Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.04.2009, 18:55

Demokratların Çöküşü Kimlere Vazife edildi?

Bilindiği gibi DP Adnan Menderes Başkanlığında 1950 seçimlerini acı bir üstünlük ile tamamlayarak kazandı. Parti daha sonra Türk Siyasi hayatına damgasını vurdu.

DP ilk kurulduğu yıllarda Milletçi ve ıttihad-ı ıslam misyonu her ne kadar ismen var olmasada fikir noktasında vardı. ıslamiyet ile mezc olmuş milletçiler ve siyaseti dine hizmetkar yapan ıttihad-ı ıslam kendilerine yakın olarak DP'yi buldu.

Ancak, seneler içinde bu iki cenah türlü fitneler ile DP'den küstürüldü. Milletçi ve ıtihad-ı ıslamcı partiler kuruldu.

Ancak, istenilen , arzu edilen bölünmeyi sağlayamadılar. Devreye pek çok argüman girdi. Müsbet Milletçi cephe ile ıttihad-ı ıslamcı cephenin arası iyice açılması sağlandı. Hem milletçi cephe gittikçe menfi hal aldı. ıttihad-ı ıslam her geçen gün dini siyasete alet etmeyi artırdı.

ışte bölünmeye sebep olan o argümanlardan tek bir tanesi F.Gülen'dir.
ınceliyelim.
Seçime birkaç gün kala Mehtap Tv'ye çıktı. Cemaatini ustalıkla yine aynı cepheye yönlendirdi. Üstelik buna Risale-i Nur ve Üstad'ı -isim vermeden- alet ederek yaptı.

Çok doğru bir ölçünün sonucunu başka göstermek kabilinden sözler sarf etti. Tahakküm nasihat adını aldı.

Mesela, Pir(Üstad'tan bahsediyor) ıki partinin olduğu dönemde ehven olarak gördüğü partiye oy verdi. Çünkü, Adalet-i mahz'ın olmadığı yerde izafi adalet esas alınır. Siz buna ehven-üşşer deyin isterseniz.

Pir kendi inandığı değerleri o partinin savunabileceğini görerek ona oy verdi. Ama artık çok parti var.

şimdi bu zamanda inandığınız değrelere yakın olan partiye oy vermek normaldir. Bunu yaparken diğer partiler vurmak yerine, inandığınız partiyi savunmak ve onu iktidarda tutmak için çalışmak vecibedir.

ışte bu manada -aşağı- yukarı- sözler sarf etti.

Peki doğru mu?

Söz olarak doğru. Üstad iki partiden ehven olanını tercih etti . Ama, insan Bektaşi gibi olmayıversin, işine geleni alır.

Emirdağ Lahikasında daha mevcut partiler yoken Üstad yeni partiler kurulacağını görmüş, uyarmış. Ölçü vermiş. DAha sonra kurulmuş ve bugün çok dediği partileri seçerken nasıl ölçü kullanılacağını göstermiş.

Halkçılara karşı uyarmış. Milletçiler eğer ıttihad-ı ıslam gibi Türkçülüğü ıslam ile mecz etmiş iseler müsbet görmüş. O partinin Demokratlara yardım etmesi lazım olduğunu belirtmiş. Demokratların önüne geçmemesini istemiş.

Keza ıttihad-ı ıslam dahi Demokratlara yardımcı olmasını istemiş. Her iki partinin ve misyonun iktidar yerinde Demokratları tutması için ihtilaf çıkarmamasını nasihat etmiş.

Peki F. Gülen Hoca ne yapmış?

70'li yıllarda, demokrat partiden ayrılan ıttihad-ı ıslam cephesinden olan MNP'yi desteklemiş.

Daha sonra aslında Demokrat zihinyet karşı yapılan 12 Eylül darbesini alkışlamış. Darbe hükümeti olan Milliyetçi- ıslamcı ve Demokratları ikinci sınıfa atan, hizmetkar yapan ve laikçi destekli Anap'ı desteklemiş.

Daha sonra Demokrat ve ıttihad-ı ıslam partisine yapılan gizli darbeyi desteklemiş vecibe görmüş ve darbe iktidarının en büyük ortağı olan halkçı misyona sahip DSP'yi destekleyerek Demokrat misyonu üçüncü kez bölmüş.

Daha sonra artık sazı eline almış: Milletçi - ıslamcı cepheyi alarak, Demokratları arka plana atacak bir şekilde yardımcı yapmak kaydı ile yeni bir partinin kurulmasında ön ayak olmuş. Yeni oluşumda Milletçilik esas olmuş. Demokratlık ise halkları kandırmak için sözde durmuş.

Böylece Demokrat Misyonun lağvına yardımcı olmuş. Bitmesinde kabahatli olmakla kalmayıp, bizzat içinde olarak şuçlu hale gelmiş.

Üstad'ın Halkçılar ırkçılığı elde edip tam sizi(demokratları) mağlûp etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim. Ve ıslamiyet namına telâş ediyorum.
tespitinin masaddakı olmuş.

şimdi bu zatı Mehdi misal görüyorlar. Güneşin batıdan doğması diye alkışlıyorlar.

Heyhat! Risale-i Nur'un ölçülerini hesaba katmadan güneş batıdan doğmaz.

ışte kardeşler, Türkiye'de siyasetin cadı kazanı haline gelmesinin baş aktörlerini iyi tanıyın.


2

06.04.2009, 14:48

Peki çözüm ne?

3

06.04.2009, 18:13

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Peki çözüm ne?


Çözüm yazının sonunda var.

Alıntı sahibi ""frtkrkc""



Heyhat! Risale-i Nur'un ölçülerini hesaba katmadan güneş batıdan doğmaz.



:wink:


4

10.04.2009, 08:42

ıyi de Nurcuların %80 i Risale-i Nur'un ölçülerini hesaba kattıklarını söylerek AKP'yi desteklediler. Demek ki bu cevap yeterli değil?

5

10.04.2009, 10:45

Yoo cevap gayet tatmin edici. Risale-i Nur-i Nur ölçülerini hesaba katmadan dedim. Risale-i Nur ölçülerini hesaba katmak demek iyi okumak, idrak etmek, anlamak, hazmetmek ve uygulamak, amel etmektir.

Birileri "siyasetin meşvereti olmaz. Oy vermekte serbestsiniz" diyerek geri planda "Abimiz, Efendimiz buna oy verilmesini istiyor" demişse orda Risale-i nur ölçüsünden bahsedilemez. Verdikleri oya "Risale-i Nur'a uygun" adını vermeleri hakikat olduğuna delil olmaz.

Azınlığın meşveretli yanlış tercihi, çoğunluğun meşveretsiz doğru tercihine racihtir.


6

10.04.2009, 12:58

BıZ MEşVERET VE şUURAYA TABıYıZ

Bu zamana kadar yeni asya cemaati beni yanıltmadı, bundan sonrada yanıltmayacak.

şahsi manevi yanıltmaz. yanılmadığımızda, 12 eylül anayasasını destekleyenlerin bu güne kadar iktidara yakın olanları desteklemelerinden, çoğunluğun peşine düşüp(halk çoğunluğu), süfyan komitelerinin ömürlerinin uzamasına sebep olanların durumu ortadar.

Ne demişti Türkiye gazetesi sdahibi enver ören bey, bizim için araç fark etmez. bundan sonra görevi devr alan hocamda fark etmez diyor. furuat tı, darul harp ti, fark etmez. öyle değil mi?

Ben Mehdinin mücadelesinde saf tutmak istiyorum.

siayasetende Demokratlara desteğe devam.

7

10.04.2009, 23:14

Yeni Asya meşvereti yanıltmıyor buna amenna. Peki Yeni Asya dışındaki cemaatler gerçekten yanılıyor mu? Yanılıyorsa neden? Yoksa onların Risale-i Nur'a göre hareket etmek gibi bir dertleri yok mu? Varsa eğer (ki benim bundan şüphem yok) o zaman Risale-i Nur neden farklı şekillerde yorumlanıyor? %90 'ında tevhid işlenen bir eserin takipçilerin neden birlik olamıyorlar?

8

11.04.2009, 09:14

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Yanılıyorsa neden? Yoksa onların Risale-i Nur'a göre hareket etmek gibi bir dertleri yok mu?



BıRıNCı DESıSE

şeytan-ı ins, şeytan-ı cinnîden aldığı derse binaen,

hizbü'l-Kur'ân'ın fedakâr hâdimlerini

hubb-u cah vasıtasıyla aldatmak

ve o kudsî hizmetten ve o mânevî ulvî cihaddan vazgeçirmek istiyorlar.

9

11.04.2009, 09:17

ıKıNCı DESıSE

ınsanda en mühim ve esaslı bir his, hiss-i havftır.

Dessas zalimler, bu korku damarından çok istifade etmektedirler;

onunla korkakları gemlendiriyorlar.

Ehl-i dünyanın hafiyeleri ve ehl-i dalâletin propagandacıları,

avâmın ve bilhassa ulemanın bu damarından çok istifade ediyorlar,

korkutuyorlar, evhamlarını tahrik ediyorlar.

10

11.04.2009, 09:19

Üçüncü Desise-i şeytaniye

Tamah yüzünden çoklarını avlıyorlar.

Kur'ân-ı Hakîmin âyât ve beyyinâtından istifaza ettiğimiz

katî bürhanlarla çok risalelerde ispat etmişiz ki,

meşru rızık, iktidar ve ihtiyarın derecesine göre değil,

belki acz ve iftikarın nispetinde geliyor.

Bu hakikati gösteren hadsiz işaretler, emâreler, deliller vardır.

11

11.04.2009, 09:22

Beşinci Desise-i şeytaniye

Ehl-i dalâletin tarafgirleri,

enâniyetten istifade edip kardeşlerimi benden çekmek istiyorlar.

Hakikaten, insanda en tehlikeli damar enâniyettir.

Ve en zayıf damarı da odur.

Onu okşamakla çok fena şeyleri yaptırabilirler.

12

11.04.2009, 09:26

Ey kardeşlerim, dikkat ediniz.

Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvîdir.

Herbir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilecek bir kıymettedir.

Biliniz ki, elinizden kaçmasın.
__________

Altıncı Risale olan Altıncı Kısım

[Kur'ân-ı Hakîmin tilmizlerini ve hâdimlerini ikaz etmek ve aldanmamak için yazılmıştır.]

(Hücumat-ı Sitte)


Mektubat | 29. Mektup | 401

13

11.04.2009, 10:11

Müslümanlar tercih ederken meşveret etse, yanlış karar verse, bir sevabı vardır. Doğru karar verse, iki sevabı vardır. Zafer Allah'a aittir. Sonrasında ve öncesinde kalan vazife, dar daireden başlayarak, geniş daireye doğru bir tamir hareketidir.

Meşveretsiz tercih isabetli olsa dahi mesuliyet içerir. Çünkü, meşvertsizlik Kur'an'a muhaliftir.

Anlaşılamayan şudur:

Mevcut hükümet partisi cemaatlerin desteği ile ayakata duruyor. Onu iktidara taşıyan muhtelif cemaatlerin itifak ile ona yönelmesidir.

Bu istenilen ve beklenile bir durumdur. Ama meşveretsizlik vardır. Abi ve Efendiler ve şeyhler ve Ağalar raiyeti ile meşveret etmeden tepeden bir dayatma ile reyleri yönlendirdiler. Raiyet bireylerinin o partiye radikal desteğine bakmayın. Efendisine şeyhine verdiği hüsn ü zandan gelmektedir. Zaten o türden adamlarla konuşsan o partiye desteğinin ölçüsüz olduğunu göreceksin. Belki size ölçülerini gösteren çıkacaktır. Lakin, ölçünün isabetli olup olmadığını dahi bilmiyorlar.
ışte tercih edilen hükümet isabetli dahi olsa, hatta reylerin bölünmemesi esası yerine getirilmiş olsa da Kur'anın meşveret emrine riayet edilmemiştir.

Bunda ince mana vardır: Allah'ın vazifesine karışmaktır.

Efendiler, şeyhler o partinin iyi olduğunu görmüş. Korkmuşlar ki meşveret edilse başka parti çıkar. ışte bu Allah'ın hükmünden korkmaktır. Kur'an namına Kur'an'dan sapmaktır.

Daha nasıl zafer verilmesi beklenilir.

Korkmayınız, zafer Allah'a aittir. Bizim vazifemiz değildir. Bizler sapmadan Kur'an ölçülerine ve Sünnet ölçülerine tabi olmak ile mükellefiz. Zaten zafer başka türlü verilmez.

Bu hal dehşetli bir imtihan, bir sırat köprüsüdür.

Müslümanların feraset ve basireti daha uzun süre Efendi ve şeyhleri eli ile Kur'an'dan sapmaya müsade etmeyecek kanaat ediyorum.


14

11.04.2009, 12:30

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Yanılıyorsa neden? Yoksa onların Risale-i Nur'a göre hareket etmek gibi bir dertleri yok mu?



BıRıNCı DESıSE

şeytan-ı ins, şeytan-ı cinnîden aldığı derse binaen,

hizbü'l-Kur'ân'ın fedakâr hâdimlerini

hubb-u cah vasıtasıyla aldatmak

ve o kudsî hizmetten ve o mânevî ulvî cihaddan vazgeçirmek istiyorlar.


ıKıNCı DESıSE

ınsanda en mühim ve esaslı bir his, hiss-i havftır.

Dessas zalimler, bu korku damarından çok istifade etmektedirler;

onunla korkakları gemlendiriyorlar.

Ehl-i dünyanın hafiyeleri ve ehl-i dalâletin propagandacıları,

avâmın ve bilhassa ulemanın bu damarından çok istifade ediyorlar,

korkutuyorlar, evhamlarını tahrik ediyorlar.

Üçüncü Desise-i şeytaniye

Tamah yüzünden çoklarını avlıyorlar.

Kur'ân-ı Hakîmin âyât ve beyyinâtından istifaza ettiğimiz

katî bürhanlarla çok risalelerde ispat etmişiz ki,

meşru rızık, iktidar ve ihtiyarın derecesine göre değil,

belki acz ve iftikarın nispetinde geliyor.

Bu hakikati gösteren hadsiz işaretler, emâreler, deliller vardır.

Beşinci Desise-i şeytaniye

Ehl-i dalâletin tarafgirleri,

enâniyetten istifade edip kardeşlerimi benden çekmek istiyorlar.

Hakikaten, insanda en tehlikeli damar enâniyettir.

Ve en zayıf damarı da odur.



Bu desiselere kapılmamış ve karıştırılmamış hiç bir ıslami grup yok YENı ASYAM DA DAHıL!

Risale-i Nur cemaatlerinden meşveret etmeyenini görmedim. Kırkıncı, Hüsrev, Bayram , Kurdoğlu, Fırıncı, Bahadıroğlu ağabeylerin hepsi de meşveretle hareket ediyorlar. Yani tek meşveretle hareket eden Yeni Asyam değil!

Diğer yandan neden hiç kimse ittihaddan, 22. Mektub'dan bahsetmiyor? 30-40 sene evveline kadar yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen ağabeylerimizle bugün bir arada olmayı neden hiç kimse istemiyor veya bunun için gayret etmiyor?

Konu başlığında ; Demokratların Çöküşü Kimlere Vazife edildi? şeklinde sorulmuş.

1- Nurcuların arasına fitne sokanlar kimlerse,
2- ıttihadı muhal gösteren kimlerse,
3- Nurcuların birlik ve beraberliğini engelleyen kimlerse,
4- Yeni Asya gazetesini kara listeye alıp gündeme gelmesini engellemeye çalışan kimlerse,
5- ıttihaddan bahsedenlere deli muamelesi ya da aforoz muamelesi yapan kimlerse,

Demokratları çökerten onlardır. Bu ülkede demokratlar çöküşteyse, Nurcuların ittihadı da çöküşte demektir. Benim inandığım ve savunduğum budur! Siyasi ve içtimai meselelerde, hiç değilse bunlarda ittihad-ı nur elzemdir! Bununla mes'ulüzdür! Vesselam!

15

11.04.2009, 15:16

Bu desiselere kapılmamış ve karıştırılmamış hiç bir ıslami grup yok YENı ASYAM DA DAHıL!

Risale-i Nur cemaatlerinden meşveret etmeyenini görmedim. Kırkıncı, Hüsrev, Bayram , Kurdoğlu, Fırıncı, Bahadıroğlu ağabeylerin hepsi de meşveretle hareket ediyorlar. Yani tek meşveretle hareket eden Yeni Asyam değil!

Diğer yandan neden hiç kimse ittihaddan, 22. Mektub'dan bahsetmiyor? 30-40 sene evveline kadar yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen ağabeylerimizle bugün bir arada olmayı neden hiç kimse istemiyor veya bunun için gayret etmiyor?

Niye gayret edilmiyor? güzel bir soru

Hüsrev abi Üstad yaşarken zaten hem üstada hemde Demokratlara ters düşmüş bir ağabeyimiz. Osmanlıcayı muhafaza etmek gibi güzel bir hizmetleri var. devam ediyorlar. Onların demokrat olmak gibi bir meselelri yok.

Dğerlerine gelince 12 Eylül Harekatı olana kadar büyük bir sıkıntı yok. Ama 12 Eylül dessası şeytanı malesef hedef hem nurcular hemde demokratlar olunca, dessashane şekilde yukarıda ruhefza açıkladı. Korku damarı galip geldi ve 12 Eylülün yanında kaldılar. kopan, yada koparılan uzuv tekrar birleşemiyor. çünkü koparken çok acı verdiği için, acınınşiddeti unutulamıyor. bunlarda hizmet metodunu "kırmızı görmüş boğa" gibi yeni asya düşmanlığı ve Demirel nezninde demokrat düşmanlığı üzerine hizmetlerini oturtmuşlar. bunlarla bir araya zaten gelemeyiz. ama risalei nurun imani mevzularında bunlardan ayrı düşüncemiz varmı diye sorulursa bence yok. ama ictimai konularda bunlarla anşlaşmamız şuan için mümkündeğil.

Tabi bunların Yeniasya uzak durmalarını sağlayan bir 12 eylül ihtilal komiteleri ve birde özalın başındaki Anapın politikaları var. bu politikalar isim değişmiş erdoğanlı akp politikaları olmuş, yani şu anda onların tek istedği yeni asya cemaatinin biz demokratları destekledik bir menfaat göremedik, bizde si,zin gibi devlet imkanlarına tabi olmaya geldik demelerini bekliyorlar. OLABıLıRMı BÖYLE BıR DURUMDA BıRLEşME?

1990 yılındaki ayrılma olayı her ne kadar müessesenin maddeten batırılması olayı ile irtibatlandırılsada. bu ayrılıkta o dönemim hükümetinin parmağı olduğu ispatlanmıştır.

okuyorsanız veya okuduysanız mehmet kutluların işte hayatım kitabı en büyük delildir. kitapta bahse konu kilşiler ve bizim diğer cemaatlerin önderleri yaşamakta. eğer kutlular yalan yanlış bilgilendirme yapıyorsa itiraz edebilirler. Ben Kutluların Samanyolu haber deki banıali proğramınıda izledim. orada meydan okuyor. herhalde devletin ilgili kurumları ve cemaatlerin ilgilileri cevap verir. doğrularda ortaya çıkar.

Son olaylarda da AKP parmağı olduğu ortaya çıkmış gibi görünmekte, ilk kez meşverete cemaatin içinden alenen uymayanlar çıktı. buda bozulmanın başladığı yerde durdurularak tamir cihetine gidildiğinin işaretleri olsa gerek

Hasılı vel kelam. Demokratlar ve nurcuların kaderi bir yazılmış gibi. sıkıntılar bu nedenle yeni asya cemaatinde zuhur etmekte, çünkü kale burası oyunlarda buraya yönelik yapılmakta. bunuda şöyle açıp konuyu bitirelim. adam yeni asyadan kopunca hemen karşı yeni asya düşmanlarının yanında zaman kaybetmeden yer buluyor.

inşaallah ileride birleşme olur. ama şuan için imani mevzularda beraber düşünmemize rağmen birleşme zor görülüyor. bunun da hayalini kurmanın anlamı yok. ortak proğramlarda bir araya geleceğiz ve birbirleimize karşılıklı hoşgörü ile bakacağız.

BAşKA ÇARE ARAYANLARA şUNU SÖYLEMEKLAZIM bol miktarda okuyacağız hizmetlerimizi geliştireceğiz. yalnız benim mesleğim haktır demiyeceğiz. mesleğimizin muhabbeti ile hizmete devam edeceğiz.

16

11.04.2009, 15:28

Alıntı sahibi ""talhagenc""



Bu desiselere kapılmamış ve karıştırılmamış hiç bir ıslami grup yok YENı ASYAM DA DAHıL!

Yeni Asya buna dahil olsaydı şimdi önüne hangi "kırmızı halılar" açılacaktı sen daha iyi bilirsin keçeli..

Zaten ayrılıkların ana sebebi, o "kırmızı halıları" reddetmemiz değil mi..?

El-insaf bir tane misâl var mı, korksak o yazdıklarımız yazılabilir miydi..?

Tamâ etsek, bu maddî seviyede olur muyduk..?

Meşveretle rey verdiğimiz siyâsi misyon da dahil tek kuruş "yetim malı" var mı gırtlağımız da..?

Veyâ hubb-u câha meftûn olsak..vs. vs.


Risale-i Nur cemaatlerinden meşveret etmeyenini görmedim. Kırkıncı, Hüsrev, Bayram , Kurdoğlu, Fırıncı, Bahadıroğlu ağabeylerin hepsi de meşveretle hareket ediyorlar. Yani tek meşveretle hareket eden Yeni Asyam değil!

Emin misin..? Peki muharrikleri nedir meşveret esâsında..?

Rutin hizmetlere dâir meşveret zaten âdiyattan artık..

Seçim dönemi hangi Nurdan düstura dayanarak "dindar cumhurbaşkanı" tâbiri ile rey verildi..?

Siyasetçi dindar olamaz kapı gibi orda dururken..!

Hem %70 dindar halk olacak yanda göz kırparken..!

Demokratlık boş bir çuval zannedilip hiç de niyeti olmayanlara o çuvalı giydirip demokrat mı saydılar ki..?

(ışte koskoca altı sene meydanda giyilen çuval o bedene göre değil..!)

Hayır elbette ki..Ben o cemaatlerden kaç kişiden bizatihi duymuşum, "tayyip siyasi alemin mehdisidir" gibi hiçbir şekilde izahı olamayacak bir "haydar ağacılık" la reyler o siyasi görüşe verilmiştir..

"Siyaset cânibiyle galebe edilmez" ilâhî düsturuna ( ki bu tâbir Üstada r.a. aittir ve rivayetler için kullanmıştır. Basit bir ikaz değildir, çünkü Resulullah a.s.m. kendiliğinden konuşmaz..) ters hareketle, siyasal islamcılık hayallerinin bir çeşit tezahürüyle yapılan meşveret, nurculuğu temsil edemez..

Hilâfet kapısı bile kapalıyken kuru değil komik bir hayaldir bu..



Diğer yandan neden hiç kimse ittihaddan, 22. Mektub'dan bahsetmiyor? 30-40 sene evveline kadar yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen ağabeylerimizle bugün bir arada olmayı neden hiç kimse istemiyor veya bunun için gayret etmiyor?

Kim demiş kimse bahsetmiyor.. Nette neredeyse iki lafımın biri "çocukluğumun cemaat birliğini özlüyorum"dur..

Ama bu benim veya senin istemenle sadece olacak şey midir..?

Yâni senin şimdi şu şartlarda "Yeni Asya deccala tenkid olacak tek satır yazmasın" çerçevesinde olacak bir ittihadı miden alır mı..?

Âmiyâne tâbir oldu ama, kimse keyfinden birbiriyle ayrı gayrı düşmedi..

Evvelâ "biz ne idik" diye geçmiş muhasebesine çekmesi lâzım birilerinin kendilerini..

Kimler mi..?

Amel defterlerine şan ve şeref olarak geçmiş hizmet duruşlarından, bugün pişmanlık gösterenler tabi ki..

Buna bütün ömrümce de duâcı olacağım..O yanlışlardan dönülüp eski kuvvetimize kavuşabilmek için..

"Eskiden kar yağardı Erzurum'a" hepimize ders olsun..

"Birıdıh..bizııdııh..eridııhh eridııhh eridııhh..


17

12.04.2009, 17:05

Evet hep aynı şeyler ile karşılaşıyorum. şöyle ki;

1- Geçmişteki acılı ayrılıklar: Adı üstünde geçmiş, geçmişte bırakılmalı bence. Herkes geçmişe takılıyor. Yahu banane geçmişteki düşmanlığınızdan! Geçmişteki yaşadığınız düşmanlıkların bedelini bugün neden ben çekeyim, neden benim neslim çeksinler? Hem geçmişi bugüne getirmenin kime ne faydası var?

2- Siyasi Meseleler: Nur talebesi kardeşimin benimle aynı partiye oy vermemesi yüzündenkardeşimle ayrı mı düşmem lazım? şeriatın sadece %1 lik kısmına belki de daha azına tekabül eden siyaset mi bizi ayırıyor yani? Ayıp, vallahi ayıp!

Allah için 22. Mektup'u okuyalım ve yaşayalım. ıttihad orada...

18

19.04.2009, 17:59

Neden herşey f.gülen e yıkılmaya çalışılıyor anlamıyorum...siyaset yapıyor anlaşılıyor yazılarınızda.Siz verin ozaman demokratlara.şunu unutmayın parti turmak takım tutmaya benzemez.Siyasette fanatiklik yaparsan kaybedersin.Ülkeyi kim daha iyi gönetecekse adil olarak,ona oyunu veririsin.nurcu kardeslerimizin çoguda sağa yani akpye vermiştir.hemde bir çoğu.Lütfen bir müslüman bir müslümanı karalamasın geçekten böyle yazıları okuyunca içim parcalanıyor.
elbaki hüvel baki...

19

20.04.2009, 14:27

Alıntı sahibi ""gulennur""

Neden herşey f.gülen e yıkılmaya çalışılıyor anlamıyorum...siyaset yapıyor anlaşılıyor yazılarınızda.Siz verin ozaman demokratlara.şunu unutmayın parti turmak takım tutmaya benzemez.Siyasette fanatiklik yaparsan kaybedersin.Ülkeyi kim daha iyi gönetecekse adil olarak,ona oyunu veririsin.nurcu kardeslerimizin çoguda sağa yani akpye vermiştir.hemde bir çoğu.Lütfen bir müslüman bir müslümanı karalamasın geçekten böyle yazıları okuyunca içim parcalanıyor.
elbaki hüvel baki...


Hakkını helal et, sana zulm yapmak istemem. O yüzden ortaya söylemek isterim: DP'ye oyverenler karalanırken içleri parçalanmayaların, nemelazımcılık oynayanların, 12 Eylülü destekleyip sonrasında kendinden olmayan cemaatleri karalayanlara susanların, 28 şubata "lazımdı" dediği halde, sanki o darbeleri ergenekon yapmamış gibi şimdi güya Ergenekon düşmanı raconu takınanları alkışlayanların şimdi bu sözlere itiraza hakkı olmaz.

Ayrıca, elbette oy, ülkeyi daha iyi kim yönetecekse ona verilir. Ülkeyi daha iyi yönetecek partiyi belirlemede ölçü nedir(?) Ergenekonun darbelerden sonra kurduğu partilere oyverenlerin ölçüleri mi, yoksa...?

70'lerde Siyasal ıslam'ı destekleyip cepheden ayrılan, 80 ve 90'larda darbe ürünü ANAP'ın peşinden koşan, 90 sonu 2000 başında zafer sanki Allah'a ait değilmiş gibi "hizmet için güçlü olanın yanında olmak" safsatası ile DSP'yi destekleyen. Sonra ne olduğu belirsiz(!) AKP'nin peşine takılan, Said Nursi Hazretlerinin ölüm yıl dönümünü unutup siyasi bir adamın ölüm yıl dönümünü yedi sütuna 70 punto ile bildiren kişiler ölçülü, bizler bunu dile getirince fanatik öyle mi?
Neden her şey F. Gülen'e yıkılmaya çalışılıyor denmiş. Bunları biz mi uydurduk?
Bizden de el baki hüve'l baki


20

20.04.2009, 22:33

Bizde bizde birbirimizi tanımıyoruz...Aslında sizi bizi yok bizde ustadın talebesiyiz.kim risaleleri okur tanıtırsa o risalenin öğrencisidir.inan şu bi gerçek hoca efendinin haftalık bamtellerine bi bak hep üstadtan örnek verir.bizimde kaynagımız o üstad bizimde üstadımız.biz sizlerden hada çok rısalesi dünyaya tanışmısızdır.size bize girmek istemiyorum ama gerçek.Gittiğimiz heryere güzel tükçemizide götürüyoruz ve öğretiyoruz neden çünki kayanagımız türkçe risalemiz türkçe...sizlere güzel bi örnek vereyim ben şuan yurddışındayım.Burada yerli arkadaşlar elhamdülillah davalarına bizden çok daha bağlılar bizlerden öğrendiler ama bizlerden daha çok ilgi gösteriyorlar.iyi dinleyin biryerde sohbet oluyor.yerlilere sohbeti yapan abide kendi vatandaşları.sohbeti veren abi okadar güzel türkçe konusuyorki size anlatamam benden daha çok deyim ve vecizeler kullanır.yerli abimiz sohbete başliyor elinde risale.başlıyor sohbet etmeye.sohbeti dinliyenlerden biriside aşırı milliyetçi.söz istiyor ve karşı şıkıyor.neden kendi dilimizde sohbet etmiyorsunda türkçe sohbet ediyorsun diyor.sohbete gelenlerin hepside çok güzel türkçe bilmekte.Abi öyle bir sert çıkıyorkı.ASLANIM RıSALEMıZ TURKÇE YAZILMIş USTADIMIZ TÜRKÇE YAZMIş.onun için türkçe sohbet ediyorum.türkçeyide bu yüzden öğretiyorlar direk kaynagından beslenelim diye....Biz bunu yapıyoruz demek istemiyorum ama şu bi gerçek kim ne derse desin biz sizide seviyoruz olumsuz konuşmalarınıza ragmen hocamız dan biz böyle ögrendik.kim ne derse desin aldırmayın...
elbaki hüvelbaki kardeşlerim...
Gül ve lâle mevsimi deyip beklemedeyiz,
Ey Gül, hepimiz Sana birer sâdık bendeyiz;
Onca gâileye rağmen her dem izindeyiz,
Yer yer düşüp kalksak da halkanın içindeyiz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir