Eski mankenin ıslam'a yolculuğu
25 yaşında iken Müslüman olup Zehra adını alan eski mankenlerden Kristiane Backer, ıslâmiyet'i seçmesinde etkili olan sebepleri anlattı.
15 Nisan 2005 08:01
ıslâm sanatı beni cezbetti
25 yaşında iken ıslamiyet'le tanışıp Müslüman olan eski ıngiliz mankenlerden Kristiane Backer "Beni özellikle ıslam sanatı cezbetti" dedi. Amerika'da George Washington Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Prof. Seyyid Hüseyin Nasr'dan 'şeyh' diye bahseden Backer, "Onun ıslam sanatı üzerine anlattıkları beni sarstı. Prof. Nasr'ın eserlerinin yanısıra başka birçok eseri de gözden geçirdim. Pakistanlı sufi müzisyen Ali Han'ın insanın içine işleyen derinlikteki eserlerini dinledim. O ana kadar bu kadar zengin ve ürpertici bir müzik dinlememiştim" açıklamasında bulundu.
Pakistan'da kanaati gördüm
Backer, ıslam'ı bir din olarak benimsemesini ise şöyle anlattı: "Pakistanlı Müslüman bir erkek arkadaşım vardı. O beni ıslam dünyasında önemli yer tutan kitaplarla ve Sufi müziğiyle tanıştırdı. Uzun süre ıslam düşüncesi, sanatı, estetiği, müziği üzerine konuştuk, tartıştık. Martin Lings'in, Peygamberimiz'in hayatını anlatan kitabı ile 'Sufizm Nedir' ilk okuduğum ve beni en fazla etkileyen eserler. Ardından G. Eaton'ın 'ıslam'ı ve 'ınsanlığın Kaderi'ni okudum. Ardından erkek arkadaşımla Pakistan'a gittim. Oradaki insanların yaşayışlarını gördüm. Fakir insanların kanaat, zenginlik ve bereket içinde süren hayatlarına şahit oldum. O evlerde tatmin, dinginlik ve huzur vardı. Bunun kaynağının ıslam'ın insan hayatında sistemli bir şekilde kurduğu iç ve dış denge olduğunu idrak ettim."
Camiler gerçekten büyüleyici
Türkiye'deki camilerin kendisini büyülediğini söyleyen Backer "Bu sayede ıslam'ın estetikten, müzikten, sanattan yana ne kadar zengin bir ana kaynak olduğunu anladım. ınsanlarınızı ve şehirlerinizi de çok sevdim. Özellikle de Konya'yı. ıstanbul'da da bir Mevlevi tekkesini ziyaret ettim. ıkram ve yemekleriniz de üstüne söz söylenemeyecek kadar güzel" şeklinde konuştu.