Muhabbet Fedâileri

Kıbrıs'ta unutulmuş vakıf mirası ve bağnazlar
Davut ŞAHİN Ulusal Vakıf Mirasımız Kıbrıs belgeseli, padişahın tapulu şahsi malı üzerine askeri üssün kurulduğunu hatta vakıf medeniyetinin nasıl üstüne çöreklendiklerini ve sahte tapularla el değiştirdiğini belgeleriyle gösteriyor.
TRT adına hazırlanan “Unutulmuş Vakıf Mirasımız Kıbrıs” programın galasındaydık. Kürsüde TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin konuşuyor, diyor ki, “2-3 sene öncesine kadar TRT’de bürokrasi yüzünden program konulamazdı. Şimdi iki ayda bir kanal kuruyoruz. Hele kamudaysanız –ki burada bürokraside olanlar var bilir- her şeye rağmen inatla ve ısrarla, birileri rahatsız olsa da birilerine bu yaptığımız batsa da kesinlikle ve tabi ki hukuk çerçevesinde en güzel şeyleri yapmaya çalışacağız.”

Şahin, son günlerde CHP’lilerin atıfta bulunduğu yolsuzluk iddialarına ince göndermede bulundu.

Soruyor, “Bu kadar kanal açılır mı?” diye… Şahin yine kendi cevap veriyor, “Bunu diyenlere söylüyorum. BBC’nin de 20 küsur tane kanalı, başka ülkelerin de var. Evlerimizde İngilizce kanala ulaşmaya çalıştığımızda bir taraftan CNN bir taraftan BBC kültürlerini bize sunuyorlar. Umarım en kısa zamanda bir İngilizce kanalı açarak kendi değerlerimizi başkalarına sunarız” diyor.

*

Osmanlı medeniyetinde kurulan vakıfların bu gün nasıl yağmalandığını, yüzyıllar içinde sahte tapularla nasıl el değiştirdiğini bu belgesel bize gösteriyor. Padişahın tapulu şahsi malı üzerine askeri üssün kurulduğunu hatta vakıf medeniyetinin nasıl üstüne çöreklendiklerini ve sahte tapularla el değiştirdiğini belgeleriyle gösteriyor. Bu belgesel “değerlerimizi” hatırlatması açısından bir ufuk açacak gibi görünüyor.

*

“Değerler” demişken… Kürsüde KKTC Turizm ve Kültür Bakanı Kemal Dürüst bu belgeseli hazırlayan ekipten ve TRT’den şükranla bahsedip defaatle minnetlerini sundu. İşte o an Kıbrıs’ta birkaç hafta önce yaşanan tuhaflıklıklar aklıma geliverdi.

Mesela, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı ve Din İşleri Dairesi’nin birlikte koordine ettiği yaz Kur’an kurslarına yapılan baskını hatırladım.

Hayır, Rumların baskınından bahsetmiyorum. Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı’nın kapıları zorlayarak “Yaz Kur’an kurslarına asla izin vermeyeceğiz” diyerek “nara” attığı baskından bahsediyorum.

Ne garip bu “bağnazlığa” hem KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu hem hükümet ve hem de Milli Eğitim Bakanlığı sessiz kaldı.

Hele Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendika Başkanının (ismi lazım değil) sözlerine ne demeli? Diyor ki, “Cami hocalarının, imamların işi cemaate namaz kıldırmak, defin işleri yapmak. KKTC’de Kur’an kursu ihtiyacı yok. Kur’an’ın Türkçe öğretilmesi gerekir. Arap harfleriyle verilen eğitim, Arap emperyalizmine hizmet eder.” (Basın)

Bu “balyoz” gibi sözler “Ergenekon” kokuyor.

Bunların yaptığını gazetelerden okuyan Rumlar bile kesinlikle şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuştur.

*

Kıbrıs’ta kendi dinine saldıran “değerlerine”yabancı “bağnaz” zihniyet vakıf medeniyetine nasıl sahip çıkacak?

Bunlar bu topraklarda yaşadığı müddet içinde vakıf mallarının talan edilmesine şaşmamak gerek.

Davut Şahin