Giriş yapmadınız.

MeRCaNDeDe

Stajyer

  • Konuyu başlatan "MeRCaNDeDe"

Mesajlar: 119

Konum: ıstanbul

Meslek: Hamal

  • Özel mesaj gönder

1

02.12.2008, 21:04

Asıl mesele farklılıkları farkedebilmek

Ortada ciddi bir iletisimsizlik ve anlamama veya anlamak istememe problemi var!

Birçok farkli düsünce, iman noktasi, olusum, kurulus, cemiyet, cemaat, klik, sinif, mesreb, mezheb, parti v.s

Bakiniz bütün bunlar bizim ve insan toplulugunun birer gerçegi degil mi? Var yani Olmadigi inkar edilemez bir varlik vucuduyla hem de

Problem, bütün bu farkli tüzel varliklarin hemen hemen hepsinin temel bir doktrini ve mensublarinin olmazsa olmaz bir iddiasi var: ' Dogru Benim! Fikrim ve yöntemim haktir! Geride kalanlar ya tamamen haksizdir davasinda, ya da kismen haklidir! '

Bu görüntü yansimasi inkar edilebilecek gibi degil

Veya ne kadar iliman bir yaklasim sergilemek istesek te temel mantik aslinda her zaman bu

Gerçekte ise, herkesin hemfikir olacagi bir kavram, en temel ve hassas noktada nedense sarfinazar ediliyor.

Kisinin anladigi, akli kadardir ve yasadiklari algisinin yansindan ibarettir.

O halde, parmak izlerine kadar tamamen farkli yaratilan insanoglunun, aklinin ve algisinin farkli farkli oldugu gerçegi nasil olur da göz ardi edilebiliyor?

Kisinin, yaradilisinin ve sirf ona verilenin geregi, kendi öz varligina yakin gördügü davayi sahiplenmesi yadirganilmamali; yadirganilmasi gereken bir husus varsa o da, bu yadirgama hali olmali

Bir kisim insan hareketli, aksiyonel, hizli ve atesli bir hayat yasar. Hayatinda da kendilsine yakin gördügü veya özümlemede yabancilik çekmedigi olusumlarin içinde olmayi en temel hak olarak isteyebilir.

Baska bir kisim insan ise, sakin, metafizik, iliman duygularla örülü, agirkanli tabir edilebilecek bir hassasiyette varligini ifade etmek ve sürdürmek ister ve hayatini da kendi gibi hisseden, düsünen ve yasayan insanlarla paylasmak ister. Bu da en temel haklardan birisi.

Daha farkli bir grup insan da hayati mevsim mevsim yasar. Yerine ve zamanina göre farkli hisleri, tarzlari, fiilleri benimser; bazen sert sulu, bazen sicakkanli, bazen asabi, bazen mülayim ve kisaca insan için ne varsa duygu namina, sonuna kadar yudum yudum hayat suyundan içme taraftaridir.

Esasinda böylesi katagorik tasniflemeleri yapmakta gayemiz bu yazinin varligini ifade eden cümleye vurgu yapabilmek içindi. Yoksa yeryüzündeki her insan kadar bir yasama biçimi oldugu yadsinmaz bir gerçekliktir.

Yasayan her insan kadar, herkesin, hayati kendi penceresinden algilama ve yasama istegi, temelde en derin gerçek olarak bütün duyu organlarimizla bildigimiz bir olgu iken; neden geçinememek. Neden baskin fikir özlemi Neden hazmedememek Neden kabullenememek Neden?...

Çözümü hakikatte gözümüzün önünde bu kadar ayan beyan duruveren baska bir soru dünya kuruldu kurulali hiç olmadi!

Beynimizde, çözümüne en az zaman ayirdigimiz ve dogru tespitle bize tamamen sorunsuz bir hayat vadeden baska da hiçbir sorunumuz yok aslinda

Geçinemiyoruz!

Çevremizle, uzagimizla, yakinimizla ve hatta kendimizle!

Muhatabi anlamaktan çok daha önce kendimizi anlamaya çalismaya vakit ayirmaliyiz. Bu anlamaklik dis dünyaya bakisimiza da yön verecektir.

Ben ne istiyorum?

Benden ne isteniyor?

Ben ne yapiyorum, yaptigimi istiyor muyum?

Benden ne yapmam isteniyor, ben bu istenileni yapiyor muyum yapabilir miyim yapmali miyim? Daha özünde: Ben kimim?...

Bakiniz bu sorularin samimi cevablari, kendini guvende hissettigi yere demir atan farkli kimlikler içinde rahat ve erdem yüklü bir görüs kabiliyeti gelistirecektir.

Insanlarin israrla, dogru yanlis, kamil eksik, akilli akilsiz, yumusak sert, emin güvenilmez, ocu bucu, benden benden degil tarzi yorumlanmamasi gerektiginin net görüntüsü kisinin iç kisilik analizini tamamlayabilmesinden geçiyor.

Tasniflenmeye ihtiyaci var mi insanoglunun?

Hangimizin hangi ani, her daim aynidir?

Tasnif kavramlar ve nesneler içindir. Insansa kavramlari nesnelerle yasayanin adidir. Insanin ozunde hiçbir problem yoktur, sadece özüne ulasmasinda engeller vardir.

O, kavim kavim, farkli farkli sifatlarda yaratildi.

Herkes kendi idealinin ve sevdasinin pesinde olacak en tabii haliyle Bizim sorun addettigimiz, hemcinsimizin yanlis kulvarlarda zaman harcamasi endisesi olmali.

Hazmetmek.. Önce kendini ve sonra haricindeki dünyayi.

Kabullenmek kendi varligini benimsedigince, gayrini

Anlamanin basi burasi

Gözünü ruhuna çevirmesi ile insanoglu, iç duygularinin kendi öz dünyasindaki uyumlu uyumsuz dansini fark ettikçe, kendisinin neden filanca mensubiyetin içine, falancanin fesmekanca olusumun dalgasina kendini kaptirmis oldugunu fark edecektir.

Bunun için iletisim frekansini uzak dalgaya degil, en yakin dalgaya ayarlamasi yeterli.

Fikrime uymazsa olmaz keskin sözünü, ben merkezlilikten kurtulmayi, farkli olana varlik hakkini verebilmeyi, varligi ile geçinebilmeyi ve hatta onunla beraber yürüyebilmeyi, dayatmamayi becerebilmenin temel ölçüsü kendisi ile barisik, kendini anlamis, kendi iç farkliliklarinin farkina varmis insanlarin varligindan geçer.

Haliyle bazisi narin isler yapacak insanlarin; bazisi sert tabiatli olacak.. Bazisinin elinde sopa, bazisinin da gül olacak

Bazisi sevgilisine busesini sunacak , bazisi yavuklusuna uzak diyarlardan özlemini

Bazisi isteyecek, bazisi alacak Bazisi kalemle, bazisi kiliçla yasamayi sevecek

Bazisi idare edecek, bazisi edilecek

Bu kadar dogal ne olabilir ki!?

Madem bu, bu kadar dogaldir; farkliliklara tahammulsuzluk dogal degildir.

Biz insaniz!

Birbirimize benzeriz; ama en benzersizin hususi özelligi geregi içimizde her zaman bir özgünlük olagelmistir.

Bizim hazmetmeyecegimiz ve hatta haz etmememiz gereken tek bir olgu var; o da bizim cinsimizden olmayan biz duygular tasiyan bizden daha tecrübeli bize büyük kin duyan bir düsmanin içimizle, özümüzle iletisim kopukluguna zemin hazirlayan mudahaleleri olmali

Biz O'nu tanidigimizda, düsmanimizi da taniyacagiz.

Düsman bizim O'na olan yolculugumuzu kesintiye, zevale ugratmak için çirpinip duruyor; her diger hemcinsimizle beraber

Hiçbir seyi akletmesek, sirf bunu akletsek yeterli

Düsmanligimiz ona, sevdamiz Bize Verileni Verene olsun Biz bize verilene sahip çikalim. Kendimize Bakiniz her sey kendiliginden nasilda kolaycacik çözülecek.

Iç dünyamiza kulak verdikçe, parazit seslerin cizirtilari kesilecek ve bizde olan her seyin sair hemcinsimizde de oldugunu bilecek ve O Sese kulak verilmesinden baska çikar yolumuz olmadigini görecegiz. Az veya çok muhakkak her insan O'ndan nasiblendi. O'na olan hurmet geregi ve hemcins olmamiz hasebiyle en azindan kendimize duymamiz gereken saygi adina kendimize kulak vermemiz…

Bu bize yeter de artar bile
Bir Savaşçıdır Kalbim...

2

02.12.2008, 21:08

Teşekkürler kardeşim..

ıktibaslarınız sizin kaleminizden mi?

MeRCaNDeDe

Stajyer

  • Konuyu başlatan "MeRCaNDeDe"

Mesajlar: 119

Konum: ıstanbul

Meslek: Hamal

  • Özel mesaj gönder

3

02.12.2008, 21:18

Est...
Hayır bu Hakdilaram abiye aittir...Diğer yazıda imzasını koymuştum bunda atlamışım. Teşekkür ederim hatırlattığınız için(HD)
Bir Savaşçıdır Kalbim...

4

02.12.2008, 21:27

ızahınız için de teşekkürler..

Yalnız, başlık harflerini küçültseniz..Benden söylemesi..=)

Forum kuralları malûm..

MeRCaNDeDe

Stajyer

  • Konuyu başlatan "MeRCaNDeDe"

Mesajlar: 119

Konum: ıstanbul

Meslek: Hamal

  • Özel mesaj gönder

5

02.12.2008, 21:28

Allah razı olsun kardeşim. Bunuda kulağımıza küper ettik....
Bir Savaşçıdır Kalbim...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir