Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

1

05.06.2008, 22:09

Anayasa basörtüyü veto etti! Yine zulm etti!

Anayasa Mahkemesi'nin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini 2'ye karşı 9 üyenin oyuyla iptal ettiği öğrenildi.

ANKA'nın haberine göre, Anayasa Mahkemesi heyeti, 6 saat süren müzakere sonrası, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu.

Sabah saat 09.30 da toplanan mahkeme heyeti, saat 11.00’e kadar 7 ayrı dosyanın ilk incelemesini yaptı. Son olarak, ek gündem maddesi olarak yer alan üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan anayasa değişikliğinin iptali, yürürlüğünün durdurulması ve yok hükmünde sayılması talebiyle CHP ve DSP’nin yaptığı başvuruyu görüşmeye başladı.
Öğlen saat 12.00 de yemek molası veren mahkeme heyeti, yemekhanede de konuyu tartışmaya devam etti. Üyelerin, türbanın siyasi simge olduğuna dair Türkiye'de Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın ve Yargıtay’ın verdiği kararların yanısıra önceki gün Avrupa ınsan Hakları Mahkemesi’nin görevden alınan türbanlı öğretmenlerin açmış olduğu davaya ilişkin verdiği kararın da tartışıldığı öğrenildi.

‘TÜRBAN SıYASı SıMGE'

Yüksek Mahkeme Heyeti'nin müzakerelerinde, anayasa değişikliğinin iptali yönünde yapılan başvuruda türbanın Türkiye'de ‘siyasi simge’ olarak görüldüğünün altını çizdiği ve üniversitelere türban serbestisi getirmenin laiklik ilkesine aykırı olacağının vurgulandığı kaydedildi.

Mahkeme Heyeti'nin 9’a karşı 2 oyla aldığı karar yapılan yazılı açıklama ile duyuruldu. Mahkeme kararını Anayasa'nın 2. maddesiyle düzenlenen ''laiklik'', 4. maddesinde ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyeceğine ve 148. maddesiyle düzenlenen Anayasa Mahkemesi'nin görevlerini düzenleyen maddelerine dayandırdı.
Açıklamada, şöyle denildi:

"9 şubat 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 1. ve 2. maddeleri, Anayasa’nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. Ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur."

KILIÇ VE ADALI MUHALıF KALDI

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve üye Sacit Adalı’nın Anayasa değişikliğinin iptali yönünde yapılan başvurunun reddi yönünde oy kullandığı öğrenildi. Kılıç ve Adalı’nın, yapılan iptal başvurunun şekil yönünden reddi gerektiğini savundukları iddia edildi.

ışTE ıPTAL EDıLEN DÜZENLEME

Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği değişiklikle Anayasa’nın, "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinin son fıkrasına, "... ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında" ibaresi eklenmişti. Bu değişiklikle madde, "Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır" haline gelmişti.
Anayasa’nın, "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesine ise "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir" şeklinde yeni bir fıkra eklenmişti.

ANAYASA MAHKEMESı’NıN ıPTAL GEREKÇESı OLAN ANAYASA MADDELERı

Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı yazılı açıklamada, atıfta bulunduğu Anayasa Maddeleri de şöyle:

II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4. - Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.Anayasa Mahkemesi'nde dava açılamaz.

(Anayasa Mahkemesi'nin) 3. Görev ve yetkileri

MADDE 148- Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi ıçtüzüğünün Anayasa'ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla,

Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı, Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz, defi yoluyla da ileri sürülemez.

Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek ıdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.

Yüce Divan kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir."
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

05.06.2008, 22:29

Kararin böyle cikacagini biliyordum ama yinede cok üzüldüm. Ne zaman anliyacak bu millet Dini siyasete alet etmekle islerin düzelmiyecegine?

Neler neler söylenirde.. Keske Yeni Asya hakli cikmasaydi..

Aslinda onlarda müslümanlarin ümitsizlige düsmesini istiyorlar. Biz bu tuzaga düsmeyip siyasetin disinda milleti bilinclendirmeye devam etmeliyiz siyaset yapmayip sadece siyasetin ilmini yapmaliyiz..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Mesajlar: 108

Meslek: Öğretmen

Hobiler: Risalei- Nur -Eğitim Öğretim- Bulmacalar - Arılar ve Bal

  • Özel mesaj gönder

3

06.06.2008, 20:04

Ben hukukcu değilim ama alınan kararın siyasi içerikli ve ideolojik olduğunu bu kararı alanlar da bilyorlar.Siyasi bir karar alıpta bunu hukuki bir karar olarak millete dayatanlar , galiba milleti çocuk sanıyorlar,kandırabileceklerini düşünüyorlar anlaşılan.
Vatandaşına zulmetme anlamı taşıyan , bir kimsenin okuma öğrenme hakkını elinden alan,inanç ve ibadet hürrüyetini kısıtlayan bir karara huki diyenleri tarih kötü yargılayacak.
Ne diyelim , zulum ile abad olan kahr ile berbat olur.
Zalimler için yaşasın cehennem.
Her nefis ölümü tadacaktır.
Ayeti Kerime meali

4

07.06.2008, 12:49

Onlar işlerini yapıyor. Peki hükümet ne yapıyor?

Yeni Asya gazetesi, AKP baş örtüsünü anayasa ile çözme niyeti oluştuğu an " Bu iş anayasa ile çözülemez. Kaosa sebep olur" tevili yapılacak sözler etmişti.

Evet artık başörtüsü tam bir çıkmaza girmiştir. Elbette başörtüsü yasakçıları hatalıdır. Ama suçlu AKP'dir.

Ya gerçekten bu işi bilmiyorlar. Ya gerçekten CHP olmuşlar. Zira, CHP iktidarda olsa başörtüsü yasağını bu kadar genişletemez ve kemikleştiremezdi. Çünkü, Müslümanların gadablı sesi çıkardı. Ama, bu zararları her nedense AKP verince sineye çekiyorlar. Hem suçu hem hatayı karşıya veriyorlar. Sanki, AKP kutsal. SAnki, "AKP suçlu" itirafu yapsalar günaha girecekler.

Heyhat! AKP dindarlara çok zarar verdi.. Niyeti isterse halis olsun muktedir değiller ve beceriksizler. Mazileri onları boyunduruk altına almış. Artık görüldü ki, hiç bir faydaları olamaz.Verecekeleri tek şey zarardır.

AKP peşinde din adına koşan Müslümanlar artık Kur'an'ın emrine sarılın. Söze değil amele bakın.
vesselam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Mesajlar: 108

Meslek: Öğretmen

Hobiler: Risalei- Nur -Eğitim Öğretim- Bulmacalar - Arılar ve Bal

  • Özel mesaj gönder

5

07.06.2008, 12:57

Dün Erbakanın kuyuya attığı taşları çıkarmak için bu millet çaba sarfediyordu. Bu gün Erdoğan'ın.Değişen bir şey yok çünkü zihniyet aynı.
Her nefis ölümü tadacaktır.
Ayeti Kerime meali

6

07.06.2008, 19:11

Herkes biliyOrmuş böyle olacağını bir ben bilmiyormuşum. :cry:

7

07.06.2008, 21:22

doğumun sancılarıdır bunlar..

doğum işi bittikten sonra..herşey güzel olacak..

hiç üzülmeyiniz..güneşli günler çok yakın..

yeterki sancılarda güçlü olsun.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

8

08.06.2008, 01:58

O muhakkak´tir.

Bu Millet her yolu deneyecek en sonunda Risale-i Nura´a dönecek.

Bu muhakkak´tir.

Risale-i Nur´a sadakat ise külli anlamda olmali, yani siyasi meselelerde onu dinlemeliyiz ki kendi kendimize yalnis karar vermiyelim..!
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

9

08.06.2008, 02:18

Temel haklara darbe vuruldu

ınsan Hakları ızleme Örgütü, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü hakkında verdiği kararı “din özgürlüğü ve diğer temel haklara darbe” olarak değerlendirdi. Örgütten yapılan açıklamada “Bu karar, başörtüsü kullanan kadınları dinleri ve eğitimleri arasında bir tercih yapmaya zorlamaktadır” denildi.

ınsan Hakları ızleme Örgütü (HRW), Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü hakkında verdiği kararı “din özgürlüğü ve diğer temel haklara darbe” olarak değerlendirdi. Örgütten yapılan açıklamada “Bu karar, başörtü kullanan kadınları dinleri ve eğitimleri arasında bir tercih yapmaya zorlamaktadır” denildi. Açıklamayı yapan HRW’nin Avrupa ve Orta Asya Sorumlusu Holly Cartner, “Bu karar gerçekten hayal kırıklığına sebep olan bir karardır ve reform süreci için iyiye işaret değildir” dedi. Amerika merkezli HRW, aynı zamanda AK Parti hükümetine de eleştirilerde bulundu. Örgüt, açıklamasında AK Parti’yi, seçim sürecinde söz vermesine rağmen Türk Anayasası’nı tamamen değiştirmekte ve anayasa içinde insan haklarını korumakta başarısız olmakla eleştirdi.

/ Ankara

08.06.2008

http://www.yeniasya.com.tr/2008/06/08/haber/h3.htm
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

10

09.06.2008, 12:33

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""

O muhakkak´tir.

Bu Millet her yolu deneyecek en sonunda Risale-i Nura´a dönecek.

Bu muhakkak´tir.

Risale-i Nur´a sadakat ise külli anlamda olmali, yani siyasi meselelerde onu dinlemeliyiz ki kendi kendimize yalnis karar vermiyelim..!


Medya ve siyasi ıslam dünya ve siyasete dair meselelerde ve tercihlerini kullanmakta halkın eline bir ölçü vermiş. Halk bu ölçüleri darb edip hakikati ulaşmaya çalışıyor. Defalarca aynı delikten ısırılıyor

Tabiki bir de dünya ve siyaset işlerinde bir de Kur'an ve hadis ölçüleri var ki, Risale-i Nur bunları tastamam ve en güzel bir tarzda vermiş.

Ben halka kızmıyorum. Ehl-i Tarik kardeşlerimize de kızmıyorum. Ben Risale-i nur taleberine kızıyorum.

Elbette imanlarından şüphe etmiyorum. Elbette siyasi tercihlerine bakarak onları şeytan ilan ediyor değilim. Risale-i Nur bana bunu öğretmiş.

Ama ben anlamıyorum. Risale-i nur'a aşık, hayatını ona hizmete adamış kimi kardeş ve abiler iş içtimai hayat ve siyasete gelince neden Risale-i Nur ölçülerini değilde Siyasi ıslamın ölçülerini kullanıyorlar. Niye onların tarzında meselelere bakıyorlar.

Neden Risale-i Nur siyaset ile uğraşmaz diyerek Risale-i Nur'un içinde olan siyasi prensipleri görmüyor ve kullanmıyorlar. Siyasete onu alet etmemek adına Necip Fazılın ve kimi Seyyid Kutub'un siyasi metodlarını kullanıyorlar.

Oysa Risale-i Nur'un tek bir ölçüsü tüm siyaseti yoluna sokabilir.
Oda şudur; din adına ortaya çıkmış veya din adına olmasa da dindarlık kimliği ile ortaya çıkmış kişilerin halkın yüzde 70-80 tam mütedeyyin olmadan iktidara gelmesi halinde dine gelecek zararın vebalinin altından kimse kalkamaz.

Evet AKP iyi niyetli olsa bile eski kimliği başına beladır. Asla hiç bir şeye muvaffak olamaz. Delili şudur, hiç bir hükümete nasip olmayan bir şekilde medyanın yüzde ellisinden fazlası ellerindedir. En önemli kurumlar onların yönetimindedir. Hem Kemalistlere yaranmak için tarihte hiç görülmemiş bir tarzda Atatürk'e sahiplenmişler ve hiç görülmemiş bir şekilde propogandasını yapmaktalar. Hiç görülmemiş bir şekilde diyanete Atatürk'ün dindar olduğunu söyleyen kitaplar yazdırmaktalar ve dindarlar Atatürkçü yapılmıştır.

Ama en büyük tokatı Atatürkçülerden yemişlerdir. Değitiklerine hiç kimse inanmamıştır.

ışte verdiği zarar ortadadır. Başörtüsü yasağı genişledi ve asla çözülemiyecek bir hal aldı. Görmüyor musunuz ki hala doğum sancısı adını takıyorsunuz. Bu ne hüsn ü zan. Dünya işinde söz bakılır mı? ışe bakılır. Artık bakmıyacak mısınız?

ışte Nurcular artık siyasi ve içtimai hayata dair prensipleri Risale-i nur'dan öğrenmeya başlasalar iyi olur. Zira, Mehdi-i Azam'ın vazifelerinden biri siyasi ve içtimai hayata ait Kur'ani prensipleri halka anlatmaktır. Yoksa halkın medyadan ve siyasi ıslamcılardan aldığı felakatlere sebep olan prensiplerini öğrenmek vazifeleri değildir. Sonra, buna "Risale-i Nur siyasetle iştigal etmez" adını takmak büyük bir çelişki ve hatadır.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

11

09.06.2008, 12:43

Alıntı sahibi ""bikes""

Herkes biliyOrmuş böyle olacağını bir ben bilmiyormuşum. :cry:


Evet kardeşim biz malesef biliyorduk. Malesef başörtüsü yasağının genişleyeceğini ve bu hükümetin bu metodlarla onu çözümsüzlüğe ittiğini biliyorduk.

Niye biz kahin miyiz? Hayır!

Hakikate hak metodlar ulaştırır. Hak metodlar da Kur'an ve Hadisin emir ve tavsiyeleridir.

ışte zannetiler ki biz demokrat olduğumuz halde onların oylarına saygı duymuyoruz. Zannetiler ki ellerinde medya ölçüleri ve siyasi ıslam ölçüleri ile hakikate ulaştılar.

Oysa Adetullah'a aykırıdır. Yanlış metod hakikate ulaştırmaz.

ışte biz tercihlerine kızmadık. Tercih yaparken uyguladıkları metodları eleştirdik. Yanlış metod kullandıklarını avazladık, Kur'ani metodun Risale-i Nur'un gösterdiği metodlar olduğunu haykırdık.

Bize dediler "Risale-i Nur'u siyasete niye alet ediyorsunuz"

Sanki Risale-i Nur'daki o siyasi ve içtimai prensipler oraya süs için konulmuş. Zannetiler ki , Birinci SAid ıkinci Saide istifa ederken o prensipleride istifa etti. Ordaki hikmete işaret ettik anlamdılar.

Evet biz kahin değiliz. Elimizde siyasi ve içtimai hayata dair Kur'an ve Hadis ile motamot aynı Risale-i nur ölçüleri vardı. Metremizi onların hakikat diye gördükleri partiye darb ettik. Gördük ki felakettir.

Anlattık. Anlattık.

Anlamadılar. Hala anlamıyorlar.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

12

09.06.2008, 20:31

ışte size siyasi ve içtimai hayatta tercihler yapılırken, mücadele edilirken hak metodları istimal etmek gerektiğini gösterir apaçık bir hadis-i şerif.

"Allah bu dini münafıkla da ihya eder"

ıhya zaferdir. Zafer ise hakikattir. Hakikat ise hak metodları istimal edene verilir. Kimsenin cebinden çıkmaz.

Faraza sen tercih yaparken Kur'an'ın öğrettiği hak metodu istimal etsen, mesela söze değil işe baksan. Diyanete değil işin ehli olmasına önem versen ve hakeza tüm -bilebildiğin- bu metodlardan sonra bir karara varsan. Ama kararın isabetli olmasa zafer Allah tarafından sana verilir.

Eğer, sen Kur'ani metodlar yerinde insanların cebinden çıkmış metodları kullansan ve bahtına hakikat olanı tercih etsen, zafer sana verilmeyecektir. Zira, Allah zaferini hak metodların ucuna takmış. Seçtiğin kişi münafık olsa da zafer sana verilecektir.

ışte seçtiğin siyasi parti ister hakikatin ta kendi olsun. ısterse ondan daha iyisi gerçekten bulunmasın. Hayr-ı azam olsun. Sen bu tercihi yaparken Allah'ın sana emrettiği ölçüleri kullanmazsan mağlup olacaksın. Çünkü, Adetullah böyledir.

Hem Allah'ın dini adına hareket etmek niyeti ile tarcih yaptığında , o tercihi Allah'ın öğrettiği ölçülerle yapmamak lisan-ı hal ile zaferi kendine ait söylemek gibi olacaktır.

Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

13

09.06.2008, 20:34

[img:410:232]http://img92.imageshack.us/img92/2372/01kwk5.jpg[/img]
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

14

10.06.2008, 00:39

Servis aracında böşörtülü avı/Video

Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararından sonra Van'da çıldırtan uygulama. Başörtüsü yasağının servis aracında başlatılması yüzünden öğrenciler kriz geçirdi.

Anayasa Mahkemesi'nin, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğini iptal etmesinin ardından, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde türban yasağı uygulanmaya başlandı. Daha önce kampus alanına girebilen türbanlı öğrenciler, bugün sabahtan itibaren içeri alınmadı. Türbanlı öğrenciler, giriş kapısında güvenlik görevlileri tarafından durdurulan minibüs ve otobüslerden indirilirken, bazı öğrenciler sinir krizi geçirdi. Kampus girişine ambulans ve sağlık görevlileri çağrıldı.

KANUN ÇIKINCA RAHATLAMIşLARDI

Kampus alanı içerisine türbanlarıyla rahatlıkla dolaşabilen öğrenciler, anayasa değişikliğinin TBMM'den geçmesinden sonra dersliklere de rahatlıkla girebilmişti. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından yine kampus alanı içerisinde herhangi bir değişiklik olmazken, öğrenciler dersliklere alınmadı. Bugün bu uygulamaya da son verildi. YYÜ Rektörlüğü, bu sabahtan itibaren kampus girişinden itibaren türban yasağını uygulamaya başladı.

Fakülte binalarının bulunduğu kampus alanına yaklaşık 700 metre mesafede bulunan kontrol noktasında durdurulan minibüs ve otobüslerden güvenlik görevlileri öğrencileri tek tek indirdi. Kampus alanına girebilmeleri için başlarını açmasını isteyen güvenlik görevlilerine bazı öğrenciler direndi. Başını açmayan öğrenciler, içeri alınmayarak kapı önünde bekletildi. Bazı öğrenciler ise minibüslerin içinde başlarını açarak içeri girdi. Uygulama sırasında kampus alanına ziyarete gelenler de minibüsten inidirilmelerine tepki gösterdi.

GÜVENLıK GÖREVLıLERıNE DıL DÖKTÜLER

Yetkili hiçkimsenin durmadığı giriş kapısında indirilen başörtülü öğrenciler, içeri alınmak için güvenlik görevlilerine uzun süre dil döktü. Ancak içeri alınmayacağını anlayan bazı öğrenciler, sinir krizi geçirdi. Gözyaşları içinde kampus alanına giren öğrencilerden destek isteyen türbanlı bir öğrenci, “Bu nasıl bir uygulama? Sizin anneniz kız kardeşiniz yok mu?” diye bağırdı. Bunun üzerine olay yerine ambulans ve sağlık görevlileri gönderildi.

Linki tiklayin video icin http://haber7.com/haber.php?haber_id=324849
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

15

10.06.2008, 00:42

Bu is bir cikmaza giriyor gibi gözüksede..

Ardindan büyük bir Rahmet gelecegine inaniyorum..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

16

10.06.2008, 11:16

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""

Bu is bir cikmaza giriyor gibi gözüksede..

Ardindan büyük bir Rahmet gelecegine inaniyorum..


inşaallah...

17

10.06.2008, 11:29

Amenna! Hak söyledin.

Ben şöyle bir Rahmet görüyorum.

Müslümanlar böylece bu adamlara karşı, ellerindeki metodları kullanarak sonuç alamıyacaklarını anlayabilirler.

Bu noktada Nurculara çok iş düşüyor.

Evet, Nurcuların içtimai ve siyasi hayattaki en büyük vazifesi şu vakit itibari ile başlamış bulunmaktadır.

Mesela, başörtüsü meselesinde mücadele ederken, hakikat adına değil hak ve hüriyetler adına mücadele etmesi gerektiği öğretilmelidir.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

18

10.06.2008, 11:52

Bunu 1950 den beri yapiyor nurcular diye biliyordum ama bu zamanda dahi daha aktiv olmaliyiz
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

19

10.06.2008, 13:15

ışte kardeşim bu en büyük vazife 1950 yılından beri içitmai ve siyasi meselelere dair talim edilen hak metod ve ölçüleri Müslümanlar'a öğretmektir.

Yoksa görüyorsun ki, ellerinde nerden geldiği belli -olmayan ölçülerle zfer kazanmaya çalışıyorlar. Fayda yerine zararı oluyor.

Evet ortam çok uygundur. Müslümanlar muallakta kalmıştır.

Bu boşluğu ve arayışı gördüm.

Nurları inkişaf ettirmenin tam vaktidir.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

20

10.06.2008, 19:11

Dün gece o haberi görünce müthiş sinirlendim, eşkıya gibi yol kesip, başörtülü avlıyorlar. Ebu Leheb'inki gibi elleri kurusun bunu yaptıranlar, alet olanların da elleri kırılsın diye beddua ettim. Böyle eşkıyalık darbe zamanlarına bile olmadı.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir