Giriş yapmadınız.

1

18.03.2005, 07:12

"Tesettürlü" diye hem başkanlığı alındı hem atıldı

Haberi okuyunca gözlerinin ne kadar dönmüş olduğunu göreceksiniz. Bu ölmek üzere olan bir canavarın son çırpınışlarıdır inşa'Allah. Allah kendine karşı mücadele edenleri kahretmeye kadirdir... 6 Nokta körler derneği il başkanının hem başkanlığını alıyorlar, hem de dernekten atıyorlar...

Bu faşistlerin daha nelerini göreceğiz Allah bilir...



ınsafsızlığın böylesi



Başörtülü olduğu için Altı Nokta Körler Derneği Sakarya şube Başkanlığı görevinden alınan Hatice Akçil aleyhinde, dernek genel merkezi skandal bir karara daha imza attı. Akçil'i görevden almakla yetinmeyen Altı Nokta Körler Derneği, şimdi de Akçil'i dernekten attı. Dernek Onur Kurulu'nun, 12 şubat 2005 tarihinde yaptığı toplantı sonucunda Akçil'i, dernekten ihraç ettiği ortaya çıktı.
Yusuf Dugan başkanlığında toplanan ve onur kurulu üyeleri Hasan Tatar ve Zeki Saraç'ın da katıldığı toplantıda, Akçil hakkında, dernek yönetim kurulu tarafından verilen kesin ihraç talebi görüşüldü. Üç onur kurulu üyesi oybirliğiyle verdikleri kararda, Akçil'i ihraç ederken, görevden alınan dernek yönetim kurulu üyeleri Zekeriya Topatar, Yaşariye Tezgel ve Fikret Bostancı hakkında ise kınama cezası verildi. Görevden alındıktan sonra yeni yönetimle diyaloğunu sürdüren Mustafa Toklu hakkında ise herhangi bir ceza verilmedi.
ıHRAÇ SEBEBıNE BAK
Onur Kurulu, Akçil'i ihraç ederken birbirinden tartışmalı gerekçeler öne sürdü. Gerekçeler arasında, başörtüsü yasağına uymamaktan, bazı basın yayın organlarına haber vererek derneği küçük düşürmeye kadar birçok neden sıralandı. Gerekçeler arasında en ilginci de, izahı mümkün olmayacak derecede çay şeker ve kırtasiye harcaması yapmak. Diğer taraftan, usulsüzlük yapmakla suçlanan ve ağır cezada yargılanan dernek yöneticileri hakkında ise Onur Kurulu'nun verdiği en ufak bir karar bile bulunmuyor.
AYVA'DAN ıHRACA TEPKı
Hatice Akçil'in Sakarya şube Başkanlığı görevinden alınmasının ardından dernek üyeliğinden de ihraç edilmesine AK Partili görme özürlü milletvekili Lokman Ayva büyük tepki gösterdi. Vakit'in sorularını cevaplandıran Ayva, "Böyle bir kararı tasvip etmem mümkün değil. Hele hele bir kadının böyle bir davranışa maruz kalmasını doğru bulmam kesinlikle mümkün değil. Akçil, özürlülükle ilgili bir tartışma veya kabahat nedeniyle atılmadı" dedi. Akçil'in özürlülükle ilgisi olmayan bir konu nedeniyle dernekten uzaklaştırılmasının kendisini üzdüğünü kaydeden Ayva, kendisine yönelik eleştirilerde bulunan dernek yönetimine de cevap verdi. Ayva şöyle konuştu: "Özürlüler olarak, özürlülükle ilgili konularda yoğunlaşmamız gerekli. Bu konuların dışındaki hususlarla ilişkilendiriliyorsa, bu kuruluşların gerçek amaçlarını oturup düşünmeleri lazım. Görünüşle mevcut durum arasında ciddi bir fark var. Bu da üzüntü verici bir durum."
Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

01.04.2005, 11:57

BM başörtüsü yasağından endişeli

BM başörtüsü yasağından endişeli
Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komitesi’nde Türk kadınının, siyasal-toplumsal-ekonomik ve kültürel yönden katettiği yol, masaya yatırıldı.
01 Nisan 2005 11:02

Sonuç bildirgesinde, yeni TCK’da, kadınlara yönelik olumlu düzenlemelere vurgu yapıldı. Ancak okullardaki türban yasağının kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkisinden endişe duyulduğu da belirtildi. Devlet Bakanı Güldal Akşit çok sayıda kadın sivil toplum örgütü temsilcisi ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek, Birleşmiş Milletler kadının statüsü komisyonunun 49. oturumunda alınan kararlara ilişkin bilgi verdi. Kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerin toplantıda olumlu karşılandığını belirten Akşit; komitenin koyduğu çekinceleri de açıkladı; Buna göre;

...

Kadının okur yazarlık oranının düşük olması ve eğitimde karşılaşılan güçlükler temel kaygı ve sorun alanları olarak belirlendi.

"TÜRBAN YASAğINDAN ENDışE DUYUYORUZ"

Uluslararası komite ayrıca okullarda ve üniversitelerde varolan türban yasağının kadınlar ve kız çocukları üzerindeki olumsuz etkisinden endişe duyduğunu belirtti.

Komite bu yasağın etkilerinin araştırılmasını talep etti. Akşit toplantının sonunda alınan bu kararlar ışığında kadına yönelik yeni bir acil eylem planı hazırlanacağını söyledi.
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

3

01.04.2005, 12:08

yasağın etkileri

Sonucu araştırmalarına gerek yok.herşey ortada; küskün bir millet.Toplumdan dışlanmış,hor görülmüş bayanlardan ne beklenebilir.
:!:
28 şubat dönemi sonrası başörtülü öğrencilerin yaşadıkları görüntülerle de kayıtlı.Özellikle hemşire okulundaki iğrenç görüntüyü unutamıyorum. (birinci olan başörteli öğrenciye yapılanlar).
Kartal imam hatip lisesi önündeki olaylar ondan beterdi.
Bu kişilerin yaşadıkları hayatlarında büyük sorunlara yol açtı ve açmaya devam ediyor.
bu küskünlüğün etkisi kendini göstermeye başladı ve artarak devam edecek.
Bu yasak devam ediyor.Unutturulmaya çalışılsa da böyle bir yasak var.
bu yasağı unutmayalım,unutturmayalım....
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

4

01.04.2005, 12:29

ınan Kardeş hiç şaşırmadım.Bu konudan öyle bunaldım ki neyse...Sonumuz hayır olsun....

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

5

01.04.2005, 21:07

Abdülkadir kardeşim verdiğin kaynak linki hatalı. Mümkünse düzeltirsen memnun oluruz...
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

6

02.04.2005, 06:24

Vakit gazetesindendi, link şimdi bende de çalışmadı...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

7

03.04.2005, 10:14

Erdoğan: Türban sözü vermedim

Erdoğan: Türban sözü vermedim
Başbakan Erdoğan, AKP'li vekillere "Türban sorununu çözeceğim diye bir söz vermedim" dedi. Erdoğan, meydanlarda türbanı nasıl çözeceklerini söylediklerini hatırlattı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Türban sorunu tek taraflı olarak çözeceğim diye bir söz vermedim" dedi. Erdoğan iki gündür devam eden Kızılcahamam kampında milletvekillerinden yoğun olarak gelen türban ve imam hatiplerle ilgili sorularla karşılaştı.

Bu sorular üzerine sesini yükselterek, "Milletvekillerine, "Hepiniz hayattasınız" diye seslenen Erdoğan şöyle konuştu:

"Hepiniz benimle birlikte seçim meydanlarında dolaştınız. Allah aşkına ben hangi seçim meydanında bu sözü verdim. Hangi televizyon kanalında bu sözü verdim ki. Ben hep toplumsal mutabakatla bunun çözüleceğini söyledim. Günü gelince,ortam müsait olunca demokratik hak ve özgürlükler çerçevesini söyledim. Biz hiçbir zaman bunu tek taraflı çözeceğiz demedik. Hep toplumsal mutabakat arayacağımızı söyledik. Zaman içinde çözeceğimizi vurguladık. Tabi bu da zaman alacaktır. Bu konuda toplumsal hassasiyetleri göz ardı etmek gibi bir yaklaşımımız olamaz. Bu böyle biline."

Erdoğan ımam Hatip Liseleri ile ilgili sorulara da, "ımam Hatip'lere takılıp kalmayın.Bu meseleler zaman, içinde toplumsal mutabakatla çözülür. Bu konuları 'erkek mi ürkek mi' diyenler kaşıyor" yanıtını verdi.
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

8

03.04.2005, 10:19

Re: Erdoğan: Türban sözü vermedim

Alıntı sahibi ""rejume""


"Erdoğan ımam Hatip Liseleri ile ilgili sorulara da,ımam Hatip'lere takılıp kalmayın...

:!: :!: :!:
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

9

03.04.2005, 10:26

Mehmet Ağar "Başörtüsü, YÖK vs. yasaklarını ben kaldırırım." demiş. Tayyip Erdoğan ve partisi, eyyamcıların gözünde "mim"li, ne yapsalar göze batıyor. Tarafsız olduğuna inanılan kesim yapacak ki bu düzenlemeyi, seslerini çıkaramasınlar. Mehmet Ağar'a sen irticacısın diyemezler, adamın dinle, diyanetle o kadar alakası yok, ettikleri laflar havada kalır. Ama Tayyip Erdoğan sadece katsayıyı oynamaya kalksa, ne olacağını az-çok tahmin edebiliyorsunuz sanırım, geçen seneki gibi aynı oyunlar...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

10

06.04.2005, 11:36

Baro töreninde 'başörtüsü' skandalı

Baro töreninde 'başörtüsü' skandalı
Baro törenine gelen çeyrek asırlık avukatın 45 yıllık eşine başörtüsü şoku. ıstanbul Üniversitesi'ndeki törende avukatın eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle fakülteye sokulmadı.
06 Nisan 2005 00:45

Tören ıstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde yapıldı. Dursun Elçi, mesleğine tam çeyrek asır hizmet ettiği için bir plaketle ödüllendirileceği törene, kendisini destekleyerek bu şerefte payı olan eşi Ayşe Gülcan Elçi ile geldi. Ancak Ayşe Gülcan Elçi, başörtülü olduğu için fakülte arazisine bile alınmadı.

Dursun Elçi, mesleğine tam çeyrek asır hizmet ettiği için bir plaketle ödüllendirileceği törene, kendisini destekleyerek bu şerefte payı olan eşi Ayşe Gülcan Elçi ile geldi.

"YA BAşINI AÇ, YA DIşARI ÇIK!"
Ancak Ayşe Gülcan Elçi, başörtülü olduğu için fakülte arazisine bile alınmadı. Bayan Elçi, olayı ve tepkisini Tercüman'a şöyle anlattı: "Eşime, (Ben de seni arabada beklerim) dedim. Ama görevliler, (Ya başını açarsın, ya da dışarı çıkarsın) diye çıkıştı. Hatta, arabada müdahale etmeye çalıştılar ama, kocam izin vermedi."

ÖZKÖK PAşA'NIN KOMşUSU
"Ben de, durağı sordum. Götürdüler. Otobüsle evime döndüm. Dedem, Çanakkale'de şehit oldu. Biz, Turgutlu'da Hilmi Özkök Paşa'nın komşusuyuz. Aynı mahallenin insanıyız. Yurt dışında Fransa'ya, Almanya'ya gittik. Böyle bir şeyle hiç karşılaşmadık. Memleketimde böyle bir şey yaşayacağım ölsem aklıma gelmezdi."

BıR ÖMÜRLÜK MUTLULUğA GÖLGE DÜşTÜ Ayşe Gülcan Elçi, cefaya dönüşen hayalini kurduğu mutluluğu, evlendikleri günkü fotoğrafı göstererek, "Eşimle 45 yıldır herşeyi birlikte yaşadık, birlikte paylaştık. Onun başarısına tanık olmak istedim" diye açıkladı. Avukat Dursun Elçi de, eşini, "Anadolu kadınının örtüsünü" kullandığı için cezalandıran Fen Fakültesi yöneticileri hakkında tazminat davası açacağını bildirdi.
* * *
ıstanbul Barosu'nun, 127. kuruluş yıldönümü sebebiyle dün düzenlediği törende başörtü skandalı yaşandı. Meslek 25. yılını doldurduğu için plaketle ödüllendirilen avukat Dursun Erkil'in eşi Ayşe Gülcan Erkil, başı örtülü olduğu için törene alınmadı. ıstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ndeki törene gitmek isteyen Ayşe Gülcan Erkil, görevliler tarafından Beyazıt'taki kampüsten dışarıya çıkarıldı.

Fen Fakültesi yöneticileri hakkında dava açacağını söyleyen avukat Dursun Erkil, olayı şöyle anlattı: "Kapıdaki güvenlik görevlileri eşimin içeri girmesine izin vermedi. Eşimin araçta oturmasına bile izin verilmedi. Olayı anlattığım fakülte yetkilisi, 'Bize verilen emirler bu yöndedir. Biz de bu kurallara uymak zorundayız' cevabını verdi. Bu, Türkiye'de demokrasi olmadığını gösteriyor. Eşim izin verirse görevliler hakkında tazminat davası açacağım."

Üzücü olayı, 25. yıl plaketi almak üzere çıktığı kürsüden meslektaşlarına da anlatan Dursun Erkil, ıstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu'nun, "Bu konuda herhangi bir şey yapamayız" sözüyle bir kez daha yıkıldı.
Başındaki örtü yüzünden bugüne kadar hiçbir sorun yaşamadığını belirten Ayşe Gülcan Elçi de, şunları söyledi:

"Eşimle 45 yıldır herşeyi birlikte yaşadık. Bu mutluluğu da paylaşmak istedim. Arabada beklemek istedim, ama görevli arabada bulunmama da izin vermedi. Bana, (Ya başını açarsınız, ya da dışarı çıkarsınız) diye çıkıştı. Hatta arabamıza müdahale etmeye çalıştılar ama kocam izin vermedi. Olayın daha fazla büyümemesi için eve dönmek istedim. Yolları, otobüs durağını bilmediğim için bir görevli bana otobüs durağına kadar eşlik etti. Töreni izleyemeden otobüsle evime geldim. Türkiye'de böyle birşey yaşayacağımı ölsem aklıma gelmezdi. Benim dedem Çanakkale'de şehit oldu. Biz, Turgutlu'da Hilmi Özkök Paşa'nın komşusuyuz. Aynı mahallenin insanıyız. Ben talebe değilim ki... Bu örtüyü askeriye de kabul ediyor."

Dünden Bugüne Tercüman
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

11

06.04.2005, 11:40

Zulüm devam etmez,küfür devam eder!

Bu insanların gözleri iyice dönmüş. Kadının taktığı başörtü kadının saçlarının yarısını gösteriyor. Nedir bu ya. Daha ne kadar saçmalayacaksınız. Yaşını başını almış kadından ne istiyorsunuz. Sizin zulmunüzün sonu yok mu?

Zulüm devam etmez, küfür devam eder!
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

13

07.04.2005, 16:32

Selamın Aleykum

onun kisi türban deil eşarp mış...fesuphanallah....herhalde eşarp Allah için takılmayınca unilere girilio...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

14

07.04.2005, 17:55

E tabi eşarp la türban arasında fark var.Mesela eşarp bezden türbansa bezden.Eşarp başa takılıyor türbansa başa takılıyor.Allah'ım nelerle uğraştırıyolar insanı ya Allah akıl fikir versin.Kadının yüzünü gördüm günaha girdim zaten daha fazla yazmayayım dayanamıcam çünkü.....




Not:Türban denilmesi konusunda hemfikir değilim...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

15

07.04.2005, 18:09

kendisi yalanlamış günaha girmeyelim

arkadaşlar kadının günahını aldık

Kanal 7 Haber'den Sabri Çelebioğlu'nun sorularını yanıtlayan Elçi, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve kendisinin türban takmadığını ama türban takanlara da karşı da bir tavrı bulunmadığını söyledi.

Ayşe Gürcan Elçi şunları söyledi:

"Ben türban şeklinde değil bu şekilde bağlıyorum. Ama herkes istediği gibi, kendine yakıştırdığı gibi başını örtebilir. Türban da başörtüsüdür. Ben böyle düşünüyorum ama sözlerim türbana karşıymışım gibi yansıtıldı. Herkesin kendi tercihi kendisini bağlar. Ben başkasının tercihine karışamam."

Ayşe Elçi, "Öğrenciler üniversiteye türbanla girmek için diretmesin' ifadesinin de kendisine ait olmadığını söyledi. Üniversitelerdeki yasağı doğru bulmadığını belirten Elçi, 'Yasak bu kadar katı uygulanmamalı. Bir akrabamın kızı Türkiye'de okuyamadığı için ısviçre'ye gitti. Orada başörtüsü ile okuyabiliyorsa burada da okumalı" dedi.

Ayşe Gürcan Elçi, ıstanbul Üniversitesi'nden çıkarıldığı andaki duygularını da anlattı.
Kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini söyleyen Elçi, 'Üzerinden zaman geçtikçe daha çok ağırıma gidiyor. Ben bu şekilde askerdeki oğlumu ziyaret ettim. Üniversiteden çıkarılmamı bir türlü anlayamıyorum' dedi.
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

16

07.04.2005, 18:42

MÜBAREK OLSUN

17

08.04.2005, 07:13



Önceki gün ıstanbul Barosunun bir törenine katılmak üzere ıstanbul Üniversitesi Fen Fakültesine giden, ama başındaki örtü sebebiyle içeri alınmayan ve özel arabası içinde dahi beklemesine izin verilmeyen Av. Dursun Elçi’nin eşi Ayşe Gülcan Elçi, “Başımı açmaya ve arabamdan aşağı inmeye zorlanmak çok üzücü. O an dünya başıma yıkıldı. Başımın ağrısı hâlâ geçmedi” dedi.

Dâvâ açma hakkımız var ıstanbul Üniversitesi’ndeki Avukatlar Günü plaket töreninde hanımının başını açmaya zorlanması karşısında çok sinirlendiğini ifade eden Avukat Dursun Elçi, “Avukatlık kanuna göre avukatların üstü aranamaz, evi aranamaz. Ancak mahkeme kararıyla, barodan bir temsilci eşliğinde böyle birşey yapılabilir. Bu araba da benim seyyar evimdir. Haneye tecavüz neyse hukukta, arabaya tecavüz de odur. Maruz kaldığımız bu olayla ilgili olarak şikayet hakkımız da, dâvâ açma hakkımız da var” diye konuştu. Oraya maksatlı gitmedikleri halde böyle bir yanlışlığa maruz kaldıklarını söyleyen Avukat Dursun Elçi de, “Batıda yok, doğuda yok böyle bir uğraşı. Bunlar hilkat garibesi” dedi. Din görevlisi iken maruz kaldıkları haksızlıklar karşısında hukuk eğitimi almaya karar verdiğini anlatan Avukat Dursun Elçi, ne kendi maruz kaldıkları durumun ne de genel başörtüsü yasağının hiçbir hukuki yanının bulunmadığı vurguladı. Tesettür Allah’ın emridir Din adamı kimliğiyle “Başörtüsü dinin gereğidir” diyen Avukat Elçi, “Ben hiçbir zaman başörtüsünün aleyhinde bulunmam. Tesettür Allah’ın emirdir, ama öyle ama böyle. Hukukçu olarak da böyle bir dava gelirse savunmak durumundayım” dedi. Başörtüsünü yasaklayan bir kanun olmadığı gibi yasağın kaldırılması için de bir kanuna gerek olmadığını belirten Elçi, “Ne yapılacak? Anayasa’nın bir maddesi değişecek. Meclis diyecek ki ‘Anayasa Mahkemesi bir kanunu ya tasdik eder ya da reddeder. Kanun koyma hakkı münhasıran meclise aittir” sözleriyle çözüm yolunu gösterdi. Baskının kurumlaşması durumunda daha tehlikeli bir hal aldığına dikkat çeken Elçi, kendilerinin yaşadığı olayın da bunu gösterdiğini söyledi. Yasakçılar tahrik ediyor Elçi, yasağı uygulayanların laikliği dayanak yapmalarını da eleştirdi. “Laiklik bizim açımızdan baktığımız zaman din ve vicdan hürriyetidir. Laisizm dinsizliktir. Ama laikliğe göre dileyen inanır, dileyen inanmaz” dedi. Başörtüsünü siyasi amaçla takanlar olsa bile yasakçıların yaptıklarında samimi olmadığını söyleyen Elçi, “Siyasi amaç da olsa yasaklarsan tepki doğurur. Onlar samimi değiller. Tahrik ediyorlar” dedi. Olacak şey mi? “Başını açacaksın” direktifine “Ben başımı nasıl açayım, olacak şey mi?” şeklinde cevap verdiğini, tatsızlık olmasın diye içeri girmek yerine arabanın içinde beklemek istediğini söyleyen Elçi, buna da müsade edilmemesi üzerine otobüsle evine geri dönmek durumunda kaldığını anlattı. Eşinin bir mutluluğunu paylaşmak istediği halde ıstanbul Üniversitesi’nde kapıdan çevrildiğini anlatan Ayşe Elçi, “Oradan geriye dönmek çok zor. Başımı açmaya zorlanmak, arabamdan aşağı inmeye zorlanmak üzücü. Başımın ağrısı hâlâ geçmedi” dedi.

Naciye KAYNAK

08.04.2005

Kaynak


Yahu bu haberciler başını döndürür insanın. Hangi birine inanacağını şaşırttırıyorlar.

Bu konuyu değerlendir