Dünya kuyusu mu, Cennet pınarı mı?
Beşir el-Eslemi (r.a.) anlatıyor:
Muhacirler Medine’ye geldiklerinde Medine suyu hoşlarına gitmiyordu. Beni Gıfar kabilesinden bir adamın Rume adında bir kuyusu vardı ve suyu çok hoştu. Fakat kuyunun sahibi olan adam suyun tulumunu bir avuç hurmaya satıyordu.
Peygamber Efendimiz (asm) adama,
“Kuyunu bana, bir Cennet pınarı karşılığında satar mısın?” buyurdu.
Adam,
“Ya Resulallah, ondan başka bir şeyim yoktur. Çoluk çocuğumun nafakasını onunla temin ediyorum” dedi.
Resulullahın (a.s.m.) Rume kuyusuna bir Cennet Pınarı vaad buyurduğunu işiten Hazret-i Osman (r.a.) doğruca adamın yanına giderek pazarlık yaptı ve kuyuyu otuz altı bin dirheme satın aldı.
Hazret-i Osman (r.a.) Peygamber Efendimize (a.s.m.) gelerek,
“Ya Resulallah! Eğer ben kuyuyu satın alır ve Müslümanlara bağışlarsam, adama Cennette vaad buyurduğun pınarı bana da vaad eder misin?” dedi.
Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.), “Evet!” buyurunca, Hazret-i Osman (r.a.),
“Ben o kuyuyu satın aldım ya Resulallah! Onu Müslümanlara bağışlıyorum!” dedi.
(El-Müntehab, 5/11.)
05.05.2005
Kaynak