Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

1

09.11.2006, 02:17

Tasavvufta fena makamı...

Emir sultan ne güzel söylemiş;

Açılmış dükkanlar kurulmuş pazar.
Canlar mezad olmuş dellalda gezer.
Oturmuş ümmetin beratın yazar.
Cevahir bahş eden dükkanı buldum.

Tasavvufun lügat manası; saflaşmak, pürüz bırakmamaktır. Tasavvuf; esasen, benlikte bulunmamaktır. “Ben” dememek, kendindeki varlığın, benliğin sahibinin Allah olduğunu yakinen bilmek ve bununla meşgul olmaktır.

Fena makamı; yokluk mertebesine gitmek, yok olmak, Hakta yok olmak, Hakk’ta var olmaktır. şimdi, “ben yokum” desem, insan güler. Nasıl yokluk? Bu, manevi bir zevk işidir. Yani, kendisinin zannettiği şeyleri, kendisinde olan şeylerin Hakk’tan olduğunu bilmektir. Tepeden tırnağa varıncaya kadar hepsine biz vücud diyoruz ya… Bu vücudda ne var? Bir dış görünüş, bir de iç görünüş…. Dışarıda olana zahir, içeride olana ise batın diyoruz. Gerek zahirde gerekse batında ne varsa hepsi Cenabı Allah’ındır. Allah; hem zahirdir, hem batındır. Hem evveldir, hem ahirdir. her şeyin bir cismi, ismi, resmi var. şunun adı “bardak” , öbürününki “masa”, diğerinin ki de “radyo” … Bunların hepsinin özü, Cenabı Hakk tarafından yaratılmış ve yapılmıştır. Kendiliğinden olan bir şey yok. Tevhid-i Ef’al makamı bunu izah eder. Ef’al; Arapça bir kelimedir. Hareket ve sükünu ifade eder. Bir şey ya durur yada hareket eder. Duranı durduran, hareketi hareket ettiren Allah’tır. O’ndan başka fail yoktur. Lailaheillallah makamının birinde bu söylenir. “Allah’tan başka fail yoktur” Mef’ul; iş demektir. Hareketi, işi yapan Allah’tır. Allah; oynattırmazsa bu el oynayamaz yazamaz ; o söyletmezse, bu dil söyleyemez. Bütün işleri yapan O’dur. Bir ismi de “Hâlık” tır. Yani, yaratıcıdır.

Diğer bir makam da “La mevsufe illallah” (Allah’tan başka mevsuf yok) Bütün sıfatları yaratan Allah’tır. Hayat, ilim, irade, semii, basar, kelam.. Bunların her birisi bir sıfattır.

Üçüncü makam ise “La mevcudüllillah” (Allah’tan başka mevcut yok)insan, melek, hayvan, taş, toprak…. Her şeyi mevcut eden, var Allah’tır. Bu söylediğimiz üç makam Fena Makamları’dır.

"la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim" yani türkçesiyle
la havle: güç yoktur
vela kuvvete: ve kuvvet yoktur
illa: ancak
aliy * : yüce
azim: azametli

"yüce ve azametli olan allah'tan başka güç ve kuvvet yoktur"
anlamına gelir. genelde dilimizden düşürmeyiz. düşürmeyizde hemen akabinde sanki biz söylememişiz gibi şunu yaptım bunu yaptım diye başlarız konuşmaya farkında olmadan
ıncecik bir yol. Hani, sırat köprüsüne “kıldan ince, kılıçtan keskin” derler ya … Öyle bir yol… Öyle bir yoldan geçeceksin, gideceksin de Allah’a vasıl olacaksın. Vuslat… Nereye vuslat? Kendine… Sen aradığını kendinde bulacaksın. Dışarıda aramaya lüzum yok. Kendin olgunlaşacaksın, ne ararsan kendinde bulacaksın. Başka türlü ilmi yok…. Başka türlü zevki yok…. Peygamber Efendimiz; “Ölmeden önce ölünüz” buyuruyor. Ölmeden önce nasıl öleceksin? Ölmeden önce Rabbini bileceksin. ınsan; hep başkasıyla meşgul, hep cihanla meşgul… Halbuki, kendisiyle birlikte bütün cihan zerreden küreye her şey Allah’ın yed-i kudretinde, başıboş hiçbir şey yok. ınsanlar “Ben yaptım” diyor.

Esas olan; Hak ve hakikat bulmaktır. Hak ve hakikat birdir. Bugün, bir buçuk milyar insan Müslüman. Bunların içinde ehl-i hakikat dediğimiz kişiler çok ender.

Evet sonuç olarak bu üç makama yani fena makamlarına ererek, sende ve senin olduğunu bildiğin Allahı efalini sıfatını zatını sahibine teslim ettikten sonra hakla hak olduktan sonra senin olarak bildiklerini hakka teslim ettikten sonra sende ne kalır ki ? ışTE -Mûtû Kable En Temûtû- ÖLMEZDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ...
Yani dahada açığı "Sen çekilirsen aradan. Sadece kalır YARADAN"


Abdullah ÖZAY
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

2

12.11.2006, 20:06

Re: Tasavvufta fena makamı...

Alıntı sahibi ""alkan_unal""


Evet sonuç olarak bu üç makama yani fena makamlarına ererek, sende ve senin olduğunu bildiğin Allahı efalini sıfatını zatını sahibine teslim ettikten sonra hakla hak olduktan sonra senin olarak bildiklerini hakka teslim ettikten sonra sende ne kalır ki ? ışTE -Mûtû Kable En Temûtû- ÖLMEZDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ...
Yani dahada açığı "Sen çekilirsen aradan. Sadece kalır YARADAN"
Abdullah ÖZAY


çok güzeldi...Allah razı olsun...

3

14.11.2006, 09:55

Re: Tasavvufta fena makamı...

Alıntı sahibi ""alkan_unal""

Emir sultan ne güzel söylemiş;

Açılmış dükkanlar kurulmuş pazar.
Canlar mezad olmuş dellalda gezer.
Oturmuş ümmetin beratın yazar.
Cevahir bahş eden dükkanı buldum.



Allah razı olsun çok güzel ya..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir