Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

30.09.2005, 17:34

mesnevi-i nuriye'den bazı bölümler hakkında soru

mesnevi-i nuriye/lem'alar bölümünden 1.sayfada(envar neş. say.10)
..........
Veya o memurlar, nazır müşahidlerdir ki, gördükleri evamir-i tekviniyeye karşı yaptıkları itaat ve inkıyad ile istidatlarına göre bir nevi ibadet yapmış olurlar......


bu bölümü biraz açarsanız memnun olurum.bir örnekle...
halen ders konusunda bir karar veremedik.

Allah razı olsun

Nasıl bir başlık açmam gerektiğni bilemedim forum yöneticileri nasıl uygun bulursa düzeltir inşallah....

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

2

01.10.2005, 14:34

Bir sultanın , padişahın raiyyetini yönetebilmesi için memurlara ihtiyacı vardır. Saltanatının icraatini yapabilmek için bu memurlara muhtaçtır. Denilebilirki bu memurlar olmazsa padişah hiçbir şey yapamaz. bunun için bu memurlar padişahın şerikleri, ortakları olur.

Cenab-ı Hak ta şu kainatı sevk ve idare ederken bazı memurları vazifelendirmiştir. Bütün mahlukat bir cihette memuriyet yapar. Fakat bu memurlar bizzat kendileri icraat sahibi değillerdir. Perde arkasında iş gören yine Kudret-i ilahiyedir. Onun için bu memurlar -Haşa- Allahın şeriki ve ortağı olmazlar.

En basitinden bir örnek verirsek , meleklerin bir kısmının vazifesi şu kainatta olan işleri düzenlemek. vazifeli oldukları nev'leri sevk ve idare etmek tir. Mesela bir grup melaike yağmurların yağması ve damlaların yere düşmesi gibi vazifeleri yapar. Bir grup melaike ise yıldızların sevk ve idaresi gibi işlerde icraat sahibidirler. Fakat bunlar birer sebebtirler. Asıl olarak iş gören Kudret-i ilahiyedir. Böyle olunca da meleklerin bu icraattan tek nasibi orada iş gören kudreti temaşa etmek olur. Nasılki insan Allahın emirlerini yerine getirmek için bazı fiilleri kendi iradesiyle yapar. Sureten insan o fiili yapmış görünür. Halbuki hakikatte bu fiili de Yapan ve yaratan Allahdır. ınsan o fiili hakiki manada kendi yapmış ve yaratmış olmaz. Fakat insan gaflet ettiği için O fiildeki kudreti göremez.
Aynen bunun gibi meleklerde yıldızları sevk ve irade ederler. Onların dizginlerini ele alırlar. Fakat bu fiilleri de yapan ve yaratan hakikatte yine Allahdır. Onun için sebeplerin hakiki tesiri yoktur. Sadece tesiri varmış gibi görünür. Meleklerin icraatinin insanlarınkinden en önemli farkı, melekler bu icraatlerini Allah namına yaparlar. Gaflet etmezler. ınsanlar ise kendi hesaplarına yaparlar. gaflet ederler. ışte Kudret-i ilahiyenin kanunlarından gelen Evamir-i Tekviniyeyi bu melekler Allahın Havl ve Kuvvetiyle uygularlar. Ve bu kudreti müşahede etmeleri onları ibadetleridir.

Cansız ve iradesiz sebeplerde ise durum biraz faklıdır. Onlarda irade olmadığı için, Kudret-i ılahiye onları bizzat kendi kanunlarına göre hareket ettirir. Onların bu -kendi iradeleri dışındaki - itaatleri onların ibadeti sayılır. Sanki onlar evamir-i tekviniyeyi müşahede eder ve o emirlere göre hareket ederler gibi bir hal onlarda görünür. Fakat hakikatte onları o emirlere göre sevk eden Kudret-i ılahiyedir.

ılerleyen lemalarda Üstad bu sebeplerin hakiki tesir sahibi olmadığını, bu şeyleri yapmanın sadece Her şeyin Halıkına mahsus olduğunu delilleriyle izah edecektir.

Biraz karışık yazmış olabilirim. 24.Sözün 4.Dalına bakınız.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir