Muhabbet Fedâileri

Muhterem kardeşim ıftirayı atanmıdır Fesat çıkaran yoksa iftiraya uğrayıp birşeyler deme niyetinde olan mı. Siz müfteri olduğunuz gibi kavramları da karıştırmaya başlamışsınız....


Amacımız polemik olduğunu yine bir zan heyyülası ile atmışsınız...

Sizdeki hesap gök gürlemesi şimşek çakması ama yağmur yağdırdığınız yok. Hiç değilse efendi gibi dinlemeyi bilin ki ıhvan sırrına erelim.

Biz mülahazamızı yazdık siz yaranız mı var gibi saygısız bir ifade kullandınız.. Yerimde başkası olsa çok şeyler derler de bu güzide formun ruhuna aykırı olduğu içindir şahsınızın anlayışına havale ediyoruz....

Terbiyesizlik etmedik keyfi nefsi de konuşmadık edebsizliğinizi başkalarının üzerine yıkarsanız böyle cevap alırsınız....

Üstad Hzleri edebi, efendiliği büyüklere hürmeti öğretir edebsizliği değil önce bunu ders almalısınız kendinize....

ruhefza doğrular söylenecekse kilitlemek en büyük yanlış olur. Polemik yapan yok sataşan yok Efendi gibi konuşmak varken bu şeditlik sertlik niye

Konuyu proveke eden bir kişi var oda meseleyi söylemek istediklerimizi anlamadan dinlemeden yazı yazan Muha denen Muhabbetten yoksun şahıstır.

Kimseyi muhatab almadım Aziz kardeşim yazarken..

Sadece artık bu başlık kilitlensin istedik..

Sükûnet için de lâzım bence..

Yoksa bu işin arkası gelmez..

Alıntı sahibi ""MeRCaNDeDe""

Muhterem kardeşim ıftirayı atanmıdır Fesat çıkaran yoksa iftiraya uğrayıp birşeyler deme niyetinde olan mı. Siz müfteri olduğunuz gibi kavramları da karıştırmaya başlamışsınız....


Amacımız polemik olduğunu yine bir zan heyyülası ile atmışsınız...

Sizdeki hesap gök gürlemesi şimşek çakması ama yağmur yağdırdığınız yok. Hiç değilse efendi gibi dinlemeyi bilin ki ıhvan sırrına erelim.

Biz mülahazamızı yazdık siz yaranız mı var gibi saygısız bir ifade kullandınız.. Yerimde başkası olsa çok şeyler derler de bu güzide formun ruhuna aykırı olduğu içindir şahsınızın anlayışına havale ediyoruz....

Terbiyesizlik etmedik keyfi nefsi de konuşmadık edebsizliğinizi başkalarının üzerine yıkarsanız böyle cevap alırsınız....

Üstad Hzleri edebi, efendiliği büyüklere hürmeti öğretir edebsizliği değil önce bunu ders almalısınız kendinize....

ruhefza doğrular söylenecekse kilitlemek en büyük yanlış olur. Polemik yapan yok sataşan yok Efendi gibi konuşmak varken bu şeditlik sertlik niye

Konuyu proveke eden bir kişi var oda meseleyi söylemek istediklerimizi anlamadan dinlemeden yazı yazan Muha denen Muhabbetten yoksun şahıstır.

Hangi iftiradan bahsediyorsun abuk sabukzade, ortaya mixer gibi çıkarsın karşınada hak ettiğin cevabı veren sizler gibi sistemin kiriyle nemalanmayan, bir ferasetli bir mümin çıkıpda zikrinden sakladığın fikrini ortaya ifşa edincede iftira ediliyor diye, acitasyon yapıp feryat figanla karışık birde her türlü aba altı sopası tehdidini savuruyorsun, sonrada müsbet hareket tripleriyle bunu kamufle ederek ve herşeyi bildiğini zanneden tavır ve triplerle, milletide koyun yerine koyma edasıyla bugüne kadar her türlü malıda götüren , tahribatıda yapan sen ve senin zihniyetindeki enaniyet fıçıları güruhu değilmi!... artık o milleti uyuttuğunuz devirler kapandı ınşaallaah, sultalar taasublar buraya kadar, Risalei Nura Rahmetli Zübeyir abi kabrinden çıksa gelse ve ters düşse orda dur bakalım deme şuurunun bilincine varan Üstadın kendilerine Risalei Nurdan başka gayrı hiç birşeyi varis ,dayanak ve yol gösterip fikir alınacak kimseyi ve hiç bir şeyi bırakmadığını ve sadece Risalei Nurun düstur edilmesi gerektiği şuuruna eren hakiki o ilk evvelki Zübeyir ,Hulusiler misal nur gençler geliyor,artık bu demogojilerinizin 2 para etmediği günler kapıda ınşaAllah... ne Allahın Resulü davasını anlatırken, nede Üstad kıvırmış sizler misal, Üstadın zamanındaki hizmette, talebelerininde hayatı ortada tebliğini dosdoğru Allahtan başka kimse ve hiç birşeyden çekinmeden gerekirse hapsi göze alıp, gerekirse hayatlarını göz kırpmadan feda edebilecek noktada, tebliği, irşad ve cihad vazifesi olan, hizmeti ifşa etmişler.. takii sizler gibi bir güruh içeri enjekte olunarak bu hizmet ehlini bugün uyudukları uykudan uyanana kadar uyutmayı başarana kadar, ama Allahın izniyle Ashabı Kehf ve Rakim işte o Rakim ashabı uyanıyor Allahın izniyle, işleri zor, önce inşaAllah içeri sızmış sizler misal zehirli toksit atıkları temizleyecek, sonrada Mehdi Azamın talebeleri olarak bir gün gelmesi muhakkak olan Hz. Mesih as. la birlikte fesattan kirden bozgunculuktan yeryüzünü temizlemeye vesile olacaklar Allahın izniyle, Mehdiyi Azam sufyanı deccalin tahribatınıda, mesih deccallin şahsi manevisinin tahribatınıda kısmen tevhid ve tekvin noktasında o tahribatı tamir ederek görevini tamamlamış ve terki diyar eylemiş ve bugün bu Nur gençlerin gelip hizmeti devralması için melekut alemine çekilmiş ve ordan en başta efendimiz ,Resulu Ekrem asm. ile ve cümle Enbiya as.ve evliya larla r.a.vede meleklerle izlemektedirler, Allahın izniyle...müslüman milletin başına dinsizliği devlet kanunu olarak getiren ,sufyan Atatürk bugün bu milleti dinsiz yapamadıysa Bediüzzamanın vesile olması sayesindedir.Bugün müstekbirler darvinizmcilikten, nasyonalizmden, materyalizmden ,ateizimden dönüş yaptılarsa Tekvin üzerine plan uygulamıya başladılarsa oyunlarını bozmaya vesile olan Mehdiyi Azamın yüzündendir.30-40 sene önce nerdeyse moda, entellüektellik sayılan kominizmler ateizmler nerde şimdi... kim bunlara seddü zülkarneyn misal sed olup, zülfikar misal kafasını kopardıda ve dahi kıyamete kadar sukut ettirdi.Evet Allah işini yarım bırakmamış ve bırakmazda en güzel mekir kuranda odur bekleyin ve görün mixerler güruhu yakındır ınşaAllah.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.

Allah razi olsun kjviespe abi.

Anlaması lazım artık, sizin bu mantıklı cevaplarınızla. Ben daha yazmayacam, sonra sorumlu çıkarım Mazallah. Rabbim herkese Risale-i Nur ferasetiyle hareket etmeyi nasip etsin ve bu feraseti kalbine derc edene de Hafiiz olan Rabb muhafaza etsin. Amin ecmain.

Tartışma- ıstişare ciddiyet ve edeb isterde muhattab seviyesiz olunca sonuç bu oluyor. Ee bizde anlayacaklari dilden kendilerine iade edelim

Öyleki insanın böylesi sözde kardeşleri varken düşmana ihtiyaç mı kalır. Elbette ki hayır...

Haydar Baş ve avenesi ile iftira yarışında ortak çıkmaz demiştikte yanışmışız... ılham kaynakları iki şahıs meydanı boş bulmuşlar sallayıp duruyorlar

Ülkemizde önyargılı, ideolojik saplantılı ve maksatlı yaklaşımlar ve saptırmalardan dolayı bazı konularda konuşmak oldukça zor. Bilhassa Müslüman olarak, sarf edilen sözlerin Allah adına telakki edileceği ve bugün ve yarin için insanlarda bırakacağı müspet veya menfi tesirlerin yani sıra, Ahiretteki yerinizi de hazırlayan bir öneme sahip olduğu göz önüne alındığında, bu zorluk daha da artıyor.

Hiçbir vakit ihtilaf meselesi olan meseleleri dile getirmedik...korktuk ki nifaka dönsün....hiçbir vakit biz şöyle yapıyoruz...bu iyidir güzeldir...şu ayet bu hadis bunu emrediyor....gibi beyanatlarda bulunmadık....kısaca hiçbir vakit "biz iyiyiz...biz dogru yapıyoruz vs gibi" iddialarda bulunmadık....fakat birileri her daim bu hizmetinin bu ekolünün kötü oldugu yanlıs yaptıgı iddiasındalar..iddialardan öte karalama kötüleme tekfirlere kadar gitmekteler...

Düşünme özürlüler de sadece cemaat eleştirisi yapmaktan Üstadın yazdığı Üstadımızı cahil temayülleri gösterip anlamlarını değiştirmeye kalkanlar düşünmeye vakit bulamıyorlar.

Kelimelerin içlerinin cıvık ve kaypaklaştığı bir ülkede, derdinizi ortalıkta dolanan kelimelerle anlatacak ADAM bulmak çok zor.Çünkü fikirleri de kendileri gibi cıvık ve kaypaktır.

ıçi boşalan sadece kelimeler değil, kelimeleri kendilerine, düşüncelerine, ideolojilerine ya da amaçlarına paravan olarak gören kişiler.Bunlarla gündem değil mümdem bile olamazlar.

Bu ülkede dini dert ediyorum diyenlere bir bakın.Dünya meşgalesi sıkıntıları öyle ruhlarına işlemişki adamlar felç olmuş adeta.Zaten dünya endişesi olmayan öteki grupta entellektüel, moda müslümanı olmuş.

Artık çoluk çocuğun bile ezbere bildiği saçma sapan, ipe sapa gelmez suçlamalar, metinler mahalleli gibi dedikodular bu admaların gündemini işgal eden en birinci olaydır. Alkış alkış adamlar az uz iş yapmıyorlar.

Hadi laiklerin kafirlerin masonların amacı belli.ınançlı insanları rencide etmek için en küçük fırsatı değerlendirip, yukarıda örneğini verdiğimiz gibi çarpıtmalarla yüklenmeleri anlaşılmaz değil.Sözde kardeşlik edebiyatı yapan yalancılıkları tescillenmiş genlerinde bozukluk bulunan bu yaratıkların yaptığına ne demeli.

Yatarken de herhalde yarın nasıl küfretsek bu insanlara diye heyecanla bekliyorlar.Amcamlar yazısını büyük bir keyifle bu dedikoduları haddi aşan eleştirileri kullanmakta taşırmakta yaymakta bir dakika beklemezler.

Mahalle köşelerinde oturan dedikodu yapan ablalarımız bile bu kadar cürretkar değil

Oysa

Biz demiyoruz ki bu yolda sadece biz varız????biz demiyoruzki en iyi en dogru biziz????biz demiyoruzki bu işi sadece biz yapıyoruz????bizim amacımız bu dine omuz verenlerden olmaktır....ve ne kadar el ne kadar omuz bu yuke uzanırsa o kadar memnun oluruz....cemaati veya tarikatı ne olursa olsun islam yolundaki her cemaatin her tarikatın ve herkesin islam için yaptıgı en kucuk bir hizmetten kendimiz yapmıs gibi sevinir....onlara destek oluruz.....

Ama o kadar cürretkarlar ki tıpkı Haydar Baş ve onun benzeri sapıklar gibi neredeyse siz Müslüman değilsiniz diyecekler....


Bu cahiller topluluğu Tüm hakikatlere karşı papağan vazifesi görmeye devam etmekteler. Çünkü kendi dünyalarının tüm kaleleri yıkıldığı için yalancı bir cennetle hayat sürdürmeye Bediüzzaman gibi birini kendi tekellerine alıp saptırmaya uğraşmaktalar.

Fakat ne yazıkki bu hizip topluma yabancılaşan problemli kişiliklerden olusuyor.Yazdıklarına bir bakın müslümanlar hakkında son derece ahlaksız, seviyesiz bayağı yakıstırmalar ve ifadeler kullanıyorlar.

Siz Peygamberin hayatında böyle bir yaşam şeklimi gördünüz ki savunduğunuz garabet düşüncelerinizin adına ıslam diyorsunuz.


ÜSTADIN sözde avukatları çıkmış Üstad adına ahlam kesip siz şusunuz bu sunuz deyil gürlüyor. Bunun adına sadece KÜSTAHLIK denir ki oda bu iki şahısta fazlasıyla mevcut olduğu görülüyor.

Ahdimi çiğniyorum kardeşim.

Felsefe yaparak bize empoze edemezsin felsefevari düüşüncelerini. Bir de gelmiş bize feyyülacı dersin.
Madem birbirimizin düşüncelerini anladık, artık şerrinden kurtulmak için bunu diyorum. Huzurumuzu bozma. Burası tavizsizlerin yeridir. Küstahsam ben hizmetim için küstahım. Hizmetim içini kardeşlerim için şaklabanım, hizmetim için fedaiyim. Hizmetim için, Kardeşlerim için her ama her tehlikeye göğüs gererim. Tehlikeye göğüs gerrim derken kendini nimetten sayma. Sen ancak sivrisineksin fakat mide bulandırıyorsun. Burası aradığın yer değil kardeşim. Bataklıklar senin yerin. Atatürk'ü seven, o anlayışla karışmış güyya hizmet edenlerin bataklığa çevirdikleri platformlara haydi

Senin hizmetine gelince... Bizlerin anlamış olduğu hizmete uymuyor. Bunun kat'i hüccetleri tezahür etti zaten seninle.
Allah'a emanet ol.

Konuyu kilitliyorum, tekrar yöneticiler arasında müzakere etmek için. Gidişatından memnun değilim.

Fethullah Gülen´i tasdik ettirme çabaları

Yazar: Ahmet Tekiner - 12.11.2008



M. Fethullah Gülen´in şahsî faziletini, Bediüzzaman Hz.lerinin talebelerine ve Nurculukta öne çıkmış kişilere tasdik ettirmeye ihtiyacın nereden doğduğunu bilemiyorum. Nur cemaatlerinin hepsine eşit mesafede olan ve Nurculuk üzerine araştırmalar yapan bir yakınımın yardımıyla aşağıda bazı bilgiler arzedeciğim:

Turancılık fikrine bağlılığından dolayı Said-i Nursî Hz.lerini hayatta iken ziyaret ihtiyacı duymayan sayın Gülen´in 1971´li yıllarda Bekir Berk ile birilikte tutuklu bulunduğu ızmir günleri, nurculuk açısından önemlidir. Çıkarıldığı askerî mahkemede Nurcu olmadığını ve Said-i Nursî ile O´nun kitaplarıyla belli bir bağlılığın olmadığını zabıtlara geçiren M. Fethullah Gülen´in ille de Nurcu diye takdim edilmesi, büyüklüğünün nurcularca tasdike kalkışılması tuhaf bir şey.

Millî Selamet Partisinin kıymetli günlerinde, selametçi işadamlarıyla Ege´de birlikte çalışan ve bu istikamette onların organizeleriyle Anadolu´yu konferanslarla dolaşan Hoca´nın o günlerde daha çok siyasal islam çizgisinde yürüdüğünü, o günleri yaşayanlar bilir.

ılk çıkardığı Sızıntı dergisinde, Said-i Nursî´den yaptığı alıntılarda isim vermeyen ve sözkonusu alıntıları sadeleştirerek birçok nurcunun tepkisini çeken sayın Gülen´in, Said-i Nursî ve kitaplarını ta o günlerden itibaren kullandığı ortadadır. 12 Eylül ihtilalinde, resmî teröristlerle birlikte aranan listelerde sokaklara asılan Gülen´in buna rağmen ihtilali öven ve haklı gösteren yazılarını yine Sızıntı dergisinde bulabilirsiniz. Jandarma ve Polisçe aranmakta iken Turgut Özal vasıtasıyla devletle barışan Hoca´nın birden bire ıstanbul´un meşhur camilerin kürsülerine çıkarılması hadisenin arka plânını bilmeyenlerce yadırganabilir. Devlet Hocaefendi´yi Körfez Savaşında da kullanmış, Saddam´a karşı ısrail´i kollayan vaazlar vermiştir. (Scut füzeleriyle ilgili)

Hocaefendi gerek Türkiye´de, gerek Türk ülkelerinde ve gerekse diğer bazı ülkelerde açtığı okullarda resmî ideolojiyi oradaki talebelere okutmuş, ıstanbul´dan Ortaasya´ya kamyon kamyon büst gönderilmiş ve oradaki çocukların iyi bir atatürkçü olarak yetiştirilmesine çalışılmıştır.

Risale-i Nur´u sadeleştirme hususunda sayın Gülen´i en hızlı tenkid edenlerin (sayın Badıllı, Sungur, Yeğen ve Bayram gibi) şu bölgede Hocaefendi hayranı olarak gösterilmelerini anlayamıyorum. Yoksa Fethullah Gülen Said-i Nursî´nin yerine geçecek bir dinî lider olarak mı düşünülüyor. Halbuki sayın Gülen, her defasında nurculuğu inkâr etmiştir.

Nurcuların M. Fethullah Gülen ile ilgili kaygıları, onun taakib ettiği dinî ve siyasî çizgilerdir. Nurculuğu da kullanması, Risale-i Nur hareketine ve Said-i Nursî çizgisine zarar veriyor, kanaatine yolaçıyor. Bütün zulüm, hapis ve idam yargılamalarına rağmen Türkiye´de kalmayı tercih eden Nursî´ye bedel, sayın Bülent Ecevit´in teşvikiyle Amerika´ya giden Hocaefendi arasındaki farkı konuşan nurcular, Gülen´in DSP´ye desteğini de hâlâ anlayabilmiş değiller. Eğer yurtdışındaki yardımlar ise hocanın meyli, sayın Özal, sayın Demirel ve diğer siyasetçiler de yardımlarda bulunmuşlardı.

Amerika´ya giden sayın Gülen´in; meşhur Paul Wolfowitz´in idarecilik yaptığı okul´da “Dünyanın Sonu” teorisinin sahibi yine Meşhur Francis Fukuyama başkanlığında, Washington´da Abant Platformunu icra ettirmesi, hadisenin lokal boyuttan global boyutlara taşındığını gösteriyor.

Daha önceki toplantılarda kısmen de olsa Said-i Nursî´nin arkasına gizlenen Gülen´in artık ılımlı islam ile tek başına sahneye çıktığını hepimiz görüyoruz. ıngiltere Lordlar kamarasındaki meşhur toplantı bu istikamette atılmış önemli bir adımdır. Sayın Gülen´in Amerika nezdindeki pozisyonu, Rusya eski devlet başkanı Putin´i rahatsız edince, Rusya´daki ateistler Risale-i Nur´un yasaklanması girişimi başlattılar. Esasında bu yasak, nurcu olarak bilinen Zaman gurubuna karşı bir tepkiydi. Bu tepkiden de eski dinsiz feylosoflar ve bilhassa pedagoglar yararlandı.

Said-i Nursî ve talebeleriyle M. Kemal, Süfyanlık ve Deccal meselesinde taban tabana zıt hareket eden M. Fethullah Gülen´in tevazuu, takvası, zühd ve feragati tebrik ediliyor. Yukardan beri sıraladığımız hususlarda sözkonusu zatların M. Fethullah Gülen´i tasvib edeceklerini hiç zannetmiyorum. Ayrıca; M. Sungur´un oğlu M. Nur Sungur ile, Said Özdemir´in oğlu Prof. Kemalettin Özdemir ile ve M. Nuri Güleç´in (Fırıncı olarak biliniyor) damadı Cemal Uşşak ile Hoca´ya olan bağlarını da gözardı etmemek gerekiyor.

Nurcular, Fethullah Gülen meselesini daha çok bir tarikat çerçevesi içinde algılarlar. Evradı, münasebetleri, okuduğu kitapları ve şekilleri tamamen nurculuktan ayrılır. Kanaatimce Zaman veya Gülen gurubunu, Menzil gurubu tarzında değerlendirmek gerekecek. Risale-i Nur´u okuyan, dost bir tarikat…

Fethullah Gülen hareketini nurculuk hareketi olarak lanse edenler, ya Risale-i Nurlarla Zaman gurubu arasındaki tezatları bilmiyorlar veyahut Fethullah Gülen ile Said-i Nursî´yi karşılaştırmıyorlar. Rejim ile barışık, tesettür derdi olmayan, dünya bankalarıyla arası gayet iyi olan, yeri geldikçe Atatürk´ü öven ve Yahudilere olabildiğine yakın duran bir cemaatin nurculukla karıştırılması bilgisizlikten ileri gelmiyorsa, lokal veya global projelerin gereği olarak yapılıyor, olabilir.

Evet, yakınımdan aldığım bilgiler bunlar. Bana kalırsa Fethullah Hoca´yı nurcu olarak ortaya böyle sürenler, ona da kötülük yapıyorlar. Eğer, nurculukla fethullahçılık böyle karıştırılırsa, Hocaefendi hakkında araştırma yapan daha başkaların bilgilerini de buraya getirme mecburiyetinde kalacağım. Hoca Efendi kendi tarikatında, hizmetinde ve dünyasında çalışsın, Nurcular da Risale-i Nur´un dünyasında çalışsınlar ki karışıklık olmasın. Hacı adaylarımızın yola çıktığı bu mübârek günlerde gıybetlere kapı açacak ve müslümanları üzecek şeyler de yaşamayalım. Hem bilirsiniz ki, Fethullah Hoca´nın nesi varsa Risale-i Nur´dan alınmadır. şiirleri hariç...

(Bu makale 12677 kere okundu.)

Copyright © EuroNur - www.SaidNursi.de - Kaynak gösterilerek veya izin alınarak yayınlanabilir.

Kaynak: http://www.saidnursi.de/tr2/index.php/DU…e-cabalari.html

Üstadin resimlerini tam sayfa vermekle nurculuk olsaydi...

O gün vazifemiz gereği o resmi tam boy, pervasızca koyduk. O gün ve ondan önceki hergün ve ondan sonraki her gün de inş. Üstad'ı ve Risale-i Nur'u tebliğe, vazifedarlığa bürünüyoruz. Buyur burdan yak şimdi kardeşşşş.

Alıntı

Fethullah Gülen´i tasdik ettirme çabaları

Yazar: Ahmet Tekiner - 12.11.2008



M. Fethullah Gülen´in şahsî faziletini, Bediüzzaman Hz.lerinin talebelerine ve Nurculukta öne çıkmış kişilere tasdik ettirmeye ihtiyacın nereden doğduğunu bilemiyorum. Nur cemaatlerinin hepsine eşit mesafede olan ve Nurculuk üzerine araştırmalar yapan bir yakınımın yardımıyla aşağıda bazı bilgiler arzedeciğim:

Turancılık fikrine bağlılığından dolayı Said-i Nursî Hz.lerini hayatta iken ziyaret ihtiyacı duymayan sayın Gülen´in 1971´li yıllarda Bekir Berk ile birilikte tutuklu bulunduğu ızmir günleri, nurculuk açısından önemlidir. Çıkarıldığı askerî mahkemede Nurcu olmadığını ve Said-i Nursî ile O´nun kitaplarıyla belli bir bağlılığın olmadığını zabıtlara geçiren M. Fethullah Gülen´in ille de Nurcu diye takdim edilmesi, büyüklüğünün nurcularca tasdike kalkışılması tuhaf bir şey.

Millî Selamet Partisinin kıymetli günlerinde, selametçi işadamlarıyla Ege´de birlikte çalışan ve bu istikamette onların organizeleriyle Anadolu´yu konferanslarla dolaşan Hoca´nın o günlerde daha çok siyasal islam çizgisinde yürüdüğünü, o günleri yaşayanlar bilir.

ılk çıkardığı Sızıntı dergisinde, Said-i Nursî´den yaptığı alıntılarda isim vermeyen ve sözkonusu alıntıları sadeleştirerek birçok nurcunun tepkisini çeken sayın Gülen´in, Said-i Nursî ve kitaplarını ta o günlerden itibaren kullandığı ortadadır. 12 Eylül ihtilalinde, resmî teröristlerle birlikte aranan listelerde sokaklara asılan Gülen´in buna rağmen ihtilali öven ve haklı gösteren yazılarını yine Sızıntı dergisinde bulabilirsiniz. Jandarma ve Polisçe aranmakta iken Turgut Özal vasıtasıyla devletle barışan Hoca´nın birden bire ıstanbul´un meşhur camilerin kürsülerine çıkarılması hadisenin arka plânını bilmeyenlerce yadırganabilir. Devlet Hocaefendi´yi Körfez Savaşında da kullanmış, Saddam´a karşı ısrail´i kollayan vaazlar vermiştir. (Scut füzeleriyle ilgili)

Hocaefendi gerek Türkiye´de, gerek Türk ülkelerinde ve gerekse diğer bazı ülkelerde açtığı okullarda resmî ideolojiyi oradaki talebelere okutmuş, ıstanbul´dan Ortaasya´ya kamyon kamyon büst gönderilmiş ve oradaki çocukların iyi bir atatürkçü olarak yetiştirilmesine çalışılmıştır.

Risale-i Nur´u sadeleştirme hususunda sayın Gülen´i en hızlı tenkid edenlerin (sayın Badıllı, Sungur, Yeğen ve Bayram gibi) şu bölgede Hocaefendi hayranı olarak gösterilmelerini anlayamıyorum. Yoksa Fethullah Gülen Said-i Nursî´nin yerine geçecek bir dinî lider olarak mı düşünülüyor. Halbuki sayın Gülen, her defasında nurculuğu inkâr etmiştir.

Nurcuların M. Fethullah Gülen ile ilgili kaygıları, onun taakib ettiği dinî ve siyasî çizgilerdir. Nurculuğu da kullanması, Risale-i Nur hareketine ve Said-i Nursî çizgisine zarar veriyor, kanaatine yolaçıyor. Bütün zulüm, hapis ve idam yargılamalarına rağmen Türkiye´de kalmayı tercih eden Nursî´ye bedel, sayın Bülent Ecevit´in teşvikiyle Amerika´ya giden Hocaefendi arasındaki farkı konuşan nurcular, Gülen´in DSP´ye desteğini de hâlâ anlayabilmiş değiller. Eğer yurtdışındaki yardımlar ise hocanın meyli, sayın Özal, sayın Demirel ve diğer siyasetçiler de yardımlarda bulunmuşlardı.

Amerika´ya giden sayın Gülen´in; meşhur Paul Wolfowitz´in idarecilik yaptığı okul´da “Dünyanın Sonu” teorisinin sahibi yine Meşhur Francis Fukuyama başkanlığında, Washington´da Abant Platformunu icra ettirmesi, hadisenin lokal boyuttan global boyutlara taşındığını gösteriyor.

Daha önceki toplantılarda kısmen de olsa Said-i Nursî´nin arkasına gizlenen Gülen´in artık ılımlı islam ile tek başına sahneye çıktığını hepimiz görüyoruz. ıngiltere Lordlar kamarasındaki meşhur toplantı bu istikamette atılmış önemli bir adımdır. Sayın Gülen´in Amerika nezdindeki pozisyonu, Rusya eski devlet başkanı Putin´i rahatsız edince, Rusya´daki ateistler Risale-i Nur´un yasaklanması girişimi başlattılar. Esasında bu yasak, nurcu olarak bilinen Zaman gurubuna karşı bir tepkiydi. Bu tepkiden de eski dinsiz feylosoflar ve bilhassa pedagoglar yararlandı.

Said-i Nursî ve talebeleriyle M. Kemal, Süfyanlık ve Deccal meselesinde taban tabana zıt hareket eden M. Fethullah Gülen´in tevazuu, takvası, zühd ve feragati tebrik ediliyor. Yukardan beri sıraladığımız hususlarda sözkonusu zatların M. Fethullah Gülen´i tasvib edeceklerini hiç zannetmiyorum. Ayrıca; M. Sungur´un oğlu M. Nur Sungur ile, Said Özdemir´in oğlu Prof. Kemalettin Özdemir ile ve M. Nuri Güleç´in (Fırıncı olarak biliniyor) damadı Cemal Uşşak ile Hoca´ya olan bağlarını da gözardı etmemek gerekiyor.

Nurcular, Fethullah Gülen meselesini daha çok bir tarikat çerçevesi içinde algılarlar. Evradı, münasebetleri, okuduğu kitapları ve şekilleri tamamen nurculuktan ayrılır. Kanaatimce Zaman veya Gülen gurubunu, Menzil gurubu tarzında değerlendirmek gerekecek. Risale-i Nur´u okuyan, dost bir tarikat…

Fethullah Gülen hareketini nurculuk hareketi olarak lanse edenler, ya Risale-i Nurlarla Zaman gurubu arasındaki tezatları bilmiyorlar veyahut Fethullah Gülen ile Said-i Nursî´yi karşılaştırmıyorlar. Rejim ile barışık, tesettür derdi olmayan, dünya bankalarıyla arası gayet iyi olan, yeri geldikçe Atatürk´ü öven ve Yahudilere olabildiğine yakın duran bir cemaatin nurculukla karıştırılması bilgisizlikten ileri gelmiyorsa, lokal veya global projelerin gereği olarak yapılıyor, olabilir.

Evet, yakınımdan aldığım bilgiler bunlar. Bana kalırsa Fethullah Hoca´yı nurcu olarak ortaya böyle sürenler, ona da kötülük yapıyorlar. Eğer, nurculukla fethullahçılık böyle karıştırılırsa, Hocaefendi hakkında araştırma yapan daha başkaların bilgilerini de buraya getirme mecburiyetinde kalacağım. Hoca Efendi kendi tarikatında, hizmetinde ve dünyasında çalışsın, Nurcular da Risale-i Nur´un dünyasında çalışsınlar ki karışıklık olmasın. Hacı adaylarımızın yola çıktığı bu mübârek günlerde gıybetlere kapı açacak ve müslümanları üzecek şeyler de yaşamayalım. Hem bilirsiniz ki, Fethullah Hoca´nın nesi varsa Risale-i Nur´dan alınmadır. şiirleri hariç...

(Bu makale 12677 kere okundu.)

Copyright © EuroNur - www.SaidNursi.de - Kaynak gösterilerek veya izin alınarak yayınlanabilir.

Kaynak: http://www.saidnursi.de/tr2/index.php/DU…e-cabalari.html

Zübeyir Gündüzalp: Cemal Uşşak bey anlattı; “Hocaefendinin 1995’te Moral FM ve Nesil matbaalarını ziyaretinde M. Emin Birinci ağabey: “Ne kadar biz uyduk o ayrı konu. Zübeyir ağabey; “Hizmetle alakalı meselelerde Fethullah Hocaefendi kardaşımla istişare edin. Onun fikirleri musibtir.’ demişti deyince, Hocaefendi: “Estağfirullah! Zübeyir ağabey iltifat etmiş” dedi.

Cemal Uşşak Bey anlatıyor: “Bir gün Bekir ağabeyin Kığılı Pasajındaki yazıhanesindeydik. Arka odada Zübeyir ağabey de, diğer ağabeyler de vardı. Birisi ızmir’den bir haber getirmiş; “Fethullah hoca Kestanepazarından ayrıldı” demişti. Zübeyir ağabey bunu duyunca dizleri üzerinde doğruldu ve şöyle dedi: “Fethullah Hocaefendi kardeşim fevkalade isabet etmiştir. ınşallah bundan sonra Nur’un izzetine münasip bir tarzda hizmetine devam edecek.” 1

Husumete vaktimiz yok....Bu yaziyi yazana yazik diyorum...baska birsey demiyorum.

1 : Nur’un Büyük Kumandanı-ıhsan Atasoy-s:379-380-Nesil Yayınları-ıst-2006

Siz "Beşlemeyi" okudunuz mu kardeşim?

şimdiye kadar orada geçen hadiseleri yalanlayanları ben duymadım daha, duyan varsa desin öğrenelim..

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Altı bin küsür sayfalık Risale-i Nur'u bırakıp da falanca abi filanca abiyle başlayan hatıralar aktaranlar boşu boşuna zahmet edip konuşmasınlar. Risale-i Nur ortada, Bediüzzaman'ın yaşamı ortada, Fethullah Gülen'in sözleri de cemaatinin verdiği tavizler ortada. Zorlama tevillerle hakikatleri değiştiremezsiniz kardeşim.

Çıkın eğer haklıysanız, Risale-i Nur'un satırlarından birebir delillerinizi sunun ve;

1- Faizle banka işletmeyi,
2- Tavizlerle devlet içinde kadrolaşıp devlet rejimine göz dikmeyi
3-...
...

Vesaire diğer eleştirdiklerimizin Risale-i Nur'a göre doğru olduğunu, Risale-i Nur'un satırlarından delilleriyle ispatlayın. Yoksa cerbezelere ve demogojik acitasyonlara karnımız tok bizim!

Nedir bu siddet bu celal güzel kardesim ? Ne varda neye celalleniyorsun ?

Sen ne çok sey biliyormussun ?

Nurculuk çarsaf çarsaf üstadin resmini basmakla olmuyor malesef gazetede. Yerinde saymanin ve bir türlü inkisaf etmeyisinizin altinda yatan sebeblerden bir tanesi sergilediginiz tavirdir...

Bir hizmet var, ortada..ulastigi boyutta ortada. Bunu niye alkislamiyorsun güzek kardesim ? Bu maraz niye ?

Diger kardeslerimiz : Fethullah Hocanın, Nur Risalelerini rehber edinerek ve çok daha geniş bir perspektiften anlayarak büyük kitlelere hitap ettiği kanaatindeyiz diyebiliyorda siz niye bir türlü buna yanasmiyorsunuz ?

Foruma ne için kaydoldum, karsima neler çikiyor. Kanim dondu adeta...Bu konuyu tartistigim ve bu düsmanligi gördügüm için utaniyorum...

http://sorularlarisaleinur.com/subpage.php?s=show_qna&id=12724&keyword=Feth ullah Gülen

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Alıntı sahibi ""centalsakird""

Allah hidayet versin örümcekleşmiş kafalara.. nediyim müslüman müslümana bu tavırı takınırsa,kafir müslümana işkence yapmış zulmetmiş neki?

Allah hepimize hidayet versin kardeş.

1- Siyasi tercihler Risale-i Nur'a aykırı,
2- Sosyal yapılanma Risale-i Nur'a aykırı,
3- Tedbir anlayışının yaşama yansıması Risale-i Nur'a aykırı...

Biz bol keseden atmıyoruz kardeşim. Risale-i Nur'u bir bütün olarak kabul etmeyen ve yaşamayan kimse Nurcu değildir. Nurcu kelimesini bile kabul etmedikleri herkesin bildiği bir gerçek. Güncel şartlar karşısında demokratlar dışında din partilerine, ırkçı partilere ve halkçı partilere zamanında destek verildiği de bir gerçek.

Sarık çıkarmayan bir Üstad, ama başörtüsü füruat fetvası veren bir hoca.. Zeki öğrencilerle kapasitesi düşük öğrencilere eşit fırsat sunmayan eğitim kurumları.. Abi bilir anlayışıyla kademeli meşveret yapılanmasıyla, eleştiri kabul etmeyen gizemli ve şeffaflıktan uzak yapılanma...

Bütün bunlar yalansa ve Risale-i Nur'a uygunsa, Allah bana cenneti haram etsin...

Basörtüsü meselesi imani meseleer arasinda fürüattir evet bu dogrudur. bunu HE demiyor içtihadcilar söylüyor. Acaba elestiri getirmeden açip bir fikih kitabi okudunuzmu ? Pes vallahi

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Alıntı sahibi ""pegasoszaza""

tabi ortada bu günü zaman gazetesinin es geçmesi gerçeği de var...

bunu da gazete yetkilisi ile görüşüp konuşacağım ıNşALLAH..

velakin bunda bir art niyet muhakkak ki yoktur....

Benim tövbe etmem gerekmiyor, çünkü;

1- Zaman grubu Risale-i Nur ölçülerine göre hareket etmiyor dedim, sünneti Kuran'ı karıştırmadım,

2- Zaman grubu Nurcu olmadıklarını zaten söylüyorlar,

3- Atatürk resmi olan çarşaf çarşaf gazeteleriniz , Atatürk köşesi olan okullarınız Risale-i Nur ölçülerinin dışına çıktığınızın belgesidir,

4- Fethullah Gülen'in şahsını ön plana çıkarmanız ve abim bilir anlayışındaki yapılanmanız da Risale-i Nur mesleğinden çok tarikatvari bir tarzı anımsatıyor,

5- Tarih sırasıyla MSP (Dinci parti) , ANAP (ihtilal partisi) ve DSP ile MHP partilerine oy verildiğini zaten biliyoruz. Risale-i Nur'u yaşayan kişinin ırkçı ve halkçılara oy veremeyeceğini, dinci partilere ne zaman oy verebileceğini ve şu anda sadece demokratları desteklemesi gerektiğini bilir ve ona göre hareket eder,

Alıntı sahibi ""pegasoszaza""

zaman gazetesi duruşu itibarı ile camiasında tekdir...(büyük ve çok okunan gazeteler)
hiç bir haberi tekzip edilmemiş tek gazetedir...nasılki Resul-ü Ekrem edendimizin hayatında yalan yoktur,zaman gazeteside sünnete ittiba eder ve yalanı yoktur...

Zaman gazetesinin haberi veya iyi gazetecilik yapmasına bişey demedim. Risale-i Nur ölçüleriyle alakası yok dedim. Risale-i Nur diye bir derdi yok dedim.

Alıntı sahibi ""pegasoszaza""

bu tarzında risale-i nura uyuyorsa ....

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=7308 önce bu linke bak sonra;

1- Biz "Nurcu" olmayan Zaman grubunun yaptıklarının günah keçisi miyiz,

2- Risale-i Nur dairesinde olsanız koldan yenden bahsederdim ama dairenin dışındasınız ve Risale-i Nur'un hatırına sizin Risale-i Nur ölçülerine göre hareket etmediğinizi söylemek Risale-i Nur'a uygundur,

3- Ben kötü bir şey demiyorum sadece diyorum ki Nurcu değilsiniz bunu siz de söylüyorsunuz, halkın da sizi Nurcu olarak bilmesin artık. Nurcu olmak şart değil, olmamak da kötü birşey değil ki...

4- Sizin tedbir anlayışınız Risale-i Nur ölçüleri tamamen zıt. Eğer Üstad Hazretleri Fethullah Gülen gibi hareket etseydi Medine'ye kaçardı, Atatürk'ün tekliflerini kabul ederdi ve sonra şu anda çok zengin insanlardan müteşekkil kukla bir cemaat olurdu ve Risale-i Nur olmazdı.

Allah hizmetlerinizi makbul eylesin kardeşim. Burada husumet etmiyorum. Sadece dediğim şey

"Hizmet tarzınız Risale-i Nur'a uygun değil, Nurcu kelimesini bile kabul etmiyorsunuz o zaman söyleyin millete de millet sizi Nurcu bilmesin. Yok eğer Nurcu'yuz diyorsanız Atatürk köşelerini okullarınızdan kaldırarak Nurcu olmaya başlayabilirsiniz..."

Zaman grubunun hiç bir sekilde siyasi grubu desteklememistir. HE de ayrica seçimlerde hiç bir siyasi partiyi isaret etmemistir.

En azindan mafya babalarina oy vermemistir... (mübarek Mehmet Agar)

Yaz Talhagenç kardeşim yaz sonuna kadar arkandayım.Tüm yazdıklarını destekliyorum helal olsun sana....

Alıntı sahibi ""Elfida""

Zaman grubunun hiç bir sekilde siyasi grubu desteklememistir. HE de ayrica seçimlerde hiç bir siyasi partiyi isaret etmemistir.

En azindan mafya babalarina oy vermemistir... (mübarek Mehmet Agar)

Yapmayın kardeşim; bu kadar herkesi kör ve aptal yerine koymayın. Zaman grubunun bir zamanlar Özal'ı, daha sonra Mesut Yılmaz'lı ANAP'ı, sonra "Solcu Kardeş" Ecevit'i, en sonunda da AKP'yi desteklediğini ve desteklemeye de devam ettiğini bizler yaşayarak gördük ve görüyoruz. Bunun söylenebilmesi için illâ da HE'nin televizyonlara çıkıp alenen "biz şu partiye oy veriyoruz!" diye ilân etmesi gerekmiyor. Feraseti olan bunu biliyor zaten. Tıpkı sizin DYP'yi kimlerin desteklediğini bildiğiniz gibi!
Hattâ biz HE'nin daha başka kimleri "senâ" ettiğini de gördük! Onun için bu konulara fazla mesâi ayırmayalım isterseniz...

Alıntı sahibi ""Elfida""

Zaman grubunun hiç bir sekilde siyasi grubu desteklememistir. HE de ayrica seçimlerde hiç bir siyasi partiyi isaret etmemistir.

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Siz "Beşlemeyi" okudunuz mu kardeşim?

şimdiye kadar orada geçen hadiseleri yalanlayanları ben duymadım daha, duyan varsa desin öğrenelim..

Ayrıca kişiler üzerinden, hem de istihza ile siyaset yapmanız da hiç şık durmuyor..

Lütfen, talkın verirken salkım yutmayalım!!