Giriş yapmadınız.

1

27.08.2007, 21:41

Başörtüsünü modernleştirmek maskaralıktır! (Röportaj)

Türbanı modernleştirmek maskaralıktır!

Bir insan ya oruç tutar ya tutmaz, ya kapanır ya kapanmaz. Dinde taviz vermek olmaz, kim ne der diye!

[img:193:102]http://www9.gazetevatan.com/newpics/news/270820070208522411081_2.jpg[/img]

KAPANDIğI ıÇıN ÜNıVERSıTEDEKı GÖREVıNı BIRAKAN PROF. ÜMıT MERıÇ:

Hayrünnisa Hanım, böyle bir maskaralığa asla prim vermez. Oruç tutmaya niyet ediyorum. Ama susayınca da su içeceğim. Olur mu? Bir insan ya oruç tutar ya tutmaz, ya kapanır ya kapanmaz. Dinde taviz vermek olmaz, kim ne der diye!

28 Ağustos günü, Türkiye için bir milat olacak. Buna milat demek ne kadar yerinde olur tartışılır gerçi, ama ilk kez bir türbanlı cumhurbaşkanı eşi karşılayacak konukları Çankaya Köşkü’nde... Kimine göre cumhurbaşkanlığı çelikten gömlek, ister eşi türbanlı olsun, ister açık, cumhurbaşkanı hep sistemi savunmak zorunda. Dolayısıyla türban sadece ayrıntı. Kimine göreyse türbanlı bir cumhurbaşkanı eşi, Türkiye’de müthiş bir toplumsal-kültürel değişimin sembolü... Öyle ya da böyle, Türkiye’nin gündemindeki en önemli sorun bu ve büyük olasılıkla yedi yıl boyunca da bu olacak.

Kişisel tarihini benzer bir şekilde yaşamış, çok sevdiği mesleğini inançları için bir kenara itmiş, aynı zamanda sosyolog bir hanımla bu konuyu konuşmak, meseleyi anlamak açısından manidar olur diye düşündüm. Türkiye’de sosyolojiye yerli bir nefes vermiş, ünlü düşünür Cemil Meriç’in kızı Prof. Ümit Meriç’in evinin yolunu tuttum. Çankaya’nın türbanını konuşmak için...

ıntihar edecekti!

30 yaşında, intihar etmeyi düşündüğü bir gecenin sabahı duyduğu ezan sesiyle ilk namazını kılan Prof. Meriç, hayatının derin karanlığından böyle çıkmış aydınlığa... Hemen beş vakit namaza başlamış, oruç tutmaya da... Onu her şeyin simsiyah göründüğü bir kimlik bunalımı içinden çekip çıkaran Allah’ın kulu olduğunu anlaması olmuş...

Meriç’in hayatındaki ilk dönüm noktası bu... Bir diğeri ise sadece onu değil, hepimizi iliğimize kadar titreten Marmara Depremi... Bu kez, Allah’ın celalinin onda uyandırdığı ‘korkuyla karışık hürmet’ hayatını adadığı mesleğini bırakmasını getirmiş. Başka çaresi olmadığından... O gecenin sabahı kapanma kararı almış Meriç, artık profesörlük yapma şansının kalmadığını bile bile... Hemen vermiş istifasını ıstanbul Üniversitesi’ne, girmiş tesettüre... Tesettür ruhunu daha da aydınlatmış, bir burukluk kalsa da öğrencilerinden kopmuş olmaktan... “Önce Allah’ın kuluyum, sonra hoca” diyor hâlâ...


[img:300:199]http://www9.gazetevatan.com/newpics/news/270820070208522411081_3.jpg[/img]

Baş örtüsü bir inanç meselesi akılla ilgisi yok!

Kuran’da sizinki gibi kapanın deniyor mu?
Deniyor. Buna hiç şüphe yok. Nur Suresi’nin 31’inci ayetini okursanız tam ifadesini görürsünüz. Bunun şakası yok. Başını örtmek Müslüman kadın için Allah’ın emridir. Bunlar tartışılacak konular değil. Uygularsınız ya da uygulamazsınız. Kuran-ı Kerim’in, Allah’ın bize peygamberimiz vasıtasıyla gönderdiği bir metin olduğuna inanıyor musunuz? Yanıtınız ‘evet’ ise mesele yok. Açıp bakarsınız... (Bir Kuran getirip, okuyor) ”ınanan kadınlara söyle... Cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar ve bunun için baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar...” Son derece açık.

Burada türbanın tarifi yok ama...
Türban demeyiniz çok yanlış. Baş örtüsü...

Neden türban demek yanlış?
Vakko’nun türbanı var. Boynu açıkta bırakıyor ve arkadan saçları içine topluyor... Türban o, benimkisi değil.

Türkiye’de benim gibi pek çok kişinin türbandan anladığı ise sizinki gibi bir örtüş şekli. Bir de benim annemin örttüğü gibi, saçların gözüktüğü baş örtüsü var...
Doğrusu o değil... ıslamiyet dini yeni gelmedi. 14 yüz yıldır uygulanıyor. Baş örtüsü sadece islamiyette de yok. Allah’ın bütün kitaplarında var. Yahudilik’te de kadınların başını örtmesi var, Hıristiyanlık’ta da... Batılı bütün büyük ressamların eserlerinde Meryem Ana’nın başı örtülüdür. Dindarlığın bir alameti olarak baş örtüsü var. Gidin ayin zamanı Samatya’daki Sulu Manastır’a, kadınların başı hep örtülüdür.

Bir tanım karmaşası var...
Hayır, yok. Saçınızı ve boynunuzu tümüyle kapatacaksınız.

ıran’da da zorla baş örtme var, ona da fevkalade karşıyım

ıran’da Müslüman kadınların saçları gözüküyor. Yani saçının bir teli bile gözükmeyecek şekilde kapanmıyor onlar...
Bir aslı vardır, bir de uygulaması... Saçın teli gözükmeyecek.

Ama Kuran’da da böyle bir tarif yok...
Saçınızın teli tabiri yok. Ama örteceksiniz.

ıranlı kadın dini vecibesini yerine getirmiş olmuyor mu peki?
Onun kararını Cenab-ı Hakk verir. Ama onun da ilk soracağı sorunun bu olacağını hiç zannetmiyorum. şuna da fevkalade karşıyım; ıran’da da zorla baş örtme var.

Peki ‘Neden örtünmedin?’ sorusu sonuncu sıralarda mıdır sizce?
Hayır. Ama benim için, bir insanın başını örtmesinden sabah namazını vaktinde kılması daha önemlidir mesela. Benim kanaatim bu.

Baş örtüsü bir simge mi?
Baş örtüsünün simge olması ayıp bir şey değil. Miss Bush’un tayyör giymesi ne kadar tabii ise, Hayrünnisa Gül’ün de Müslüman olması hasebiyle başını örtmesi o kadar tabii bir şeydir. Bu şahsi bir tercihtir. Hiç kimsenin karışmaya hakkı yoktur.

Aslında Hayrünnisa Gül’ün türbanının bu kadar tartışılıyor olmasının sebebi Abdullah Gül’ün siyasi geçmişi. Milli Görüş’le olan bağlantıları... Yoksa başka bir cumhurbaşkanı adayının türbanlı eşi için bu kadar konuşulmazdı...
Bu tartışmalara giremem. Ama Çankaya’ya çıkıyor diye de türbanı modernleştirmek olmaz. Bu kimliksizleştirmektir. Hayrünnisa Hanım’ın da, bir Müslüman hanımefendi olarak böyle bir şey yapacağını asla düşünmem. Müslüman bir kadın başını bu şekilde örter.

Hayrünnisa Gül, böyle olduğu için güzel ve makbul

Yani türbanını modernleştirerek çıkmaz Çankaya’ya?
Hayır. Hayrünnisa Gül, böyle olduğu için çok güzeldir, çok makbuldür. Kişiliklidir. ıslamın güzelliğini temsile yetkindir. Ben böyle kalacağından da eminim.

Türbanın modernleştirilmesi Çankaya’da bir takiyye midir?
Hayır. Türbanın takiyyesi olmaz. Hayrünnisa Gül böyle bir şeye kesinlikle tenezzül etmez.

Peki ya peruk?
Peruk da, modernleştirme gibi maskaralıktan ibarettir. Bu konularda taviz olmaz. Ben oruç tutmaya niyet ediyorum ama susadığım zaman da su içeceğim. Olur mu? Eğer başınızı örtmeye ve Allah’ın bir emrini yerine getirmeye karar verdiyseniz bunu uygularsınız. Tek yargı merci Cenab-ı Hakk’tır. Siz de bir kul olarak bu kararı bütünüyle uygularsınız. Dinde taviz olmaz, kim ne der olmaz!

O zaman perukla üniversiteye gitmeye de karşısınız...
Ben üniversiteden, eğitim görürken ayrılmadım. Profesörlükten ayrıldım, baş örtüsü nedeniyle. Ben mesleğimi terk ettim. Evet emeklilik maaşımı aldım. Ekonomik bir sorunum olmadı. Ama kim benim üniversitede öğrencilerime yeni öğrendiğim şeyleri anlatırken duyduğum lezzeti elimden alma hakkına sahip olabilir? Ben çok sevdiğim mesleğimi terk ettim. Çünkü kapanma kararı aldım. Allah’a bir söz verdim. Ben önce bir kulum, sonra profesörüm. Önce kul olduğum için profesörlüğü terk ettim. Profesörlük benim dünyevi mevkimdir, kulluk ise ezeli! Profesörlüğüm bu dünyada bitecektir. Ama kulluğum son nefesimi verdiğim andan sonra da devam edecektir.

Eğer serbest olursa baş örtüsü daha az takılır diyebiliriz

Ama bir dönem başı örtülü öğrencilerinize ‘Gerekirse başınızı açabilirsiniz’ demiştiniz...
9 Kasım 1998’di... Fakültenin önüne geldim. Baktım bir sürü polis, başı örtülü öğrencilerin etrafını sarmış, içeri sokmuyor... Kızlardan biri, ’Hocam bizi içeri almıyorlar’ dedi. Düşünün ben hocayım, o talebe. Ben onun annesi gibiyim. Hangi anne çocuğunun mağdur olmasını ister. “Bakın çocuklar” dedim, “Başınızı Allah’ın emri olduğu için örtüyorsunuz. Ama Allah’ın bir başka emri daha var. O da, beşikten mezara kadar ilim tahsilinin farz olduğu. Cenab-ı Hakk, bize hep ‘Niçin aklınızı kullanmıyorsunuz?’ diye hitap eder. Akıl da ilimle gelişir. Siz de ilim için buraya geliyorsunuz. O zaman bu iki farzdan birini tercih etmeniz lazım. Ama bu kararın sorumluluğunu ben üzerime alamam.” şunu söyleyeyim, bu kadar insanın haklarına aykırı bir karara karşı Allah’ın bir emrini yerine getirerek üniversiteye gitmemeleri bence çok şahsiyetli bir duruştur. Allah’ın emirlerini kulların emirlerine tercih etmektir. Dolayısıyla tebriğe şayan bir tavırdır.

Profesörlüğü değil, Allah’ın kulu olmayı tercih ettim

Türbanın da modası var mı?
Yok. Ama kimisi içine bant takıyor, kimisi takmıyor. Benim alın şeklim takmayı gerektiriyor. Bazıları kare eşarp kullanıyor, ben dikdörtgen eşarp kullanıyorum. Bu herkesin kendi şahsi tercihi. Mesela ben çok renkli eşarp kullanıyorum. Allah güzeldir ve güzeli sever. Müslüman olmak demek pejmurdelik, sıradanlık demek değildir ki! Tam tersine Allah’ın izzetini en güzel şekilde temsil etmektir. Bir müslümanın son derece şık, bakımlı olması gerekir. Tabii, israfa kaçmadan... Mesela benim dolabım çok zengin değildir. Eğer yeni bir şey alırsam, kullanmadığımı hemen başkasına veririm. Ama kızımın dolabı öyle değil. Bakmaya utanıyorum. ’Hazal bunun hesabını nasıl vereceğiz?’ diyorum. 60-70 tane bluzu var. Müslüman’ın en hayırlısı ortada, vasat olanıdır. Yani hem şık, temiz, bakımlı olacaksınız, hem de müsrif olmayacaksınız. Benim dolabımda on taneden fazla elbisem yoktur. Çünkü fazlasına hakkım yok... Bazı şeylerin zekatını verememek korkusuna kapılıyorum. Mesela, yeni ev alacağım inşallah. Harem’de bir eve gittim. Kınalı’dan Dolmabahçe Sarayı’na kadar ıstanbul ayaklarınızın altında. Baktım ve gözlerimi önüme eğdim. Dedim ki, ’Ben param yetse de bunu istemem.’ Ben bu güzelliğin zekatını veremem çünkü. Benim oraya her gün 40 misafir çağırmam lazım. Bunu başkalarıyla paylaşmam lazım. Bazı şeyler para meselesi de değil. ınsanlarla mutlaka paylaşmak mecburiyetindesiniz.

Cip kullanan baş örtülü kadınlar beni çok rahatsız ediyor

Sadece baş örterek Müslüman olunmuyor değil mi?
Çok hassas, çok zor bir şey Müslüman olmak. Ben MÜSıAD’ın Yüksek ıstişare Heyeti’ndeydim. Orada bir konuşma yaptım ve dedim ki, “Beni en çok rahatsız eden, cip direksiyonundaki başı örtülü hanımlar.” Niye dediler? “Bir Müslüman’ın bu kadar aç insanın olduğu, kadınların bir ay iğne oyası yapıp 60 milyon kazandığı bir ülkede, bilmem kaç milyarlık cipin tepesinde dolaşmaya hakkı yok... Bir insan olarak muhakkak bir araba alınabilir. Ama bir cip? Bir Müslüman’ın cipe yatıracak parası olmamalı. Parası o kadar çoksa, gitsin ıstanbul’un fakir semtlerine, ara sokaklarda dolaşsın, bakkallardaki o ekmek borçları nedeniyle kabarmış olan hesapları ödesin” dedim. Ve emin olun, bunu duyan çok zengin bir işadamının hanımı, cipini satmış ve bakkal, bakkal dolaşıp yoksulların hesaplarını kapatmış. Müslümanlık bu kardeşim! Yani, “Vakko eşarp mı alayım, yoksa Versace mi?” tartışması değil.

[img:240:159]http://www9.gazetevatan.com/newpics/news/270820070212293135621_3.jpg[/img]

Babasının gören gözü oldu

Annesi kendi deyimiyle Çalıkuşları’ndan biri... Yani Cumhuriyet’in ilk yıllarında hayatını Anadolu’yu eğitmeye adamış idealist Türk kadınlarından... Tarih-coğrafya öğretmeni Fevziye Hanım... Babası, bu topraklardan beslenmiş, Türkiye’yi kendi dinamikleriyle anlamaya çalışan bir düşünür... Sosyolog Cemil Meriç... 38 yaşında gözlerini kaybetmiş, ama sonra daha da iyi görmeye başlamış. Çünkü sosyoloji sadece okuduğunuz teorilerle hayatı anlamak değil, halkın gönül gözüyle de görebilmeyi gerektirir... Cemil Meriç, gönül gözüyle görmüş, kızı onun gören gözü olmuş... Ümit Meriç gazeteleri, kitapları okumuş, o dinlemiş... Sonra o söylemiş, kızı yazmış... “Bu Ülke”, “Bir Dünyanın Eşiğinde”, “Jurnal”, “Mağaradakiler” ve daha pek çok eser böyle ortaya çıkmış...

Gardırop Müslümanlığı icat ettik

Keşke bütün Müslüman hanımlar sizin gibi düşünse...
Maalesef hep şekil... Gardırop Atatürkçülüğü gibi, gardırop Müslümanlığı icat ettik. Nasıl ki, Atatürkçülüğü kıyafete indirgeyen bir Atatürkçü kesim varsa, ıslamiyeti de kıyafet üzerinden tartışan bir islami kesim var. Bizim bu şekilleri kırıp ruha nüfuz etmemiz lazım. Allah’ın kulu olduğumuzu, ölümlü olduğumuzu idrak etmemiz, bütün mahlûkata şevkat, sevgi ve saygı duymamız lazım. Bakın kainatı da ne kadar kötü kullandık. Biz bu dünyaya layık olamadık. şu susuzluk bize verilen ceza değil mi? Hangi dünyevi sistem global ısınmanın sonunu getirebilecek?

Göle, sosyolojinin imparatoriçesi

Nilüfer Göle, ’Türban banalleşecek diye bekliyorum“ diyor. Katılıyor musunuz?
Bu Nilüfer Göle’nin bakış açısı. Kendisini çok da severim, sayarım. Dünya sosyoloji imparatoriçesi diye, ’Dualar ve Aminler’ kitabımı imzalayıp gönderdim. Ama o reelden bahsediyor ve bir sosyoloğun söyleyeceği şeyleri söylüyor. Bense idealden bahsediyorum. Ben o aşamaları geçtim. Sosyoloji profesörlüğünü geçmişte bıraktım. şu anda bütün meselelere Allah’ın kulu olarak bakıyorum. Dolayısıyla sosyolojik bakış açısı bana çok basit, çok kısır, çok dünyevi geliyor.

Peki türban serbest olursa daha az takılır diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Belki sıhhatli olanı da odur. Takan herkes kendi karar verdiği için takar. Ve daha da ciddiyetle takar. Çünkü bu bir iddiadır. ‘Ben yalan söylemem, ben zina yapmam, ben hırsızlık yapmam, ben fakirlere yardım ederim’ demektir.

Kızımın başı açık ama ört diyemem

Ümit Meriç, “Başı açık diye hiç kimseyi yargılayamam. Herkes takdiri neyse öyle yaşar” diyor ve ekliyor: “18 yaşındaki kızım Hazal’ın da başı açık. Bu zamana kadar ört demedim. Demem de... Kimse bana ‘başını ört’ demedi. Bu kararı kendim aldım. Çünkü bu karar kul ile Allah arasında. Bizzat insanın kendisi tarafından alınmalı.”

Haber: MıNE şENOCAKLI / VATAN
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

2

27.08.2007, 22:25

Re: Başörtüsünü modernleştirmek maskaralıktır! (Röportaj)

Alıntı

Ben çok sevdiğim mesleğimi terk ettim. Çünkü kapanma kararı aldım. Allah’a bir söz verdim. Ben önce bir kulum, sonra profesörüm. Önce kul olduğum için profesörlüğü terk ettim. Profesörlük benim dünyevi mevkimdir, kulluk ise ezeli! Profesörlüğüm bu dünyada bitecektir. Ama kulluğum son nefesimi verdiğim andan sonra da devam edecektir.


Helâl olsun ne diyeyim, imrendim kadına. Allah ondan razı olsun ve onu doğru yoldan ayırmasın. Altını çizdiğim sözleri çok çarpıcı, çok etkileyici.

3

28.08.2007, 02:27

Ümit Meriç bizim bölümün prof. zamanında

şuan materyalist hocalarımız bile kendisini saygıyla anıyor

Gerçekten hoş yazı

Allah razı olsun.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

4

31.08.2007, 11:03

fikirsel açıdan 10da 9una katılıyorum; ama pekde iç açıcı değil açıkçası, bu değerleri savunan ümit hanımın (çok ince noktalar takılıp gerçeği göremiyorsun diyebilirsiniz) bu fotolarda pantolon giymesi ve kollarının açık olmasını hangi ayete bağlıcak. tesettürlü bayan güzelliğini kesinlikle dışarıya karşı saklamak zoundadır ve hadis-i şerifte: 'mümin kadınlar mecbur kalmadıkca evlerinden dışarı çıkmasınlar', geçiyorsa buradan çıkarılması gereken çok fazla nokta var.. ayeti kerim ve hadis açıktır: izzetini ve güzelliğini saklamak mecburiyetindesin, başka çıkar yolu yok, bunun bahanesi veya kaçarıda yok.. modern islam diye birşey olamaz, bizim ölçümüz üstadımızdır..
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

5

31.08.2007, 11:24

aslında modaretör abilerimden muhafazakr kesimin ve nurcuların büyük tehdit altında olduğu DÜNYEVııLEşME konusunda ayrıntılı geniş bir çalışma yapılmasını teklif ediyorum..

arkadaşlar farkında mıyız değil miyiz bilmiyorum ama israf gösterişin esiri olmuş durumdayız. dünyevi zevkleri meşrulaştırma yöntemleri içine girmişiz: müslüman şık olmalı, o zaman tesettür modaya uydurulur ve yakışan dar pantolonlar rengarenk eşrablar giyilebilir, makyajda yapılır; müslüman meşru dairede eğlenebilir, o zaman islami otellere gidelim, örneğin capriss otelde 200 çeşit yemek özel güzellik salonları sahunalar bayanlar erkekler ayrı yüzme havuzları vs; müslüman mal edinebilir, o zaman pahalı arabalar ve yatlar katlar alalım ve yaşıyalım, değil mi ama yardım yapıyorsam eğlenmek ve lüks gezmek hakkım.... arkadaşlar, günde bi kaç sayfa risale okumakla, nurcu dediğimizi kesimle çevre edinmekle nurcu olunmuyor malesef.. israf haramdır ve bereketsizliğin en büyük sebebidir. yapılan her bir israf bir yetimin boğazından geçecek ekmeği almaktır, çünkü dünyada hala aç gezen milyonlar varken ben pahalı otelllerde tatil yapamam, bunu ne Peygamberim, ne sahabiilerim, ne velii zaatlerım nede üstadım yapmış...
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

6

31.08.2007, 12:19

@şahan kardeşim, teklifiniz takdire şayandır. Dediğiniz manayı tam olarak doldurmasa da, Türkiye'nin hatırı sayılır Orta Doğu uzmanlarından olan Mustafa Özcan ağabeyin son 2,5 aydır yazdığı tüm yazılar, hem ülkemiz hem de tüm ıslam alemini dünyevileşmenin sebep ve sonuçları açısından mercek altına tutmakta ve siyasal ıslam'ın getiri ve götürülerini tahlil etmektedir. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

7

31.08.2007, 12:31

elimden geldiğince takib ediyorum zaten, fakat çevreminde bu konuda bilinçlenmesini isitoyorum.. takdir edersiniz ki bir gazete makalesini okumak herkesin harcı olmuyor, her kes aynı ciddiyetle okumuyor..
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

8

02.09.2007, 03:35

Gariptir, röportajın yayınlandığı yerde de başörtüsüne ve ümit meriç´in fikirlerine karşı olanlar kot pantolon ve kollarını takılmışlardı...
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

9

04.09.2007, 12:19

yani_? ne demek istiyorsanız açık konuşalım. yanlış olduğumu düşündüğünüz bir yer varsa açıkça konuşalım..
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

10

18.10.2007, 01:30

söylenenle yaşanan birbirini tutsa, hakikatler daha fazla tesir ederdi...

mrv_kycn

Orta Düzey

Mesajlar: 274

Konum: ızmir

Meslek: pc teknikeri

Hobiler: fotograf(çılık) :)

  • Özel mesaj gönder

11

20.10.2007, 20:50

insanları bir fotograf karesiyle değerlendirmek çok yanlış olur.Herkesin yaşadığı bir sosyal çevresi vardır.Bir önceki yaşantıdan farklı bir yaşam tarzına geçiş (istisnalar hariç) belli bir süreçte olur ve öyle olmalıdır.Bu süreç içersinde geçilen yeni yaşam tarzına hem kendi hem de geçişine tanık olan çevresi bu değişikliğe hazımlı olmalıdır.Ve hizmet her safhada, o safhada beraber olunan çevreye ihlasıyla ve itikadıyla etkileyerek olur...
...sadeceabdalım...

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

12

22.10.2007, 10:54

tamam hadi dediğin gibi olsun ve ümit hanımı o çerçevede değerlendirelim.. ya nur cemaati içerisindeki bayanların tesettür anlayışı sizce ne durumda.. yapmayın Allah aşkına.. tesettürü pyuncak ediyorlar ve tesettülü modernliğin olabileceğinden bahsediyorlar.. yazık... 'tesettürün tartışmasını yapamazsınız... 'Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.'

"Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar, zinet yerlerini göstermesinler." (Nûr, 24/31)

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31]

Resulullahın açıklamaları ile âyetin manası şöyle oluyor:

(Mümin kadınlara söyle, gözlerini [yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, [Kolye, küpe, bilezik, kına, sürme gibi] ziynetlerini [ve ziynet taktıkları baş, kulak, kol ve ayaklarını] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] (Celaleyn, Medarik)

(Evlenme arzusu bile kalmayan ihtiyar kadınların ziynetlerini [ziynet yerlerini, baş, kulak, boyun, kol ve ayaklarını] göstermemek şartı ile, dışa giydikleri [manto gibi] elbiselerini çıkarmalarında bir vebal yoktur. Ama sakınmaları daha iyi olur.) [Nur 60]


sanırım bu ayetler nasıl bir kapanma şeklinin olacağını açık ve net belirler.. ne kendimizi ne de birbirimizi kandıralım... selametle inşallah.. bir erkek olarak benim söyliyebileceklerim bunlardır, gerisi kişilerin vicdanlarına Allah korkularına kalmış.. selametle inşallah..
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

mrv_kycn

Orta Düzey

Mesajlar: 274

Konum: ızmir

Meslek: pc teknikeri

Hobiler: fotograf(çılık) :)

  • Özel mesaj gönder

13

22.10.2007, 11:58

güzel ve açık bir açıklama yapmşsın Fatih ama şuda var bu bayan daha yeni...Onun yaşam tarzı - hayatı ve çevresi tamamen farklı ..Onun eski halinden bu haline gelmesi bile büyük bir yol kat ettiğini gösteriyor..Merak etme eğer tahkiki imana sahipse dinimize uygun nasıl kapanması gerekiyorsa onun gibi olur...
...sadeceabdalım...

14

22.10.2007, 12:54

bu modernleştirme meselesi 90lardan beri gündemde..ama samimi bir sual, Ümit Meriç bir çok eski dindarın dile getiremediği bir hakikati demiş. tebrik ediyoruz..takılmayalım o fotoya da..modernleştirmekten maksadı ne? Biz epey değişik insan gurupları arasında yaşayan biri olarak, kaç kez bu suale maruz kaldık..Fadime şahini hatırlattığı için, Başörtüsü altından bone görünmesini dahi sorguluyor halk..bunları izah edemiyoruz biz.."benim pantolonum bile başörtülü kişilerden daha bol, makyajım yok.şimdi ben din dışı mı yaşıyorum?" diyen dostlarımız var..tesettür meselesi izahı mümkün olmayan duruma sıkışmış..

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

15

23.10.2007, 11:09

tesettürün izahı açık ve nettir kardeşler.. tek sorun şu: moda müptelası olduğumuz şu alemde bu şekil giyinmeyen kişilere antipatiyle bakılması durumu var, ve bir bayanın sıkı bir şekilde tüm kurallara riayet ederek giyinmesi çevrenin bakışlarına veya yadırgamalarına maruz kalabiliyorlar..

tüm problem şu Allah rızası mı yoksa halkın rızası mı.. sanırım yenildiğimiz ve kendimizle çeliştiğimiz en büyük nokta bu. maddi açıdan aşırı zenginleşen nurcu kardeşlerimiz şu an maddiyatta büyük bir sınav veriyorlar. açıkçası savurganlığa alışmış ve bunuda meşrulaştırmaya çalıştığımız bir problemle karşı karşıyayız ve tüm bunlara maruz kalmış bir nurcu kardeşinde tesettür meselesi gibi çok ince uçlarda olan meselelerde nefsine veya topluma yenilmesi pekde şaşılacak bir durum değil..

kardeşlerim kusura bakmasın fakat bir nurcu kendisinden sorumlu değildir sadece, dışaran bir kişinin ' bak şu kişi nucu ama haline bak, birde kendilerine müslüman diyorlar' dediği anda tüm bir nurcu kesim o kişi yüzünden hakarete veya kötü izlenime maruz kalırsa bunun sonucunu ve kul hakkını bizler düşünmeliyiz.. kişi kendine nurcu değildir, tüm topluma ve cemaatine karşı nurcudur..

elbette kişiler kıyafetine göre asla yargılanmaz ama bir nurcu yargılanır, çünkü nurculuk Allaha korkmaktan feraize riayet etmekten ve kuvvetli imandan geçer.. yanılıyorsam düzeltin inşallah... selametle kalın, hakkınızı helal edin..
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

mrv_kycn

Orta Düzey

Mesajlar: 274

Konum: ızmir

Meslek: pc teknikeri

Hobiler: fotograf(çılık) :)

  • Özel mesaj gönder

16

23.10.2007, 11:26

Alıntı sahibi ""şahan""

kişi kendine nurcu değildir, tüm topluma ve cemaatine karşı nurcudur..


:tamam3:
...sadeceabdalım...

17

23.10.2007, 13:06

Yanlış değilse, Bediüzzaman R.A. bir yerde, Nur talebesinin, hayalinden dahi mesul tutulacağını belirtir..

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

18

23.10.2007, 13:07

ruhefza kardeşin dediği üstadın o sözü herşeyi özetler zaten, başka söze hacet bırakmıyor..
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

19

23.10.2007, 13:09

6. söz de heralde, hayalini bile Allah'a satmaktan bahis vardır! Biz pek iyi bilmeyiz, kendi kendimize okuduğumuz kadarıyla bu tesbitler..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir