Ülkü Hanım’dan sözetmiyoruz tabii canım... Kızlara Nurcan da eklenmiş. Atina Olimpiyatları’nda altın madalya alan halterci Nurcan, Atatürk’ün kızıymış. Neci olduğuna bir türlü karar veremeyen ve sonunda Atatürkçü olmakta fayda gören bir gazetemiz öyle diyor.
Bu arada Atatürk’ün oğlu Halil de bir altın madalya kazandı. Atatürk’ün diğer bazı çocukları da elendiler. Demek ki onlar aslında Vahdettin’in çocuklarıymış.
Biz madalyaları tek tük götürürken eloğlu ve elkızı çuvalla topluyor; acaba Amerikan medyasında ‘George Washington’un çocukları’, Fransız basınında ‘Napoleon’un evlatları’, ıtalyan televizyonunda ‘Garibaldi’nin aslanları’ falan deniyor mu?
Hayır, bu tür ahmaklıklar bize özgüdür.
‘Kemalist’e Kemalist propagandasını’ yalnız biz yaparız.
Yaygarayı ve edepsizliği anlıyorum, hem ağustos sıcağında konu yok, hem de Atatürk’ün diğer kızı Süreyya ile uğradığımız büyük hayal kırıklığından sonra bize yeni kahramanlar gerekiyor... Kış kışlığını, kuş kuşluğunu, basın da basınlığını yapacak. Bu kaçınılmaz.
ıyi de, Atatürk’ün bu işle ne ilgisi var?
Bildiğimiz kadarıyla atçılık ve yüzme sporlarından hoşlanan yüce Atatürk (futbol takımlarından da Fenerbahçe’yi tuttuğuna dair söylentiler vardır), ‘ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ demişti... Ağırlık kaldıranlar için özel bir demeç vermemişti.
Elbette... ‘Aptal, hantal ve ahlaksızını severim’ diyecek değildi ya!
Fakat ağırlık kaldırmak için hiç de zeki, çevik ve ahlâklı olmak gerekmez. Dünyanın en dangalak ve en uyuşuk insanı bile, kolları yeterince kuvvetliyse yüz kilo, iki yüz kilo kaldırabilir bir silkmede ve koparmada. Üstelik bir yandan halter yaparken bir yandan hırsızlık da yapabilirsiniz, ya da sapık olabilirsiniz. Okuma yazma bilmeye bile gerek yoktur.
Siz bir zahmet Rızapaşa yokuşuna gidin de, orada sırt hamallığı eden isimsiz kahramanlarımızın kaç kiloluk floş ve kumaş balyalarını kaldırdıklarını görün...
Niçin hep halter gibi, güreş gibi, koşu gibi, ‘birey becerisine’ dayanan alanlarda başarılı oluyoruz? Niçin ‘kafa çalıştırmak’ gereken, ‘organizasyon isteyen’, ‘birbiriyle anlaşma ve yardımlaşma’ gerektiren sporlarda şişiyoruz?
(...)
Spor yapmak için Atatürkçü olmak mı gerekiyor? Peki o zaman ‘Fetullahçı’ çocukların tıkır tıkır attığı golleri nasıl açıklayacaksınız?
Suudi Arabistan milli takımını FıFA’dan mı çıkarttıracaksınız ihbar edip?
Yoksa amaç emekli memurları gıdıklayıp para kazanmak mı?
Bu kolay. Fakat para getirir de oy getirmez.
Engin ARDIÇ
Star, 17.8.2004
- - - - - - - - - - - - - - - -
Düşünüyorum da, bu yazıyı muhafazakar basından biri yazsaydı, 312´den kaç yıl yatardı acaba? :?
