Giriş yapmadınız.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

11.02.2006, 01:27

bir misyonerin günlüğü!

A. Turan Alkan son günlerdeki misyonerlik
>> > tartışmalarına farklı bir bakış getirerek,
>> > Türkiye'ye 'misyon' için gelmiş Hristiyan bir
>> > gencin Müslümanlığa uzanan anılarını köşesine
>> > taşıdı
>> >
>> >
>> > (lütfen sonuna kadar okuyun)
>> >
>> >
>> >
>> >
>> >
>> >
>> >
>> >Misyon!
>> >
>> >ılahi ışığı, henüz ıncil’in müjdesiyle tanışmamış bir ülkede
>>yaymak ve
>> >temsil etmek görevini
>> >üstlendiğim şu gün ne kadar mutluyum. Kendime söz veriyorum,
>>misyonum
>> >uğruna her fedakarlığa
>> >katlanacak ve sürünün kaybolmuş koyunlarını yeniden kazanmak için
>>var
>> >gücümle çalışacağım.
>> >
>> >8 Temmuz
>> >
>> >ışte Türkiye’deyim; bölge sorumlusu Tommy arkadaşla havaalanından
>> >kalacağımız eve giderken
>> >hayli uyarıcı bilgiler aldım; “Hemen başlama, biraz sağını solunu
>> >tanımalısın; Türkler acayip bir millettir”
>> >filan diye bir şeyler söyledi, ama aldırış etmedim. Bir dakika
>>bile zayi
>> >edilmemeli; görev kutsal, görev ağır.
>> >
>> >9 Temmuz
>> >
>> >Tommy’nin yanıldığı açık; bugün ilk tebliğimi yaptım bile. Adam
>>parkta
>> >öylece oturuyordu.
>> >Söylediğim her şeyi gülümseyip başıyla tasdik ederek saatlerce
>>dinlerken
>> >ruhumun göklere
>> >değdiğini hissetmiştim. Bizi seyreden simitçi, sonradan o adamın
>>sağır
>> >olduğunu söyleyince
>> >biraz moralim bozuldu ama olur öyle şeyler.
>> >
>> >11 Temmuz
>> >
>> >Üçüncü gün; Tommy hâlâ “erken henüz” diye ısrar ediyor.
>> >Mânâsız bir ısrar bu; kurtulması gereken o kadar çok ruh var ki
>>burada.
>> >
>> >Çorap almaya inmiştim semt pazarına. Nasıl oldu anlamadım ama eve
>>dönerken
>> >artık benim altılı
>> >çelik tencere takımım vardı. Önemli değil, tencere gerekli bir
>>araç nasıl
>> >olsa.
>> >Tencereci arkadaşa müjdeyi tebliğ ettim. “Ayıpsın abi, Hazreti
>>ısâ’ya can
>> >fedâ.” dedi, ben ağladım.
>> >Söz verdi, pazar toplantılarına gelecek; hatta bana bir adres
>>bile verdi.
>> >O adrese gidersem bir sürü insanı misyona katabilirmişim.
>> >
>> >21 Temmuz
>> >
>> >Tommy hâlâ “gitme, bak karışmam” diyor; işte bu aşırı
>>ihtiyatkârlık
>> >yüzünden buralarda
>> >ısa’nın mesajı yeterince bilinmiyor zaten.
>> >
>> >Gittim; şehrin kenarında kalabalık bir mahallede bir apartmanın
>>altıncı
>> >katına çıktım.
>> >ıçeride bir hayli erkek vardı; beni içeri aldılar, mobilyasız bir
>>salona
>> >geçtik. Çay getirdiler; hatır sordular.
>> >Tam lâfa başlarken biri parmağıyla “sus” işareti yaptı. ıçeriden
>>yaşlıca
>> >bir adam çıkıp salona gelince
>> >herkes gibi ben de ayağa kalktım. Sonra adam konuşmaya, bir nevi
>>vaaz
>> >vermeye başladı.
>> >
>> >şöyle bir dinledim; eh fena şeyler değil. Toplantıdan sonra
>>herkes
>> >birbirine sarıldı, yeniden çay ikram edildi.
>> >
>> >Burayı sevdim, yarın da geleceğim.
>> >
>> >2 Ağustos
>> >
>> >Yine aynı şeyler oldu; bir ara fırsat bulup salondaki arkadaşları
>>misyona
>> >kazandırayım dedim.
>> >Tam “ısa” demiştim ki, ihtiyar vaiz “ısa dedin de aklıma geldi.”
>>deyip çok
>> >tatlı bir bahis açtı.
>> >Öyle güzel anlatıyor ki başladım ağlamaya.
>> >
>> >Zor teselli ettiler; sonra ortaya sofra geldi. Yemek yedik.
>>Kuşbaşılı pilav
>> >nefisti; hele cacık!
>> >
>> >12 Ağustos
>> >
>> >Tommy beni tesbihle oynarken yakaladı. “Nereden buldun” diye
>>sıkıştırıyor.
>> >“Dükkanın birinden aldım.” dedim. Tesbih bana iyi geliyor,
>>meditasyon
>> >yerine geçiyor.
>> >Bir tane de Tommy’e mi alsam?
>> >
>> >6 Eylül
>> >
>> >Bugün hep birlikte camiye gittik. “Bakayım” dedim burada neler
>>yapıyorlar,
>> >nasıl ibadet ediyorlar.
>> >Mecit diye bir temiz yüzlü arkadaşım var cemaatten. Bana abdest
>>almayı
>> >öğretti caminin avlusunda.
>> >Tuvaletleri pek temiz değil ama abdest çok güzel bir olay.
>> >
>> >Fırsatını kolluyorum; bunların hepsini Protestan etmezsem bana da
>>Mahmut
>> >demesinler!
>> >
>> >16 Eylül
>> >
>> >“Nereden çıktı bu Mahmut?!” diye çıldırdı Tommy. “Kod adım.”
>>dedim.
>> >Anlamadı.
>> >Anlamaz tabii. Ben ne yaptığımı biliyorum. şimdilik sesimi
>>çıkarmıyor,
>> >toplantılara muntazaman
>> >devam ediyorum; ezan okununca “Hadi camiye gidelim Mahmut”
>>diyorlar,
>> >gidiyorum.
>> >“Neler okuyorsunuz fısır fısır?” diye sordum. Öğrettiler. Fatiha
>>çok güzel
>> >bir sûre.
>> >Tommy’e de öğretmeliyim.
>> >
>> >1 Ekim
>> >
>> >Tommy beni evden atmaya kalkıştı dün. “Seni kandırıyorlar,
>>Müslüman
>> >yapacaklar enayi.” diye çıkıştı.
>> >ıtiraz ettim, “Ben bunların içyüzünü öğrenmeye çalışıyorum Pastör
>>Tommy.”
>> >dedim.
>> >“Sırlarını öğrendiğim an, bunları sürü halinde önüme katıp
>>Sarayburnu’ndan
>> >denize sokup cümlesini birden
>> >çatır çatır vaftiz etmezsem bana da Mahmut demesinler.” dedim.
>> >
>> >“Çık dışarı aptal.” diye kovdu beni. Misyondan gelen aylığımı da
>>kesti.
>> >Vermezse vermesin,
>> >cemaatteki arkadaşlar aralarında para toplayıp verdiler. Geceyi
>>ucuz bir
>> >otelde geçirdim.
>> >Bugün Mecit’in evine taşınıyorum.
>> >
>> >Az kaldı az.. Dayan oğlum Mahmut!
>> >
>> >6 Kasım
>> >
>> >Mecit benim için istihareye yatmış; “Yeşil gördüm Mahmut.” dedi,
>> >“Nurlar içindeydin, hidâyet nasip oldu sana ne mutlu.” dedi.
>>Tabii aldırış
>> >etmiyorum, fakat hoşuma gitmedi de değil.
>> >
>> >9 Kasım
>> >
>> >Bugünlerde cemaate ıngilizce dersleri vermeye başladım; sabah
>>namazını
>> >topluca edâ ettikten sonra kuşluk
>> >vaktine kadar ders veriyorum. Kuşlukla öğle arasında tefsir
>>dersleri
>> >yapıyoruz.
>> >Beni artık iyice kendilerinden zannediyorlar.
>> >
>> >21 Kasım
>> >
>> >Yeni damat olduğum için dört günden beri günlük yazamadım.
>>Mecit’in
>> >teyzesinin kızı Sabiha ile nikahlandık dün.
>> >Nikâhımızı Saadettin Hoca kıydı sağ olsun. Sünnet dediğin ise
>>sinek ısırığı
>> >gibi bir şey zaten, çabucak geçti.
>> >Bu sabah yolda Tommy ile karşılaştık. “Kiliseye yazdım, seni
>>defterden
>> >sildiler.” dedi.
>> >Güldüm, hâlâ o bayatlamış misyoner kafası işte. Benim din
>>değiştirdiğimi
>> >sanıyor gerzek. Halbuki ben...
>> >
>> >28 Kasım
>> >
>> >Ne kadar üzgünüm. Mecit, “Nasip değilmiş, seneye gidersin” diyor.
>>Hac
>> >kayıtları kapanmışmış.
>> >ıstesem ecnebi pasaportumla Mısır üzerinden vize alır giderim,
>>ama ben
>> >olayı içeriden,
>> >herkesle bütün mü’minlerle birlikte yaşamak istiyorum oysaki.
>> >
>> >19 Aralık
>> >
>> >Sabiha ile teheccütten sonra Yaşar Hoca mevzusu geçti aramızda.
>> >Yav bu Yaşar Nuri Hoca iyi adam hoş adam fakat ne bileyim çok
>>modern bir
>> >duruşu var gibi sanki;
>> >hani, “ıslâm’ı en iyi ben bilirim” şeklinde bir dayılanma.
>> >
>> >Öğleden sonra yayıncımla sözlü anlaşma yaptık; ilk eserim iki ay
>>sonra
>> >çıkıyor:
>> >“ıslâm’ın selefî boyutlarına dinamik bakışlar”. Yayıncım, “fiyatı
>>iki lira
>> >yaparsak üç yüz bin satarız.” diyor.
>> >
>> >
>> >AHMET TURAN ALKAN- ZAMAN 16.01.2005

rainali

Acemi

  • "rainali" bir erkek

Mesajlar: 11

Konum: Birecik/Sanliurfa

Meslek: Muhasebe Memuru-Öğrenci

Hobiler: Sosyoloji

  • Özel mesaj gönder

2

11.02.2006, 21:19

Misyonerlik

Saygı değer arkadaşım...... Güzel bir yazı aktarmışsın......
Misyonerler hepimizin bildiği gibi içimiza kadar sımış olsalar bile üstadımızın dediği gibi uyanık olmamız ve risale i nurlarda anlatıldığı gibi kurt gövdenin içine girmiş olup gövdemizi kemirmekte..... Bu kemirgenlerden biri plan misyonerler de bu günlerde iyi çalışmaktalar ..
Bundan bir kaç ay önce Birecik gibi dindar insanların toplum bazında etkin olduğu bir yerde incil dağıtma gafletinde bulunmuşlar. Ama tersine buradaki kardeşlerimizin hizmetlerde dahada fazla çalışmalarına sebeb olmuşlar ve buradaki gençlerin biraz daha islamiyete sarılmalarına sebeb olmuşlardır......
Bize düşen görev bence hizmetlerimizde kusur etmeden hizmetlerimizi artırıp bu tür insanlara boş zemin bırakmamamızdır.........
Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayattan lezzet alır. Bediüzzaman

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir