Giriş yapmadınız.

1

25.08.2004, 14:28

'coke' renkli hayatlar

'Coke' renkli hayatlar

Kırmızı saçlı baterist, bir mistik ritüel eda eder gibi kendinden geçmiş ve coşkulu. Elindeki çubukları zillerin, gergin derilerin üzerine vurdukça çayıra konuşlanmış gençlerden oluşan kalabalık daha bir mestleşiyor. Müzik diye kulağa gelen şey, sesi sonuna kadar köklenmiş elektrogitarın kalın telinden çıkan boğuk inlemeler.


Aşağılama, küçümseme, karalama amacıyla söylemiyorum. Basit bir betimleme çabası yapmaya çalıştığım. ıstiklal Caddesi'nde bir yere yetişmek istercesine acele yürüyen gençlik akmış ortama! Araya bir haber iliştireyim: Bu yıl Bodrum'da tam 75 bin prezervatif tüketilmiş. Modern bir ülkenin ölçütü sayılıyor olmalı bu tüketim.

Çağdaş Yaşamcılar da etkin bu festivalde. Güneydoğu'daki çocukları okutmak için (bahane demek istemiyorum) para topluyorlar. Çocuk derken erkek çocukları kastetmiyoruz, özellikle kız çocuklarıyla ilgileniyorlar. Televole kültürünün dayattığı hayat, güneşi, yaz mevsimini böyle kılıyor işte. Ekranlarda üç-beş kişinin yaşadığı o öykünülesi hayatlar karınca kararınca, herkesin kendi imkânı nispetinde yaşanmaya çalışılıyor. Kışın solaryum merkezlerinde tüketilen zamanlar, sıcaklar ile beraber rıhtımlara, kumsallara akıyor. Gidemeyenler ya da erken dönenler için yeni Park Ormanlarımız, Ömerli su havzalarımız var. Panço çadırlar, uyku tulumları eşliğinde, peder beyin, valide hanımın cüzdanından edinilen birikimlerle cepler dolu oluşan bir ortam bu. Hani meşhur kola reklamında da dayatılmıştı ya. ıki çocuk çadırı kurup, iki genç kızı, 'Siz bu gece burada kalamazsınız' diye gaza getiriyordu. ışte tam doğal reklam platoları oluşturuluyor. Araya bir haber daha eklemek lazım. Bu yıl Bodrum'a akan insan sayısındaki artış dolayısıyla ilçenin birçok yerinde kanalizasyon taşmaları olmuş. Taşan pis suların saldığı kokudan sokaklar geçilmez, oteller kalınmaz hale gelmiş. Bodrum müdavimleri, 'artık Bodrum out' diyorlarmış!

Elbette herkes istediği yaşam şeklini, tarzını tercih etmekte serbesttir. Gerçi ne menem pis çarkın, mide bulandırıcı kumpasların kurulduğunu bilmeyecek kadar saf da değiliz. Bu pırıltılı yaşamın harcadığı kurbanların listesini çıkarmak mümkün değil. Fakat esas hayret edilecek olan şey, manzara bu iken birilerinin nefes almaksızın bu ülkenin gerici, yobaz, dinci olduğunu habire haykırmalarıdır. Bu tablolara bakıp bakıp içinden hâlâ 'Türkiye ıran oluyor' diye geçiren insan var mı merak ediyoruz? Bir ekran klasiğimiz olan Televole'nin 500. yıl anma törenlerine baktığımızda bu tablo çok net görülüyor. 'Tarikatçı' denen Polat'ından, öykücü 'Heredot'una kadar tekmil alternatif hayat temsilcilerini bile, bu muşambadan düzlemde meşrulaşma çabası içinde görüyoruz. Tek tip giyim (göbek açık, piercing, dövme vs.), tek tip gıda tüketimi (fast food, kola vs.) ile tek tip yaşam tarzlarını körüklemeyi sadece bir tüketim endüstrisinin tuzağı olarak algılamak safdillik olsa gerek.

Bahsini ettiğimiz kola reklamının ilkini hatırlayacaksınız. ıki tane mahalle 'Tikky'sinin sokaktan geçerken 'etekler yukarı kalkacak, kalkmayacak!' iddiası.

Gençlik dilimini, modern yaşamcıların burslarla ortamlara hazırladığı, imkanı nispetinde ıstiklal Caddesi, Park Orman, Ömerli civarlarına akan, kapağı sık değişen telefonlar kullanıp Beyaz'ın sembolize ettiği 'Döncem sana'cıların oluşturduğu bir toplumu gericilikle suçlamak paranoyanın uç noktası değil de nedir?

Size bu yaz sıcağında abartılı gibi gelebilir ama, eylül ayı ile beraber, resmi kurumların açılış konuşmalarını dinlediğiniz zaman, o kırmızı yakalı büyüklerimizin, öğretim görevlilerimizin yüzlerinde derin kaygılar, dudaklarında gerginlik ile vereceği söylevleri dinleyince anlayacaksınız ne demek istediğimizi!

Hâlâ inanmazsanız, Laila, Reina gibi eğlence merkezlerinin boş şişe toplayıcılarına sorun bakalım. Onlar bu ülkenin geleceği hakkında neler diyecekler.

M. NEDıM HAZAR
ZAMAN

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir