime şahin, Ali Kalkancı, Sincan’daki Kudüs Gecesi, Genelkurmay brifinglerinde gazetecilerin ellerine tutuşturulan yeşil sermaye listeleri, Kur’an kurslarında Atatürk karşıtı yemin ettirildiği yalanı, her gece televizyon ekranına yansıyan zikir görüntüleri... 28 şubat öncesinde ve sonrasında, sadece birkaç fırça darbesiyle oluşturuldu bu gergin ortam. Bugün başörtülü genç kızlarımızın üniversiteye gitmelerini laik cumhuriyet adına engellemeye çalışanlar, işte o günlerden bize miras kaldı.


http://www.yeniasya.com.tr/2008/02/29/basin/h2.htm


Alıntı

Yakın tarihte ısmail Ağa cemaatine ve Cübbeli Ahmet Hoca diye anılan şahsa yönelik, bilinen odakların yaptığı propaganda ve yayınları ibretle seyrettik. Uzun bir süre önce de “Aczimendi”lerin lideri diye bilinen Müslüm Gündüz ile ilgili teşhir ve yayınları da ibretle hatırlıyoruz hepimiz.

Çok daha uzun yıllar önce, aynı taktiklerin bizzat Bediüzzaman’a da uygulanmaya çalışılmış olduğunu görüyoruz. Aynı ifsat komiteleri, Bediüzzaman’ın şahsında Nur hareketini akim bırakıp, hizmetlerine set çekmek için, Bediüzzaman’a akla gelmedik yalan ve iftiralarda bulunmuşlardı.

Din düşmanlarının bu kurnazca taktiklerini çok iyi tahlil eden Bediüzzaman ise, onların bu şeytanî plânlarını, “Zaman cemaat zamanıdır, bâkî hakikatlar, fani şahıslar üzerine bina edilemez” diyerek oldukça enteresan ve dikkat çekici bir metodla bozmuştur.

Bediüzzaman’ın kendi ikrarıyla fanî şahsını ulvî dâvâsından ayırıp, ayrı bir yere koyması; akılları sıra Bediüzzaman’ı çürütmekle, eserlerini ve müntesiplerini de çürütüp hizmetlerine mani olacaklarını zanneden malûm çevrelerin şaşkınlığını, Bediüzzaman’ın ise gerçek bir dâvâ sahibi olduğunu gözler önüne sermişti.

Bediüzzaman, din düşmanlarının bütün plânlarını bu şekilde boşa çıkardıktan sonra kendi talebelerine de aynı mesajı vererek, yani Nur hizmetinde şahısların değil, şahs-ı manevînin önemli olduğunu, insanların görüş ve düşüncelerinden ziyade kitabî ifade ve tesbitlerin daha tesirli olduğunu, kişilerin görüşlerinin yerine prensip ve şûrâya dayanan düstur ve kararların daha geçerli olduğunu beyan ederek Nur hizmetinin etkililiğini ve kalıcılığını temin etmiştir.


http://www.yeniasya.com.tr/2007/01/21/yazarlar/huseyingultekin.htm

39

21.07.2008, 22:41

Alıntı

bilirsiniz nazar ile niyet mahiyeti eşyayı tağyir eder...


Bak ben de aynı şeyi düşünüyordum, yoksa 28 şubat devrinde alet olarak bizim neler çekmemize yol açan Müslüm Gündüz'e R.A. demeni nasıl anlayabilirdim yoksa?


Alıntı

yazmışsını''Üstad kendisi sarık cübbe giydiği hâlde yakın hizmetinde tuttuğu talebelerinde bunu göremezsiniz. Sakalı olmaması meselesini ise zaten açıklıyor, konumuz şu an o değil.''

aynen yazdığınızı yazdım ve anladığımı yazıyorum;
üstad r.a kendisi Zatten sarık ve cübbe giyerek sarık ve cübbe meselesini halletmiştir '' taleblerinden sakal bırakanlarda sakal meselesini halletmiştir...


Halletmek ne demek? Bunu bana izah edebilir misin? Anladığını sanmıyorum. Böyle yorumladığına göre, daha alacak çok yolumuz var demektir anlama meselesinde.


Alıntı

ve üstadımızın da ifadelerinde '' bid at rejiminin kendi maksadına hizmet ettiremeyeceği tek usulun sünneti seniyye olduğunu anlıyoruz'' bid at rejimi sünneti kullanamz ...
sünnetler ise çok
vazife ise geniş
Cadde i kübra ise tüm ümmeti içine alır


Sünnet nedir cidden biliyor musun? Sence bu konu sadece anadaldan mı ibaret, yoksa dalları da var mı?


Alıntı

NOT; şu ana kadar yazdığım tüm yazılarda kısaca ifade ettiğim şu olmuştur
her cemaat veya meşreb risale den anlayışını önünde bulunan ağabeyinin
( ki o vazifelidir) onun tavsiyelerine uygun yapıp onlara saygı ve vazifelerinde daha üstün bir nazarla bakması bakmamız zira '' vazifelidir...


Ben bunu tarikat meşrebine benzettim. Üstad kendi sözleri için bile mihenge vurun, altınsa alın diyecek kadar tevazu sahibi.

Alıntı

son olarak ; üstadımız r.a hada çok eziyetler ettiler talebeleri r.aleylerede bunlar bilinir.. ve buda bilinirki bir deprem veya taarruzda en şiddetli merkez odak etkilenir.. 28 şubatta elbette zor günler yaşandı amma hele birde bizim yaşadıklarımız nazara alsa zot günleri yaşayıp hak dava eden ler bize neler edildi, sokaklarda nelerle karşılaştık, zira her yerde giysimiz ile zatten belli idik...


Sadece siz mi? Ya sizle ilgisi olmayıp da onca çile çekenler ne olacak? Alet olduğunuz ve bir kaşık suda kopartılan fırtınadan vebal almadığınızı, ciddi ciddi düşünüyor musunuz?

Alıntı

Hem bizlerede iszlerede ve müslümanlarad eziyet edenler, zulmedenlar aynıdır , her zaman başka bahaneler ile yapmışlar yapıyorlar, bir gün bahaneleri benim yaşamım olur, bir gün senin ağabeylerinden r.aleylerden birinin bir sözü olur, bir başka gün başka bulurlat ZıRA ıSLAM ADINA YAPILAN NE Kı VAR ONLAR ıÇıN ZATTEN SALDıRı BAHANESıDıR. sadece zemine bakıyorlar her ne ise...


Madem böyle düşünüyorsunuz, siz de bunu anlayın, adamlar kaşının altında göz var diye, bir kaşık suda boğacaklar neredeyse müslümanları ve imanlarını, ki acı olan kısmı bu. Hâl böyleyken, böyle uçurum kenarında dans edilmez. Dindarlar birbirine iple bağlı gibidirler, siz uçurumdan aşağı düşerken, yalnız kendiniz düşmüyorsunuz, başkaları da çekiliyor.


Alıntı

sizin dediklerinize bu nama ve anlayışla katılıyoruz ve biz sizleri risale i nur dairesi içinde görüyoruz en ağır ithamda yapılsa bizlere hakkımız alemi islama helaldir biz kardeşiz ve nizzada etmemişiz etmeyizde.. sanaldan yazışmamız sebebi ile yanlış anlamalar oluyor ...
Allah u teala sizleride bizleride RıSALE ı NURLARI NEFSÜL EMıRDE Kı HALı ıLE ANLAYIP RAZI OLACAğI HALLERLE YAşAYIP HUZURUNDA RıSALE ı NUR TALEBELERı OLARAK KABUL ETTıKLERıNDEN edip yanlış anladığımız yer var ise hatamız var ise ki vardır af edip doğrusu ile hallenmeyide nasib ede...


Keşke sadece anladığınızı söylemekle, veya anladığınızı sanmakla kalmasaydınız, gerçekten anlasaydınız.


Alıntı

hasbunallahu ve niamel vekil


Yehdinâ ve yehdikümullah

40

21.07.2008, 22:44

bisimihi subhanehu


kardeşim anladığı sende aynen anla ve benim gibi dün dememişim demem bu yanlış...
farkılı anlayışların olması doğru
risale i nur ve üstad r.a ve talebeleri
risale i nur mesleğini anladı ve yaşadılar
risale i nur dairesinde kimse çıkp
hAşA BEN DAHA ııYı ANLADIM DEMEZ DıYEMEZ
diyoruzki
onları anlamak için yaptıklarına bakmak gerek
yaptığımızın doğruluğu ise onların yatıklarını tuttğu nisnettedir...


sen görmüşsün öyle anlamışsın tamam o senin şahsi anlayışın anlattıklarımda benim şahsi anlayışım
cadei kübra değili mesleğimiz
her kes risale i nur dan istifade edecekmi
miri malı değilmi
gel hakikat ne demektir
hakikat mesleği ne demek tir
ders yapalım anlat anlayalım anlatalım dinle
kızmaya hakarete
gerek yok
Allaha sığınırız bir mümünin risale i nur okuyan bir kardeşimizin kafasına karışıklık vermekten bunu düşünmekten
bizimkisi hem kardeşlerimizi sui zandan (varsa ) ve risale i nur dairesinin ne kadar geniş olduğunu alemi islamı kapsadığını her nefes adedince yolar olduğunu her meslek sahibide mesleğimi nurdan aldım demeside hakkı olduğunu anlatmaktır...
ne siz kolluk kuvveti siniz birilerini korumak adına haşa nede bir yanlış bir niyete sahibiz...

geçenlerde bir yazıya yaptığınız bir açıklamnız vardı

şu zamanın memesinden bizimle süt emen(envar neşriyat) (emmeyen y.asya)
ve gözleri arkada maziye bakan
ve tasavvuratları kendileri gibi hakikatsız
ve ayrılmış olan bu çocuklar,
varsınlar şu kitabın (*)
hakaikını hayal tevehhüm etsinler.
Zira ben biliyorum ki;
şu kitabın mesaili hakikat olarak sizde tahakkuk edecektir.
(Münazarat 49)
(*): ıstikbalde te'lif edilecek Risale-i Nur Külliyatını hiss-i kabl-el vuku' ile haber veriyor.


bu konuyu sizemmeyen ddiye anladığınızı yazdınız

bizde anladığımızı yazalım
ENVAR neşriyatın her bir risalesinin vakıflar tarafından def aten tashih edildiğine şahidim (ve Üstadın talebelerinden Said Özdemir r.a hin tashihindende geçer sözler yayın evide onundur. onun anlayışına baktım ayını gördüm

----------------------------------
anladığım ise şu oldu;
şu zamanın memesinden süt emen
şu zamanın memesinden bizimle süt emen(envar neşriyat) (emmeyen y.asya)
ve gözleri arkada maziye bakan
ve tasavvuratları kendileri gibi hakikatsız
ve ayrılmış olan bu çocuklar,
varsınlar şu kitabın (*)
hakaikını hayal tevehhüm etsinler.
Zira ben biliyorum ki;
şu kitabın mesaili hakikat olarak sizde tahakkuk edecektir.
(Münazarat 49)
(*): ıstikbalde te'lif edilecek Risale-i Nur Külliyatını hiss-i kabl-el vuku' ile haber veriyor.[/color]
ve (hala) GÖZLERı ARKADA MAZıYE BAKAN bu zamana gelemeyen
ve tasavvuratları anlamaları kendi gibi hakikatsiz olan
(ve yanlış olan ÇOCUKLAR)
varsınlar şu kitabın(*) hakaikini hayal tevehhüm etsinler yani;
Risale i nurdaki hakikat ilmini hakikatin esma ve tecelli kanunlarının uçlarının gösterildiği hakikatleri
HıKAYE ANLAYI HıKAYE NıYETıNE OKUSUNLAR
zira HıKAYEYı ÇOCUKLAR OKUR)
10. SÖZÜN BAşINDA
YAZILAN MıSALLERıN KıNAıYYAT KABıLıNDEN yazılanların aynı hakikat olduğu ilan edilir
ve 26. sözün zeylindede
hakikatin ilmi
kur'anın hikmeti
ve şeriatın hakikati anlatılmıştır yazar..

18 yılldır risale i nur okuyorum
külliyatı da def aten okumuşumki (risale okuyanlar bile sen ezbermi ettin ) derler...
sizin ihtisas alanınız münazarat olabili ki bu yazılanlar ordandır süt meselesi
benimkide ıhlas risale si ve sözler olmuştur olmaktadır.
aczi_reşha

Bu konuyu değerlendir