Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Sedat

Orta Düzey

  • "Sedat" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Sedat"

Mesajlar: 167

Konum: Frankfurt

Meslek: Sürücü kursu ögretmeni

  • Özel mesaj gönder

1

01.02.2009, 03:27

Artislikle peynir gemisi gitmiyor

davos ekonomik forumunda, gazze meselesinin ne amacla getirildigini ve
fikirleri bilinen erdoganla peresin niye biraraya getirildigini anlamis degilim, nedense hep secimlerden önce pas tutmaya baslayan, ekonomik acidan, dis politika acisindan basarisiz olan akp nin oy kaybetmeye basladigi zamanlarda bir takim olaylarla bu pas cilalanmaya parlatilmaya calisiliyor.

Sonucta her ne kadar bende israile bir gol atmis gibi duygusal manada bir mutluluk yasadimsada, objektif baktigimizda su sonuca variyorum,
LAFLA PEYNIR GEMISI YÜRÜMÜYOR, lafla artislik yapip icraatta bir sey yapmamak ne kadar basari sayilir, israile rest cekilecekse bir tepki verilecekse bu gazzenin bombaladiginda Diplomatik ve ekonomik iliskilerin kesilmesi ile ve askeri ortakliklarin dondurulmasi ile olurdu bu olaydan sonrada böyle bir sey yapacakmi Tayyip bey? hayir iliskiler devam edecek paralar akacak, ne anladim ben bu artislikten?

Selam ve dua ile Sedat

2

01.02.2009, 12:01

ılk mesajımın siyasi bir konuya olmasını istemezdim.Ancak mukteza-i gündem bunu gösterdi.

Bu olay için dün dinlediğim avam tabir ettiğimiz ancak meselenin can alıcı yerini yakalayan iki kişinin konuşmasını gayr-ı ihtiyari duydum.

Biri diğerine şöyle diyordu."Tayyip bitmeye ve inişe doğru giderken yine kurtarıldı."

Bu avami bir bakış açısı olabilirdi,ancak çok enterasandı.

Siyaset bir yerde netice alma sanatıdır.

Heyecanlı vaziyetler ve tavırlar zahiren kazanılmış görünse de bazen kazanırken kaybetmeye kadar götürür.

Olayın bu kadar etki yapması dahi gösteriyor ki bu zamana kadar bu duruş öyle veya böyle yapılmalıymış.

şimdi düşünelim,binlerce insan öldükten sonra,bütün antlaşmalar ve diplomatlık ilişkilerinde zerre kadar caydırıcı tavır gösterilememişken son olay neyi çözmüştür?Bunu zaman izhar edecek.Ancak gördük ki toplumumuz çok çabuk tepki koyduğu gibi çok çabuk da terkedebilir ve ya destek verebilir sosyal olaylara.Bu psikolojik ve toplumsal bir refleks ve psikolojidir.

Ancak şunu umutmayalım ki toplumsal hadiseler ve siyasi olayları çok yönlüdür ve yuvarlaktır.Ani ve heyacanlı duruşlardan çok delile ve akibete bakmak gerekir ki aldanılmasın.

Bu olayın bir insani,birde siyasi tarafı vardır.ınsani tarafına kesinlikle bir şey demiyorum.Ancak bu hedise insani taraftan siyasi malzeme tarafına çekilecek ve kullanılacaksa yazık!(şahsi düşüncem mutaasıp olanlar siyasi tarafa çektiler bile.)

Din,mukaddesat,milliyet,vatan,şehit ve mazlumlar üzerinden yapılan siyaset lanetlenmiş ve şerli siyasettir.

şerli siyasetten muktesit siyasete ülkemiz ve alem-i islam geçmek zorundadır.Bunun için de önce bizim tasaffi etmemiz gerekir.

ısevilik şahs-ı manevisi ile şerli siyaset hak,hürriyet,adalet ve kanunda inhisar-i kuvvet şekline gelmeli ki diğer islama ve mübarek beldelere de numune-i imtisal ve reçete olabilsin.

Bütün hesaplar şu hali ile mübarek beldelere ve islam ülkelerine bu rejim-i bidakeraneyi tatbik ettirmektir.Bu oyuna Nur talebeleri gelmemelidir.

Beşinci şua'daki serasker duruşuna çok dikkat edilmelidir.

3

01.02.2009, 14:47

Bir başlık ancak bu kadar, içten geldiği gibi olur..

Sedat Abimizin elleri dert görmesin..

Bir de anlasalar ki, muhalif olanlar aslında aynı vatanın evlatları..!

Taraftarlardan çok daha fazla, hem de ciddi düşünüyorlar memleket menfaatlerini..

At yarışı izler gibi tezahürat yapmak particilik değil benim anlayışıma göre...

Oy verdiğim partinin icraatlarına bile yapmadım bu şakşağı..

4

01.02.2009, 14:55

Artistler Dönemi
Yazar: şükrü Bulut

Artist, sinemalar için yazılmış senaryolarda rol alan kişilere denilirdi. Önceden yaşanmış veya yaşanması muhtemel hayal ve hikâyelerin yeniden canlandırılışında rol alanlara verilen bu isim, zamanla hakikat, doğruluk ve gerçekçilik dışında konuşan veya iş görenlere de verilmeye başlandı.

Bediüzzaman Hazretleri Ruslarla savaşırken, at üstünde kaleme aldığı tefsirinde nübüvveti izah eden âyetin yorumunda “Fıtrî karagözlülük sun’î kara gözlülüğe benzemez” derken, mânâ itibariyle hadisenin hakikî kahramanının senaryosunda oynayan artistten nasıl ayrıldığını izah eder.

Senaryoların vermek istedikleri bir mesaj ve ulaşmak istedikleri belli bir netice vardır. Bu hedefi belirleyen kişi veya şahs-ı manevîler, ya bizzat yazar ve icra ederler, veyahut büyük paralarla başkalarına yazdırır ve kiralık oyuncularla gerçekleştirirler. Hedefi belirlenmiş ve büyük menfaatlere kilitlenmişlerin malî güçlerine göre büyük filmler çevrilir, oyunlar oynanır. Bazen de senaryo ve film yerine “proje” kelimesi kullanılır. Artistlerin buradaki isimleri “çalışma grupları ve ekipler” olarak öne çıkar. Yüksek vizyonlu ve düşük vizyonlu projeleri genellikle prodüktörler idare eder, oyuncu, malî destek, haberleşme ve ulaşımını organize eder.

Bilhassa maddî menfaatlerde, iktidar mücadelelerinde ve diğer dünyevî maceralarda çoklukla kullanılan artistlik ve artistlerin siyasette zirveye çıkışları Amerikan siyasetindeki başkan Ronald Reagan ile resmîleşir. Daha sonra Batı siyaset ve idaresinde önemli görev alırlar. Musevi kökenli California Valisi Arnold Schwarzgeneger’i de kategoriye dahil ettiğimizde, bu artistlerin beyaz perdedeki başarılarını reel hayatta gösteremedikleri görülür.

Bediüzzaman Hazretleri Avrupa ile Asya’yı özellikleri itibariyle mukayese ederken, tiyatroculuğun Doğu için geçerli olmayacağını belirtir. Zaten bu husus, Grek, Roma ve Latin medeniyetlerinin kalıntılarında da ortaya çıkar. Avrupa’nın artistliği yeni değildir. Bizde sinemadaki artistliğin reel hayata aktarılışı menfîdir. Takiyye, ikiyüzlülük, gizli maksad, münafıklık ve iğfal gibi kulağa hoş gelmeyen kelimelerle ifade edilir. Bizde kerih görülen bu tarz senaryo ve artistliğin, içimize Avrupa zalim kafirleriyle irtibat içinde bazı münafıklarca sokulduğunu iddia edenler haklı olabilirler. Bu halin, ıran ve ısrail kültürlerinden de esinlenerek bazı dindarlarca benimsenmesi millî ahlâk ve bünyeyi tehdit eder duruma getirdi.

Tarihin siyaset boyutunda karşı tarafa kullanılmış artistliğin, günümüzde aile içinde, tebaaya ve sevenlerine karşı oynanması ahlâken mutlaka sorgulanması lâzım bir husustur.

Tüccarın, siyasetçinin, yazar, gazeteci, öğretim üyesi ve idarecilerin zaman zaman artistik yaptıkları Türkiyemizde, emniyet ve paylaşımın cemiyette yok olmaya yüz tuttuğunu görüyoruz. Kur’ân-ı Kerim, “yapmadıklarını” konuşanları tehdit eder. Genel insanî değerlere de zıt olan artistlikle ülkenin idare edildiğini kabul ettiğinizde, bu sıfatın bulaşıcı bir hastalık gibi en alt kademeye indiğini görüyoruz. Bu arada ahiret hayatını esas maksad edinmeleri gereken dinî cemaatlerin de bu hastalıktan nasiplendiklerini söyleyebiliriz.

Artistler toplumda rolleri icabı bazen kahraman kesilirler, bazen mütevazı ve müşfik bir baba olurlar. Rakiplerini etkilemek için hüngür hüngür ağladıkları çok görülür. Menfaat mukabili çevresindeki figüranlarla gerçek olmayan bir kamuoyu oluştururlar. Senaryoyu hazırlayanların küresel bir cemaate dönüşmeleri, maddî şirketlerin ittifak ederek “dev şirketlere” dönüşmeleri gibi, menfaat ortaklığında birleşmiş senaryo sahiplerinin maddî güçleri, medyada oluşturdukları yalancı kamuoyu ve hakikati hissedenlere empoze ettikleri korku, artistlerin ömrünü uzatıyor.

Artistlerin üslubu da önemlidir. Beyanatlarına, kükreyişlerine, ümit dolu vizyon ve vaadlerine inandığımızda, iğfalin ilk seansını yaşamışız demektir. Dinsiz Batı felsefesinden alınmış yalancı bir dil, muhatabı etkilemek üzere oluşturulmuş prensipler, gösteriyi icra ettiğinde başvurduğu vücut dili ve farklı sesler, hep artistik mektebinin öğrettikleridir. Avrupa’da bu terbiye, maalesef son zamanlarda anaokullarına kadar indirildi.

Lisan-ı hal, lisan-ı kaalden daha üstün olduğundan, artistlerin gözlerinin içine ferasetle bakanlar, icraatlarını tetkik ve çevre münasebetlerini tahkik edenler, ekseriyetle artistlerin iğfaline uğramazlar.

Copyright © EuroNur - www.SaidNursi.de - Kaynak gösterilerek veya izin alınarak yayınlanabilir.
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

5

01.02.2009, 17:30

Destekleneceklerini bilseler Israille hatta bütün Batiyla bütün iliskileri kesmezlermi acaba!

Kafa tutsalar, para muslugu kesilecek, memurlar 1 ay maas alamasa ne yaparlar?Isciler isten cikarilsa ?Halka nasil güvensinler,cildirir, satarlar :?
Hükümet in hakikatli bir hareket yapmasini istemek bedel ödemeye hazir olmak bedel ödemeyi istemek demektir.

Vicdanimiza bi soralim! :!:

Nasilsak öyle yönetiliyoruz.


Yükü tepedekilere yikmanin manasi yok..

Ma´salam.

6

01.02.2009, 17:56

Alıntı sahibi ""Asr-i SaadeT""

Destekleneceklerini bilseler Israille hatta bütün Batiyla bütün iliskileri kesmezlermi acaba!

Kafa tutsalar, para muslugu kesilecek, memurlar 1 ay maas alamasa ne yaparlar?Isciler isten cikarilsa ?Halka nasil güvensinler,cildirir, satarlar :?
Hükümet in hakikatli bir hareket yapmasini istemek bedel ödemeye hazir olmak bedel ödemeyi istemek demektir.


Vicdanimiza bi soralim! :!:

Nasilsak öyle yönetiliyoruz.


Yükü tepedekilere yikmanin manasi yok..

Ma´salam.


Alıntı sahibi ""@bdullah""

Alıntı sahibi ""ayse55""

Sizler Tayyib ERDOğAN konusunda sabit fikirli olduğunuz için; olaya sadece siyasi yönden bakıp buna göre Ustaddan örneklerle olayı tarafgirliğe çeviriyosunuz.. bugün başbakanın yerinde bir başkası olsa buna cesaret bile edemezdi.. Kendisini bu tavrından dolayı tebrik ediyorum.. Türkiyenin nasıl ayaklarının üstüne sağlam bastığını, Gerektiğinde nasıl rest çekip eyvallah etmeyeceğini gösterdi.. Ayrıca bunun asla oy toplamak adına bir show olduğunu düşünmüyorum.. Başbakan böyle ufak hesaplarla uğraşacak kapasitede değil.. olaya biraz daha şeffaf yaklaşın lütfen...siyaseti bir tarafa bırakın...


SÖZDE DEğıL, FııLÎ ıCRÂAT LAZIM!

Siyasî iktidar, milletten aldığı irâdenin hakkını vermeli; en son yaptığı 140 milyon dolarlık “casus uçak ve görsel istihbarat entegre sistemleri”nin satınalınmasından başlayarak, savunma sanayi işbirliklerini ve silâh alımları ihâlelerini iptal etmeli. Filistinlileri katleden ısrail savaş uçaklarının Konya üzerindeki “eğitim uçuşları”na son vermeli. Sulamadan tarıma, telekomünikasyondan turizme, doğal gaz hattından enerjiye varan ekonomik mutâbakatları en azından askıya almalı. Bu hususta Başbakan Demirel’in 1967 savaşında ABD ve ısrail’in ıncirlik Üssünü kullanma talebini, “Müslüman Anadolu topraklarından havalanan uçakların Filistin’i ve Kudüs’ü bomlamasına, Müslümanları katletmesine müsaade etmem!” direnciyle reddettiği irâdeyi göstermeli…

Ağustos 1980’de ısrail’in Kudüs’ü başşehir yapıp Harem-i şerif’e saldırısı üzerine Adalet Partisi hükûmetinin Kudüs konsolosluğunu kapatmasını ve Telaviv Büyükleçiliğini “kâtiplik” seviyesine indirmesini örnek almalı…

Zulme ve zâlime “en ufak bir bir meylin” ve hatta “lâkayd kalmanın” taraftar olmak anlamına geldiği hakikati hiçbir zaman unutulmamalı…


O zaman ne tür bir bedel ödetildi bilen varsa desin..?

"Katiplik seviyesi" nin bedeli ne olmuş..?

Tarih tekerrürden ibarettir..

Bedeli de tarihte vardır mutlaka..

Madem ki evvela "bakkal dükkanı işletmiyoruz" diyerek Alem-i islamın ve dünyanın cesaretini kırdı devletlüler,

şu noktada bağırmanın da o bakkal dükkanına bedelini hesab etmişlerdir herhalde..

Yoksa, uydurukçadaki tabirle, hükümet olmak, doğaçlama oyun mudur..?

O an aklına ne eserse ona göre sahnede oyna..

Meddahlık demiyorum, çünkü meddahlar bile ibretlik ve neticesi belli olanı hesab ederek başlarlar oyuna..

Böyle tezadda düşman başına..

Uç denince "deveyim"

Yük taşı denince "kuşum"..

"Oyun bilmem"
dese çok görmez, kimse de (vatandaş) ne yer açar, ne de yeni geniş gömlek giydirir..

7

01.02.2009, 21:11

güzel, elinde mum ile projöktör olanın farkı bu.
ama bazen bizim gibi elinde projoktör olanlarada anlatmakta zorlandığımız bazı meselerlerde
avam dediğimiz halk tabakası daha basiretli olabiliyor. malesef bazılarının basireti bağlanıyor.
demek ki projöktörü hedefe iyi tutmak lazım.
ısrailde de seçim var. Türkiyede de

Ülkeyi iki kutuplu hale getirmek için bir tarafta Deniz Baykalı cilalarken, bu tarafta Tayyip Erdoğanı.

Oyunlar büyük oynanıyor. Basiretli olmak lazım.

8

02.02.2009, 19:39

Alıntı sahibi ""Asr-i SaadeT""

Destekleneceklerini bilseler Israille hatta bütün Batiyla bütün iliskileri kesmezlermi acaba!

Kafa tutsalar, para muslugu kesilecek, memurlar 1 ay maas alamasa ne yaparlar?Isciler isten cikarilsa ?Halka nasil güvensinler,cildirir, satarlar :?
Hükümet in hakikatli bir hareket yapmasini istemek bedel ödemeye hazir olmak bedel ödemeyi istemek demektir.

Vicdanimiza bi soralim! :!:

Nasilsak öyle yönetiliyoruz.


Yükü tepedekilere yikmanin manasi yok..

Ma´salam.


Tabi canım. Hükümetin kusurlarını tüm millete verelim yük millete kalsın ama başarılarını hükümete verelim dimi?

Heyhat!!! Neredesin ey adalet! Neredesin ey basiret!

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir