Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

23.08.2010, 15:39

Yeni Asya ve Referandum

Alıntı

Geçtiğimiz Cumartesi günü, Yönetim Kurulu üyeleri ile bölge sekreterlerinin katılımıyla gerçekleşen istişarî kurulda referandum paketi masaya yatırıldı. Gün boyu süren toplantı sonunda yukarıdaki değerlendirmeler ışığında herkesin tercihinde serbest bırakılması kararı alındı.
Yeni Asya'dan Size (yeniasyadansize@yeniasya.com.tr)

Meclisten geçip Çankaya onayını takiben Resmî Gazete’de yayınlanan ve Yüksek Seçim Kurulunun belirlediği takvim çerçevesinde 12 Eylül’de, Ramazan Bayramından hemen sonraki gün halkoyuna götürülecek olan anayasa paketinin, iptali talebiyle götürüldüğü Anayasa Mahkemesinden “rötuşlu vize” almasının ardından, partiler referandumda kullanılmasını istedikleri oyun rengine göre “evet,” “hayır” veya “boykot” kampanyalarını sürdürüyorlar.

Siyasî nitelikteki bir oylamanın birinci derecede muhatapları olarak partilerin tavır ve duruşlarını belirlemeleri, işin tabiatının bir gereği.

Ama sandığa gidip oy kullanacak veya paketin “evet” veya “hayır” diye tavır almaya değecek bir içeriğe sahip olmadığı kanaatiyle çekimser kalma tercihini yapacak olanlar, bizleriz.

Bu çerçevede, Yeni Asya olarak duruşumuzun nasıl olması gerektiği bahsine gelirsek:

Önce, şimdiye kadar yapılan referandumlardaki tercihlerimizi hatırlayalım:

* 12 Eylül Anayasasının oylandığı 7 Kasım 1982 referandumunda “ihtilâle de, anayasasına da hayır” dedik. (Ama o günün şartlarında maalesef yüzde 92 “evet” oyu kullandı.)

* 6 Eylül 1987’de, 12 Eylül’ün eski siyasetçilere getirdiği siyaset yasağının kalkıp kalkmamasının oylandığı referandumda yasakların kalkması yönünde tavır koyduk. (Ve “evet”lerin kılpayı önde çıkmasıyla yasaklar kalktı.)

* 25 Eylül 1988’de, bir sonraki yıl Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerin öne çekilmesi için dönemin hükümetince gerçekleştirilen referandumda tercihimiz “hayır” oldu. (Sandıkta da yüzde 65 “hayır,” yüzde 35 “evet” dedi.)

* 25 Ekim 2007’de cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin anayasa değişikliği için yapılan referandumda ise “evet”ten yana tavır aldık. (Sandıktan “evet”ler yüzde 69.1, “hayır”lar yüzde 30.8 çıktı.)

Bu örnekler, halkoylamalarındaki tavrımızı belirlemedeki ölçümüzün “demokrasi” olduğunu gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor.

İhtilâl anayasasına karşı çıkmamız, siyasî yasakların kalkmasından yana olmamız ve cumhurbaşkanını halkın seçmesine destek vermemiz bunu gösteriyor.

1988’de devrin iktidarının yerel seçimleri öne çekme manevrasında ise, gündeme getirilen referandumda demokrasi açısından bir kazanımın söz konusu olmadığı, buna karşılık 12 Eylül’ün sivil devamı niteliğindeki söz konusu hükümet için bir güven oylamasına dönüştüğü mülâhazasıyla “hayır” diyerek, yine demokrasi eksenli temel yaklaşımımızla tutarlı bir tavır sergiledik.

Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören değişiklikte de, bunun demokrasi açısından bir kazanım olacağı mülâhazasıyla tavrımızı belirledik ve “evet” dedik.

Önümüzdeki 12 Eylül referandumunda ortaya koyacağımız yaklaşımın da, bu çizgiyle tutarlı bir çerçeveye oturtulması gerekiyor.

Ancak burada durum bir hayli karışık.

Bir defa, oylanacak paketin, getireceği demokratik kazanımlar açısından yetersizliği üzerinde yaygın bir görüş birliği var.

Paketin özü, demokrasi üzerindeki vesayeti kaldıracak yeterlilikten yoksun. Sadece AKP oylarıyla çıkması da bir handikap. Ve göründüğü kadarıyla, giderek arkasındaki halk desteğini kaybetmekte olan AKP, paketi, bu süreci tersine çevirmek için kullanmaya çalışacak.

Ortaya çıkan tabloda, pakete “hayır” demeyi, mevcut düzenin aynen sürmesine onay vermek şeklinde değerlendirenler olabilir.

Aynı yorumu tersten yapıp, “evet” tercihinin, AYM’nin rötuşlu onay kararı gibi, mevcut statükonun makyajlanmış şekilde devamına yarayacağını söyleyenler de olabilir.

Ve bu ikilem dahi, paket açısından başlı başına bir problem.

Son günlerdeki havanın verdiği izlenim ise, iktidar partisinin, paketi, sonraki süreçte gündeme getirmeyi hazırladığı—Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı gibi—bazı projeler için kullanma niyetinde olduğunu düşündürüyor.

Bütün bunları bir arada düşününce, karar vermenin iyice zorlaştığı aşikâr.

Bu durumun, referandumda “evet mi, hayır mı?” sualinin cevabını merkezî bir kararla belirlemeyi de zorlaştırdığı bir vâkıa.

Bu sebeple, geçtiğimiz Cumartesi günü, Yönetim Kurulu üyeleri ile bölge sekreterlerinin katılımıyla gerçekleşen istişarî kurulda referandum paketi masaya yatırıldı. Gün boyu süren toplantı sonunda yukarıdaki değerlendirmeler ışığında herkesin tercihinde serbest bırakılması kararı alındı.

Yeni Asya’nın, okurlarına, referandumdaki oy tercihleri için bir telkini olmayacağını duyuruyor; sandıktan çıkacak sonucun, her halükârda, demokrasimizin önünü açmasını diliyoruz.

Kaynak: http://www.sentezhaber.com/yeni-asya-ve-referandum.htm

Alıntı

NOT: Ağabey, abla ve kardeşlerimden şahsi ricada bulunmak istiyorum. Gördüğünüz üzere umumi meşveretin dahi içinden çıkamadığı bu referandum meselesinde tercihlerimizi kendimize saklayalım. Çünkü kantarın topuzunun ayarını kaçırıp birbirimizi kırabiliyoruz. Herkesin aklı fikri ve kendine ait hayat görüşü var. Lütfen referandumla ilgili rey ve fikirlerimizi kendimize saklayıp müsbet konuları gündeme getirelim. Bu şahsi bir ricaydı ve ben bu şekilde hareket edeceğim...
Allah, yar yar... (Cem Karaca'nın vefatından önce yazıp söylediği son şarkısı)

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

24.08.2010, 10:49

Karar tam isabet
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

3

24.08.2010, 22:06

Bence karar EVET olmalıydı. 26 madde değişiyor.

Bunlar içinde vatana ve millete faydalı çok sayıda konu var.

Diğer çok daha basit referandumlarda evet veya hayır kararı çıkmış ve uygulanmış.

Hatta bu konularda cemaat olarak ciddi çalışmalar yapılmış.

Bu meselede de parti marti demeden milletin lehine olan bu maddeler desteklenmeliydi.

Neyse ben EVET diyorum.

Keşke herkes bu işe katkıda bulunsaydı.

Netice vatan ve millete, islamiyete hayırlı olsun.

Ben bu meseleye asla parti işi olarak bakmıyorum.

Lütfen hiç bir Nur Talebesi de parti meselesi olarak bakmasın.

4

24.08.2010, 22:17

Bıraktığım notu önemsemeyen kardeşlerin olması bana ders olsun. Demek ki yeterince ihlaslı olmamış notum. :(
Allah, yar yar... (Cem Karaca'nın vefatından önce yazıp söylediği son şarkısı)

  • "ıspartalı" bir erkek

Mesajlar: 123

Konum: Almanya

Meslek: Ticaret

  • Özel mesaj gönder

5

24.08.2010, 23:05

iki Soru

Soru1: Acaba sartli olarak kapatilma davasi iptal edilen, basörtüsü meselesinden tutun, Kur'an kursu yas sinirina kadar hic bir meseleyi halledemeyen beli kirik bir partinin mevcut anayasanin sadece 24 maddesini degistirme tesebbüsüne müsaade edilmesinin sebeb-i hikmeti nedir?

Soru2: Bir daha iktidara geldiklerinde anayasanin tümünü degistirme vaadinde bulunan mevcut iktidar su anda bunu yapmaya muktedir olmadiklari halde bir sonraki secimde ne degisecek ki bunu yapabilsinler? Bir diger degisle; madem anayasanin tümünü degistirmeye muktedirdirler, neden simdi yapmiyorlar da 24 madde ile gecistiriyorlar?

Vesselam...
Zaman ihtiyarlandıkça, Kur'an gençleşiyor.

6

24.08.2010, 23:15

Karar tam isabet

Sadakte..Zaten iki tercihten biri çıkmış olsa nasıl olsa kimse uymayacaktı, şimdi hereks kendi vebalini taşısın hiç olmazsa.

Hem meşverete de münasib olur..

(Sanki evvelki meşveretlere çok tabi olmuşlarda "illa şu karar çıkmalıydı" diyenler.

Denecek şey çok ama.. değmez..)

7

24.08.2010, 23:29

Karar tam isabet

Sadakte..Zaten iki tercihten biri çıkmış olsa nasıl olsa kimse uymayacaktı, şimdi hereks kendi vebalini taşısın hiç olmazsa.

Hem meşverete de münasib olur..

(Sanki evvelki meşveretlere çok tabi olmuşlarda "illa şu karar çıkmalıydı" diyenler.

Denecek şey çok ama.. değmez..)
Doğru, istişari karar çıkmadan evvel görüşünü açık açık hayır veya boykot olarak olarak belirten ve ifade edenler için hiç bir şey demeye değmez. Doğru söze ne denir. :alkış: :alkış: :alkış:

8

24.08.2010, 23:32



Doğru, istişari karar çıkmadan evvel görüşünü açık açık hayır veya boykot olarak olarak belirten ve ifade edenler için hiç bir şey demeye değmez. Doğru söze ne denir. :alkış: :alkış: :alkış:
Siz buraya "birinin" acısını çıkarmaya girip çıktığınız için hele size hiç cevab vermeye değmez..

9

25.08.2010, 00:43

Meşveret edilmiş herkesin fikri kendine denilmiş. Neden meşveret kararına saygı gösterilmeyip birbirimizi kırıyorsunuz ki? Siyasetin bizi böldüğü yetmedi mi? Yetar artık yahu! Meşveret karar almış demiş kim ne isterse onu desin. İlla kendi görüşünüzü mü alkışlamalıydı meşveret kararı? Birbirimizi itham ederek ve kırarak, bişeylerin hesabını yaparak bir yere varamadık ve varamıyoruz bunu anlamamız için kaç parçaya daha bölünmemiz gerekiyor?

Yazık ya... :(
Allah, yar yar... (Cem Karaca'nın vefatından önce yazıp söylediği son şarkısı)

10

25.08.2010, 08:16


Cihan Kardeşim Tebrikler,
Çok isabetli sözler, cümleler.
Yüreğine Sağlık.

11

25.08.2010, 12:15



Doğru, istişari karar çıkmadan evvel görüşünü açık açık hayır veya boykot olarak olarak belirten ve ifade edenler için hiç bir şey demeye değmez. Doğru söze ne denir. :alkış: :alkış: :alkış:
Siz buraya "birinin" acısını çıkarmaya girip çıktığınız için hele size hiç cevab vermeye değmez..

Ben buraya kimin acısını çıkarmaya gelmişim? Ne acısı?

Bir şey varsa açık açık yazın.

Evham ve su-i zan ile konuşmak bir mümine yakışır mı?

Fikirlere cevap veremeyince, bu tür yollara tevessül etmek doğru mu?

Neyse ben ne diyorum ya..

12

25.08.2010, 12:39

Arkadaşlar

burada çeşitli zamanlarda yazdık

görüşlerimizi belirttik.

şahsıma hayır vermek için çok sebebplerim var. evet vermek içinde

ama

vicdanım ve yaşadıklarım olaylara yaklaşımım beni HAYIR demeye zorluyor.

bu nedenle

SERBESTLİK tanınmış isteyende evet deme özgürlüğüne sahip

bu dava bizim biz davamızda

sadakatle yolumuza devam edelim.

:yeniasya:

13

25.08.2010, 18:36

Yamalı bir anayasa

Yeni Asya cemaatinin referandum ile ilgili meşveretinin neticesini açıklayan yazıyı ve tüm yorumları okudum.

http://www.sentezhaber.com/yeni-asya-ve-referandum.htm

Yorumlardan bir tanesinde, 82 anayasasına “Hayır” denildiği için 1 yıl Yeni Asya’nın kapatıldığı belirtilmiş. Şimdi bakalım; “Evet” ya da “Hayır” denilse, “kapat(ıl)ma” kararı çıkar mı? Tabii ki hayır. O zamanın şartları ve oylanan anayasaya “net” bir tepki verilmesi gerekiyormuş, öyle yapılmış. Şimdi ise “net” bir destek verilmemesi ile tepki gösteriliyor. “Hayır” denilse, kimse “onlar mükemmeli sundu, siz kabul etmediniz” diye itham edemez ya da “Evet” denilse, 13 Eylül sabahı güneş daha parlak doğmaz.

Yeni Asya’nın “net” olmayan tavrı, bir tepkidir. Aynı zamanda, “ötekileştirici” değil “birleştirici” bir rol oynamaktadır.
Referandumda “Evet” ya da “Hayır” diyenler, birbirlerini itham etmek yerine anlamaya çalışmalıdır. “Evet” diyenlerin haklı gerekçeleri olduğu kadar “Hayır” diyenlerin de haklı gerekçeleri olacaktır.

Şimdiye kadar herkesten farklı, haklı -zaman göstermiştir- ve cesur tepkileri ile gündeme gelen Yeni Asya, yine herkesten farklı bir tepkiyle ve -Allah’u alem- haklı bir tavır ile tepkisini ortaya koymuştur.

Çok fazla geriye gitmeye gerek yok, başörtüsü ile ilgili yasa değişikliğine dönelim. Yeni Asya günlerce “bu böyle olmaz/olmamalı” kabilinden manşet ve köşe yazıları ile tepki gösterdi ve değişikliği desteklemedi. Niçin? Yeni Asya, başörtüsü sorununun çözülmesini istemiyor muydu? Yoksa daha da kötüsü, AKP’nin çözmesini mi istemiyordu, particilik mi vardı bu tepkinin temelinde? Bu tepkinin sebebi, yasa değişikliği sürecinin sonunda anlaşıldı lakin iş işten geçmişti. Yeni Asya’nın bu tavrını hakperest bir dille Taraf Gazetesi yazarı Alper Görmüş, “Yeni Asya’nın farklı tutumu” başlıklı yazısında;

“Üniversitede türban tartışmalarında Yeni Asya’nın farklı tutumundan söz etmek istiyorum. Evet, bu gazetemiz de genel özgürlükçü tutumuna paralel olarak başörtülü öğrencilerin üniversitede okuma hakkını savunuyor tabii. Fakat öbürleriyle arasında ciddi bir fark var: Tıpkı bazı liberal ve demokratlar gibi yöntem konusunda ciddi eleştiriler getiriyor hükümete. Hatta oylamanın ertesi günü, gazetenin manşeti bu eleştiriye ayrılmıştı: “JOOST LAJENDIK: İZLEDİĞİ YOL HÜKÜMETİ SIKINTIYA SOKAR.”

Haberin spotunda Lajendik’in “yasağın kalkmasını her zaman desteklediğini” belirttiği cümlesini şu cümle izliyor: “Ama Anayasa değişikliklerinin yapılış ve tartışılış biçimi, aceleye getirilmiş olması ve bu konudaki korku ve hassasiyetlerin göz önünde bulundurulmaması, aslında çok üzücü bir süreç.”

ifadeleri ile dile getirdi.

Demokrasi, ülkemizde halen tam anlaşılamadı. %51′e %49 çoğunluk olursa, “çoğunluk ne isterse onu yapabilir” demek değildir demokrasi. Ki, anlamı böyle bile olsa, ülkenin refahı için böyle bir tavır sergilenmemelidir.

“Böyle bir anayasanın” referanduma sunulması bir “sorundur”. Anayasalar, “uzlaşma/birleştirici” rol oynamalıdır.

Hacer-ül Esved taşının yerine konması olayı ve Peygamberimiz’in örnek tavrı hatırıma geldi. Her kabileden seçilmiş bir kişi, Hacer-ül Esved taşının konulduğu bezin bir ucundan tuttu ve her kabilenin -sevmese bile- takdir ettiği/güvendiği kişi Peygamber Efendimiz taşı elleriyle yerine yerleştirdi. Bu durumdan herkes memnun oldu.

Uzlaşma, karşı tarafı -psikolojik ya da güç- baskı ile susturmak değil, her iki tarafın bazı haklarından feragat edip, ortak noktada buluşmasıdır.

12 Eylül 2010′da yapılacak referandum, uzlaşmadan bir hayli uzakta, “reklam” ve “hassasiyetler” siyaseti ile kabul görme umudunu taşımaktadır. Çıkacak karar ne olursa olsun tartışmalar bitmeyecek. Halbuki bu tartışmalar, referandum sonrasında değil oylamaya sunulacak anayasanın hazırlık aşamasında yapılmalıydı. Artık geri dönüşü yok, “yeni bir anayasa” yerine “yamalı bir anayasa” oylayacağız. “Sandıktan çıkacak sonucun, her halükârda, demokrasimizin önünü açmasını diliyoruz.”

12 Eylül’de ihtilal sonrası “baskılar sonucu” %92 oranında “Evet” oyuyla kabul gören bir anayasadan sonra, %99′lara varan kabul görme oranını bulabilecek, insanî hak ve hürriyetlerin esas alındığı, demokratik “yeni bir anayasanın” da hazırlanması umuduyla.

Mustafa ALKAN

14

25.08.2010, 19:19

Kenan Evren Paşa gibi ordu desteği arkanızda, sindirilmiş halka jandarma önünde oy kullandırmanız lazım %99 için. Yazının bu kısmında saçmalamış.

Yeni Asya Meşveret kararının çoğulculuk olması bence bir tepki değildir. Azınlıkta kalan fakat ağır olan abilerin hayır demesinden kaynaklanmıştır. Yürütme kurulunda 7 evet 4 hayır çıkmasının sonrasında umumi meşverette 4 abinin diğerlerinden fazla konuşmuş olması bana gelen rivayetler arasında. Sonuçta çoğunluğun kararını bazıları sindiremeyince, "buna demokrasi denmez o zaman kim ne yaparsa yapsın" denilmiş bence. Daha sonra da bunu nezihleştirerek cemaate sunmuşlar.

Bir avuç cemaat kaldığımız halde hala birbirimizi yiyor, birlik olamıyoruz ya; yanarım da buna yanarım... :(
Allah, yar yar... (Cem Karaca'nın vefatından önce yazıp söylediği son şarkısı)

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

15

25.08.2010, 19:36

Cemaat bir karar aldi ama anlayana. Hangi sahsiyetler evet kimler hayir diyecegi zaten kesin. Sen karar alsan ne olur. Yeni Asya "Her söyledigin dogru olsun ama her dogruyu heryerde söyleme" düsturunu irad eyledi. Su an insanlar siyasetle digmalarini öyle bulandirmiski kendi fikriyatina tabi olmayani tekfir ediyor. Böyle zamanda böyle bir karar tam isabet. Ben bu cemaatin mensubu isem ve Mesvereti Allahin ve Peygamberin emri diye kabul ediyorsam bu karari da kabul ederim..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

16

25.08.2010, 20:17

Bayram Yüksel’in, siyasî mevzularla ilgili olarak merhum Zübeyir Ağabeyden aktardıkları da çok dikkat çekici. İşte anlattıklarından kısacık bir bölüm:

“Zübeyir Ağabey, müstesnâ idi… Bizler Üstadımızın, Risâle-i Nur’un tarz-ı hareketini, ihlâs, istiğna, mahviyet, fedakârlık, kahramanlık, iktisat; kardeşlerine karşı tevazu, şefkat, düşmanlara karşı ise, şecaat, cesaret derslerini Üstaddan sonra Zübeyir Ağabeyden aldık.

“Allah ebediyyen razı olsun. Allah, dünyada olduğu gibi, âhirette de Nur Üstadımızın hizmetinden ayırmasın. Kendisinden çok istifade ettik. Sahabelerin isâr hasletine tam mazhardı.

“Risâle-i Nur ve Üstad uğrunda kendisini binler parça da etseler, o, yine Risâle-i Nur diye kalkardı.

“Onda, Risâle-i Nur’a ve Üstadımıza karşı öyle bir bağlılık vardı ki, katiyyen taviz vermezdi.

“Millî Nizam Partisi kurulduğunda (1969) da hiç taviz vermedi. Daima Nur’un içtimaî hayatımıza dair derslerini anlatırdı. ‘Ama Ağabey, bunlar Müslüman değiller mi? Bunlar kardeşlerimiz değil mi?’ dediğimizde, ‘Bunlar Üstadı anlayamamışlar. Bunlar bilmeyerek Nur Talebelerini parçalıyorlar, çok, pekçok zarar veriyorlar’ diyordu.

“Zübeyir Ağabey, Risâle-i Nur prensiplerine aykırı hareketlere katiyyen müsamaha etmezdi: ‘Nur Talebelerini parçalamak isteyenler, Risâle-i Nur’un düsturlarını bilmiyorlar, bize siyasî bir gözle bakıyorlar, baktırıyorlar… Biz, Üstadımızdan böyle dersimizi aldık. Lâhikaları okumuyorlar, okumak istemiyorlar veya anlamak istemiyorlar. Bu hayat-ı içtimaiyeye dair mektupları bize Üstadımız ders vermedi mi? Bunları bize Üstadımız yazdırmadı mı? Biz bunların hepsini de biliyoruz ve Üstadımız bu meselelere ne kadar ehemmiyet veriyordu, onu da biliyoruz. Bunlar Üstadımıza tek taraflı bakıyorlar. Üstadımız vazifeli. Üstad, her cihetle Üstad değil mi ki, bunlar başka bir çığır açmak istiyorlar? Nur Talebelerini siyasî yapmak istiyorlar’ diyor ve bunlara çok üzülüyordu.”
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

17

26.08.2010, 11:00

''mehdinin bir kısım şakirtleridir ki ne kadar az da olsalar manen bir ordu kuvvetindeler'' hakikatinden yoksun bir cümle bence

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

18

26.08.2010, 11:03

biz bir avuc olsak bile yukarıdaki hakikat yeter bence (bu cevaplarım cihankoc a)

19

26.08.2010, 11:51

Kenan Evren Paşa gibi ordu desteği arkanızda, sindirilmiş halka jandarma önünde oy kullandırmanız lazım %99 için. Yazının bu kısmında saçmalamış.

Yeni Asya Meşveret kararının çoğulculuk olması bence bir tepki değildir. Azınlıkta kalan fakat ağır olan abilerin hayır demesinden kaynaklanmıştır. Yürütme kurulunda 7 evet 4 hayır çıkmasının sonrasında umumi meşverette 4 abinin diğerlerinden fazla konuşmuş olması bana gelen rivayetler arasında. Sonuçta çoğunluğun kararını bazıları sindiremeyince, "buna demokrasi denmez o zaman kim ne yaparsa yapsın" denilmiş bence. Daha sonra da bunu nezihleştirerek cemaate sunmuşlar.

Bir avuç cemaat kaldığımız halde hala birbirimizi yiyor, birlik olamıyoruz ya; yanarım da buna yanarım... :(

Cihan kardeş azıcık kendine geliyorsun, birde bakıyoruz birden kendini kaybediyorsun.

Bir abin olarak toplantıda bulunmadığın halde görüş belirtmen bir kere uygunsuz diyelim.

müessesin içerisinde çalışan kişi ve kişlerde bizler gibi farklı düşünemez mi?

senin bahsettiğin zat veya zatlar

bu davada buğün mü bulunuyorlar

çocuk mu onlar

filanca ağır bastı

bunlar iyi ifadeler değil.

bundan sonra yeni asya

yönetim kurulu

sekretarya ve meşveret heyeti hakkında konuşurken bende dahil saygı ifadeleriyle konuşmamız gerekmez mi?

şimdilik onlara görev verilmiş

yarında sana bana verilir.

içerde bu meşveret heyetinde ajanlık yapacak insan olduğunu sanmıyorum.

görüşülmüş demekki bir karar varılamamış

benşahsıma hayır diyorum, çok sevdiğim kardeşlerimde evet diyor. ben kıçı kırık ne idiğğü belli olmayan bir referandum için onları ve seni kaybedemem

kafanı takma az felanda değiliz.

karar saygı

serbestsiniz ne güzel

kimse kimseyide inciltmez

herkez belli bir olgunluğa erişmiş

birbirimize karşı saygılı olalım. bu ifade diğer kardeşlerimiz ve bizleri bağlasın

güzel şeylerden bahsedelim.

mesela muhabbetin yeni yüzü, gazetemiz, neşriyatımız 50 ye yakın kitap çıkmış son bir yılda

yani bunlarda eksiklik fazlalık ve bizlerin katkısı ne olur ona bakalım

risale-i nurları nasıl doğru anlarız ve anlatırız bu konuda hem talebe hizmetleri hem neşriyat olarak ne yapabiliriz.

bu konularda kafa yoralım

tamam mı benim güzel kardeşim. Cankardeşim.

hiçbir yetişmiş değeri kaybetmemek için hepimiz üzerimize düşeni yapalım. bunlar nefsime....
Ümirvâr olunuz: şu istikbal inkilâbı içinde en yüksek gür sadâ islâmın sadâsı olacaktır

:thumbsup:

20

26.08.2010, 16:48

Cemaatimin birlik olamadığı her mesele üzer beni. Birbirimizi anlamaya çalışmak yerine empoze etmeye çalışıyor olmamıza tepki verdim. Sizinle aynı fikirdeyim hiç kimseyi kaybedemeyiz. Ama kangren olan yerleri de iyi tesbit etmeliyiz...
Allah, yar yar... (Cem Karaca'nın vefatından önce yazıp söylediği son şarkısı)

Benzer konular

Kullanılmış Etiketler

Referandum, Yeni Asya

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir