Giriş yapmadınız.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

16.04.2010, 08:20

Din inhisar altına alınamaz

DİN İNHİSAR ALTINA ALINAMAZ



Kur'ân'ın ve Hz. Muhammed'in hayatının doğru anlaşılması ve
anlatılması gerektiğini belirten CHP lideri Baykal, ''Dinin bir başka
amaçla, servet, menfaat beklentisi içinde olanlar tarafından inhisara
alınmış gibi takdim edilmesi İslâmın özüne yapılabilecek en büyük
saygısızlıktır. İslâm, iman, sorumluluk ve kurtuluş bakımından bireyi
esas alır. Her insan aklı ve kendi hür iradesiyle sorumluluğunu
üstlenir, hiç kimse bir başkasının günahını çekmez” dedi.

İLK MÜSLÜMANLARIN İÇTENLİĞİ

Baykal, “1400 yıl önce, en karanlık günlerde, Hz. Muhammed'in
yoluna girdiğini ifade eden, büyük bir belirsizlik ortamında, hiçbir
örnek yokken sadece Allah'ın peygamberi olduğunu ifade ettiği için ona
iman ederek, inanarak, geleceğin ne getireceğini, yarının ne olacağını
bilmeden çok büyük bir yolculuğa cesaretle çıkan ilk Müslümanların ruh
halini, samimiyetini, içtenliğini ve inancını Allah'ın hiçbirinizden
eksik etmemesini diliyorum'' diye konuştu.

Ortak vicdanın sesi

DİYANET İşleri Başkanlığınca ‘’2010 Kur’ân Yılı’’ etkinlikleri
kapsamında ‘’O’nun Hayatı Kur’ân’dı’’ başlığıyla düzenlenen ‘’Kutlu
Doğum Haftası’’nın açılışı İstanbul Haliç Kongre Merkezinde yapıldı.
Açılış töreni, Fatih, Süleymaniye ve Eyüp Sultan camileri
imam-hatiplerinin Kur’ân-ı Kerim okumasıyla başladı. “Kutlu Doğum
Haftası”nı açılışına ilk kez katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
konuşmasında kullandığı üslup ve cümleleriyle dikkatleri üzerinde
topladı. ‘’İslâm’ın toplumsal hedefinin adaletli ve ahlâklı bir düzeni
kurmak ve toplumu gerçekleştirmek olduğunu’’ söyleyen Baykal, Kur’ân
âyetlerinden alıntılara yer vererek, ‘’Hz. Peygamber, gelen vahyi tebliğ
etmesiyle canlı ve hayatla iç içe kişiliğiyle, Kur’ân âyetlerini hem
fiilleriyle, hem de sözleriyle tefsir etmekteydi. Hz. Muhammed’in
hayatı, Kur’ân-ı Kerim’in bizzat bir tefsiridir. Böylece Hz. Peygamber
Kur’ân-ı Kerim’in yaşanılabilir olduğunu ortaya koymuştur’’ dedi.

Hz. Muhammed’in insanlık tarihinde bir dönüm noktası olduğunu
belirten Baykal, onun başka bazı peygamberler gibi uluhiyeti bizzat
kendisinin temsil etmediğini, onun bir beşer olarak ilâhi bir mesajı
taşıdığını, uluhiyetin Allah’ta olduğunu, İslâm inancında bunu
peygambere isnat etmenin olmadığını ifade etti. Baykal, Hz. Muhammed’in
kurban olmuş değil, örnek olmuş bir insan olduğunu, yaşayarak bir makama
çıktığını ve bir akıl peygamberi olduğunu kaydederek, vahyin akılla
çelişmediğini belirtti.

‘’ÖRNEK ALMAK, TAKLİT ETMEK ’’

Baykal, ‘’Kur’ân, Hz. Muhammed’in en güzel örnek olduğunu
belirtir. Örnek olmak, taklit edilmek anlamına gelmez. Hz. Muhammed’in
taklit edilmeye değil, anlaşılmaya ihtiyacı vardır’’ diye konuştu.
İnsanlar arasındaki üstünlüğün, Rabbe olan yakınlığın, Rabbe olan
sevginin, saygının, samimiyetin seviyesiyle belli olacağını söyleyen
Baykal, bu konuda herkesin eşit şansa sahip olduğuna dikkati çekti.
Kimin daha iyi Müslüman olduğunu ancak Allah’ın bileceğini söyleyen
Baykal, İslâm’ı doğru anlamanın tek yolunun Kur’ân’ın ve Hz. Muhammed’in
hayatının doğru anlatılmasını sağlamak olduğunu kaydetti. Baykal, şöyle
devam etti: ‘’Dinin bir başka amaçla, bir servet, bir menfaat
beklentisi içinde olanlar tarafından inhisara alınmış gibi takdim
edilmesi İslâmiyet’in özüne yapılabilecek en büyük saygısızlıktır.
İslâm, iman, sorumluluk ve kurtuluş bakımından bireyi esas alır. Her
insan aklı ve kendi hür iradesiyle sorumluluğunu üstlenir, hiç kimse bir
başkasının günahını çekmez, herkes kendi günahının ve sevabının
sahibidir. Cennete ancak hak eden girer. Cennette hiçbir cemaate toplu
rezervasyon yapma imkânı yoktur.’’

ŞÛRÂ VE İSTİŞARE ŞART

Baykal, Kur’ân’ın ve İslâm’ın siyasetle ilişkisi konusunda
yanlışlıklara karşı herkesin duyarlı olmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Şûrâ, adalet ve işlerin ehline verilmesi gibi ilkelerin Kur’ân’ın
öngördüğü temel ilkeler olduğunu vurgulayan Baykal, şunları kaydetti:
‘’Ama bunlar herhangi bir devlet modelinin, rejim biçiminin, herhangi
bir siyaset anlayışının tekelinde olmayan evrensel, her zaman ve her
rejim için, her siyaset için mutlaka gözetilmesi gereken temel
ilkelerdir. Elbette istişare olmadan doğru fikre ulaşmak imkânı yoktur.
Doğru, kimsenin tekelinde değildir, istişare şarttır. İstişareyi ister
mecliste yaparsın, ister partiyle yaparsın, ister kendi çevrendeki bilim
adamlarıyla yaparsın, ama istişare şarttır. Şart olan İslâm’ın
öngördüğünü şuradır. Şûrânın biçimini, devletin düzeni tayin eder. İşi
ehline vereceksin. ‘Benim adamımdır, yakınımdır, dostumdur, hısımım,
akrabamdır’ diyerek iş vermeyeceksin, Adaleti gözeteceksin. Adaletsiz
yönetim olmaz. Padişahlıksa da adalet olacak, cumhuriyet ise de adalet
olacak, demokrasiyse de adalet olacak. Hangisinin olacağına Kur’ân karar
vermiyor. Kur’ân, bir devlet rejimi tavsiye etmiyor. Hz. Muhammed,
hayatının belli bir noktasından sonra devlet başkanı olarak sorumluluk
üstlendi, ama bu Kur’ân’ın İslâmiyet’in belli bir devlet rejimi önerdiği
anlamına hiçbir şekilde gelmez, gelmemiştir.’’ Hz. Muhammed’in vefat
ederken yerine kimseyi bırakmadığını, onun vefatını takip eden siyasî
gelişmelerin, Kur’ân’ın bunu insana bıraktığını gösterdiğini söyleyen
Baykal, ‘’İslâmın toplumsal hedefi, adaletli ve ahlâklı bir düzeni
kurmak ve toplumu gerçekleştirmektir.’’

İLK MÜSLÜMANLARIN HALİ

Kur’ân’ın bir hukuk kitabı olmadığını, İslâm’a göre iman,
sorumluluk ve kurtuluşun bireysel olduğunu savunan Baykal, ‘’Hiç kimse
ne Müslüman olması için, ne de Müslümanlığı yaşaması için zorlanabilir.
Kimin iman etmiş olduğu, ne zaman imanın gerçekleşeceği, o kişinin kendi
takdiri ile ortaya çıkacak bir iş değildir, Allah’ın takdirindedir’’
diye konuştu. Baykal, sözlerini, ‘’1400 yıl önce, en karanlık günlerde,
İslâmiyet’in müjdesini Hz. Muhammed’in vermeye başladığı günlerde, büyük
bir içtenlikle Hz. Muhammed’in yoluna girdiğini ifade eden o ilk
Müslümanların büyük bir belirsizlik ortamında hiçbir örnek yokken sadece
Allah’ın peygamberi olduğunu, Kur’ân-ı Kerim’in nazil olmaya
başladığını ifade ettiği için ona iman ederek, inanarak, geleceğin ne
getireceğini, yarının ne olacağını bilmeden çok büyük bir yolculuğa
cesaretle çıkan o ilk Müslümanların ruh halini, samimiyetini,
içtenliğini ve inancını Allah’ın hiçbirinizden eksik etmemesini
diliyorum’’ şeklinde bitirdi.

PEYGAMBERİMİZ ŞEFKATLİ OLMAYI ÖĞRETTİ

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu açılış töreninde
yaptığı konuşmada, Kutlu Doğum Haftası’nda Hz. Muhammed’i anlamanın
gönül dünyası için bir sığınak olduğunu söyledi. Kur’ân ve Peygamberin
toplumu buluşturan, birleştiren temel değerlerden olduğunu kaydeden
Bardakoğlu, Hz. Muhammed’in tevazuyu, tatlı dili, güler yüzü, tüm
varlıklara karşı şefkatli olmayı öğrettiğini söyledi. Çağın getirdiği
sıkıntılara işaret ederek, Peygamberin yaptığı çağrıya bugün her
zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, ‘’Onun
örnek aile hayatını, nefret ve intikam duygularını sevgi ve şefkate
dönüştüren rahmet ve barış yüklü mesajlarını tam anlamıyla anladığımızda
din, dil ve ırk gibi aidiyetlerimizden kaynaklanan yapay ayrılıklar ve
çatışmalar, yerini sevgi, saygı ve hoşgörüye bırakacaktır’’ diye
konuştu.

BAŞBAKAN ERDOĞAN: ZAMANLARI AŞAN EBEDİ MESAJ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Kutlu Doğum Haftası’’nın törene
gönderdiği mesajda, ‘’Kanla, gözyaşıyla, acı ve zulümle sarsılan
insanlığın bugün de Peygamberimizin zamanları aşan ebedi mesajını,
sevgi, barış ve merhametini hatırlamasını ümit ediyoruz’’ ifadesini
kullandı. Başbakan Erdoğan ayrıca, ‘’İlahi mesaj bundan tam 1400 yıl
önce Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed aracılığıyla insanlığa ulaştı.
‘Oku’ emriyle nazil olmaya başlayan Kur’an-ı Kerim, o andan itibaren tüm
insanlığı kucakladı ve sıcaklığıyla, hikmetiyle, nuruyla kuşattı.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; ‘İman etmedikçe cennete gidemezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız’. Hiç
kuşkusuz bugün sevgili Peygamberimizin hikmetli sözlerine, yolumuzu
aydınlatan Hadis-i Şeriflerinden ilham almaya her zamankinden çok daha
fazla ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

DEVLET BAKAN ÇELİK: İNSANLIĞI ETKİLEDİ

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ‘’Bugün dünyanın birçok yerinde hâlâ
dili, dini, rengi ve ırkı yüzünden insanların haksızlığa maruz kalması,
ne kadar üzücü ve ne kadar düşündürücüdür’’ dedi. Peygamber sevgisinin
tarih boyunca sanat ve edebiyatta, müzik ve mimaride yer ettiğini dile
getiren Çelik, bu sevginin şair ve edebiyatçıların da en büyük ilham
kaynağı olduğunu anlattı.

TBMM BAŞKANI ŞAHİN: İSLÂM İLE TERÖR

YANYANA GELMEZ

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ‘’Müslümanları terörle anmak
isteyenlere, İslâm ile terörizmi yan yana getirmeye çalışanlara en iyi
cevap, İslâm’ın kardeşlik, barış ve hoşgörü anlayışıdır’’ dedi. Hz.
Muhammed’in hayatı boyunca insanlığa rehber olduğunu ifade eden Şahin,
‘’Peygamberimiz ve Kur’ân-ı Kerim, hep iyi insan olmanın yolunu gösterdi
bize. İslâm dinini ve Kur’ân’ı doğru öğrenmeye ihtiyacımız var.
Günümüzde teknoloji hızla gelişiyor, hayatımızı kolaylaştırıyor. Tüm
bunların insanı daha huzurlu ve mutlu kılması gerekmez mi? Ama maalesef
böyle olmuyor. İnsanî değerler giderek zayıflıyor. Dünyanın çektiği
acılara bir bakalım. İşgaller, savaşlar, insanlık suçları, terörizm,
katliâmlar, ırkçılık, açlık, sefalet ve daha nice vicdanları yarayan
sorunlar... Tüm bunlar için dünyada birçok sebep gösteriliyor, çözüm
yolları aranıyor’’ şeklinde konuştu.




Gündemin nabzını
tutmak için tıklayın!
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir