Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

06.09.2004, 01:42

Beyaz: Ayet bizi bağlamaz!

Beyaz: Ayet bizi bağlamaz!!!
Prof. Zekeriya Beyaz'dan çok tartışılacak iki fetva daha: Hz. Peygamber'in hanımları için inen ayetler bizi bağlamaz. DıB ve Müftülük tarafından izin almayan kimseler, camilerde hutbe okuyamaz, namaz kıldıramaz.

Zekeriya Beyaz'ın bugün Takvim Gazetesinde yayınlanan köşe yazısı yine soru ve cevaplara ayrıldı. ışte iki ilginç soruya Beyaz'ın verdiği fetvalar:

SORU: Diyanet'in görevli belgesi olmayan bir kimse hutbe okuyabilir mi, cuma namazı kıldırabilir mi?
CEVAP: Hayır, Diyanet ve Müftülük tarafından izinli ve görevli olmayan kimseler, camilerde hutbe okuyamaz, cuma namazı kıldıramaz, hatta diğer zamanlarda da vaaz edemez. Çünkü, ıslam'da nizam ve düzen asıldır. Nizam ve düzenin olmadığı yerde, anarşi doğar.
Önüne gelen herkes camide kürsüye veya minbere çıkar hutbe okursa, vaaz verirse, bundan sadece fitne ve fesat çıkar. Zira biri "Ben minbere çıkacağım" derken, bir başkası da gelip, "Hayır ben çıkacağım" diyebilir. O zaman da kargaşa çıkar, cemaatin bir kısmı birini desteklerken, bir kısmı da bir başkasını tutar, çatışmalar meydana gelebilir. Nitekim tarihte bu yüzden çok sayıda olay yaşanmıştır.
ışte, bütün bunların sonucu olarak cuma günü hutbe okuyacak, namaz kıldıracak kimsenin bizzat ululemir tarafından tayin edilmesinin şart olduğuna dair fetvalar verilmiştir. Bugün de Diyanet'in izin ve görevlendirme belgesi olmayan kimseler hutbe okuyamaz ve ccuma namazı kıldıramaz. ıslam'da devlete itaat etmek de Allah'ın emridir.

SORU: Kadın sesini haram kılan bir ayet var mıdır, varsa hangisidir?
CEVAP: Kadın sesini haram kılan ayet yoktur. ınsan sesi neden haram kılınsın? Bir ilahi hikmete asla uygun düşmez. ıslam'da böyle hikmetsiz bir hüküm yoktur. Ahzap Suresi 23. Ayet'te Hz. Peygamber'in hanımlarına hitaben şöyle buyrulur: "Konuşurken ciddi olun, sözü cıvıtmayın, sonra bazı kimselerin kalbinde fitne uyanır."
Bu gayet güzel bir kuraldır. Konuşurken, bazı bayanlar aşırı biçimde "Nazik olacağım" diye, karşıya sempatik yaklaşır. Bu tavır, bazen zararlı olur. Kötü niyetli kimseler bundan başka manalar çıkartıp o kadına askıntı olabilirler. Hz. Peygamber devrinde de bu tür olaylar olmuştur. Hz. Peygamber'in hanımları için gelen ayetler bizi bağlamaz, ama ibret olur. Sonuç olarak, hanım sesi haram değildir ama, olur olmaz yerde sulu konuşmalar zararlı ve günahtır. Yerine göre ciddi olma gerekir.


TAKVıM


Bu şahıs geçende de Nurcular tehlikelidir, Said Nursi kendine Bediüzzaman diyerek övünür diye bi zırva yazmıştı,

2

06.09.2004, 08:58

Cübbeli Hoca´nın tabiriyle dazlak Nuri´lerin ve Beyaz´ların yazılarını bu foruma eklemeye ne gerek var kardeşim? Bu şahısların yazılarını okumak için harcadığın vakte yazık değil mi? Bak aynı konu hakkında 2 gün önce Yeni Asya´nın fıkıh köşesinde bu yazı yayınlanmış. Yetmez mi?

Mustafa Sami ÇETıN: “ışârâtü’l-ı’câz’da ifâde edilen ana hükümler çerçevesinde mûsikî meselesini ele alacak olursak, haram ses bakımından önemli olanın kadın-erkek sesi oluşu değil de, içeriği ve uyandırdığı hissiyât oluşu olduğu anlaşılıyor. Bazı Üniversiteli arkadaşların bu konuda tereddütler yaşadığına şahit oldum. Özellikle “kadın sesi”ni merkeze alarak bu hususta biraz daha ayrıntılı bilgi verebilirseniz sevinirim.”

Trabzon’dan Cihan KOÇ: “Katılımcılarının bayan ve erkeklerden oluştuğu sosyal faaliyetlerde, bayan sunucunun görev alması ve kendisine nâmahrem erkeklere mikrofon eşliğinde program sunması dinen caiz midir? Caiz ise şartları nelerdir? Lütfen âyet, hadis ve (varsa) Risâle-i Nur’dan delil göstererek izah eder misiniz?”


Sade ve ağırbaşlı kadın sesini haram kılan ne bir âyet, ne bir hadis yoktur. Kadın sesi vakur, ciddî ve ağırbaşlı olmak şartıyla helâldir. Kur’ân’ın sakındırdığı kadın sesi, düzgün ve sade olanı değil; bizzat özene bezene söylenerek cilveli, edâlı ve câzibeli hale getirilenidir. Kur’ân şöyle buyurur: “Ey Peygamber hanımları! Siz her hangi bir kadın gibi değilsiniz! Allah’tan korkarsanız, yabancılarla edâlı ve câzibeli konuşmayın. Yoksa kalbinde fesat bulunan kimse kötü şeyler ümit eder. Dâima ciddî ve ağır başlı söz söyleyin.”1

Tabiî ve ahlâkî olanla, tabîatından ve ahlâkîlikten uzaklaştırılanı seçici olursak, bu mesele kendiliğinden çözülmüş olur. Her varlığın sesini Allah yaratmıştır ve kadın sesi de dahil hiçbir varlığın sesi normalde haram değildir. Ama sağa sola çekilebilecek, yanlış anlamalara meydan verecek, eğilip bükülen ve kırıtılarak gayr-i ahlâkî boyutlarla söylenilen sesler, yaptığı olumsuz tesire göre hüküm alır. Bedîüzzaman’ın ifâdesiyle, şehevî tahrik ihtiva eden kadın sesi de, erkek sesi de yekdiğerine—arada nikâh bağı yoksa—haramdır.2 Ama tahrik yoksa haram değildir. Çünkü her iki cins de önce insandır. Beşerî ve sosyal hayatta konuşmak zarûret olduğu gibi, şiddetli bir ihtiyaçtır da. Bu ihtiyaçtan uzak duramayız. Ama cilveli ve tahrikkâr seslerden istersek çoğu zaman uzak durabiliriz.

Cilveli, nağmeli ve câzibeli olarak türkü, şarkı ve sâir musîkî parçalarını okuyan bir kadın sesi işittiğimizde, “kalbinde fesat bulunan kimse kötü şeyler ümit eder” âyetini kendimize rehber yapmalı; fesat, bozukluk, meyil ve sâir kalbî hastalıkların ağına kapılıp kötü şeyler ümit etmekten kalbimizi ve nefsimizi sakındırma çabası içinde olmayı ihmal etmemeliyiz. Bu kalbî ve hâlisâne çaba, kulağımıza çarpan gayr-i meşrû seslerden bizi muâf kılmaya inşallah yeterli olur. Doğrusunu Allah bilir.

Bir kadının sunuculuk yapmasında da aynı ölçüler söz konusudur. Mesele, kadının tahrik ihtiva eder şekilde konuşmaması, erkeğin de kalbini haram meyillerden koruma çabası göstermesidir. Kadın tahrik ihtiva eder biçimde konuşmaz, erkek de kalbinin meyillerine kapılmaz ve kötü şeyler ümit etmez ise iki taraf da harama girmemiş olurlar. Nitekim Kur’ân’ı dinlediğimizde salt konuşmanın mubah olduğunu anlıyoruz. Hazret-i Mûsâ’nın, Hazret-i şuayb’in kızları ile konuştuğunu3 ve Sebe’ Melikesi Belkıs’ın Hazret-i Süleyman ile ve kendi halkı ile konuştuğunu bize bildiren4, fakat kadını çekici olmaktan ve çekici konuşmaktan sakındıran Kur’ân, böylece bize mubahlık ve haramlık sınırını da çizmiş olur. Bu sınırı musikîde olsun, bir kadın sunucuyu dinlerken olsun veya toplum hayatının şurasında burasında kadın erkek diyaloglarında olsun korumak dînî yaşayışımızın güzelliklerindendir.


Dipnotlar:

1- Ahzab Sûresi, 33/32.
2- ışârâtü’l-ı’câz, s. 72.
3- Kasas Sûresi, 28/25.
4- Neml Sûresi, 27/29-44.

3

06.09.2004, 09:48

Bu Beyaz denen "kara"nın bir kaç yazısını inceledim, miğdem bulandı. Adam kaynak nedir bilmiyor! ışine nasıl gelirse öyle atıp tutuyor. Haremlik-selamlık hakkında bir yazısını okudum o bile yetti. Prof. Dr. demeye bin şahit ister...

Alıntı sahibi ""Zekeriya Beyaz""


Bediüzzaman nedir? Risale-i Nur yazıları Kur'an'dan sonra dinin en önemli kaynaklarıdır diyorlar doğru mu?

CEVAP: Bediüzzaman, zamanın en güzeli en iyisi gibi manalara gelir. Bu kelimeyi kendi- sine sıfat olarak kullanan tarihde birkaç kişi vardır. Son olarak da Said Nursi adındaki zat kendisine sıfat olarak kullanmış, bizzat yazılarının altına imza olarak Bediuzzaman kelimesini yazmıştır.
Hangi zamanın en güzeli, en iyisi ve hangi bakımdan zamanın en iyisi, en güzeli olduğunu bilmiyoruz. Bir insanın normal isimden başka ben zamanın en güzeliyim, en iyisiyim diye imza koyması bize göre ve de günümüz anlayışına göre uygun bir şey değildir.
Bu zatın eserleri olan risalelerin Kur'an'dan sonra dinin en önemli kaynağı olduğuna dair ileri sürülen iddialar doğru değildir. Her dini gurup kendi liderlerini böyle aşırı biçimde büyütürler ki, itibar etmemelidir.
Said Nursi'nin eserlerinin ve Nurculuğun ıslamiyet'e aykırı ve zararlı olduğu yolunda, Diyanet ışleri Başkanlığı'nın çok sayıda raporu bulunmaktadır.


Abdullah

Stajyer

  • "Abdullah" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 117

Konum: TR

Meslek: tasarim

  • Özel mesaj gönder

4

06.09.2004, 18:58

Abim tanıdım ben bu adamı...
Hani şu bir otel odasında saatlerce pornografik içerikli filim seyreden adam değil mi?
Gazetecilerin sorusunada acayip tuhaf bir cevap vermişti!

Hem burda nesine takılıyorsunuz ki abim. Kargalar bile Gülüyor beyaz ve yaşar nurinin midelerinin bir kısmından salladıklarına. :roll:
Forum kurallarından 4.2.1 + 4.2.2 ve 4.2.7´nci maddelerin ihlali sebebiyle üyeliği iptal edilmiştir.

Sedat

Orta Düzey

  • "Sedat" bir erkek

Mesajlar: 167

Konum: Frankfurt

Meslek: Sürücü kursu ögretmeni

  • Özel mesaj gönder

5

07.09.2004, 00:14

Ulems i su bile olamaz

bu sahis Ulema i su bile olamaz kanimca, alimlik sifatinin kötüsü bile yakismiyor adama

6

07.09.2004, 16:30

Zekeriyya asil sensin tehlikede salako herif

7

07.09.2004, 23:14

Alıntı

Said Nursi'nin eserlerinin ve Nurculuğun ıslamiyet'e aykırı ve zararlı olduğu yolunda, Diyanet ışleri Başkanlığı'nın çok sayıda raporu bulunmaktadır.


insanların imanını kurtarıyor son derece zararlı :)

8

10.09.2004, 08:17

Beyaz, karalıyor

Dekanı olduğu ılâhiyat Fakültesinde okuyan başörtülü kız öğrencilerine karşı vermiş olduğu amansız mücadele yöntemleriyle şöhretin zirvesine tırmanan Prof. Zekeriya Beyaz, şimdilerde magazin ağırlıklı Takvim gazetesinde dinî tandanslı yazılar yazıyor.

Ancak, ele aldığı birçok konuda nakillerle yetinerek günü kurtaran Beyaz, özellikle Bediüzzaman, Nurculuk ve Risâle-i Nur söz konusu olunca, kendini tutamayıp karalayıcı, itham edici yorumlarda bulunuyor.

Kur'ân'ın bir tefsiri olup, iman hakikatlerini tesirli bir sûrette nesillere ders veren Nur Risâleleriyle yıldızının barışık olmadığını evvelden bildiğimiz Beyaz Hocanın, bu iman cereyanına karşı hemen her fırsatta kin ve nefret kusmasının sebebini tam olarak bilemiyoruz.

ınsan, bir şahsı veya fikrini sevmeyebilir, dâvâsını beğenmeyebilir. Fakat bütün bunlar, yine de kin ve nefret saçmaya, hele hele yalan yanlış iddialarla saçmalamaya cevaz vermez.

Evet, Beyaz Hoca, ne yazık ki sadece nefret hissiyle yazmıyor Nursî'yi ve Nurculuğu; aynı zamanda düpedüz yalan söylüyor ve çirkin iftira ile asılsız iddialarda bulunuyor.

Bu tutumunun en açık bir delili de, dünkü (2 Eylül) Takvim gazetesinde yazdıklarıdır.

Kendince, sorulan bir soruya cevap veriyor. Ne var ki, cevap diye yazdıkları tamamiyle iftira, itham ve karalama hesabına geçiyor. ışte, söz konusu suâl ve cevap:
"SORU: Bediüzzaman nedir? Risale-i Nur yazıları Kur'an'dan sonra dinin en önemli kaynaklarıdır diyorlar, doğru mu?

"CEVAP: Bediüzzaman, zamanın en güzeli en iyisi gibi manalara gelir. Bu kelimeyi kendisine sıfat olarak kullanan, tarihte birkaç kişi vardır. Son olarak da Said Nursî adındaki zat kendisine sıfat olarak kullanmış, bizzat yazılarının altına imza olarak Bediüzzaman kelimesini yazmıştır. Bir insanın normal isimden başka ben zamanın en güzeliyim, en iyisiyim diye imza koyması bize göre ve de günümüz anlayışına göre uygun bir şey değildir.

"Bu zatın eserleri olan risalelerin Kur'an'dan sonra dinin en önemli kaynağı olduğuna dair ileri sürülen iddialar doğru değildir. Her dini grup kendi liderini böyle aşırı biçimde büyütürler ki, itibar etmemelidir.

"Said Nursi'nin eserlerinin ve Nurculuğun ıslamiyet'e aykırı ve zararlı olduğu yolunda, Diyanet ışleri Başkanlığının çok sayıda raporu bulunmaktadır."
Konuyu ele alma yöntemi dahi, Beyaz'ın art niyetli olduğunu gösterirken, biz yine "Bediüzzaman" tâbiri ve Diyanet ışleri Başkanlığının raporları hakkındaki bilgileri kaynağından bulup aktarmaya çalışalım.


Birinci ithama cevap 100 sene öncesinden

Zekeriya Beyaz gibilerin karalama heveslerine karşı bundan bir asır evvel cevabî izahatta bulunan Üstad Bediüzzaman, 1909'un başlarında Volkan gazetesinde konuya dair yazdığı ifadeler şöyle:
"Sual: Sen imzanı bazen 'Bediüzzaman' yazıyorsun. Lâkap medhi imâ eder.

"Cevap: Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mâzeretimi bu ünvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi, garip demektir. Benim ahlâkım, suretim gibi ve üslûb-u beyanım, elbisem gibi gariptir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esâlibi, benim üslûp ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu ünvanın lisân-ı haliyle rica ediyorum." (Ayrıca bakınız: Hutbe-i şâmiye, s 107)ıkinci iftiraya cevap 50 sene öncesinden

Diyanet ışleri Başkanlığınca hazırlanmış sayısız rapordan hiçbirinde, Risâle-i Nur'un ıslâmiyete aykırı ve zararlı olduğuna dair ifadeler yer almıyor. Zekeriya Beyaz, bu noktada yüzde yüz yalan söylüyor ve ilim adamına yakışmayacak itham ve iftiralarda bulunuyor.

ışte, tamamı Risâle-i Nur'un "Kur'ân ve hadise dayalı yorumlar, izahlar ve ilhamlar olduğu"na dair Diyanet ışleri Başkanlığına ait pekçok rapordan sadece bir tanesi.
"Diyanet ışleri Reisliği Dinî Eserleri Tetkik ve Müşavere Kurulunun 25.3.1956 tarihli raporu: Bu eserlerin çoğu Said Nursî'ye ait eserler olup, münderecatının Kur'ân-ı Kerim ve Hadis-i şeriften ilham alınarak başka başka ünvarlar altında ve karihasına göre hazırladığı birtakım esrar-ı ilmiye ve hikemiyenin madde âleminden temsiller getirilerek izahları yapılmış ve hal-i hazırdaki nev-i beşeri ve bilhassa memleketimizdeki küçük ve büyük insan kütlelerini gafletten ikaz, fikrî ve şehevanî dalâletten, sû-i itikad ve sû-i ahlâk girivelerinden kurtarmaya mâtuf ifadelerden ve devletimizce de matlup olan güzel ahlâka sevk edebilecek yazılardan ibaret bulunmuş olduğu... kanaatine varılmıştır." (Ayrıca bakınız: Said Nursî ve Nurculuk, s. 22; Eşref Edip, Sebilürreşad Neşriyatı, 1963 ıstanbul.)Bakalım, kaynağından aktardığımız bu cevaplar karşısında Zekeriya Beyaz hatasını düzeltecek mi, yoksa kronikleşen alışkanlığı üzere yeni karalamalara mı yönelecek? Temenni edelim ki, hatadan dönme faziletini göstersin.

M. Latif SALıHOğLU / Yeni Asya

9

10.09.2004, 13:03

Basın ve yayın yoluyla bu milletin dinine, diyanetine, örfüne, mukaddesatına hakaret eden veya tecavüz ile hücûma geçen kimi gazetecilere, yazarlara, maalesef dün olduğu gibi bugün de şahit oluyoruz.

Üstad Bediüzzaman, tâ 1923 senesinde Ankara'ya geldiği esnada bu gibi kimselere hitap ediyor ve onlara şöyle tesirli bir ders vererek diyor ki:
"ı'lem ey hitabet-i umumiye sıfatıyla gazete lisanıyla konferans veren muharrir!

Sen, kendi nefsini aşağı göstermeye ve nedamet ederek kusurlarını ilân etmeye hakkın var. Fakat şeâir-i ıslâmiyeye zıt ve muhalif olan herzelerle ıslâmiyeti lekelendirmeye kat'iyen hakkın yoktur.

Seni kim tevkil etmiştir? Fetvâyı nereden alıyorsun?

Hangi hakka binaen milletin namına, ümmetin hesabına, ıslâmiyet hakkında hezeyanları savurarak dalâletini neşir ve ilân ediyorsun?

Milleti, ümmeti kendin gibi dâll zannetme! Dalâletini kime satıyorsun?

Burası ıslâmiyet memleketidir, Yahudi memleketi değildir. Cumhur-u mü'minînin kabul etmediği bir şeyin gazeteyle ilânı, milleti dalâlete dâvettir, hukuk-u ümmete tecavüzdür.

Bir adamın hukukuna tecavüze cevaz-ı kanunî olmadığı halde, koca bir milletin, belki âlem-i ıslâmın hukukuna hangi cesarete binaen tecavüz ediyorsun? Ağzını kapat!"

(Mesnevi-i Nuriye, s. 76.)

10

10.09.2004, 13:37

Re: Beyaz: Ayet bizi bağlamaz!

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Alıntı sahibi ""Zekeriyya Beyaz""

Ayet bizi bağlamaz!!!

Zebaniler onu Sekar'a iyi bağlayacak
"Tekebbür dini yok eder; iblis de bunun için lanete uğradı. Tamah insanın düşmanıdır; Adem (as) de bunun için Cennetten çıkarıldı. ve çekememezlik (hased) kötülüklerin rehberidir; Kabil hasede kapılarak kardeşi Habil'i öldürdü." imam Hasan (as)

11

18.09.2004, 15:08

Alıntı sahibi ""fery""

Alıntı

Said Nursi'nin eserlerinin ve Nurculuğun ıslamiyet'e aykırı ve zararlı olduğu yolunda, Diyanet ışleri Başkanlığı'nın çok sayıda raporu bulunmaktadır.


insanların imanını kurtarıyor son derece zararlı :)


Risale-i Nurdan aşağıdaki cümleler aklıma geldi de..

Savcı iddianamesinde diyor ki: "Said Nursî eserleriyle üniversite gençlerini zehirlemiştir." Biz de buna mukabil deriz ki: "Eğer Risale-i Nur bir zehir ise; bizim bu zehirlere tonlarla, binlerce kilo ihtiyacımız vardır. Eğer çoklukla olduğu yeri biliyorsa, bize tayyarelerle sevketsin."
Afyon mahkemesi müdafaatından
Zübeyr Gündüzalp'in müdafaasından



Abdürrezzak namında bir zât mahkemeden bir sene sonra demiş:
"Hey bedbaht! Otuzüç âyât-ı Kur'aniye işaratının takdirine mazhar ve ımam-ı Ali'nin (R.A.) üç kerametinin ihbar-ı gaybîsiyle ve Gavs-ı A'zam'ın (K.S.) kuvvetli bir tarzda ihbarıyla kıymet-i diniyesi tahakkuk eden ve bu yirmi sene zarfında idareye hiçbir zararı dokunmayan ve hiç kimseye hiçbir zarar vermemesi ile beraber binler vatan evlâdını tenvir ve irşad eden ve imanlarını kuvvetlendiren ve ahlâklarını düzelten Risale-i Nur'un irşadlarına "ifsad" diyorsun. Allah'tan korkmuyorsun, dilin kurusun!" demiş.
Afyon Mahkemesi
şualar
Hazırlanınınz! Başka daimi bir memlekete gideceksiniz.öyle bir memleket ki bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir.

  • "Tarik bin Ziyad" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 91

Konum: Almanya, Frankfurt

Meslek: yok

  • Özel mesaj gönder

12

19.12.2004, 08:37

Bu herif Zaga ya gelip "performans azaltsa oruc tutmayin" maskara degilmi.
Allah belasini versin, resmini görünce migdem bulandi suratindan resmen $er akiyor ..weks

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

13

19.12.2004, 15:46

Alıntı sahibi ""Tarik bin Ziyad""


Allah belasini versin,


Kardeşim ne olursa olsun beddua etmeyin...
Burada onun hakkında yazı yazmamız bile israf.Aklı ve mantığı olan insan zaten onu dinlemez.Onu dinleyen kesim bellidir.Rabbim'e havale...
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

  • "Tarik bin Ziyad" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 91

Konum: Almanya, Frankfurt

Meslek: yok

  • Özel mesaj gönder

14

20.12.2004, 04:34

Neden beddua etmiyecekmisin? Beddua etmek benim hakkim hem sünnet , böyle münafiklarin hepsine günde 5 vakit her müslüman beddua etmeli

15

20.12.2004, 08:45

Tarık kardeş tarzın gerçekten bir nur talebesine (!) yakışmıyor.

Beddua konusunda buraya bakabilirsin:

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=1224#5432

  • "Tarik bin Ziyad" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 91

Konum: Almanya, Frankfurt

Meslek: yok

  • Özel mesaj gönder

16

20.12.2004, 10:55

ABi zaten ben nur talebesiyim diye ortaya cikmadim. Sadece nurculuk ve nurcular hakkindaki fikrimi beyan ediyorum. Islami iceriden yikmaya cali$an din zindik münafiklara beddua etmek sevap degilsede caizdir, üstad
beddua etmediyse beddua etmek yasaktir anlamina gelmez

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

17

20.12.2004, 17:32

Beddua etmek yerine rabbinize havale etmenizi Rabbim sen görüyorsun demenizi tavsiye ederim.Unutmayın ki Hz.Muhammed Musatafa (s.a.v) peygamberdi.Sizin gibi bir kul olsada sizden üstündü ve nerde ne yapılması gerektiğini biliyordu.Hiçbir zaman duygularını karıştırmıyordu bir karar varırken.Peygamber efendimiz beddua etmiştir belki ama edilmemesinide tavsiye etmiştir.ÇÜnki eğer haksızsak dönüp dolaşıp bizi bulma olasılığı var.Unutmayınız aciz kullar olarak ne kadar haklı olduğumuzu bilemeyiz.Selam ve dua ile...Hayırlı akşamlar...
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

  • "Tarik bin Ziyad" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 91

Konum: Almanya, Frankfurt

Meslek: yok

  • Özel mesaj gönder

18

21.12.2004, 08:59

Yerine göre Beddua etmek sünnet oldugu kesindir, peygamberin (asm) sünnetine ittiba etmek ( o peygamber ben degilim diye sünnetine uymamanin mantigi yok) ümmetinin hakkidir. Efendimizin(asm) din dü$manina bedduayi tavsiye etmedigini ilk sizden duyuyorum bunun kaynagi nedir ? Hem $eriat zahire göre hükmeder, bir kimse ortalikta Islam dinine aykiri sözler sarfederse o kimsenin zindik veya kafir oldugu kesinle$ir, ve beddua etmek hak olur, bize hicbir$ekilde geri dönmez

oNUR

Stajyer

Mesajlar: 142

Konum: Istanbul

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

19

31.12.2004, 09:08

Böyle adamlar için zamanınızı harcamayınız kardeşler.
ıhya-yı din, ihya-yı millettir. Hayat-ı din, nur-u hayattır.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir