Giriş yapmadınız.

81

05.10.2006, 08:50

Bu güce ve cesarete ve samimiyete hayranım ne diyeyim. Allah Üstad'ımızdan razı olsun

82

05.10.2006, 08:51

Bende hayranım bendee..

Amin ecmain inşallah..

83

06.10.2006, 09:17

Deli mi?

Bediüzzaman esirlik günlerini pek anlatmaz.Kendi şahsını öne çıkaran hatıralarını,mecbur kalmadan açıklamamıştır.ışte o nadir hatıralaran biri:

"Ruslar domuzları fırınlara canlı canlı atarlar ve pişirirlerdi.Sonrada o fırınlarda ekmek yaparlardı.Böylece domuz yağı ekmeklere de karışırdı.O sebeple ben ekmek yemezdim.Ayrıca un alıyordum.Ya da buğday alıp,el değirmeniyle öğütüp,kendim sacda ekmek yapardım.yumurta ve patetes alıp pişirirdim.Benim bu halimi gören ruslar bana "delidir" diyorlardı.."


Başkasının günahına ağlayan adam'dan

84

06.10.2006, 09:28

Mahşerde görecekler kim akıllı kim deli.

Allah razı olsun

85

06.10.2006, 09:37

Canım üstadım benim..her hadisesi imanının kuvvetli olduğuna bir delil olmuş adeta..

men dakka dukka..

üstadıma acı çektirenler hakkında kötü yorum yapanlar elbet yaptıklarını çekecekler,mahkeme-i kübra(inanamayan tıklasın:)var!!!

86

07.10.2006, 23:33

Üstadın sözü:

"ıman insanı insan eder, belki insanı sultan eder"
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

87

08.10.2006, 12:44

Allah razı olsun devam inş...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

88

08.10.2006, 13:00

Kainattan Hiçbir şeye Kıyamaz

Devrin cumhurbaşkanı Celal Bayar, Londra'ya gidecekti.Bu haber üzerine talebelerinden biri : "ınşaallah giderken uçağı düşer de,denizde kaybolur" dedi.

Bediüzzaman bu dilekten hoşlanmadı.Ve şu muhteşem karşılığı verdi.

"Kardeşim ben bu kainattan hiç birşeyin kaybolmasına razı değilim".



Başkasının günahına ağlayan adam'dan

89

09.10.2006, 11:37

Kargaşa ve Kavga ıstemez

ıslamiyet barış, dostluk, itaat demek... ıslamiyet, Allah'a teslim olmak ve onun kurallarına uyarak mutluluğu iki cihanda bulmak demek. Bu sebeple, vatanda kavga, çekişme ve düşmanlık istemez.

ıslamiyet, insanların bütün ayrılık ve gayrılık duygularını iptal ederek, Allah'ın birliği etrafında bir ve beraber olmaları demek...

Bediüzzaman, "Mü'minler ancak kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz." mealindeki ayeti açıklarken, evrensel gerçeklere temas eder:


"Mü'minlerin arasındaki ayrılık gayrılık, kin ve düşmanlığa sebep olan tarafgirlik... ınatlaşmalar, haset, kıskançlık, çekememezlik gibi haller.. Hakikatçe, hikmetçe, insaniyet-i kübra (en büyük insanlık) olan ıslamiyetçe ve şahsi, içtimai ve manevi hayatça, çirkin ve merduttur (reddolunmuştur)... Muzır zararlı ve zulümdür."

Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan...
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

90

09.10.2006, 11:49

Allah razı olsun canım..bende yazmaya devam edicem.. birlikte devam inş :)

dua ile..

91

09.10.2006, 11:51

Ecmain cnm. Sen yazmayınca ben yazayım boş kalmasın dedim :wink:

devam inş.
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

92

10.10.2006, 19:52

Barıştıran Adam

ımamlık yapan Hafız Nuri ile hocasının arası açılmıştı.Sert geçen bir münakaşadan sonra birbirlerine darılıp küsmüşlerdi.

Bu durumu öğrenen Bediüzzaman ,Emirdağ'da imamlık yapan talebeye geldi ve hocasıyla barışmasını istedi:

''Kardeşim ,Gönenli Hafız hakiki bir hafızdır.Aranızda bir anlaşmazlık çıkmış.Senin namına ben gidip ondan özür dileyeceğim.''

Üstadın bu sözleri üzerine Hafız Nuri ağlamaya başladı ve dedi ki : ''Üstadım sizin gitmenize luzum yok.Ben gider barıştırırım.
''

Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan

93

11.10.2006, 12:06

Boş şeylerle Meşguliyete Fırsat yok

Hüsnü Bayramoğlu anlatıyor:

"Bir gün üstadımızla birlikte giderken, yolda kalabalık bir grup gördük.

'Zübeyr sen git, orada ne yapıyorlar, ne konuşuyorlar bana haber getir.' dedi

Biz, 'Efendim bugün bayramdır herhalde bayram hakkında konuşuyorlardır' dedik.

Üstad ısrar etti:

'Zübeyr gitsin, dinlesin, haber getirsin. Ben ileride bekleyeceğim' dedi.

Zübeyir ağabey gitti. Biz de üstadla beraber epey uzakta onu bekledik. Fakat zübeyr ağabey orada fazla durmadan hemen geldi.

Üstad, 'niçin çabuk geldin ve ne öğrendin' dedi.

O da 'üstadım bayram dolayısıyla konuşuyorlar. Lüzumsuz toplantı ve gereksiz konuşmalar var. Onun için hemen geldim' dedi.

Üstadımız da ona şöyle konuştu:

' Eğer sen orada fazla kalsaydın, duydukların seni meşgul etse ve kalbin de tesirlenseydi, muhakkak seni hizmetimden men edecektim!'

"Ömür kısadır, onda yapılacak olan vazifeler ise çok ve ehemmiyetlidir." diyen adam... Başkalarının imdadına koşmak isteyen adam, boş ve gereksiz yere vakit öldürebilir mi?


Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

94

11.10.2006, 12:09

Allah razı olsun canım benim :) sağolasın..

95

11.10.2006, 12:10

ecmain inşallah cnm :wink:
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

96

11.10.2006, 20:47

Köpek küpü kırınca


Birgün cami odasının kapısını açık bırakmıştık. Aradaşların küpte kavuramları vardı. ıçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş. Sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmıştı.
Arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir yolunu bularak köpeği yakalayacaklar, sopadan geçireceklerdi. Üstad dürümü öğrendi ve bu düşüncelerinden vazgeçirmek istedi.

Molla Resul:

"Üstadım, biraz kavurmamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki yiyelim. Oysa bu köpek gelmiş, hem kavurmayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Ona nasıl ceza vermeyelim."

Üstad:

"Molla Resul senden soruyorum. Vicdanen söyle. Sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya da gücün yetmese, açık bir yerde bir et bulsan; yer misin, yemez misin? Oysa aklın var, düşünüyorsun ki bu etin sahibi var. Ne yaparsın?"

Molla Resul biraz düşündükten sonra,

"Evet yerim" dedi.

Üstad tekrar dedi ki,

"Bu hayvandır. Aklı yok, haramı helali bilmez. Hayrı ve şerri tanımaz. Sahibinin kendisini döveceğini bilmez. Elbette açık kapıdan girmiş ve kavurmalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezayı, hak etmiş midir? Sizden soruyorum. Elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin?"

Molla Resul ve arkadaşları,

"Köpeğin suçu yoktur" diye karar verdiler.

Daha sonra Üsad şöyle dedi:

"Madem öyledir, bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helal edin."

Molla Resul Üstad ile çok samimi konuşurdu. Gülerek şöyle dedi:

"Üstadım, içimizden gelmiyor ki helal edelim. Fakat, siz helalelleşmeye bizi ikna ettiniz."


kaynak: Said Nursi'nin Van'da bulunduğu yıllar, öğrencilerinden Molla Hamid anlatıyor. Nur Dede kitabından.

97

11.10.2006, 20:52

Kertenkeleyi sen mi yarattın?

Üstad bir gün bize,

"Ben tesbihat ve dua ile meşgul olacağım. Siz gidin biraz gezin" demişti.

Bu gezinti sırasında bir taşın üztünde bir kertenkeleyi vurup öldürmüştüm. Dönüşte Üstad ne yaptığımızı nerelere gittiğimizi sordu. Ben de gezdiğimiz yerleri anlattım. Sonra da bir kertenkeleyi öldürdüğümü söyleyince, Üstad çok üzüldü bana dönerek:"Evini harap etmişsin" dedi.

Ben de,

"Bizde 7 kertenkele öldürenin bir hac sevabı kazanacağını söylerler" dedim.

Bu defa Üstad,

"Otur da konuşalım. Kim haklı kim haksız?

O hayvan sana saldırdı mı?"


"Hayır!"

"Elinden bir şeyini aldı mı?"

"Hayır!"

"O hayvanın rızkını sen mi veriyorsun?"

"Hayır!"

"Senin mülkünde mi, arazinde mi geziyordu?"

"Hayır!"

"O hayvanı sen mi yarattın?"

"Hayır!"

"Bu hayvanların niçin yaratıldığını biliyor musun?"

"Hayır!"

"Bu hayvanı yaratan Allah, senin öldürmen için mi yarattı? Sana kim öldür dedi. Bu hayvanların yaratılışında binlerce fayda ve hikmet var. Onu öldürmekle hata etmişsin."



Kaynak:Said Nursi'nin Van'da bulunduğu yıllar, öğrencilerinden Molla Hamid anlatıyor. Nur Dede kitabından.

98

11.10.2006, 20:54

Karınca yuvasını dağıtmayın

Erek Dağı'nda havalar iyice soğuyuncaya kadar kalmıştık. Artık neredeyse kar yağmaya başlayacaktı. Kaldığımız yer bayırdı. Buraya bir oda yapmamızı istedi. Biz de hemen çalışmaya koyulduk. Başladık kazmaya.

Kazı yaparken bir karınca yuvası çıktı. Üstad karınca yuvasını gördü. Kazıyı durdurmamızı istedi. Sebebini sorduk:

"Bir ev yıkıp bir ev yapmak olur mu?" dedi. "Bu hayvanların yuvasını dağıtmayın. Başka bir yeri kazın."

Biz başka bir yeri kazmaya başladık. Oradan da karınca yuvası çıktı. Bana yardım eden bir arkadaş vardı. O, "Böyle olur mu hiç?" diye bana sordu. "Üstad gelir gelmez, karıncaların üzerine toprak atalım. Yok eğer böyle giderse bu odayı yapamayız."

Sonunda oraya bir odacık yaptık.

Üstad karınca yuvalarının yanına gelince, ekmek, bulgur ve şeker koyardı. Kendisine şekeri niçin koyduğmuzu sorduğumuzda, şöyle demişti:
"Bu da onların çayı olsun."


Kaynak:Said Nursi'nin Van'da bulunduğu yıllar, öğrencilerinden Molla Hamid anlatıyor. Nur Dede kitabından.

99

11.10.2006, 21:07

Allah Üstadımızdan razı olsun..cennette Onu bize komşu eylesin inşallah.Amin..

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

100

11.10.2006, 21:08

Amin ınşaAllah...Allah razı olsun bu kitabı okumuştum ama tekrar hatırlıyoruz okudukça... ellerine sağlık...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir