Giriş yapmadınız.

1

03.07.2005, 15:28

Bir dönem zindanıydı, camisi oldu

Bir dönem zindanıydı, camisi oldu
Bir zamanlar içinden çıkmak için dua ettikleri yere şimdi Allah aşkıyla giriyorlar. 1892 yılında inşa edilen Meryem Ana Kilisesi ve içinde bulunanların ilginç hayat öyküsü:
03 Temmuz 2005 13:20



Gaziantep'in farklı semtlerinden gelip Kurtuluş Cami'nde saf tutan eski mahkum ve tutuklular, bir köşede, 'çileli günleri, gardiyanların zorbalığını ve yaşanan acı tatlı olayları' konuşuyor.

DAVUT UÇAR'ın haberi

Bayram Yener 71 yaşında, 1955 yılında adam öldürmek suçuyla tutuklandı. 1892 yılında inşa edilen Meryem Ana Kilisesi Cumhuriyet döneminde cezaevine çevrildi. Bayram Yener'de adam öldürmek suçuyla 1955-1957 yıllarında burada 3 yıl kaldı. Cezaevi, 90 yılların başında Kurtuluş Cami adıyla ibadete açıldı.

şehir merkezinde 3 kişinin öldürülmesi olayına karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan Yener, beraat kararına kadar cezaevinin 2. katındaki 7 nolu koğuşta gün saydı.

Güvenlik birimlerinin araştırmaları sonucu masum olduğu anlaşılan Yener, yaşadığı günleri gülerek anlatıyor. 3 yılını geçirdiği cezaevinde ilginç olaylara tanıklık ettiğini aktaran Yener, mahkumiyet hayatını şu sözlerle dile getiriyor: "ılk geldiğimde 2. kat 7 nolu koğuşta kaldım. Sonra bir anlaşmazlık sonucu bizi 'keşiş' lakaplı bir adamın koğuşuna koydular. Günlerimiz daha çok ibadet ve değişik koğuşlarda sohbetlerle geçerdi. Burada bulunanların tek isteği, hüküm yediyse buradan kaçmak, masumsa hakkında beraaat kararı verilmesiydi. ıçerde kaldığım süreçte unutamadığım kişilerin arasında Emrullah isminde bir savcımız vardı. Kulakları çınlasın çok iyi insandı. Hakkını ödeyemeyiz. Hala yaşıyor mu bilmiyorum. Öldüyse mekanı cennet olsun."

Yener, namazlarında sürekli iftiracılarına beddua edermiş. Allah'tan affını isteyen Yener, "Dualarımda, Allah'tan hakimlerin kalplerine merhamet vermesini isterdim. Son duruşmamda, 'hakime sizin altın kalpli vicdanlarınıza sığınıyorum. Benim üzerimde, suça ilişkin delil varsa burda kalayım. Masumsam burada kalmam günahtır. Beraatimi istiyorum.' dedim. Enver Koçak isminde benim idamımı isteyen bir avukat vardı. Hakime, Sayın hakimim! Bu Enver bey hukukçu olsa benim idamımı istemez. Çok çok 448. maddeye göre silah bulundurmaktan 8 ay mahkumiyetimi isteyebilir. Fakat üzerimde silahta yoktu. Enver bey, hukukçuluğu para kazanmak ve reklam yapmak için yapıyor, bunun hukukçulukla alakası yok." diyerek beraat aldığı günkü savunmasını anlatıyor. Yener, 6 kişiyle yargılandığı davada 2 kişinin gün aldığını, 5 kişinin ise serbest kaldığını kaydetti.

Çervesinde Bayram Çavuş lakabıyla tanınan Yener, hapishanedeki hücreleri unutamadığını söylüyor. Tutuklu kaldığı mekanın birgün gelipte cami olacağını aklının ucundan bile geçirmediğini aktaran Yener, cemaate yetişmek için minübüsle Kurtuluş Cami'ne geliyor.

Serbest kaldığı gün arkasına bakmadan evinin yolunu tutan Bayram Yener, sokağından geçmek dahi istemediği mekanda huşu içinde namaz kılıyor. Yener, namazın ardından Kurtuluş Cami'nde hapis yatan birilerini bulduğunda onlarla sohbet ediyor. Bayram Yener, sohbetlerde daha çok gardiyanların tutumları ve koğuşlar arası ziyaretlerin konuşulduğunu söylüyor.

Bayram Yener'le aynı kaderi paylaşan Zeki Bayın'ın hikayesi ise nüfus cüzdanını kaybetmesiyle başlıyor. 61 yaşındaki Bayın, kimliğini kaybettiğine dair gazeteye ilan vermemiş. Başka biri tarafından kimliği kullanılarak suça karışan Bayın, olayı şu sözlerle özetliyor: " Kimliğimi kaybettiğime dair gazeteye ilan vermemiştim. Birileri kimliğimi kullanarak suç işlemiş. Gaziantep-Kilis arasında Kertel Karakolu vardı. Karakol komutanı şerif Çavuş beni yakalayarak Antep' getirdi. Beni içeri koydular."

Suçsuz olduğunu 5 ayda ispatlayan Bayın, "Burada az kalmama rağmen sıkıntılı günlerim oldu. Allah kimseyi özgürlüğünden alı koymasın. Yıllar sonra koğuşlarını adımladığım mekanda secdeye varmak beni gerçekten duygulandırıyor. Bir yandan, namazda kendimi Allah'a vermeye çalışırken bir yandan da anılarım canlanıyor. Bazen cemaatte burada yatmış insanları görüyorum. Namaz sonrası kısada olsa sohbet ediyor, geçmişi yad ediyoruz. Fırsat buldukça vakit namazlarını Kurtuluş Cami'nde cemaatle birlikte kılmaya çalışıyorum." diye konuşuyor.

1873-1892 yıllarında, ıstanbul'da ünlü mimarlar yetiştiren Balyan ailesinden Sarkis Balyan'ın tasarımına göre inşa edilen Meryem Ana Kilisesi bugün Kurtuluş Camii olarak kullanılıyor. Tepebaşı Mahallesi'ndeki yapı 1920'lerden 1980'Ierin sonuna kadar hapishane olarak değerlendirilmiş. Döneminin ünlü taşçı ustası Sarkis Taşçıyan tarafından inşa edilen tarihi bina Neoklasik üslûbla yapılmış. Meryem Ana Kilisesi, 1990'lı yılların baıında camiye dönüıtürülerek Kurtuluş Cami ismiyle ibadete açılmış.

Kaynak - Haber7
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir