Giriş yapmadınız.

1

03.08.2008, 05:15

Konya´da Kuran Kursu çöktü

[img:420:544]http://www.yeniasya.com.tr/2008/08/02/resim/01a.jpg[/img]

PATLAMAYLA BıNA YERLE BıR OLDU

Konya’nın Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde, üç katlı bir öğrenci yurdu gaz sisteminden kaynaklandığı tahmin edilen patlamayla çöktü. Enkaz altından 17 çocuk ölü, 26 kişi yaralı olarak çıkarıldı. Patlamayla birlikte bina tamamen tahrip olurken bir bölümü de çöktü. Devlet Bakanı Çubukçu, ıçişleri Bakanı Atalay ve Sağlık Bakanı Akdağ, helikopterle Balcılar’a giderek bilgi aldılar.

KUR’ÂN KURSU DıYANETE BAğLI DEğıL

Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, “yurdun Diyanet ışleri Başkanlığı ile hiçbir organik bağlantısının olmadığını” söylerken, Konya Millî Eğitim Müdürlüğü yurt ve burslardan sorumlu şube Müdürü Sabit Çalık ise, kayıtlara göre, yurdun kendilerinin izniyle açıldığını belirtti.


Öğrenci yurdu çöktü: 16 ölü


KONYA'NIN TAşKENT ıLÇESıNE BAğLI BALCILAR BELDESıNDE, ÜÇ KATLI BıR ÖğRENCı YURDU ÇÖKTÜ. ENKAZ ALTINDA 16 ÇOCUK ÖLÜ, 27 Kışı YARALI OLARAK ÇIKARILDI.


KONYA'NIN Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde, bir vakfa ait kız öğrenci yurt binasının bir bölümü gaz sisteminden kaynaklandığı tahmin edilen patlamanın ardından çöktü.

Alınan bilgilere göre, Balcılar beldesinde, Kur’ân kursu kız öğrencilerinin kaldığı yurt binasında, dün sabah 05.00 sularında şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamayla birlikte bina tamamen tahrip olurken bir bölümü de çöktü.

Olayın ardından ilk müdahale vatandaşlar ve jandarma ekiplerince yapılırken, enkaz altından çıkarılan öğrenciler özel araç ve ambulanslarla Hadim ve Konya’daki hastanelere kaldırıldı. Balcılar Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneğine bağlı olduğu belirtilen Özel Boğaziçi Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurt binasında kaç kursiyerin kaldığı konusunda net bir bilgi verilmezken, bu sayının 35 ile 50 arasında olabileceği belirtildi.


16 ÖLÜ, 27 YARALI


Konya Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci, yurt binasının enkazından şu ana kadar 16 ceset çıkardıklarını, 27 kişiyi de yaralı kurtardıklarını söyledi. Enkaz altından sağ çıkarılan 3 öğrencinin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait helikopterle Konya’ya gönderildiğini bildiren Küçükkendirci, yaralılardan 8’inin Hadim Devlet Hastanesinde diğerlerinin ise Konya’daki hastanelerde tedavi altına alındığını kaydetti.

Küçükkendirci, enkaz altında canlı olabileceği ihtimalinin değerlendirildiğini, özel eğitimli köpeklerle enkazda arama yapıldığını belirterek, olay yerinde 8 ambülansın ve sağlık personelinin hazır bulunduğunu söyledi.


KURTARMA ÇALIşMALARI


Bu arada, Ankara’dan 3 askerî helikopterle 30 kişilik arama kurtarma ekibi bölgeye geldi. Enkaz alanına ulaşan ekipler, beraberindeki arama kurtarma köpeğiyle birlikte arama kurtarma çalışmalarına başladı. Alanya’dan da arama kurtarma ekibi çalışmalara katılmak üzere beldeye geldi. Yurt binasının çöktüğü haberinin Ankara’ya ulaşmasının ardından Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, ıçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, helikopterle Balcılar’a gitti.

Arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği enkaz bölgesinde bulunan Konya Valisi Osman Aydın ile diğer yetkililer de olayın Konya merkeze haber verilmesinden itibaren koordinasyon faaliyetlerini yürüttü. Konya ve Balcılar beldesine yakın ilçelerdeki hastaneler alarm durumuna geçirilirken bölgeye çok sayıda ambülans sevk edildi. Türk Kızılayı da Balcılar’a, psikososyal destek uzmanının da bulunduğu 4 kişilik uzman personel ile kumanya gönderdi.


DıYANETE BAğLI DEğıL


Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, Konya Taşkent’teki yurdun çökmesiyle ilgili olarak kendisine ulaşan bilgilerin, ‘’yurdun Diyanet ışleri Başkanlığı ile hiçbir organik bağlantısının olmadığı şeklinde’’ olduğunu söyledi. Konya Müftü Vekili Muhammet Ünal da, çöken kız yurdunun, Diyanet ışleri Başkanlığı veya ıl Müftülüğüyle hiçbir ilgisinin olmadığını bildirdi.

Yurt binasının ıl Müftülüğüne bağlı olmadığını bildiren Ünal, bu tip yurtların Kur’ân-ı Kerim kursu olarak değil öğrenci yurt ve pansiyonları olarak faaliyet gösterdiğini kaydetti. Ünal, ‘’Konya Taşkent’teki yurdun, Diyanet ışleri Başkanlığı veya ıl Müftülüğüyle hiçbir ilgisi yoktur. Bize bağlı olan yerler müfettişlerimiz tarafından denetlendikten sonra bizim onayımızla açılır. Bu yurdun bizle alâkası yok’’ dedi.


2000 YILINDAN BU YANA FAALıYETTE


Konya Millî Eğitim Müdürlüğü yurt ve burslardan sorumlu şube Müdürü Sabit Çalık ise kendilerindeki kayıtlara göre, yurdun kendilerinin izniyle açıldığını belirtti.

Özel bir derneğe bağlı olan yurdun 2000 yılında hizmete açıldığını ifade eden Çalık, şunları kaydetti: ‘’Bir dernek tarafından işletilen bu özel yurt 34 öğrenci kapasiteli olarak 2000 yılında bizden izin aldıktan sonra faaliyete geçmiş. Yurdun teknik donanımlarıyla ilgiyi belgeler dosyamızda mevcut. Gerekirse onlar incelenecek. Ancak biz teknik donanımlarıyla ilgili bir denetim yapmıyoruz. Biz yurdun işleyişiyle ilgili periyodik denetimler yaparız. En son 29 Mayıs 2008 tarihinde işleyişiyle ilgili Kaymakamlık nezdinde denetlenmiş. Bu denetimler 2 yılda bir yapılır.’’


ENKAZDAN KURTARILAN MERVE AVCI ANLATIYOR: Hoca, "Mutfakta gaz hortumu çıkmış" dedi


KONYA’NIN Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde çöken kız yurdu binasından kurtarılan bir öğrenci, patlamadan önce hocalarından birinin ‘’mutfakta gaz hortumu çıkmış’’ dediğini duyduğunu söyledi.

Balcılar beldesinde çöken yurt binasından kurtarılan ilk öğrencilerden biri olan 13 yaşındaki Merve Avcı, bu sabaha karşı yaşanan olayı şöyle anlattı: ‘’Sabah saatlerinde namaza kalktık. Ben abdest almaya aşağı indim. Zemin kattan kuvvetli bir hışırtı geliyordu. Yurttaki iki hocamızla birlikte mutfağa girdik. Hocalarımızdan biri, ‘mutfakta gaz hortumu çıkmış’ dedi. Ben mutfağın kapısında duruyordum. Hocalarımız ‘kapıyı kapat’ dediler. Ben de ikinci kata çıktım. Binada panik yoktu, hatta öğrenciler yataklarındaydı.

Ben yukarı çıktıktan 5 dakika sonra aşağıdan yatakhanelere gaz kokusu gelmeye başladı ve hemen ardından çok şiddetli bir patlama meydana geldi. 5 arkadaşımla birlikte patlamadan sonra binanın ayakta kalan kısmındaydık. Zemin kattan yukarı doğru çıkan alevleri çok yakınımızda hissettik. Kapıyı açtığımızda binanın yarısının yıkıldığını ve sadece bizim bulunduğumuz bölümün ayakta kaldığını gördük. Üzerime iki tahta parçası devrilmişti. Bağırarak yardım istedim. Yardıma gelenler beni kurtardı. Önemli bir sağlık sorunum olmadığı için hastaneye götürülmedim.’’
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

2

03.08.2008, 11:18

Üzücü bir vak'a... Genç yavrular hayatını kaybetti...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

3

03.08.2008, 12:32

Hepsi de birer şehit olup cennete uçtular Allah'ın izniyle...

4

03.08.2008, 12:50

Bir haber okudum, küçük kızın birisi babası onu kursa bırakırken, baba beni öpmeyecek misin demiş, son görüşmeleri olmuş. Çok üzüldüm...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

5

03.08.2008, 14:47

Rabbim ailelerine sabir versin insaallah. cok üzücü.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Fahri Avcu

Orta Düzey

Mesajlar: 496

Konum: Almanya

Meslek: isci

Hobiler: bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

7

04.08.2008, 19:59

Allah hepimizi musibet ve belalar karsisinda sabir ve tevekkul, gunahlarimiz karsisinda azimli ve inancli bir mu'min eylesin

8

04.08.2008, 23:09

Birçok gazete bu olayı oldukça çarpıttı.

Mesajlar: 6

Meslek: Acemi mühendis

Hobiler: teknololji,kitap,fotoğraf

  • Özel mesaj gönder

9

18.08.2008, 00:43

Bu haber elbette bütün Müslümanları üzmüştür.Ben de herkes gibi üzüldüm ve yukarıdakilere benzer tepkiler verdim başta.Ama sonra Ahmet Altan’ın Taraf’taki yazısını okuyunca bu tepkilerin bizi aslında tepkisizleştirdiği kanaatine vardım.Tamam adam ateist olabilir, bazı noktalarda hemen yargılamış olabilir bizi ( mesela daha o günlerde binanın gaz sisteminin TSE’ye uygun olmadığı bilgisi gelmemişti.) ama bunlara takılmadan,samimi olduğunu varsayarak okuyunca kendimi çok kötü hissettim.
Dileyenler bu linkten http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=1423 yazının tamamına ulaşabilir.(ki herkese kesinlikle tavsiye ediyorum bu yazıyı okumayı.) Beni özellikle etkileyense şu satırlar oldu:
‘…Ama dindar olmasam da ta içimden, ta derinimden biliyorum, “kul kula emanettir” ve biliyorum, “ibadet, sana emanet edileni korumakla başlar.”

O çocukları korumayan herkes, o binanın sağlam olmasını sağlamayan herkes, “dinin gösterişçiliği” tarafından mahkûm edilmekten korktuğu için o binayı kapatmayan herkes günahkârdır bence.

Ben dindar olmak isterdim.

Dini bilmek isterdim.

“Din adına yapılan her gösteriş, sevabı şekilde her arayan her davranış, insanı günaha götürür,” diyebilmek isterdim.

Bunu diyebilmek isterdim gerçekten, buna bütün kalbimle inanıyorum çünkü.

O çocukları öldürdüler.

Kazanacakları sevabı, çocukların hayatından daha fazla düşündükleri için öldürdüler.

Ve, o kadar çoklar ki...

Kimse o çocukları korumaya gitmedi.

Kimse o binayı kapatmadı.

Bunu yapmaya kalkana “dinsiz” diyeceklerdi çünkü.

“Asıl dindar, o binayı kapatacak cesarete ve dürüstlüğe sahip olandır” diyebilmek isterdim.’

Sizce de çok haklı değil mi?
Orada Kuran kursu verenler aynı meşrepten olmasak da benim kardeşlerim ve yaptıkları hizmeti seviyorum,takdir ediyorum, devamını diliyorum.Ama böylesinin değil.
Evet Ahmet Altan o kutsal cümleleri bilmiyor.
Açıkçası benim de aklıma bir anda bir hadis ya da ayet gelmiyor.Ne fark eder?Ben de bir mümin olarak ‘emin’im ki :“Din adına yapılan her gösteriş, sevabı şekilde her arayan her davranış, insanı günaha götürür” ya da “Asıl dindar, o binayı kapatacak cesarete ve dürüstlüğe sahip olandır”
Kendi kendime soruyorum :”Acaba o binayı denetlemeye ve sonra da kapatmaya cesaret edebilecek kadar dindar mıyım?” diye.
Sonra, o kadar uzağa gitmeye gerek yok, diyorum.Bizim yaptığımız kamplar, gaz kaçağı halinde ne yapması gerektiğini bilmeyen ablalar- ağabeyler… Liste uzatılabilir, uzatmıyorum.Zaten herkes şartlarımızı biliyor.ıçimizde kutsal cümlelerimizi bir çırpıda söyleyebilecekler de vardır elbette ama ben başka bir şeyi tartışmak istiyorum bu forumda:
Nereden ve nasıl başlamalı? Ne yapmalı? Ki bizim burada veya ‘yan mahallede’ başka çocuklar ölmesin, benim güzel dinim de bu günahla kirlenmesin?
(Bu konuyu gerçekten ciddi bir biçimde ve bir sonuca( söylem olarak değil eylem olarak) ulaşana dek tartışmalıyız bence.Hani şu fikr-i takip dedikleri…)

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir