Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "Sükrü Bulut" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Sükrü Bulut"

Mesajlar: 60

Konum: Köln / İstanbul

Meslek: Eğitimci - Yazar

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

1

19.11.2004, 07:14

Geçen haftalara bakış...

Ramazan-ı şerif, âlemimizdeki hâkimiyetini yine ilân etti. Nazarları kendisinde, zihinleri Kur’ân’da toplayınca afakî meselelerden uzak bir mevsim yaşadık. Durum böyle olunca da Müslümanları doğrudan ve dolaylı ilgilendiren hadiselerin yorumuna giremedik…

Bu defaki Amerikan seçimleri dünyamızda “Amerikan tavuklarından” azıcık fazla ilgi gördü. Perşembe'nin gelişi Çarşamba’dan belli olunca, Müslümanların alâkaları en alt düzeye indi. Bu ilgisizlik Avrupa’da da kendisini aynen gösterdi. Aslen Musevî bir aileden gelmiş, Vietnam’da kan dökmüş ve temel insanî değerlere lâkayd birisinin, “şaşkın petrol adam”ın karşısına çıkarılması Hıristiyan Amerikalı seçmenlere ümit vermedi. Demokrat kitlelerin alâkasızlığına sebep olan Kerry, Bush ve ekibinin önünü açmışa benziyor.

Amerikan ve ıngiliz tahribatçılarının mahiyeti tamamen ortaya çıkmadan Demokratlar gelseydi, 11 Eylül ve sonrası suçluları dünyaca bütünüyle tanınmış olamayacaklardı. Daha doğrusu bizdeki 28 şubatçılar gibi kurtulacaklardı. Gördüğünüz gibi kader adalet ediyor. Müttefiklerin; Hendek önünde zillet içinde kaçışan Medine düşmanları gibi kaçışmaları için, onların kazanması lâzımdı. Dünyanın nefretle seyrettiği neo-conları “Irak batağı” yutana kadar bu senaryo devam edecek. Felluce kıvılcımı tüm bu toprakları tutuşturunca, hadis-i şerifçe haber verilen meşhur ateş de yanmaya devam edecek ve dünyayı ateşe vermek isteyenler, sebep oldukları ateşlerde yanacaklardır, diye düşünüyoruz.

Arafat’ın vefatı ıslâm âlemine izzet, Yahudilere zillet getirmiştir. Dünyanın en güçlü ülkesine dayanıp, teknolojinin son ürünleriyle mücehhez askerleriyle masumları katledenleri dünya lânetliyor. ısrail’in ve ısrail’i bu cinâyete teşvik eden Newyorklu dinozorların bilemedikleri bir şey var: Filistin veya Kudüs-ü şerif yalnızca o bölgede yaşayan birkaç Arab’ın meselesi değildir. Bir buçuk milyar ıslâm âleminin ıztırabına katılan iki milyarlık ısevî âlem de bu hadiseye müdahil oldu. Arafat’ın dâvâ ettiği sınırları şimdi dünya müdafaa edecek. Bunun karşısında ne şaron, ne de şaron’u kullanan neo-con lar duramayacaklar. Bu böyle devam ederse, barış içinde yaşayabilecekleri bir Ortadoğu sulhüne ısrail kendiliğinden teşebbüs etmek zorunda kalacaktır. Meşhur sözdür: “El küfrü yedûm, ez-zulmü lâ yedûm.” Yani küfür devam etse de zulüm devam etmez. şaron’un cinayetlerinin; zulmün ömrünü iyice kısaltığına inanıyoruz. Bu zulümden yalnızca Müslümanlar değil, yüz binlerce ısraillinin de bîzar olduklarını gazetelerindeki beyanatlarından okuyoruz.

Barışın tahriplerle, fanatik hareket ve kalkışmalarla bozulduğunu son Hollanda örneği tekrar gösterdi. Küçük kıtanın barışçı küçük ülkesi, film yapımcısı Van Gogh’un öldürülmesiyle karıştı. Hasetlerinden insanlığın barış içinde yaşamasını istemeyenler, ortalığı velveleye verdiler. Salman Rüştü’ye özenen Somalili Ayan Hrsî Ali’nin yazdığı senaryoyu beyaz perdeye yansıtmak isteyen Van Gogh’un hangi tahriklerle öldürüldüğü veyahut sulh-u sükûneti bozmakla vazifeli hangi örgütün tetikçisi tarafından katledildiği henüz net değil. Yalnızca bilinen şey; barışa, düzene ve insanlığın temel değerlerine düşman çevrelerin “fail-i meçhullerle” yollarına devam ettikleri… Zira Faslı bir öğrencinin durup dururken kendi inisiyatifi ile böyle bir cinayeti işleyeceğine araştırmacılar pek ihtimal vermiyorlar. Zındıkanın bu senaryosu barışçı Hıristiyan ve insaniyetperver Hollandalılarla Müslümanların birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlıyacak ve teröre karşı ittifaklarına yardımcı olacaktır kanaatindeyiz… ınsanlar zulmederler, fakat kader daima adalet eder.
Şükrü Bulut

  • "Tarik bin Ziyad" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 91

Konum: Almanya, Frankfurt

Meslek: yok

  • Özel mesaj gönder

2

27.11.2004, 06:27

Van gogh sapigi

Abi bana sorarsan böyle Islama nefret kusan bir filmi ceviren adam, hic $a$masin sokak ortasinda picaklandigina. Insan ektigini bicer, nefret ekti nefret bicti. Fasli bir ögrencinin bunu kendi inisiyatifi ile yapmasi bana gayet makul geliyor.

zaten bu filim ceviren aklini nerde birakmi$sa, böyle bir filim yapip
müslümanlarin buna tepkisizmi kalacagini saniyordu? Ben filme bakmadim
sadece gördügüm bir resimdi oda Ba$örtülü bir fahi$enin ciplak bedeninde Kuran-i Kerim
ayetlerinin yazildigi, yani bu öldürücü bir nefret dogdurmazda ne dogurur?
bence dünyanin en dogal $eyi katledildigi, dogru oldugunu bilmiyorum ama böyle olacagi kesindi nihayetinde birkac milyon müslümandan birisi
bunu yapacakti yani, bu Avrupalilar bunun neresine $a$iyor cok sacma.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir