Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

26.07.2005, 19:25

Mustafa ÖZCAN "Abdullah Azzam"

Mustafa ÖZCAN

Abdullah Azzam





‘El garazu marazun: garaz, mazardır’ mânâsında meşhur bir Arap deyimi vardır. Bazen insanlar garaz sebebiyle olmadık yerlerden olmadık sonuçlara ulaşırlar. şarm el şeyh saldırılarından sonra Abdullah Azzam’ın gündeme gelmesi ve olayların üzerinden ona ve düşüncesine sataşılması gibi. Abdullah Azzam doğru zamanda doğru işler yaptı. Komunizmin Afganistan’ı işgali sonrasında postunu Peşaver’e sererek orada Mektebetü hidemat yoluyla binlerce Arap gönüllüsünü Afgan cihadına kanalize etti. Afganistan’da denge adamıydı. Hizipler arasında çekişmeleri kontrol altına almak istiyordu. Hizmetteki dusturu: ıç çekişmelerde taraf olmamaktı. Bundan dolayı Afgan cihadının düşman kardeşleri arasında denge sağlamakta zaman zaman zorlandığı oldu. Ama bildiği yoldan şaşmadı. Onun bu mesleğini Bin Ladin bozdu.

Afgan cihadının en kritik döneminde 1989 yılında Peşaver’de konuşması sırasında öldürüldü. Aslında Abdullah Azzam’ın Afanistan’da yaptıkları, Filistin’de 1948 yılında ıhvan gönüllülerinin ısrail’in devletleşmesi aşamasında bazı Yahudi çetelerle vuruşmasının bir devamı niteliğindedir. Bundan dolayı Abdullah Azzam bu kesimlere göre tehlikelelidir. Taha Akyol’un Milliyet gazetesinde yaptığı Abdullah Azzam portre denemesi neresinden bakılırsa bakılsın talihsizliklerle dolu. Onun hem fikir cephesi, hem de eylem cephesiyle ilgili tahlilleri baştan sona yanlış. Azzam korkunç bir şekilde tasvir ediliyor. Sözgelimi: “Rus işgaline karşı Afgan cihadı başlayınca, 1980 başında Pakistan’a gitti. Afgan sınırına yerleşti. Bin Ladin’le, Eymen Zevahiri ile yoldaşlığı böyle başladı. Sonra Afganistan’a yerleşti. Cihad’la terörü eşitleyen bir doktrin geliştirdi. Hakkında birçok araştırma onu ‘Enternasyonal Cihadizm’in Lenin’i olarak niteliyor. Terörün teorisyeni olarak örgütçü Bin Ladin ve Zevahiri’den, kışkırtıcı Kör ımam Ömer’den de etkili bir isim. ıslâm, Hıristiyanları ve Musevileri ‘ehl-i kitap’ olarak görür, yakın bulur. Azzam ise onları ‘müşrik’ olarak niteliyor; ıbni Teşmiyye’nin putperest Moğollar için kullandığı terim. korkunç bir kin. Azzam, bir hedefe saldırılacaksa, ‘Müslüman da olsa kadın ve çocukların ölmesi kaçınılmaz ise, onların da öldürüleceği’ni yazmaktadır...”

Bugüne kadar Azzam’la Zevahiri’yi hiç bir arada duymamıştım. Doğruysa, yeni bir şey öğnendim demektir!

***

Abdullah Azzam’ın Afganistan’a yerleştiği bilgisi bir kere yanlış. ıkincisi hakkında genel kabul gören görüş şudur: Abdullah Azzam yaşasaydı Bin Ladin sivrilemez, çıkıntı yapamaz ve el Kaide diye heyulai ve gulyabani bir örgüt de doğmazdı. Toparlayıcı ve dengeli kişiliği buna mani olurdu. Bu nedenle öldürüldüğü sanılıyor.

Taha Akyol ise tam tersi, onu kan içici bir canavar şeklinde tasvir etmiş. Bunlar tarihi hakikatlarle uyuşmuyor. Fikri temellendirmesinde de hatalar var. Sözgelimi makalesinin bir yerinde şöyle yazıyor: “Dini doktrini, 14. asırdaki ıbni Teymiyye puritanizmi ve Selefi-Vahabi radikalizminin bir karmasıydı. Bir de terör...”

Taha Akyol’un yarım bıraktığı Azzam profilini Dünden Bugüne Tercüman gazetesi ikmal etmiş. Bir yerinde şöyle yazıyor: “Teymiyye’den oldukça etkilenen Abdullah Azzam, tekke, türbe ve tasavvufa karşı çıktı...”

Bütün bunlar aslında basmakalıp suçlamalar. ıbni Teymiyye tasavvufun hakaikene karşı değildi. Daha doğrusu pratik tasavvuvfa değil, nazarı ve teorik tasavvufa karşıydı. Cüneyd, Fudayl ıbni ıyaz ve Abdulkadir Geylani’nin yolunu ululuyordu. Kitapları da buna şahittir. Teorik tasavvufun temsilcisi makamında gördüğü ıbni Arabi’ye şiddetle karşı çıkmıştır. Bu ise mahalli hilaf ve içtihadî bir meseledir. Hanbeli mezhebi içinde iki tecdit akımı doğmuştur. Bunlardan birisi ıbni Teymiyye’nin ve öğrencisi ıbni’l Kayyım’ın başını çektiği akımdır. Diğeri de ondan mülhem Muhammed Bin Abdulvehhab akımıdır. Her iki akımı da Hanbelilik içinde bir sapma olarak değerlendirmek mümkünse de, ıbni Teymiyye halefine nazaran çok daha ehvendir ve her fikrini reddetmek de hakkaniyetle bağdaşmaz.

Abdullah Azzam’ın da içinde bulunduğu ıhvan akımı Vehhabilikten ziyade onun da kaynağı olan ıbni Teymiyye’den etkilenmişlerdir. Ama bu etkiyi sadece o kaynakla sınırlandırmak da elbetteki doğru değildir.

***

Taha Akyol, Azzam’ın masum insanları öldürmeye fetva verdiği iddiasını ispatlamalıdır. Kaldı ki babasının manevi varisi olarak oğlu da bu iddiayı kaynağından yalanlamaktadır. Hathifa Azzam, Cumartesi günü şarm el-şeyh’de en az 88 kişinin öldüğü terörist saldırıyı üstlenen “şehit Abdullah Azzam Tugayları, El Kaide Ortadoğu ve Mısır Grubu” adlı örgütün babasının ismini kullanmasına tepki göstermiştir. Azzam, El-Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada şöyle konuşmuş: “Allah’a yemin ederim ki, Abdullah Azzam şu an yaşasaydı, masum insanların öldürülmesine karşı çıkacak ilk kişi olurdu. O, bu zihniyetle mücadele edenlerin en önde geleni olurdu. Onlar, (terörist gruplar) Peşaver ve Afganistan’daki yabancıların öldürülmesi konusunda babama danışmışlardı. O ise bu insanlara, buna izin olmadığını, hiçbir sivilin bir kılına bile dokunmaya izin verilmediğini söylemişti...”

Bazı olaylar üzerinden ölülerle hesaplaşmak yanlış bir yol. Bugünlerde Seyyid Kutup’a karşı Taha Hüseyin’i çıkarmanın moda olduğu gibi. ‘Terör teorisyeni’ olarak adlandırılan Azzam, bu yönüyle de iftiraya uğramış bir kişiliktir.


26.07.2005

E-Posta: mustafaozcan@yeniasya.com.tr


Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

2

30.07.2008, 19:09

Çok güzel tespit abi. Müdakkikliğine heyran :D
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

3

30.07.2008, 19:31

Bu güzel yazıyı tekrar gündeme getirdiğin için teşekkür ederim kardeşim.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

4

30.07.2008, 19:32

Rica ederim ağabey.
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

5

30.07.2008, 19:33

Nostalji mi yapıyordun forumda, 3 yıl 4 gün önce geçmiş çünkü
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

6

30.07.2008, 19:37

Evet abi. Forumdaki Geçmiş güzel konuları hatıra getirdim. Ne kurtarırsam o kar diyerkten telafi ediyorum foruma girmediğim günleri.
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

7

30.07.2008, 20:05

Üyeliğinden eskiye el atmışsın, ama önemli konuya el atmışsın. Geçmişte forumlarda müslümanların da kafirleri öldürürken arada katledilmesinin caiz olduğu hezeyanlarını savuranları da gördük malesef.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

8

02.08.2008, 21:39

hala görünmüyor mu?
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

9

28.08.2008, 13:10

Allah Razı olsun yazandanda nakledende naklin naklini edendende.. bu bilinç sıkça gündeme getirilerek, islam ahlakı ve cihad hakkında, islamın gerçek görüşü ,ümmetin üstünde ihya olur inşaallah.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir