Giriş yapmadınız.

1

03.12.2011, 10:17

Filipinler’de Nur'un Fütûhatı

ON DÖRT RİSÂLE-İ NUR DERSHANESİ VE BİR RİSÂLE-İ NUR ENSTİTÜSÜ'NÜN BULUNDUĞU FİLİPİNLER'DE, İNGİLİZCE VE TÜRKÇE DERSLER YAPILIYOR, 72 ÜNİVERSİTEDE RİSALE-İ NUR OKUTULUYOR VE İNSANLAR NURLAR'I OKUYARAK MÜSLÜMAN OLUYORLAR.

FİLİPİNLER, Türkiye’den 10.000 km uzaklıkta, aramızda 6 saat zaman farkı olan bir Uzakdoğu ülkesidir. Başşehri Manila’dır. Manila kelimesi sahabelerin “Emanillah” isminden gelmektedir. Nüfusu 105 milyondur. Kışı olmayan, devamlı yaz olup ılıman bir memlekettir. Filipinler üç ana bölgeden oluşmaktadır. Kuzey, orta kısmı ve güneyde Mindenov bölgesi. Müslümanların yoğunlukta olduğu bölge bu güney bölgesidir. Burada 6 Müslüman bölge valisinin oluşturduğu Müslüman özerk bölgesi mevcuttur. Bunlar iç yönetiminde tamamen serbest, dışa karşı merkezî hükümete bağlıdırlar. İlk defa 2011 Mayıs ayında 25 kişilik bir grupla Filipinlere gitmiştik. Kurban Bayramında da Çağrı Yardımlaşma Derneği’nin dâvetlisi olarak 4 kişi İstanbul’dan, 6 kişi Kütahya’dan olmak üzere toplam 10 kişi Filipinler’e gittik. 2 Kasım günü öğle vakti Etihat Hava Yolları ile 5 saatlik yolculuktan sonra Abu Dhabi Havaalanına ulaştık. Burada 8 saat bekledik. Abu Dhabi Havaalanında çok sayıda mescit olduğunu gördük. Buradan 8 buçuk saatlik bir uçuşla Manila Havaalanına ulaştık. Uçakta her koltuğun arkasında bir televizyon ekranı bulunuyordu. Burada Kâbe imamlarının çok güzel Kur’ân tilâvetlerini dinledik.

DATO AMCA VE KABİLESİ
Perşembe akşamı Manila’dan 1 saat 15 dakikalık bir uçak yolculuğuyla Gagayan (Zagayan) şehrine ulaştık. Burada bizi Muhammed Rıza Dalkılıç kardeşimiz karşıladı. Dershaneye gidip akşam yemeğinden sonra istirahate çekildik. Sabah kahvaltısından sonra Cevdet Baybara’nın ve Dato Amca’nın evinin hemen yanında bulunan mescitte Cuma namazını eda ettik. Dato Amca, kabilesiyle birlikte Müslüman olmuş; kendine yakın olan insanları da Müslümanlığa dâvet ediyor. Kendi kabilesi, arabanın çıkamadığı, 4-5 saat yaya gidilerek ulaşılabilen bir dağda yaşamaktadır. Onların başında da yaşlı bir kişi bulunmaktadır. O ölünce, grubun liderliği Dato Amca’ya kalacakmış. Dato, “Ben lider olunca bu insanların hepsinin izn-i İlâhî ile Müslüman olmalarına yardımcı olacağım” diyor.

Filipinler’de toplam 14 adet Risâle-i Nur dershanesi bulunuyor. 7-8 kişinin kalabileceği dershanelerde 13-14 kişi kalıyor. Bir çok dershaneye daha ihtiyaç olmasına rağmen kiralardan dolayı yeni dershane açmakta zorluk çekiliyor. Kazayan bölgesinde 2 dershane bulunuyor. Hatta burada bir arsanın alınma işlemi gündemde. Eğer bu arsa alınıp bina yapılırsa 60 kişinin rahatlıkla kalabileceği, en az 200 kişinin ders dinleyebileceği bir yer olacak. Giderlerini karşılamak için de 1. katın kiraya verilmesi düşünülmekte. Temennimiz 300 bin dolar değerindeki bu arsanın bir an önce alınması.

Görüştüğümüz Filipinlilerin kurban eti dağıtımı çok hoşlarına gidiyor. "Sizlerin buraya gelmesinde bir menfaat göremiyoruz. Olsa da bizim size verebilecek hiçbir şeyimiz yoktur. Biz sizin kilometrelerce uzaklıktan gelişinizde ancak Allah rızası olabileceğini düşünüyoruz” diyorlar. Oradaki Müslümanlar dahi kurban kesme adetinden haberdar değil. Çağrı Yardımlaşma Derneği yaklaşık 4 yıldan beri kestirdiği kurbanlar sayesinde kurbandan haberdar olmuşlardır. Dağıtılan kurban etleri sayesinde Hıristiyan ailelerden de Müslümanlığa geçişler olmaktadır. 2007 yılındaki kurban eti dağıtımı sayesinde bir Hıristiyan aile, Müslümanlığı tercih etmiş.

Ulusal Tv’de Risâle-i Nur anlatıldı

BAYRAMIN ikinci günü 90 km uzaklıktaki İligan şehrine gittik. Ads-Cnb televizyonunda yapılan faaliyetlerle ilgili bir canlı yayın programına ekibimiz katıldı. Sunucu, “Risâle-i Nur Talebeleri” diyerek bizi tanıttı. Filipinler’deki Risâle-i Nur Enstitüsü Başkanı Filipinli Mahir kardeş ve Türkiye-Filipinler BM Barış Derneği Başkanı Muhammed Rıza ile bir röportaj yaptılar. Biz de stüdyodan izledik. Bu canlı program Mildanov bölgesinde o an canlı, daha sonra bütün Filipinler’de yayın yapan ulusal kanalda tekrar yayınlandı. Programda, Risâle-i Nur Talebelerinin geliş maksatları anlatıldı.

Programdan sonra İligan’da bulunan dershanemizde sabah kahvaltısı yapıldı. Kahvaltıdan sonra İligan’a gönderilen kurbanların kesimi yapıldı. Burada Saliha Ablanın idaresinde bulunan dershanenin hemen yanında geniş bir yerin tadilâtının incelemesinde bulunduk. Eğer kira ödemede sıkıntı çekilmezse, hanımlar için çok geniş bir yer inşaallah tutulmak isteniyor.

MÜSLÜMAN OLAN OLANA...
Mayıs ayında gelmiş olduğumuz İligan’da akşam dersi, oranın papazından Risâle-i Nur’dan İngilizce olarak yapılmıştı. Şu anda papazın evinde aralıklarla yine ders yapılmaktadır. O zaman, papazın yardımcısı olan Fransız misyoner, o muhabbet ortamından sonra görüşlerini sorduğumuzda bize aynen şunu söylemişti: "Ben 2 yıldır Müslümanlarla tanışmak istiyordum, ama böyle bir muhabbet ortamıyla tanışacağımı hiç mi hiç aklıma getirmemiştim. İnanın şu anda ağlamak istiyorum”.

İligan’da öğleden sonra belediyenin tahsis ettiği meydanda birçok öğrencinin bulunduğu yere biz de misafir olarak gittik. Kurban Bayramıyla ilgili konuşmalar yapılıyordu. Biz de misafir olarak yarım saate yakın orada kaldık. Muhammed Rıza kardeş bir konuşma yaptı. Daha sonra oradan kalkıp İligan’ın bir mahallesinde köy odasında Prof. Yahya Beyin bir sunum programına katıldık. Orada Yahya Bey Müslümanlık, Hıristiyanlık hakkında bilgiler verdi. Bununla beraber 2 yıl önce Müslüman olan 2 papaz da o programa katılıyorlardı. İnsanlar anlatılanları çok dikkatli bir şekilde dinliyorlardı. Muhammed Rıza kardeş de bir konuşma yaptıktan sonra kesilen kurban etleriyle birlikte verilen pilav ziyafeti için ara verileceği bir anda 25 yaşlarında bir genç “Ben Müslüman olmak istiyorum” deyince Şehadet getirmek için kürsüye geldi. O kalkınca hemen arkasından 60 yaşlarında yaşlı bir kadın “Ben de Şehadet getirmek istiyorum” dedi. Şehadetleri İstanbul’dan gelen Turan Koç tarafından getirtildi. Onların Şehadet getirmesi biter bitmez 20 yaşlarında başka bir genç kalktı, hemen peşinden 40 yaşlarında bir bayan, 15 yaşlarında bir kız çocuk, ”Biz de Şehadet getirmek istiyoruz” dediler. Onların Şehadetleri de getirtildikten sonra hepsinin isimleri Müslüman olarak verildi. Bu tür Müslüman olanlar dershanelere gelip kalmak istiyorlar, fakat dershanelerde bu imkân olmadığından çok zorluk çekilmekte. Ama Risâle-i Nur okuma programlarına hepsi katılıyor. Dershanelerde kalanlar tesbihatı, namazı, Kur’ân okumayı ve devamlı Risâle okumayı öğreniyorlar.


Risâle-i Nurlar, Hıristiyanların da ilgisini çekiyor

CUMARTESİ akşamı kalabalık bir grupla derse katıldık. Dersler İngilizce ve Türkçe olarak yapıldı. Cumartesi gündüz Risâle-i Nur Enstitüsü’nü ve Türkiye-Filipinler Birleşmiş Milletler Dostluk Derneği’ni ziyaret ettik. Projeler hakkında bizlere bilgi verdiler. Birinci proje olarak Yeni Asya’nın yayınlamış olduğu “Risâle-i Nur Külliyatı’nda Hz. Muhammed (asm)” kitabını İngilizce olarak basıp, birçok yerde şubesi olan büyük kitapçılarda bulundurup insanlığa ulaşmasını sağlıyorlar. Bunun da sebebi Filipinler’de Peygamberimizi (asm) tanıtacak hiçbir kitabın bulunmamasıdır. İkinci proje olarak 25. Söz baskıya hazır hâle gelmek üzeredir. Bu da İngilizce olarak basılıp kitapçılara dağıtılacak. Üçüncü olarak, 4 ünite şeklinde Risâle-i Nur’u, Allah’ı (cc), Hz. Muhammed’i (asm) tanıtacak eğitim kitabı hazırlayıp 72 üniversitede ders kitabı olarak okutulması sağlanması planlanıyor. Buradaki üniversitelerdeki toplam öğrenci sayısı 100 bindir. Onların üniversite dediği, aslında bizim fakülte düzeyindeki okullardır. Dördüncü proje olarak da, arsa alıp külliye projesi gerçekleştirilmek isteniyor. İngilizce olarak Hanımlar Rehberi, 23. Söz, Hastalar Risâlesi, Âyetü’l-Kübra 2007 yılında 5’er bin adet bastırılmış, büyük kitapçılarda satışı yapılmaktadır. Şu anda Hanımlar Rehberi ile Hastalar Risâlesi bitmiş ve ikinci beş binlik baskıya hazırlanılıyor. Kitapçılarda dinî kitaplar reyonu bulunmakta ve bu dinî reyonda tamamen Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar bulunmaktadır. 2007’den beri de Risâle-i Nur ile ilgili kitaplar bu reyonlara girmiştir ve Hıristiyanların çok dikkatini çekmektedir.

Çağrı Yardımlaşma Derneği bu yıl 195 büyükbaş hayvan kesimi yapmıştır. Kurbanlıklar toplu olarak 2007 yılından beri Hıristiyan zengin bir çiftlik sahibinden alınmaktadır. Bu çiftlik sahibi 10 gün önceden dağ köylerinden hayvanları satın alıp çiftliğinde topluyor. Çiftlik sahibi 2007 yılına kadar Müslümanları terörist olarak görüyormuş. Kurbanlıklardan dolayı Müslümanlarla tanışması Müslümanlarla muhabbetini arttırmış. Bu yıl hanımıyla birlikte özel yemek ikramlarında bulunmuş. Namazlarımızı onun evinde, cemaatle eda ettik.

KURBAN ETİ VE RİSÂLE-İ NUR BİRLİKTE!
Bayram günü bayram namazını Cagayan’da (Kazayan) bir camide, coşkulu bir kalabalıkla tekbirlerle eda ettik. Caminin arka caddesi trafiğe kapatıldı. İmam, gözyaşlarıyla kurbanın ehemmiyetini anlattı. Namazdan sonra Dato Amca’nın bahçesinde 16 büyükbaş kurban kesimi yapıldı. Bu etlerin dağıtımını Dato Amca gerçekleştirdi. Dato Amca kurbanın ehemmiyetini anlatan iki adet broşür bastırıp, broşürün sol köşesine boydan boya Üstadın resmini koymuş, yanında da kurbanın ne olduğunu İngilizce, Malagaca ve kendi bölgesinde kullanılan dilde anlatan yazılar koymuş. Kendi kabilesine bağlı dağ köylerine kurban etlerini ulaştırmak için kendi çocuklarından birkaç kişi görevlendirdi. Buradan diğer kurbanların kesimi için kurban toplama yeri olan çiftliğe gidildi. Burada 100’e yakın büyükbaş hayvan kesimi yapıldı. Kalabalık bir grupla kesim yapılıp etler parçalandı, 2’şer kilo halinde poşetlere konuldu. Daha önceden belirlenmiş 1000 hisse kamyona doldurulup, ilgili yerlere götürülüp dağıtıldı. Dağıtılan kurban etleriyle birlikte Risâle-i Nur’dan iktibas edilen cümlelerin bulunduğu broşürler de dağıtıldı.

Bu broşürlerdeki telefon ve maillere, memnuniyeti belirten birçok mesajlar geldi. Akşam, Risâle-i Nur Talebesi olan eski millî eğitim müdürünün evinde yemeği yedik, namazlarımızı kıldık, bir de ders yapıldı. Bu müdürün evinde haftada bir akşam ders yapılmaktadır.

Depremzedelerimize duâ

İLİGAN'DAN sonra nüfusu tamamen Müslüman olan Maravi şehrine geçtik. Orada binanın en üst tarafında İngilizce “Bediüzzaman’ın Dershanesi” yazan dershaneyi ziyaret ettik. Buranın sahibi iki yıl önce vefat etmiş. Oğullarına burayı Bediüzzaman’ın dershanesi dışında hiçbir şeyde kullanılmamasını vasiyet etmiş. Hemen dershanenin bitişiğindeki camide namazları kılıp Müslüman Özerk Bölgesinin YÖK Başkanı Nouman Şerif’i ziyaret ettik. Orada sabah yapılan programda dâvetli olduğumuz halde yetişemedik. Yaklaşık 3000 kişi tarafından sabahki programda Van’daki depremzedelere ve Türkiye’ye duâ edildiği bize söylendi.

Nouman Şerif bize çok güzel bir örnek verdi: ”Ateş böceği kendi ışığını görmezmiş. Kendine ışık olup olmadığını da bilemezmiş. Bir gün karıncanın gözünde ışık olduğunu görmüş. Karıncaya sormuş, ‘Bu ışığı nereden alıyorsun?’ diye. Karınca da ‘Ben ışığı senden alıyorum, ben de ışık yok’ demiş. Türkiye’deki Nur Talebeleri de o ateş böceği gibi etrafına ışık saçtıklarının farkında değiller. Biz ise karınca gibi sizin ışığınızdan faydalanmaya çalışıyoruz.”

Kendisine bağlı 72 üniversitenin (bize göre fakülte) olduğu (toplam öğrenci sayısı 100.000) bütün bölümlerde Risâle-i Nur’un okutulduğunu söyledi. ”Sizler Türkiye’den Filipinlere geldikten sonra artık Osmanlı’nın tekrar buralara geldiğini gördük” dedi.

Buradan Maravi’deki dershanemizi ziyarete gittik. Buradaki bir dershanemiz üniversite kampüsünün içindedir. Kampüsün dışında olan dershanede namazlarımızı kılmaya gittik. Filipinler’deki kirası olmayan tek dershane bu dershanemizdir. Bunun da hikâyesi şöyle:

Üniversite kampüsü içinde dershane tutulunca kira ödemede zorluklar çekilmiş, bu dershaneyi boşaltmak zorunda kalmışlar. Dershanenin sahibi olan yaşlı kadına oğluyla haber gönderilmiş. Kadın Muhammed Rıza’yı çağırmış ve dershaneyi neden boşaltmak istediklerini sormuş. Kira için olduğunu söyleyince kadın, ”Sizin haberiniz yok, ama ben her sabah pencerenin önüne gelip içeridekilerin yüksek sesle yaptığı tesbihatı dinliyorum. Ne olur siz burayı boşaltmayın, ben sizden ölene kadar kira almayayım” demiş. Dershanemiz şu an hizmete devam ediyor. Buradan akşam namazlarını kıldıktan sonra gece 90 km yolu kat ederek Kazayan’a geri geldik ve istirahate çekildik.

Bayramın üçüncü günü Kazayan Havalimanından Manila’ya, Manila’dan Abu Dhabi’ye, oradan da İstanbul’a olmak üzere uzun bir yolculuktan sonra İstanbul’a ulaştık. Bütün Türk ve Filipinli Nur Talebelerinden selâmlar getirdik.




TURAN KOÇ/YeniAsya
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

04.12.2011, 00:12

ah be ah..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Bu konuyu değerlendir