Giriş yapmadınız.

1

02.04.2005, 15:31

kel başa şimşir tarak.

RUJ KADINLAR KAHVEHANESı !...... :D

Diyarbakır'da kadınlar için kahvehane açıldı. ''Ruj Kadınlar Kahvesi''nin sahibi Sevgi Güzelek (31), açılışta gazetecilere yaptığı açıklamada, uzun süre tıbbı mümessillik yaparak para biriktirdiğini ve düşünü kurduğu işyerini açtığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

Kentte erkekler için neredeyse adım başı bir kahvehane bulunduğunu, bazı kadınların bu kahvehanelere gittiklerinde pek de hoş karşılanmadıklarını belirten Güzelek, şöyle dedi:

''Ben de bu boşluğu değerlendirmek istedim ve yıllardır biriktirdiğim 15 milyar lirayla böyle bir mekan açtım. ısmini seçerken de kadınlar için vazgeçilmez olan rujdan esinlendim. Sadece kadınlara hizmet verecek kahvehanede kadınlarımız okey, tavla, kağıt oyunları oynayabilecek ve sohbet edebilecekler. Kadın kadına eğleneceğiz ve stres atacağız. Hayalime kavuştum. Artık bizim de bir kahvehanemiz var. Bunu gerçekleştirdiğim için mutluyum.''

Güzelek, müşterilerinin, özel günlerini ve toplantılarını da burada yapabileceklerini ifade ederek, kahvehanede ev yapımı pasta, salata, içli köfte ve mantı sunacaklarını ve mekana hiçbir şekilde erkeklerin giremeyeceğini söyledi.

GELıN-KAYINVALıDENıN KAHVEHANE KEYFı...

Kahvehaneye geliniyle birlikte gelen Leyla Yıldızhan (70), böyle bir mekanın açılmasının çok sevindirici olduğunu, kentteki diğer kahvehanelerin sadece erkeklere hitap ettiğini belirtti.

ılk kez bir kahvehaneye geldiğini anlatan Yıldızhan, ''Ev dışında arkadaşlarımla birlikte vakit geçireceğim için mutluyum. Gelinimle birlikte geldim. Gelinim arkadaşlarıyla oyun oynarken, ben de sohbet ediyorum. Burada isteyen kahvesini içer, isteyen oyun oynar'' dedi.

Belgin Yurttaş da 6 yıldır Diyarbakır'da bulunduğunu ve yoğun bir iş temposunda çalıştığını ifade ederek, ''Yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Oyun oynamak, stres atmak ve hoşça vakit geçirmek için gerçekten böyle bir yer gerekliydi. Sadece bize özel bir yerin olması çok sevindirici'' diye konuştu.

02.04.2005 - sabah.com.tr
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

2

02.04.2005, 15:46

:D ılginç bir haber. Gerçi burada, ızmir'de bol kadın kahvehaneleri... Bir de, kadın-erkek karışık kahvehane (camlarında yazdığı kadarıyla; kadın-erkek oyun salonu) eksik mi demeyin, o da var.

Erkek kahvehanlerinde listebaşı izlenen tv programları vardır, nerden biliyorsun demeyin, kahve kültürüm yoktur, yoldan geçerken görürüm... 1- Bilumum beygir yarışları 2- Kadının Sesi ve diğerleri... (Not: Eğer futbol maçı varsa, birinci sırayı maç alır.)

Kadınınlar kahvehanesinde sıralama yapacak olursak, birinci sırayı su götürmez, Kadının Sesi alır sanırım. ıkinci sıra için ise Kuşum Aydın ile Sabah Sabah Seda Sayan, ya da her neyse, yarışır diye tahmin ediyorum.

Not: Çoğunluğun izlediği, izleyenlerin de ben bakmıyorum diyebildiği, Gelinim olur musun, Kurbaaa prens gibi programları yazmıyorum, onlar zaten AB ile ilgili canlı yayının olduğu zamanda bile listenin en tepesindeydi. :mrgreen:

Not 2: Ben de izlemem o programları, hatta evde açık gördüm mü kapatırım, ama göz ucuyla bakmak bile yeterince kültür (!) arttırıyor...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

3

02.04.2005, 17:16

selamun aleyküm,
genel kültürünüze on verdim Abdulkadir Bey...özellikle kahvehanedeki reyting konusundaki yorumlarınız bir harika... :D
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

4

02.04.2005, 23:33

ve aleykümüsselam,

şu anki favorim:
TV 8 'deki "Dikkat şahan Çıkabilir"

Diğer komediler kadar sığ değil, hem diğer medyayı, şöhretlileri, hem de halkı iğneyle birazcık dürtüyor :D

ıki numaralı favorim:
Olacak O Kadar

Onda da şu aşçı takımı çok kırıyor milleti :D , ama, istek üzerine defaatle yayınlanan, Semra Hanım, Caner gibi tiplerin canlandırıldığı bölüm de çok matraktı :mrgreen:



Sırlar Dünyası (Sır Kapısı) ile Kalp Gözü'nü eskiden sık takip ederdim. Sonra; sohbet günlerimiz Sır Kapısı'nın hem gösterim, hem tekrar günlerine denk geldi, takip etmiyorum o kadar artık, gerçi Salı gününden tekrar Pazartesi'ye alıntı sohbet, ama yine de izlemeyi ihmal (!) ediyorum. Taklit programlar artık midemizi kaldırdı, Olacak O Kadar veya diğerleri yoksa, Sadettin Teksoy'u da izleyebilirsiniz :) (Evet, o da sırlar aleminde...) . Kalp Gözü de iyi, güzel de... Yönetmen abimizin adı her neyse, bölüm sonunda, daha oyuncular ayrılmadan zırt diye sahneye çıkıp korkutuyordu milleti, hâlâ öyle mi, gelen tepkiler üzerine bundan vazgeçti mi bilmiyorum.

ıleride kendi evim olursa televizyonu sokmamayı ya da çok kısıtlamayı düşünüyorum, sadece bu izlediklerim olsa tv de... Daha başka neler neler var... Yine bu bilgisayarda istediğin yere giriyorsun, tv de ise "Misafir umduğunu değil bulduğunu yer" mantığı var. Bizim de en korkusuzca ve ihlasla (!) yaptığımız şey kumandayı bir kahraman edasıyla alıp tv izlemek. Gerçi ben kumandaya pek hükmedemiyorum evde, küçük kardeşim kumandayı alıp Fox Kids adlı çizgi film kanalını açıp, börtü böcekli, maymunlu bol bol çizgi film izlettiriyor kahvaltıda... Öğleyin annem kadının sesi açar... Akşam, tam belli olmaz :D . Ama en azından gece "Geç oldu leyn, yatın!" deyip darbe ile iktidarı deviriyorum, Zaga ve Beyaz şov gibi daha sulu programları izletmiyorum.

Bu arada konu dağıldı; internet geldi, kahvanedeki mertlik de bozuldu, adam bir yıl boyunca harcayacağı çay, kahve, gevrek, börek, boyoz (Bildiğim kadarıyla sadece ızmir'de yapılan bir börek türü, gelirseniz ve sabah erken saat ise, yemenizi tavsiye ederim :D , yemek konusundaki tavsiyelerimin sıhhati bazı diğerlerinden daha kavî olabilir, dikkatli olun) paralarını biriktirsin bir bilgisayar alır, kahvehaneden daha eğlenceli geliyor bana :D . Amcam bilse bilgisayarı, zaten kahveye uğramaz diye tahmin ediyorum. Online uhuvvet-muhabbet... Hem çay-kahveyi yenge getirdi mi, daha ucuza malolur, üstelik kahvehanede çay içerken karşılaşacağınız, demi arttırmak için kullanılan "karbonat" tan ve dudak payı diye yukarısından deve dudağı kadar mesafe bırakılan ipince, silindirik bardaklardan kurtulursunuz. Ha, evde yenge tehlikesi (belki dırdır :D) , o başka...

Bir husus; 4 yıllık sigara parasını (günde 3$ varsayalım) biriktirdiğiniz takdirde karı-koca hacca gidebiliyorsunuz (4380$ lüx seyahat) galiba. Buradaki bir mübarek abinin, mübarek amcası, böyle bir karar almış, haccı çok seviyor, güzel de yapmış vesselam. O parayla kuru yemiş alıp tv izlemekten iyidir :D . Not: Bu abimiz kuruyemiş satıyor, sigarayı bırakıp yerine kuruyemiş veya çikolata, bisküvit alanlar var, hiç yoktan karnın doyuyor :mrgreen:

Allah'a emanet olun...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir