Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

22.03.2005, 08:46

Bir başka sitedeki kardeşin biri dedi ki:

Alıntı

Malkolm x olduren ayni cemaat idi
ABD de hizla yukselen islamin onune gecebilmek icin yapilan bu ilk degil ,
NATIONAL ISLAM diye zevklerine gore yontup bicip uydurduklari bir islam yada
"Alijag Muhammed" Adinda bir zencinin kurdugu sapik bir mezhep diyelim
simdi bu tarikatin basinda Alijag Muhammedin oglu Walezdin Muhammed var ve amaclari inandiklari islami buyutup genisletmekten ziyade gercek islami nasil yozlastirip yeteri kadar islami egitim alamayan ABD'li muslumanlari ve ABD'deki islamin yukselisini nasil durdurur yada yavaslatabiliriz hesaplari icindeler.
son olayda bu oyunun ne oyunu saldirinin bir parcasi.burada ilk hedef ABD'li yerli daha dogrusu zenci muslumanlar .
zatan zenciler bu ulke icin yterince tehlike birde musluman ve dinini iyi bilip yasayan bir zenci bunlarin anlayisina gore daha da kotu,dahada tehlikeli.
butun bunlarin arkasinda kimlerin oldugunu bilmek icinse alim olmaya gerek yok....


Not: Emine Vedud adlı o kadın da Afrika asıllı.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

22

22.03.2005, 21:00

Selamın Aleykum

yani kardeşler ben bu kadın hakkında konuşmucaktım ama yukarıdaki resmi gorunce yani bu kadın islamı ne kadar yaşayan bir insan...eğer o resim eski hayatından değilse bir şey demeye gerek yok bunun muslumanlıgını da anlamış oluruz bunn arkasında kılınan namazdanda.............
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

23

22.03.2005, 21:09

Yukarıda resim galerisine link var. Oraya gir de bak, başı açık namaz kılan var arkasında. Mustafa Özcan olaya noktayı koymuş. Altı çizili son paragrafa dikkat...

24

23.03.2005, 20:51

Mustafa ÖZCAN

ıki uyanış arasında




Günümüzde niyetleri ve ruhu farklı iki uyanış hareketiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Bunlardan birisini Yusuf el Kardavi isimlendirdi: “şebabu’s sahve” yani uyanış gençliği. Aslında bu örgütsel değil umumî bir tabir. Umumî bir akımı ifade ediyor.

Geçenlerde ihtilat ve karma yaşamla alâkalı olarak kaleme almış olduğu bir yazısında Kardavi, “uyanış gençliğinin” sönmüş ve söndürülmüş bazı sünnetleri ihya ettiğini ifade etmiştir. Bu sünnetlerden birisi de Ali Rıza Demircan hocanın da son sıralarda savunduğu, kadınların da bayram namazlarına iştirakleri. Kardavi de, kadınların asr-ı saadetteki gibi bayram ve Cuma namazlarına nafileten ve sünnet olarak iştirak etmeleri gerektiğini savunuyor. Savunduğu şey, elbette ne Türkiye’de bazılarının gündeme getirdiği, ne de Emine Vedud’un fiilen icra ettiği gibi karma bir cemaatı öngörmüyor. Kadınlar ve erkekler ayrı saflarda olarak namazlarını eda edebilecekler.

Genellikle Asr-ı Saadette bayram namazları, herkesin katılımına yer verebilmek için ve istiap endişesiyle sahrada eda edilirdi. Mısır’da da özellikle ıslâmî cemaatlar son yıllarda böyle bir geleneği yaygın hale getirmeye başlamışlardı. Bu tarz içtimaî namaz ve cemaatlara kadınlar da iştirak ediyordu. ıhya edilen sünnet de budur. Burada eğer bir sünnet ihya edilecekse Cuma ve bayram namazları da aslî heyetleri üzerine ihya edilmelidir. Aksi takdirde, ihya edilen sünnet eksik kalacaktır. Sünnetlerin ihya edilmesinde de içtimaî durum dikkate alınmalıdır. Son yüzyıllarda içtimaî durumlar dikkate alındığı içindir ki dinî mekânlarda kadının boy göstermesinde kısıtlama cihetine gidilmiştir. Dolayısıyla bu kısıtlamaların illetleri ortadan kalkmadıkça, kadınların aynı mekânlara avdetinin şartları tahakkuk etmiş olmaz. Acaba illet kalkıp, şart tahakkuk etmiş midir? Bu konuda herhangi bir tartışma yok. Genellikle kadının mabede dönmesini savunanlar eski ulemanın tutucu davrandığı ve daraltıcı yorumlarda bulunduğuna inanıyor.

***

Katılırsınız veya katılmazsanız yine de Kardavi’nin sözünü ettiği uyanış istikametinde gelişen ihyacılık sünnetin ihyasıdır. Emine Vedud gibilerinin temsil ettiği ihya ise bir bid’ati ihyadır. Bu ihyayı gerçekleştiren uyanışlara da bu münasebetle şu ismi vermek zorunluluğu doğuyor: Sünnî uyanış ve bid’i uyanış. Kardavi’nin temsil etitiği ve ‘şebab es sahve’ dediği uyanış gençliği, sünnî (mezhep değil peygamberin geleneği manasında) bir uyanışı temsil etmektedir. Buna mukabil ‘Muslim Wake Up (Uıyan Müslüman)’ın temsil ettiği uyanış ise, bid’i uyanışı temsil etmektedir. Zaten onun temsil ettiği veya savunduğu hayat tarzı Amerikan hayat tarzından ibarettir. Amerikan ıslâmı dedikleri bu olsa gerek.

Bessam Tıbi’nin Avrupa ıslâmı paralelinde yükselen bu Amerikan ıslâmı da sünnete ve Kur’ân’ın ruhuna yabancı. Sadece Cuma namazı meselesinde değil, aynı zamanda cinsel tercihler ve münasebetler konusunda da Vedud ve grubu, Müslüman fakihleri dikkate almıyor. Onların Kur’an ve sünnette dayanarak yasakladıkları, haram olduğunu savundukları sahik yani sevicilik gibi hususlarda Vedud ve arkadaşları tam serbestiyi savunuyor ve cevaza gidiyorlar. Kitabında bu hususta şunları savunuyor: “Erkek erkeğe cinsi münasebet Kur’an’da yasaklanmıştır, ama kadın kadına bir münasebetin yasaklığına dair bir işaret Kur’an’da yoktur!’[... however, she pointed out that non-insertive girl-girl sex is not defined and therefore not prohibited in Islam. She summarized by saying something like, “well, some of us make a case that lesbianism is NOT prohibited…] Bu ibaresiyle lezbiyenliğe cevaz veriyor.

***

Cuma meselesine dönecek olursak: Kadınların Cuma namazına katılmamalarının nedeni ne haklarındaki ayrımcılık ne de aşağılama. Aksine, kadınların haklarında cuma farz değildir. Geçmiş dönemlerde bu namazlara iştirakleri de nafile çerçevesindedir. Vedud gibiler ise istediklerini farz istediklerini nafile yapabiliyorlar. Bu onların yeni okuma biçimleri.

Tarihte ilk kez bir kadının Cuma namazı kıldırmasının ardından bu kez Hollanda’da feministler, sadece kadınlara mahsus bir caminin açılışını yaptı. ımam ve müezzin de tam kadro kadınlardan müteşekkil. caminin açılışını ise, “Sıfır Noktasında Kadın” gibi kitaplarıyla ve Mübarek’e rakip olarak katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimleri ve bir de 2001’de ‘hac pagan adetidir’ demesiyle tanınan Neval Sadavi yaptı. Vedud’la birlikte Amerikan ıslâmı veya BOP ıslâmı devreye sokulurken Hollanda’da da Sadavi’nin açtığı tarihteki ilk feminist camiyle birlikte Avrupa ıslâmı vizyona sokulmuş oldu.

Kısaca, mürtedler dini dindarlara bırakmıyor.

23.03.2005

E-Posta: mustafaozcan@yeniasya.com.tr





----

Mustafa Özcan gazete erotik gazeteye dönmesin diye hepsini tercüme etmemiş yazının. şurada yazanı kısmen tercüme edicem:

"however, she pointed out that non-insertive girl-girl sex is not defined and therefore not prohibited in Islam"

Her nasılsa, ...... (sansür) münasebetin tanımlanmamış, belirlenmemiş (not defined) olduğuna ve bu yüzden ıslam'da yasak olmadığına işaret etti.

Burada "not defined" dan kasıt olarak Kur'an da metin olarak geçmiyor manasında kullanılmıştır belki o kişiler tarafından. Lût aleyhisselam'ın kavminin ne yaptığı belli, ona laf edemiyorlar tabi, ama diğer cins için hemcinsle münasabeti kabul ediyorlar.

"non-insertive" kısmını tercüme, şerh etmiyorum, hatta bu kısmının manasını dahi vermiyorum. Bilenler anlar.

Görüyorsunuz müfsidlerin halini...


Allah istikametten ayırmasın...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

25

23.03.2005, 21:51

Selamın Aleykum

amin....Allah müfsidleri hidayete erdirsin...erdirmezse de KAHHAR ve CEBBAR ismine havale ediyorum...bakara daki ayet buna uyuyor...onlara ne zaman dunyayı ifsad etmeyin dense onlar da bizler ıslah edicileriz derler bunlar( ela innehum humul mufsidune velakin la yealemune..)
gerçekte mufsidler bunlardır...selametle yanlışım olabilir aklımdan yazdım kusura bakılmasın ...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

26

24.03.2005, 02:03

Arkadaslar,
Biraz olaylara hemen mufsidler olarak bakmak kolay geliyor. Ama Ustadimiz ve de onun yolunun yolculari (aslen tum Hakiki Muslumanlar) bu konuya analitik yaklasmali.

Iste bu noktada Allahdan hidayet istemeli bu insanlar icin. Bu yuzden isterseniz bu konuda muspet bir strateji sunalim:

Once sebepler: Neden boyle bir grup ortaya cikti ve neden amerikali muslumanlar bu konuda destek veriyor.

Evvelen, Reaksiyon hareketleri sonuca yonelik cozum uretemez. Pro-aktivist hareketler cozumu uretir. Iste vehhabism gibi ve ya oyle olmasada usul bilmez insanlarin yeni musluman olanlara ve ya amerikada dogan muslumanlara karsi olan yanlis yaklasimlari(ifrata varan) bir tefritin dogmasini ortaya cikarmistir. Bu tarihte de boyle olmustur. Kalpleri doyurmak adina akillari ihmal eden, empati kurmayan zihniyetlerin katkisi bu konuda cok ama cok fazladir. (ornek cok verilebilir buna)

Saniyen, bu insanlar musluman olduktan sonra sahip cikilmamis, cikilsa da mezhep kavramindan sakindirilmis ve de daha cok karsisinda olmustur. Bunda onlarin fazla dahli olmamistir fazla.

SAlisen, birileri bu insanlari ajanlik yaparak sisirmis olabilir. Ya da bu insanlari etkiliyor olabilir. Ama bu diger iki meseleden kendine cikis bulmustur.

Cozume yonelik hareket etme adina da sunu teklif edebilirz:

Evvelen, bu konuda bulundugumuz yerin onemi var. Turkiyede bu gorus yasayamaz ama batida yasar. O zaman bizlerin yasadigimiz yer tavrimiz adina onemli.

Saniyen, bu insanlarin niyetleri halis olanlarini dinlemeli ve de anlamaliyiz. Derdimiz onlari hemen afaroz etmek ne islamin ruhuna uyar ne de akla yatar. Bunu yapanlar bilinsinki sorumludur.

Salisen, bu ulkelerde yasayanlar kendi Islami yeni muslumanlara anlatis tarzini duzeltmeli. Bu cok onemli bir madde. Akil ile kalp birlikte ve adim adim doyrulmali.

Rabian, bu ulkelerde yasayan muslumanlar uzerlerine dusen topluma ulasma sorumlulugunu yerine getirmeli. Ozellikle bu konuda insanlara ulasilmali. Herkes, bu cevreye ici kayanlari ikna etmeli..

Hamisen, bu insanlar kendi ulkelerine dusman yetistiriliyor. buna tepki veriyor amerikali muslumanlar. Onlar kendi ulkelerinin insani olarak musluman olmak istiyor. Duality istemiyorlar. O zaman bu engellemeli.

daha yazilir ama simdilik bunu burda kesiyorum. Ama lutfen eger elinizden bu konuda birsey gelmiyor deyip bu insanlari dislama isine girmeyiniz. Adama sorarlar obur tarafta sorarlar: "ELINDEN DUA ETMEK DE MI GELMEDI?" diye.

Simdi bu cevrede yapici bir yazi yazan kardeslerimden Allah razi olsun....

hurmetler
barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

27

24.03.2005, 06:16

Saflık ve mütehayyirliğinden ötürü bu yola kaymışlara değil, bilerek bu ifsadı yapanlara nefretim. Wadud adlı kadın bir de profesör olacak, dini iyi bilmesi ifsadını kolaylaştırıyor. Saz arkadaşlarının da cahil olduğunu zannetmiyorum, bu işi organize, bilerek, komite olarak yapıyorlar.

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

28

24.03.2005, 09:59

bakiniz... cogunlugu bu benim tarif ettigim kesim olusturuyorsa enerjinizi ufak bir kesime harcamanin manasi yoktur. Hem komplo teorileri uretmek ise marifet degil.

Gelin biz baskalarina sucu atmak yerine kendimize atalim:

Bugune kadar bu insanlara ulasabilseydik ,bugun bu insanlar bu kaymayi yasamaz ve de kimileri de vehhabi turu bir muslumanlik anlayisi sahibi olmazdi diyelim..

Yoksa baskalarina nefret ve kan kusarak bir yere varilmaz. Ustad bunu ogretmedi bize.. Duygulara hakim olmak Hikmetle hareket etmek Muslumanin hassaten Risale talebelerinin siaridir. Bu demek degilki bu olanlar karsisinda bizler duygusuz tas gibi ve ya kaygisiz kalacagiz.

Hayir. yine bizim Ustadimizdir cehenneme girmeye razi olan baskalari icin. Biz de ondan ders almaya calisiyorsak o zaman yuregimiz atom kadar parcalanacaktir. Ama bu demek degil ki bizler bu baslikta okudugum bazi yaklasimlari kabul edecegiz. Asla ve KAt'a...

Lutfen kendimize ceki duzen verelim, yetistirelim ve ifrata dusmeyelim. Sonra baskalari da bizim yuzumuzden tefrite dusuyorlar...

hurmetler
Barish

not: Risaleler hakikaten sadece muslumanlar okusun diye yazilmis eserler degil arkadaslar. Ama onlari musluman olmayanin eline tutusturup al oku demek de dogru degil.. Onlarin kokusunu once duyurmak lazim guzel yemegin kokusunu mutfaktan duyurur gibi. Agzi sulanmali okuyucunun. Sonra da yemegi dogru siralamayla sunmali. Tatliyi once masaya getirirsek birseye benzemez.

not2: Bazen kendi icimizde Risale cemaatleri olarak da ifrata dusme riskimiz var. Bu ise tefrite dusenlere de sebep olabilir. Evet kasti olarak bizi yanlis anlayanla isimiz yok. Ama samimi oldugu halde bizi yanlis anlayan olmamasi icin calismak vazifemiz.
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

29

24.03.2005, 10:55

barish kardeşim;

görüşlerinize katılıyorum.
dünyanın nerseninde olursa olsun dalalete düşmüş bir insan için insan kendini sorumlu hissetmeli.
niçin ona ulaşamdım, niçin ona hakkı anlatamadım diye hayıflanmalı.
Sahabeler bu duygu nedeniyledir ki dünyanın dört bir tarafına yayılmışlar.

ama bir de işin başka bir cephesi var.
bazı insanlar, Cenab-ı Hakka isyan eden şeytan gibi, amaç ve maksatları fitne çıkarmak, din-i islam-ı mübine zarar vermek ve saf zihinleri bulandırmak maksadıyla olamdık işler yapıyorlar.
işte bu tür kişilere karşı da uyanık olamk gerekiyor.
müslüman ferasetlidir.

saygılar

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

30

24.03.2005, 12:32

Guzel abim

Inaniniz ki sizinle ayni fikirdeyim. Lakin isin bu yonunun (ben komplo teorisi diyorum) cok dillendirilmesi asli problemlerin bunun arkasinda yok ya da luzumsuz derecede kucuk gorunmesini doguruyor. Evet mu'min feraseti ile bu tip insanlara dikkat etmeli. Peki guzel bir soru var:

Bugun karsimiza bu gorusu dillendiren bir insan ciksa ne yapacagiz?

Bu insanin hangi gruba dahil oldugunu soyleyecegiz?

Eger tepkisel olarak kasitsiz bicimde bu gruba dahil olan oldugunu dusunursek biz ya yaniliriz ya da yanilmayiz. O zaman da bize gunah bile dusmez. Ama ilk gruba dusen birisnin ikinci gruptan oldugu zanni ile hareket edersek o zaman o insanin imani yollarini tikama tehlikemiz vardir.

Ustadimizin tabiri ile bizler "ADemi itimat" ile hareket edebiliriz bu insanlara. Ama bu asla bizim onlarin hakkinda zannimizi etkilemez. biz gerekirse yanilmak pahasina bu insanlara ilk gruptan nazari ile bakmak zorundayiz. Ve bu da ademi itimadin aksi degildir. Cunku Ademi itimat, itimatin negativi demek degildir. O ortada durma demektir.

hurmetler
BArish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

31

27.03.2005, 15:46

Sultanahmet'te imamlık hayali
New York'taki, kadın imam önderliğindeki namazını organize eden yazar Esra Umani, 'kadınların imamlığı' konusunda çok tartışılacak açıklamalar yaptı. ışte kıyameti koparacak açıklamalar;
27 Mart 2005 10:50

Çok tartışılacak açıklamaların yer aldığı röportajı noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz... ışte o söyleşi..

Geçen hafta New York'ta yapılan, kadın imam önderliğindeki namazı organize eden eski Wall Street Journal muhabiri ve yazar Esra Umani "Bu bir reform hareketi. ıslami ilkelerle ilgisi olmayan Müslüman aleminin değişmesi gerek" diyor

Başardık, başardık" diye yazıyor Esra Umani (Asra Omani) web sitesinde ve devam ediyor: "New York'ta 130 kadın ve erkek, Müslüman dünyasında bir ilki gerçekleştirdik." Umani geçen hafta ilk kez bir kadın (Emine Wadud) önderliğinde kılınan cuma namazının "fikir babası".
Eski bir Wall Street Journal muhabiri olan Amerikan vatandaşı Umani (39) Hindistan, Bombay'da doğmuş. Ailesiyle beraber çocukken Amerika'ya göç etmiş ve 22 yaşında gazeteciliğe başlamış. Uzun yıllar boyunca Wall Street Journal'da çalışan, kadının ıslam'daki yeriyle ilgili yazılar da yazan Umani'nin hayatı, iş arkadaşı Daniel Pearl ile gittiği Pakistan'da değişmiş. Dindar bir Müslüman aileden gelen Umani, yakın arkadaşı Pearl'ün "ıslam adına" kaçırılıp öldürülmesiyle yıkılmış. Umani'ye bir darbe de hamile kalınca kendisini terk eden erkek arkadaşından gelmiş. şimdi iki yaşında olan oğlu Shibli'yi babasız doğuran Umani, ıslamiyet'i daha iyi anlamak için hacca gitmiş.
Umani, ıslam'da bilhassa kadın haklarının geliştirilmesine yönelik faaliyetler gerçekleştiriyor. Bir kadın imamın önderliğinde toplu halde namaz kılmayı tüm Amerika'ya yaymak isteyen Umani, yaşadıklarını ve ıslami kesimin tepkisini çeken görüşlerini "Standing Alone In Mecca / Mekke'de Tek Başına" isimli kitabında topladı.
Çarşamba günü Boston'da kendi imamlığında kıldırdığı namazlardan sonra telefonla konuştuğumuz Umani çok heyecanlıydı. Bir buçuk saatlik sohbetimiz sırasında Türkiye'de de namaz kıldırmak istediğini söyledi.

Çarşamba günü Waltham, Boston'da da iki namaz kıldırdınız...
ıkindi ve akşam namazlarına imamlık yaptım. Hayatımda ilk defa halka açık bir yerde namaz kıldırdım. ıtiraf etmeliyim ki başta biraz gözüm korktu. Ama sonra bunun dünyadaki birkaç erkeğin tekelinde olmadığını iyice anladım.

Emine Wadud'un yerinde bu kez siz vardınız...
Evet. Bence hepimiz namaz kıldırabiliriz. Sadece ayağa kalkıp, bu sorumluluğu almamız gerekiyor. Kadınlar evde bile namaz kıldıramıyor. Erkekleri takip etmeleri gerekiyor.

Nasıl başladı bütün bu olaylar?
Bir gün mahallemizdeki camiye, erkeklerin ibadet ettiği ana girişten girmek istedim. Almadılar. Oysa Mekke'de kadın-erkek bir arada ibadet ediyorduk. Ben de bir gazeteci olarak Suudi Arabistan basın ataşeliğini arayıp sordum. Onlar da beni onayladı ama yapabileceğim bir şey yoktu. Bunun üzerine kadınlar namaza imamlık yapabilir mi diye düşünmeye başladım. O sırada Dr. Emine Wadud'un şehrimize geldiğini duydum ve ona bir namazı yönetip yönetemeyeceğini sordum. Memnuniyetle karşıladı.

Niçin böyle bir namaz organize ettiniz? Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

ınandığım şeyler için harekete geçme zamanının geldiğini düşündüm. ıslam bizim erkeklerle eşit olduğumuzu söylüyor. Oysa kadınlar camilere arka kapılardan giriyor, sesleri yasaklanıyor, kocalarının her emrine uymaları bekleniyor. Yaptığım araştırmalar beni Mekke'ye kadar götürdü. Sonuçta kadının varlığını yadsıyan bütün ruhani liderlerin aslında ıslam'a ihanet ettiğini keşfettim. Dini liderler, kendi güçlerini koruyabilmek için kadınları özellikle dışlıyor. Müslüman dünyası artık ıslam'ın gerçek öğretisine yaklaşmalı. Gelenekleri kendi güçleri için kullanan liderler egolarından vazgeçip kadınlara da hak tanımalı.

Namaz sırasında niçin başınızı örtmediniz?
Mekke'ye gittiğimde kapanmak zorundaydım ama günlük hayatta örtünmüyorum. Kuran'daki "Dinde zorlama yoktur" ilkesini uyguluyorum. Bir kadının örtünmesi gibi kişisel konular, kadının kendisine bırakılmalıdır. Kendi tercihiyle kapananlara saygı duyuyorum ama kapanmanın, kadınları kontrol etmek için bir araç olduğuna inanıyorum.

Müslüman bir ülkede olsanız bu namazı gerçekleştirebilir miydiniz?

Amerika'da, Müslüman dünyadaki kardeşlerimizin yaşayamadığı bir özgürlüğümüz olduğu doğru. Polis bizi koruyor. Bunun Müslüman ülkelerde nasıl yapılabileceğini bilmiyorum. Çok iyi güvenlik önlemleri alınmalı.

Namaz sırasında 100'den çok insan vardı. Sizi kim destekliyor?

Müslümanlar Uyanın Birliği ve Kuzey Amerika ılerici Müslümanlar Birliği destek veriyor. Arap medyası bunun Amerikan devletinin bir operasyonu olduğunu, CIA'nin finanse ettiğini yazdı. Bunlara çok güldüm. Amerika'da yaşıyor olmamız bizi daha az Müslüman yapmıyor. Her gün yüzlerce destek mektubu alıyorum. Sadece kadınlardan değil, erkeklerden de. Eleştirenlerden çok destekçilerim var.

"Sultanahmet Camii'nde de namaz kıldırmak isterim"

Sizinle ilgili olarak "Bunu bir Müslüman ülkede yapsaydı, asılırdı" bile dendi.
Namaz sırasında dışarıdaki göstericilerden biri demiş bunu. Bunu duyduğumda inanamadım. Bu insan ıslam'ı lekeliyor. Bunu duyan Amerikalılar, "ıslam bu mu yani? Namaz kıldırdığın için seni asarlar mı gerçekten?" dediler.

ıslam'ın Batılıların düşündüğünün aksine saldırgan bir din olmadığını da mı kanıtlamaya çalışıyorsunuz?

Arkadaşım Daniel Pearl'ün öldürülmesinde ıslam adına yapılan şiddete birebir şahit oldum. Bunu çok düşündüm ve sonunda ıslam'ın şiddeti onaylamadığına karar verdim. Tabii bunu söylemek yeterli olmuyor. Camilerimizin kapılarını ve toplumumuzu dünyaya açmamız lazım. Bugün dünyanın çoğu Müslümanlardan korkuyor. Benim amacım ıslam'ın dünyadaki algılanışını değiştirmek.

Mekke'ye yaptığınız seyahat ve hac hayatınızın dönüm noktası mı oldu?

Evet çünkü toplumumuzun potansiyelini gördüm. Aslında oraya tepkiyle gitmiştim. Kadınların araba kullanmasına bile izin vermeyen bir devleti kabul edemiyorum. Orada hiçbir sorun çıkmadan bir arada ibadet ettik. Amerika'daki gibi camilerin karanlık, kuytu köşelerinde değildik. Erkekler bana karşı çok nazikti. Her şey çok basit ve güzeldi. Ayrıca Hz. ıbrahim'in çölde çocuğuyla terk ettiği Hacer'in ayakta kalma mücadelesi de benim hareketime ilham kaynağı oldu.

Bu yaptıklarınızı nasıl adlandırıyorsunuz? ıslam'da reform mu? Feminist bir hareket mi?

Reform olarak görüyorum. ıslam'ın değil, ıslami prensiplerle ilgisi olmayan Müslüman aleminin değişmesi gerekiyor. ıslam'da rönesansın vakti geldi.

Yani dinin değil, geleneklerin sürdürüldüğünü mü iddia ediyorsunuz?

Kesinlikle. Ayrıca manevi değil, politik ıslam'ı yaşadığımızı da düşünüyorum. Her fetvada, bir gazeteci olarak "Bu din adamının parasını kim ödüyor acaba?" diye düşünüyorum. Çünkü fetvalar Allah'tan değil, insanlardan çıkıyor.

Namaz kıldırmaya devam edecek misiniz?

Evet, devam edeceğim. Çünkü her birimizin ayağa kalkıp diğer kadınlara örnek olması, erkeklerin desteğini de kazanması lazım. Aydınlanma ışığı kimseyi çarpmaz. Bunun dışında kadınların da kabul edildiği yeni camiler inşa etmeye başlamamız lazım. Amerika'da her üç camiden ikisi kadınları kabul etmiyor. Bu 7'nci yüzyılda, Hz. Muhammed'in zamanında böyle değildi. Daha çok kurumsal değişikliklere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu benim cihadım ve hiçbir zaman kalemimden başka bir silah da taşımayacağım.

Kadınlar için hazırladığınız "ıslami Haklar Bildirgeleri" de çok tartışıldı.

Kadınların camideki rolüyle ilgili, ayrıca bir de yatak odası için 10 maddelik bir bildirge hazırladım. Çünkü kadın vücudu hem bir hapishane hem de bir kontrol aracı olarak kullanılıyor. Bu bildirgenin ilk ve en önemli maddesi şu: "Kadınların saygı dolu ve zevk alabilecekleri bir cinsel yaşama sahip olma hakları vardır". Bir başka önemli madde ise -ki bu Türkiye'yi de ilgilendiriyor- "Kadınlar cinsel seçimleri yüzünden cezalandırılamaz". Hem cami hem de yatak odası için geçerli olan bir maddeyse "Kadınlar hakkında dedikodu yapılamaz, kadınlara iftira atılamaz". Çünkü kadınlara baskı uygulamak için uygulanan en etkin yöntemler bunlar. Ayrıca "Kadınlar kendi bedenleriyle ilgili istedikleri kararı verebilirler." Buna, kocalarıyla cinsel ilişki yaşamama hakkı da dahildir.

Türkiye'deki ıslam hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'de yaşanan ıslam'dan çok etkileniyorum. Laiklik ve dini ibadet arasında çok iyi bir denge sağlanmış. Mustafa Kemal Atatürk ilerlemeyi engelleyen birçok geleneği kaldırdı. Türk insanının da bu dengeyi sağlamak için çok çalıştığını biliyorum. Bu mücadeleyi de saygıyla karşılıyorum. Tabii ki çatlaklar olacaktır zaman zaman. Belki bir gün orada da kadın imam önderliğinde bir namaz organize ederiz. Mesela Sultanahmet Camii'nde!

"Oğlumun, camide karısıyla yan yana namaz kıldığı günleri hayal ediyorum"
Kitabınızın ismi niçin "Mekke'de Tek Başına"?

Evli bir anne olmadığım için, milyonlarca insana rağmen kendimi yalnız hissettim. Çünkü şeriat kurallarına göre orada bir suçluydum.

Dindar bir aileden mi geliyorsunuz?

Ailem çok dindar. Annem evlenene kadar türban takmış. Babam günde beş vakit namaz kılar. Ben de küçüklüğümden beri ıslam'ın gereklerini yerine getiririm. Annem bana namaz kılmayı, oruç tutmayı, dua etmeyi öğretirken çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Beş vakit namaz kılar, her işe başlamadan önce "Bismillah" derdim. şimdi de oruç tutuyorum ama beş vakit namaz kılmıyorum.

Oğlunuz Shibli nasıl etkileniyor bu yaşananlardan?

Oğlum da benimle beraber dini tecrübeler yaşıyor. Dini öğreniyor. Namaz kıldırırken Shibli'yi anneme bırakmıştım. Annem namaz kılarken Shibli'den ezan okumasını istemiş. Shibli de henüz 2 yaşında olduğu için "Aba bubu" diye bağırmaya başlamış. Oğlumun, karısıyla birlikte camide yan yana namaz kıldığı günleri hayal ediyorum. Bunu çok istiyorum.

"Kuran'daki 'Dinde zorlama yoktur' ilkesini uyguluyorum. Kadının örtünmesinde karar, kendisine bırakılmalıdır"

"Başvurduğumuz üç cami namaz kılmamıza izin vermedi. Daha sonra düşündüğümüz sanat galerisine de bomba ihbarı yapılınca, kiliseden başka çaremiz kalmadı."

"Bir kez ölüm tehdidi aldım ama Danny'nin koruyucu meleğim olduğuna inanıyorum"
Ölüm tehditleri alıyor musunuz?
Bir kez aldım. Geçtiğimiz eylül ayında "Camideki Kadınlar ıçin Haklar Bildirgesi"ni yayınladıktan sonra bir Müslüman web sitesine "Esra'ya ölüm" diyen bir mesaj geldi. Hiç korkmadım. Mesajın PennState Üniversitesi'nden yollandığını öğrendim ve FBI'a bildirdim.

Güvenliğiniz için neler yapıyorsunuz?

Aptal değilim, tabii ki dışarıda beni koruyan güvenlik görevlileri oluyor. Ayrıca arkadaşım Danny'nin (Pearl) ruhunun koruyucu meleğim olduğunu düşünüyorum. Attığım her adımda beni izliyor ve kolluyor.(Yaprak Aras-Milliyet)

32

27.03.2005, 17:14

Anarşi çıkarmak, ıslam'a çamur atmak isteyecek olanlara koz olmayacak olsa, bu kadına neler neler yapılırdı...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

33

27.03.2005, 17:25

:!: :!: ımtihan dünyası sabırlı olmak lazım .Vardır bir hayrı...Yoksa ben neler neler söylüyorum her yüzünü gördüğümde :!:

34

27.03.2005, 17:30

Benim aklıma; arkasında namaza durur gibi yapıp, oracıkta ümüğünü sıkmak geldi, yapıştım mı boğazına, bodyguardlar gelse kolay kolay alamaz, elimde kalır... Çok kızıyorum... Allah ıslah etsin...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

35

27.03.2005, 17:35

Ünük biraz uzun sürer daha kısa bir yol yok mu?Daha önceki seferi iptal etmiştik.Buna mı sefere çıksak :?: :mrgreen:

36

27.03.2005, 17:35

Sizce biraz mesele fazla uzamadimi? Gerektiginden fazla ilgi gördü bu olay. Ne kadar kizmis olsakta...

37

27.03.2005, 18:08

Evet, haber bayatladı, artık kimse pek merak edip okumuyor. Belki en iyisi; bunları takmayıp, birinci derece muhatab almamak. Sadece sahih fetvadan bahsetmek, bid'a 'nın zararlarından bahsetmek...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

38

28.03.2005, 07:26

Yahu şu "beynamaz" kısmını görünce aklıma Oflu hoca adlı ses kaydı geldi :D



BEYNAMAZ ıMAM!

ABD'de Cuma namazı kıldıran Emine Wadud'un CIA tarafından yönlendirildiği belirtilirken; namazı organize eden Esra Umani'nin de ABD tarafından kullanıldığı ifade edildi.
"ıslâm'da reform başlatacağız" diyen Esra Umani'nin ABD tarafından organize edilen ıslâm'ı dönüştürme projesinde kullanıldığını belirten uzmanlar, Müslümanların bu tür olaylar karşısında teyakkuz halinde olması gerektiğine dikkat çekti. Esra Umani'nin "Kadınlara imamlık hakkı tanınmalı" sözlerine ılahiyatçılar sert tepki gösterirken; papazlar da Hıristiyanlık'ta da kadınların ayin yönetemeyeceğini kaydetti.
BU ıSLÂM'I DÖNÜşTÜRME
PROJESıNıN BıR PARÇASI
ABD'de erkeklere namaz kıldıran Emine Wadud ile bu namazı organize eden yazar Esra Umani'nin bizzat ABD tarafından yönlendirildiğini ifade eden Dinler Tarihi Uzmanı Dr. Lütfü Özşahin, "ABD'nin öteden beri ıslâm'ı dönüştürme projesi vardı. Kadınların namaz kılması, bu şekilde demeçler vermesi, ıslâm'ı dönüştürme ve BOP'un bir parçasıdır. Bu proje; ıslâm'ın terörü ürettiğini, şiddeti ürettiğini, kadın haklarını engellediğini ileri sürerek, ıslâm'ı reformize etmeyi amaçlıyor. Bunun sağlanabilmesi için, ıslâm'ın reformize edilmesi lazım. Yani Müslümanların cihad ve gaza kültüründen uzaklaştırılması lazım. Çünkü cihad ve gaza kültürü ıslâm'da olduğu sürece, Müslüman malı için, namusu için, dini için savaşmayı bir farz olarak gördüğü sürece Müslümanlarla mücadele etmek mümkün değil. Onun için de ilk önce kadın unsurundan başlıyorlar. ıslâm tarihinin hiçbir döneminde olmayan bir şekilde kadınların erkeklere namaz kıldırması, ıslâm'ı dönüştürme projesinin büyük bir parçası. Bunların hepsi Cemil Meriç'in deyimiyle ıslâm'ı hadım etme projesinin bir parçası" dedi.
KADIN HAKLARINI
KILIF OLARAK KULLANIYORLAR
"ıslâm halen batı dünyasının karşısında büyük bir güç olarak durmakta. ıslâm bu haliyle devam ederse, evangelist ve siyonistler arasındaki ittifakın başarıya ulaşma şansı yoktur" diyen Dr. Özşahin, "Tevrat'ta öngörüldüğü gibi Arz-ı Mevud mümkün olmayacak. Dolasıyısıyla bu gücün ortadan kaldırılması için, ıslâm'ın dönüştürülmesi lazım. Bunun yolu da, ıslâm'ı yeniden inşa etmek. Emine Wadud'un namaz kıldırması da, ıslâm'ı dönüştürme projesinin bir parçasıdır. Buna kılıf olarak da kadın haklarını ileri sürüyorlar" diye konuştu.
BU TÜR HAREKETLER DEVAM EDECEK
ABD tarafından başlatılan ıslâm'ı dönüştürme projesi çerçevesinde bu tür hareketlerin devam edeceğini kaydeden Özşahin, Müslümanlara teyakkuzda olma çağrısında bulundu. Özşahin, "Provokasyonlar olabilir, kadınlar bir yerlerde namaz kıldırabilir. ABD zaten Türkiye'yi gözden çıkardı. şimdi ıslâm dünyasına örnek olarak gösterdiği ülke Pakistan" şeklinde konuştu. Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, Hıristiyanlık dininde kadınların ayin yönetmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Türk Ortodoks Patrikhanesi Papazı Konstantiv Kostov ise; Hıristiyanlıkta kadınların kilisede görevi bulunmadığına, sadece papazların hizmetini yapabilmek için bulunabileceğine dikkat çekti.
Rahibelerin ancak kadın manastırlarında bulunabileceklerini ve kendilerini burada Allah'a adadıklarını kaydeden Kostov, "Daha çok Katoliklerde bulunan manastırlarda, kilisede görev yapan papazların hizmetlerini de yaparlar" dedi.
Hıristiyanlıkta kadınların ayin yönetmesinin sağlıklı olmadığını, tarihte de bunun örneğinin yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Kostov, "ABD ve ıngiltere'de bu tip girişimlerde bulunulduğunu hatırlıyorum. Aynı Müslüman bir kadının ABD'de yaptığı gibi ayin yönettiklerini gazetelerden okudum ve kınadım. Kadınlar bünye olarak din adamı olmaya müsait değiller. Özel günleri kilisede onları kısıtlıyor. Mesela, özel günlerinde şarap ve ekmeği ellerine nasıl alacaklar?" diye konuştu.
URHAN: YAHUDıLER KADINLARI
ıBADET HANELERE ALMIYORLAR
"ıslâm'ın verdiği kadın haklarının yüzde 3'ünü Hıristiyanlık ve Musevilik'te bulamazsınız. Yahudilerde kadınların ibadethanelere girmesi bile caiz değil. Hz. Meryem'e Yahudilerin yaptıkları ortada. Bizde kadınlar imam olamazlar" diyen Doç. Dr. Nedim Urhan, "Erkeklere namaz kıldıran bu kadınlar, bununla ıslâm'da reform yaptıklarını ileri sürüyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil. ıslâm'ın kendisi zaten reform. Yorumda samimi olmak lazım. Yorumda samimi olmayan bu kadınlar, yapmak istedikleri yerde yıkıyorlar" dedi.

Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

39

29.03.2005, 06:15

Kazdıkça altından bir şey çıkıyor, buyrun burdan yakın
**********************************************



MOSSAD'IN ıNTıKAMI

ıSLÂMı TERÖRÜ(!) ARAşTIRIYORLARDI!
Ortaya çıkan yeni bilgilere göre; aynı zamanda The Wall Street Journal muhabiri olan Esra Umani, aynı gazeteden Daniel Pearl adlı Yahudi arkadaşı ile birlikte Pakistan'a giderler... Amaçları "ıslâmcı terör"(!)ün bağlantılarını ortaya çıkarmaktır!

YAHUDı ARKADAşI ÖLDÜRÜLÜNCE
Bunu fark eden ıslâmî örgütler 23 Ocak 2002'de Daniel Pearl'ü kaçırırlar... Önce "CIA ajanı" olduğunu sandıkları gazetecinin, "MOSSAD adına çalıştığını" tesbit ederler... Rehin aldıkları gazeteci karşılığında Guantanamo Üssü'ndeki esirlerin serbest bırakılmasını isterler!.. Bu talepleri kabul edilmeyince de, şubat ayında öldürülür... Bu olaylara tepki gösteren Esra Umani, CIA ve MOSSAD tarafından kullanılmaya başlanır!..
Erkek arkadaşı, hamile iken terk edip gitmiş!
Esra Umani'nin, "feminist" söylemlerde bulunmasında, kimliğini açıklamadığı erkek arkadaşı tarafından 3 yıl önce "hamile" bırakılması ve o halde terk edilmesinin büyük rolü olduğu bildiriliyor!.. Hamile iken terk edilmek, Esra Umani'yi "erkeklere düşman" etmiş!..

Esra Umani'nin MOSSAD'cı yoldaşı
Daniel Pearl, The Wall Street Journal adlı Amerikan gazetesinde çalışmasına rağmen "ısrail vatandaşlığı"nı sürdürür... 23 Ocak 2002'de, Esra Umani ile birlikte gittikleri Pakistan'da kaçırıldığında; "Yahudi" olduğu, ABD gazeteleri tarafından "özellikle" gizlenir... Fakat ısrail basını, onun bir "Yahudi vatandaşı" olduğunu açıklar, öldürüldükten sonra da, "Yahudilerin katlinin yeni bir örneği" olduğunu iddia edip, "ısrail, bunun intikamını almalı" diyerek kampanya başlatırlar!.. Esra Umani'nin "ıslâm'da reform" söylemleri de bu olaydan sonra başlar!..
Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

40

29.03.2005, 09:07

Mustafa ÖZCAN

11 Eylül-18 Mart




Dünya kıpır kıpır kaynıyor. Bakıyorsunuz, organize ayak takımları birer birer rejimleri deviriyorlar. Sonra da yağma yapıyorlar. Bu değişimlerin arkasında yerel sebepler olmakla birlikte haricî sebepler de var. Bu haricî sebepler arasında Soros ve vakıflarını da görmekteyiz.

Ünlü Kırgız yazar Aytmatov Kırgızistan’daki eylemlerin arkasında Soros ve vakıflarının bulunduğunu inkâr edememekte. Birinci dalga güya demokrasi dalgası. ıkinci dalga ise nisa dalgası. Yine bu dalgada da George Soros ve bendelerinin mühim rolü ve parmağı var. Eskiden para ile oynuyordu, şimdi kitleler ve iktidarlarla oynuyor. Bundan dolayı bazı fiction/hayalî tarzı eserlerde yani romanlarda nonfiction bir şekilde asıl Kaide liderinin o olduğu da yazılmaktadır. Soros ve açık toplum anlayışına destek veren kalemlerin bu ikinci dalgayı da desteklediklerini müşahade ediyoruz.

Bunlardan birisi de, şarku’l Avsat yazarlarından Müna Et-Tahavi. Esra Numani’nin Mısırlı versiyonu. Söz aramızda her ülkede bir ve birden fazla Esra Numani’ler var. Türkiye’deki Esra Numani’lerden birisi de Prof. Beyza Bilgin’dir. Asr-ı Saadetteki bir istisnayı genelleştirmeye çalışmaktadır. Ailesine istisnaen imamette bulunan Ümmü Varaka meselesini genelleştirerek kadınların da umuma imamette bulunacaklarını iddia etmektedir. Bu hususta da Muhammed Hamidullah Beyin ıslâm Peygamberi kitabından dayanak getirmektedir. Müna Tahavi ve Beyza Bilgin gibi ‘ıslâmcı feministler’in ortak paydası, ıslâmın yorumunda tarihî seyir içinde erkek egemenliğinin bulunduğu iddiasıdır.

***

Muna Tahavi şöyle demektedir: “ıslâm, kadınlara haklarını 1400 yıl önce verdi. Ortaçağda ise Avrupa’da durum tam tersine idi. Avrupalı kadınlar Müslüman kadınlara haset ediyor ve onları kıskanıyorlardı. Ama daha sonra tam tersi Avrupalı kadınlar Müslüman hemcinslerini geride bıraktılar...”

Muna Tahavi bunun arkasında siyonist-Amerikan ortak komplosu olduğunu ileri sürenleri de reddediyor ve şöyle yazıyor: “Beklendiği gibi bu kadın imam arkasında namaz işi bazılarınca siyonist-Amerikan ortak komplosu olarak yorumlandı. Kadın meselesi kullanılarak ıslâm dünyasının istikrarının baltalanmak istendiği ileri sürüldü. Gerçek şu ki, ıslâmda kadın-erkek eşitliği noktasında bizim siyonizm veya Amerikalılardan öğrenecek birşeyimiz yok. Hıristiyanlık ve Yahudilikte çok az bir grup, kadının dinî konularda öne geçmesine müsade ediyor. Dolayısıyla onlar, bize örnek ve model olamazlar. ABD’de yapılan araştırmalar, ıslâm dünyasında insanların yüzde onunun muntazaman ibadet ettiklerini ortaya koyuyor. Bu oranın bu kadar düşük kalmasının sebebi ibadet mahallerine egemen olan muhafazakâr ortamdır. Biz bu muhafazakâr ortamı yıkmak ve ortadan kaldırmak için Kuzey Amerika ılerici ıslam Birliğini kurduk ben de üyeleri arasındayım. ıslâm âleminde kadın sorunları birbirinden çok farklı. Sözgelimi Malezya’da kadınlar ekranlardan Kur’ân tilavet ederken sorunlar Arap ülkelerinde daha farklı... Bugün kadın dünyanın çeşitli bölgelerinde devlet başkanlığı yapabiliyor, fezaya gidiyor da niye imam olamıyor? Arabiya Kanalı’nın internet sitesinin yaptığı yoklamaya göre ankete katılanların yüzde 42’si Emine Vedud’un yaptığını ıslâm fıkhı açısından olumlu buluyor...”

Cemaatı arttırmak için kadın imam meselesi daha önce ıran’da da gündeme gelmişti. Bu meyanda, imamet-i kübra yani devlet başkanlığı konusu da tartışılan meseleler arasında. Bu kesimler o konuda da iddialılar. Merhum Mısırlı Muhammed Gazali çeşitli kitaplarında ındra Gandi ve Thatcher örneklerini vererek kadının da pekala devlet riyasetinde başarılı olduğunu ileri sürürek buna ıslâmî açıdan cevaz veriyordu. Bir işe başlarken besmelenin gereksizliğini savunması gibi bu meselede de mücazefe ile cevaz vermiş ve isabet kaydedememiştir. Asıl engel mahremiyet meselesi veya benzeri meselelerdendir. Bazıları Hazreti Aişe’nin Sıffiyn’deki liderliğini esas alarak kadının kamusal alandaki rolünü genişletmek istiyorlar. Öncelikli olarak Hazreti Aişe’nin Sıffiyn’deki rolü tartışmalıdır. Daha sonra kendisi de yaptığının yanlışlığını kabul etmiştir. Bu itibarla, su-i misal misal olmaz.

***

Müna Tahavi, Manhatten’de 18 Mart Cuma günü Emine Vedud’un imamlık yapmasına tarihî bir dönemeç olarak baksa da bunun kötü bir çığır olduğunda şüphe yoktur. Maalesef Manhatten Müslümanlar için ifrat ve tefritin odak noktası ve karayazısı olmuş ve 11 Eylül ile 18 Mart’ı kendinde buluşturmuştur. Birisi, ifratın dönüm noktası, diğeri de tefritin dönüm noktasıdır. ınkâr edilse de her ikisinde de nafiz Amerikan ve siyonist çevrelerin parmağı vardır.

29.03.2005

E-Posta: mustafaozcan@yeniasya.com.tr

Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Bu konuyu değerlendir