Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

06.06.2008, 22:40

9.2´ye fetva mı?

Aşağıdaki makale son gelişen olaylarda düşüncelerime bir nevi tercüman olmuş... Sizinle de paylaşmak istedim.

----------------------

Ne diyeyim: Başörtüsü asla affetmez!

Başörtüsü asla affetmez! Milyonlarca mağdur başörtülülerin âhı, Arş-ı A'lâya çıkıyor! Ve başörtüsü, bir yorum meselesi değil ki, öyle veya şöyle anlaşılsın, yorumlansın. Kur’ân’da, iki yerde açıkça, “başörtüsü!” diye geçmektedir…

Dolayısıyla ona karşı yapılan haksızlıklar veya hafife almalar, asla affedilmez!

***

Anayasa Mahkemesi, 411 milletvekilini, dolayısıyla millet iradesini hiçe sayarak başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakan kanunu iptal etti!

Kime ne diyeyim?

AKP’nin acemiliğine, üniversitede başörtüsü çözümünü anayasa maddesiyle yapmaması yönündeki ikazları dinlememesine, her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmasına ne diyeyim?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “şüphesiz ki verilen kararlar, bir kısım insanımızı sevindireceği gibi bir kısım insanımızı da üzebilecektir. Bence verilen karar ne olursa olsun, ülkemizde birliğimizi beraberliğimizi ve birlikte yaşama azmiyle sevincimizi asla ortadan kaldırmamalıdır” diye tavsiyede bulunuyor.

Ne diyeyim?

Yani, başkan demek istiyor ki, “Biz sizi ateşe attık, ama, yanmayın ha!”

Ne diyeyim?

Yani, “Biz başörtülüleri üniversitelerden atarak ve sokmayarak bölünme ve parçalanmayı hızlandırdık, ama, siz sakın birlik ve beraberliğimizi bozmayın!” diyor.

Ne diyeyim?

Aslında başörtünün, başörtülünün başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi!

Ben başörtüsünü “füruat gören” ve 28 şubat 1997 postmodern darbecilere destek veren hocalara, efendilere ne diyeyim!

Rektörler başörtülülere selâm duracak” diyenlere ne diyeyim.

Bedel ödemeye hazır değiliz!” deyip, iktidarını icraata tercih edenlere ne diyeyim…

Hiçbir hak ve hürriyet için, vatandaşın derdi için bedel ödemek istemeyen “hubb-u cah!” meftunlarına ne diyeyim…

Aslında başörtüsü yasağının devamının en büyük müsebbiplerinden birisi de yine maalesef başörtülüler! Ki, AKP iktidar olunca, “Bizdendir!” deyip, “şıp” diye tüm meşrû dirence ve hak arama şuuruna son verdiler! Kendilerinin talep etmediği bir hakkı, Anayasa Mahkemesi veya başka mahfiller onlara verir mi, niye versin?

Ve, başörtüsü, Kur’ân kursu, YÖK’ün yok edilmesi, imam-hatiplilerin, dolayısıyla meslek liselilerin katsayısı haksızlığı için bedel ödemeyenlere gerekli cezayı vermeyen; ancak, “ekonomik istikrar, TOKı evleri, hastane, postane” için oy verenlere ne diyeyim?

Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam!” diyen felsefeyi benimseyip; sonradan, “Haksız, hukuksuz, hürriyetsiz yaşarım, ama, ekmeksiz, istikrarsız yaşayayam!” diyenlere ne diyeyim?

Ancak şunu söyleyebilirim:

Başörtüsü asla affetmez!

Niyazımız odur ki, ılâhî ikaz, bize bunu pahalıya satmasın!

Ali Ferşadoğlu / Yeni Asya
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

2

06.06.2008, 22:48

AKP’nin vakti doldu

Dünkü Vatan gibi gazeteler ve yazarları, 411 milletvekilinin oyuyla alınan başörtüsünü üniversitelere münhasıran serbest bırakma kararının Anayasa Mahkemesi tarafından iptalini AKP’nin kapatılma kararının bir mukaddimesi ve hatta erken ilânı oluğunu yazdılar. Bu kararla birlikte süreç netleşmiştir. ıkinci adım AKP’nin kapatılmasıdır. ışin kötü yanı Vatan Gazetesinin bazı köşe yazarları rejimi değiştirme teşebbüsünden AKP kurmaylarının yargılanmasını da bekliyor ve temenni ediyorlar. Kanadoğlu da fetvayı bastı ve kararın zımnî olarak AKP’yi kapatma kararı oluğunu söyledi. Esasında, tezleri iflâs ettiğinden AKP kendisini bir yıldan beri kapatmış sayılır. Siyasetin bittiği Türkiye’de AKP’nin üzerinden uzatmanın da uzatması oynanıyordu. AKP’nin de zaten işlevi bitmişti. Tezi olduğunu varsaysak bile bütün tezleri bitmişti. Dolayısıyla kapanan bir yapıya sadece kilit vuruyorlar. Esasında Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ve bu yönde alacağı kararlar resmî cenaze merasiminden başka bir şey değil. Geriye defin işlemi kalıyor. AKP kapatılma aşamasında zaten siyasî mevta ve kadavra idi. Onu yaşatan CHP ile sürtüşmesi ve kutuplaşma iklimi ve atmosferi idi. Yine de ANAP gibi halkın kapatması yerine resmî etkili ve yetkili mercilerin kapatması daha iyi. Sebebine gelince, bu onun başarısızlığını örtecek ve dine verebileceği zararı asgarî seviyeye indirecektir. ıyi ki böyle oldu. Ya halk bıksaydı ve onların yaptıklarını ıslâm’a mâl ederek yüz çevirseydi herhalde daha kötü olurdu. Her şeyde bir hayır var. Bu sadece AKP’nin tabela bazında bitişi değil bir yok oluşudur. Süreç ona doğru gidiyor. Zaten temsil ettikleri kaburgası olmayan düşünce iflâs halindeydi. Bu sürecin hitamında şüphe yok ki CHP de halkın elinden kurtulamayacaktır. AKP siyaseten biterken CHP ontolojik düzlemde yok olacaktır. Onu da halk kapatacaktır. Diyarbakır’da görüldüğü gibi CHP halkın vicdanında bitmiştir ve kapatılmıştır.

***

Tayyip Bey, Madrid’teki konuşmasıyla yaptığı hatanın bedelini ödüyor. Tam da Mustafa Karaalioğlu’nun yazdığının hilâfına oyunun kuralını değiştiren bu konuşma olmuştur. Sözkonusu konuşması her yönüyle yanlıştır. ‘Velev ki siyasî simge’ ifadesi bütün açılardan yanlıştır. Ve bu konuşmayla birlikte kendisinde güç vehmettiği anlaşılmıştır. Ve bu konuşma ve yüzde 47 oy AKP’nin ve kendisinin sonunu getirmiştir. Kimileri ek güç devşirmesiyle ve oyları daha da artırarak bu sürecin aşılacağını öngörüyorlar. Hâlâ anlamadıkları veya anlamak istemedikleri bir husus var. Çözümün sandığın ucunda olduğunu vehmetmeleri. Halbuki oylarını arttırdıkça kriz de aynı oranda tırmanmış ve artmıştır. Belki sadece dengeyi yakalasalardı başka türlü olabilirdi. Alternatifsizliklerinin alternatifinin yaşadıklarımız olduğunu bir türlü kavrayamadılar. Halbuki ihtiyaçları güç kadar itidal ve denge idi. Bunu kavrayamadıkları için güçleri zâfiyete inkılap etti. Sonra ıslâmî kesimlerin anlayamadıkları bir mesele var. CHP’nin başörtüsüne atfettiği anlam ile onların atfettiği anlam madalyonun iki ayrı yüzünden ibarettir. 22 Temmuz seçimlerinden sonra yazdıklarıma bakanlar katiyetle göreceklerdir ki; fark devrim ve evrim farkı ve bir başka ifadeyle yasak ve içselleştirme süreçleridir. Sadece CHP sabırlı davranamadı ve bir de öteki tarafın kadrolaşması ürküttü. Dolayısıyla birbirine yaslanan ve istinat eden yapı çözüldü ve çöktü.

***

Bu açıdan başörtüsü üzerinden yapılan kavganın bir anlamı yoktu. ıçeriği boş bir kavgaydı. Daha Anayasa Mahkemesi’nin kararından bir iki gün evvel Zafer Üskül, AıHM’nin türbanla derse girmek isteyen iki öğretmeni haksız bulmasına destek verdi: Kamu çalışanları dinî simge takamaz. Avrupa ınsan Hakları Mahkemesi’nin (AıHM) Fatma Karaduman ve Sevil Tandoğan adlı öğretmenlerin başörtüsüyle ilgili yaptığı başvuruya verdiği “ret” kararını haklı bulduğunu söyleyen AKP ıstanbul Milletvekili ve TBMM ınsan Haklarını ınceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, “Benim inancıma göre kamu hizmetinde eşitlik önemlidir. Bu nedenle kamu çalışanları dinî veya etnik inançlarını ortaya koyacak işaret ve simgeler takamaz” buyurdular. Parçalı bir yasağı ve parçalı bir serbestiyi savunuyorlar. Meseleyi vicdanlarında çözüme kavuşturamamışlar.

AKP kendine yakın müesseseleriyle kötü rol modeli oluyor. Ali Müfit Gürtuna ile şahsî veya kadro çatışması içinde olsalar da aynı kültürel havzadan geliyorlar. Sayın Gürtuna’nın eşi ‘oh dünyalar varmış’ diyerek ‘başörtüsü safrasından’ kurtulduğunu ima ediyor. Acaba başörtüsü kendisinden kurtulmuş olmasın. Alın size ertesinde Reha Muhtar’ın köşesinden ‘Reha Muhtarlık’ bir değerlendirme daha: “Serpil Öcalan isimli, Türkiye’nin ilk tesettürlü spikeri ünvanını elinde bulunduran hanımefendi başını açmış, “yeni” haliyle Kanal 7 grubu içindeki “Ülke TV”de program sunmaya başlamış. Benim takıldığım nokta, spiker hanımın başını açması ya da kapaması değil, haberde yer alan bir cümle: “Ülke TV’de Ülke’de Bu Sabah programını yeni görüntüsüyle sunan Serpil Öcalan’ın başını açmasında kişisel tercihinin rol oynadığı öğrenildi.” Haber böyle yazıldığına göre, belli ki Serpil Hanımefendi, “Bu benim kişisel tercihim” demiş bulunuyor. Kusura bakmasın, 13 yıl önce haberleri türbanla sunarak Türkiye’nin ilk tesettürlü spikeri unvanını alan bir hanımefendinin, yine aynı hükümete yakın televizyon grubunda “şimdi de açıldım... Ne yapayım kişisel tercihim” demesi bana çok manidar gelmekte...”

***

Başörtüsü meselesinde çözümün adresi hiçbir zaman AKP olmamıştır ve ilk günden beridir de böyleydi. AKP ihtiraslarının ve yanlış hesaplarının kurbanı olmuştur. AKP baştan beri yanlış bir tercih idi. şeffaf olamadığı için dostu da olamamıştır. Ya düşmanı ya da rantiye üzerinden bendeleri vardı. Lütfen aynalara kızmayın, kendinize kızın. Dost acı söyler.

Mustafa Özcan
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

3

07.06.2008, 02:49

Yani daha bunlar üstüne ne desem abestir..

4

07.06.2008, 21:20

akp kapatılmıyacaktır.

buna güvencede verebilirim.

bu karar ,akp kapatılmıyacak kararıdır.

finali görmeden hele filmin sonunu görmeden kimse yorum yapmamalıdır.

sözümün doğruluğunu..bekleyin..göreceksiniz.

oynanan senaryoyu okumak dileğiyle..

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

5

08.06.2008, 02:00

Insaallah kardes.

Yalniz su kadari var

Görünen köy kilavuz istemez
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

6

09.06.2008, 12:52

Re: 9.2´ye fetva mı?

Alıntı sahibi ""@bdullah""


Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam!” diyen felsefeyi benimseyip; sonradan, “Haksız, hukuksuz, hürriyetsiz yaşarım, ama, ekmeksiz, istikrarsız yaşayayam!” diyenlere ne diyeyim?


Ali Ferşadoğlu / Yeni Asya


ışte en acısı da bu.

Hürriyetten davadan bahsedip sonra lahanaya turşuya zam gelmedi diyerek AKP'ye destek istiyenlere diyecek bir şey bulamıyorum.

Yazık!
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

7

09.06.2008, 12:55

Alıntı sahibi ""yunusum""

akp kapatılmıyacaktır.

buna güvencede verebilirim.

bu karar ,akp kapatılmıyacak kararıdır.

finali görmeden hele filmin sonunu görmeden kimse yorum yapmamalıdır.

sözümün doğruluğunu..bekleyin..göreceksiniz.

oynanan senaryoyu okumak dileğiyle..


Evet AKP kapatılamayacaktır.

Niye kapatılsın ki, CHP iktidarda olsa başörtüsü yasağı bu kadar ve genişler ve kemikleşirmiydi. AKP olmasaydı Atatürk dindarlar tarafından benimsenir miydi?

Niye kapatsınlar ki?

Hem başörtüsü yasağını kaldırmak için apar topar meşveretsiz hareket eden, önemsiz bir yasa çıkarken bile uygulanan dikkati ve özeni göstermeyen AKP -kimse merak etmesin- iş kendini kurtarmaya gelince profosyoneldir.

Senaryoyu okumakla uğraşmak yerine Risale-i nur ölçüleri ile bakmak dileği ile..
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

8

09.06.2008, 17:00

[img:410:232]http://www.yeniasya.com.tr/2008/06/09/resim/01k.jpg[/img]

9

09.06.2008, 17:04

“Mânevî fırtına”nın alâmeti: Musibetler

Bugünlerde hastalığım itibarıyla kışın pek şiddetli hiddetine tahammül edemedim. Çok tecrübelerimle, umumî bir hatanın neticesinde hava ile zemin, zelzele ile fırtına ile gazab-ı ılâhîyi haber vermek nev'înden hiddet ediyorlar gibi âdete muhalif bir vaziyet gösterdiler. Ben de bundan bir mânevî fırtınaya alâmet hissettim. Kalbime geldi ki: “Acaba yine ıslâmiyet ve hakaik-i imaniye zararına bir hatâ-yı umumî mi meydana geldi?” Âdetim olmadığı halde ve dünya siyasetini terk ettiğim halde bu nokta için sordum: “Ne var? Cerideler ne haber veriyorlar?”

Bana dediler ki: “Din propagandasını yapan dindarların serbestiyet kanunu geri kalmış. Fakat solcular hakkındaki kanunu tâcil edip tasdik etmişler.”

Kalbime geldi ki: Bu vatan ve ıslâmiyetin maslahatı, herşeyden evvel dindarların serbestiyeti hakkındaki kanunun hem tâcil, hem tasdik ve hem de çabuk mekteplerde tatbik edilmesi elzemdir. Çünkü bu tasdikle Rusya’daki kırk milyona yakın Müslümanı, hem dört yüz milyon âlem-i ıslâmın mânevî kuvvetini bir ihtiyat kuvveti olarak bu vatana kazandırmakla beraber, komünistin mânevî tahribatına karşı şimdiye kadar Rusun, Amerika ve ıngilize karşı tecavüzünden ziyade bin senelik adavetinden dolayı en evvel bize tecavüz etmesi adavetinin muktezası iken, o tecavüzü durduran, şüphesiz hakaik-i Kur’âniye ve imaniyedir. Öyleyse, bu vatanda herşeyden evvel o acip kuvvete karşı hakaik-i Kur’âniye ve imaniyeyi bilfiil elde tutup dinsizliğin önüne kuvvetli bir sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî yapılması lâzım ve elzemdir.

Çünkü dinsizlik Rusu, şimdiye kadar yarı Çin’i ve yarı Avrupa’yı istilâ ettiği halde, bize karşı tecavüz ettirmeyip tevkif ettiren, hakaik-i imaniye ve Kur’âniyedir. Yoksa, Rusların tahribat nev'înden mânevî kuvvetlerine karşı adliyenin binden birine maddî ceza vermesiyle; serserilere ve fakirlere, zenginlerin malını peşkeş çeken ve hevesli gençlere ehli namusun kızlarını ve ailelerini mübah kılan ve az bir zamanda Avrupa’nın yarısını elde eden bir kuvvete karşı, ancak ve ancak mânevî bombalar lâzım ki, o da hakaik-i Kur’âniye ve imaniye atom bombası olup o dehşetli solculuk cereyanını durdursun. Yoksa, adliye vasıtasıyla yüzden birine verilen maddî ceza ile bu küllî kuvvet tevkif edilmez.

Onun için, dindar milletvekilleri bu tacili lâzım gelen hakikati tehir etmelerinden, çok defa tecrübelerle gördüğümüz gibi bu defa da küre-i hava şiddetli soğuğu ile buna itiraz ediyor.

ıki dehşetli Harb-i Umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavî ve beşerin tam uyanması cihetiyle, kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalâha veya tâbi olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılıç çekemez.

Emirdağ Lâhikası, s. 310
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

10

11.06.2008, 16:35

Alıntı sahibi ""yunusum""

akp kapatılmıyacaktır.

buna güvencede verebilirim.

bu karar ,akp kapatılmıyacak kararıdır.

...
....


AKP'nin 2009 a kadar kapatılacağına inanıyorum. Çünkü gelecek seçimlerde aynı oyu alabilmesi için bu şart. Amerika'dan destek alan AKP, politikada çok ileri olan Amerika'nın da desteğiyle kapatılacak ve tekrar aynı güçte gelecektir. Tabi oyunlar tutarsa, planlar bozulmazsa... Aksi halde tüm alanlarda başarısız bir hükümet %47 oy alamayacaktır...

11

11.06.2008, 16:40

akp ne ki..

onu oraya getiren kim. millet

onu oradan indirecekte millet..

milletin şahsi manevisi şuan akp tecelli etmiş.

neden acaba?

bu millet oldukça o inmez.

çare yine millette.

gücü tutupta akp vermeyiniz.

akp gücü veren millete oklarınızı çeviriniz..

şayet gücünüz yetiyorsa.

12

11.06.2008, 16:42

AKP'yi kesinlikle Fethullah Gülen ve ABD işbirliği oraya getiri.

Milletimiz unutkan malesef. Medya bi körükler ve istediğini seçtirir...

AKP kapatılacak ki masum kisvesi altına girebilsin. Her neyse...

13

11.06.2008, 16:46

türkiye ABD den bağımsız olduğunu 2 sene önce ilan etti.

akp ABD 2 sene önce dışladı..

ankaranın yeni gidişatına çomak sokmak için..

içerdeki ABD işbirlikçileri böyle avaz avaz bağırıyor..

ankaranın yeni gidişatı kimse değiştiremez..

finali bekleyin..

göreceksiniz.

14

11.06.2008, 16:50

Evet göreceğiz AKP'nin küçük Emrah olup, milletten oy dileneceği günleri (tabi başka bir isimle)

15

11.06.2008, 17:53

Bu ankaranın yeni gidişatı bana, yesribi hatırlattı.. :)
Kulakları çınlasın..

Eli iş tutmayan, gidişattan gidiştirir ancak milleti..

Avunma senaryoları geçen yıl bu zamanlar, "hele cumhurbaşkanı olalım" diyeydi..

Elde var sıfır olduğunu çok çok iyi gördük..

Ysaklar daha bir katmerlendi..

Bu sene adı yok, nemenem şeyse bu gidişat..

Ben size diyeyim yeni gidiştiren gidişatları..

Milleti birbirine cephe aldırıp, Allah korusun, hükümetin acısının, dindarlardan bilhassa da başörtülülerden çıkarılması..

Siz böyle avuntumisal, gidişat deyip durursanız, adamlar haklı gizli gündem senaryolarında..

Ne edeceksiniz yani, silah zoruyla mı zaptedeceksiniz, sokakta başörtülülere sataşanları..

Ben de inandım..

"Bedel ödemem" diyenler, sakalı baştan kaptırdılar zaten..

Ve bu başörtüsü ve de düşünceye hürriyete, Cumhuriyet tarihi boyunca verilmiş en büyük zarardı..!!!

Bir şey sorsam, çok özel olacak olmazsa...

Sayın yunusum, siz Türkiye de mi yoksa yurtdışında mı yaşyorsunuz??

16

11.06.2008, 19:34

Alıntı sahibi ""yunusum""

akp ne ki..

onu oraya getiren kim. millet

onu oradan indirecekte millet..

milletin şahsi manevisi şuan akp tecelli etmiş.

neden acaba?

bu millet oldukça o inmez.

çare yine millette.

gücü tutupta akp vermeyiniz.

akp gücü veren millete oklarınızı çeviriniz..

şayet gücünüz yetiyorsa.


Mesele onun ordan inip inmemesi değildir. Mesele senin gibiler yine medyanın önüne koyacağı veya yine önününüze din adına çıkacak adama oy verecek olmanız.

Mesele aynı delikten bir daha ısırılacak olmanız.

Yeter artık. Anlamıyor musun, Risale-i nur'un öğrettiği Kur'ani metodları halka öğretmedikçe başa gelcek asla başaramayacak.

Anlamıyor musun Risale-i nur'un şahs-ı manevisi Mehdinin bu vazifesini yapmak ile mükelleftir.

Yoksa o vazife iktidarı ele geçirmek değildir.

Mehdinin o vazifesi, Risale-i nur'daki Kur'an ve Hadis umdelerini halklara anlatmaktır.

Bırak artık, mesele AKP'yi aştı.

Başörtülü kızlarımızın feryadı Alayıilliyine ulaşma sebebi Müslümanların zafer kazanmaması değildir. Müslümanların hak yolda ilerlememesidir. Zaten o zalimler bu yüzden tokat olarak musallat ettiriliyorlar. Yoksa Rabbim onları mağlup etmek için AKP'ye muhtaç değil.
Sen bari yapma!
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir