Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "ALAÇAM NUR" bir erkek
  • Konuyu başlatan "ALAÇAM NUR"

Mesajlar: 54

Konum: SAMSUN-ALAÇAM

Meslek: YENİ ASYA GAZETESİ ALAÇAM TEMSİLSİCİ

  • Özel mesaj gönder

1

30.11.2010, 23:02

Ailede Din Eğitimi

Toplum şu anda büyük manevi bunalımlar geçiriyor. Ve bu bunalımın büyük evresini gençler oluşturuyor.Aile’de çocuğa verilen dini ve imani eğitimin eksikliği,çocuğun gençlik dönemlerinde psikolojik ve ruhsal sorunlar yaşamasına neden oluyor.Toplumun en küçük birimi olan aile aslında en büyük vazifeyle yükümlü.Çocuğun sadece maddi alanlarda rahat etmesi ve diğer yaşıtlarından aşağı kalmaması adına hiçbir masraftan kaçınmayan ailesi nedense onu ahlaki ve imani yapısını göz ardı ederek aslında Cenab-ı Hak’kın lütfederek gönderdiği yavrusunu en büyük ihaneti yapıyor. Ve beden dahil Allah’ın vermiş olduğu her nimete yapılan ihanetlerin karsılıksız kalmayacağı aşikar bir gerçek.

Gençlik dönemi hayatın en güzel ve verimli evresi şüphesiz. Tabi ki bu evreyi verimli kılacak olanda yine onu yetiştiren ailesi.İlkokul döneminde daha küçük ileride öğrenir diyerek boş verilen din eğitimi ilerleyen dönemlerde yine şu mazeretlerle geçiştiriliyor,dersleri çok ağır,ikisini bir arada götüremez. Bu gibi mazeretleri sıralayan ailesi çocuğun diziler izlemesinde,vaktini internet kafelerde geçirmesine,gezip eğlenmesinden nedense hiç öğretimini çocuğun zihnini bunalttığını söylüyor.önce ‘İMAN VE AHLAK’ sözünü bir kere daha hatırlatmakta fayda görüyoruz. Lise döneminde ise özellikle son sınıfta olanların okul dini eğitimi yine geri plana atıyor.Üniversiteyi kazanan bu öğrencinin gitmiş olduğu ortamdaki ahlaki bozukluğun hatsafhaya ulaşması tam anlamıyla bir kargaşa meydana getiririyor. Tabi ki çocuğun bu ortamda net bir irade koyması çok zor. Çünkü ailesi bu iradeyi ortaya koyabilecek bir evlat yetiştirmemiş. İlerleyen süreçte mesleği eline alan kişinin işinden evliliğinden ve çocuklarından uhrevi meselelere zaman ayıramamasına neden oluyor. Ve ardı sıra gelen ihtiyarlık tam anlamıyla son noktayı koyuyor.Üstad Bediüzzaman H.z.‘nin dediği gibi insan bir yolcudur.çocukluktan gençliğe,gençlikten ihtiyarlığa ve berzah alemiyle devam edecek bir yolculuk. Ve hesap günü gelip çattığında mazeretlerle unuttuğu kendisini yaratan Allah(c.c.)’nin yüzüne nasıl bakacak.

Tabi bakabilecek bir yüzü olursa…
alacam_yeniasya@hotmail.com

2

01.12.2010, 01:32

Çözüm odaklı hareket etme zamanıdır artık..KUR'AN ve SÜNNET Ahlakını iyi anlama ve yaşama EĞİTİMİNE girmedikçe bu sorunlar bitmeyecektir..hayata niçin geldiğimizi,nereye gidiyor olduğumuzu sorgulamadıkça, KUR'AN'I ve PEYGAMBER EFENDİMİZİ(A.S.M.) anlama EĞİTİMİ yapmadıkça, önceliğimize bu kriterlerimizi almadığımız sürece Tahkiki İmanı yaşamak nasıl mümkün olacak? Risale-i Nur çalışmaları ile iman eğitimine daha fazla yoğunlaşmalıyız ve basın-yayında güçlü olmamız,halka ulaşma noktasında projeler geliştirmemiz gerekiyor ! Saniye kaybetmeden..!
Edep aklın suretidir !

3

01.12.2010, 07:28

Çağımızın en büyük hastalığı stres, depresyon deniliyor. Bunun tek nedeni veyahut en büyük nedeni yeterince islamiyeti yaşamamak, anlamamak.

Çocuklar her türlü (dünyalık) doyuma ulaşıyorlar ama manevi doyumdan uzaklar. Bugün Tv nin girmediği ev yok. Kanalların büyük bir kısmı dünyalık. Burdaki dizileri izleyen çocuklarımız, gençlerimiz hatta yetişkinlerimiz bu dizilerdeki hayata özeniyorlar. Bu dizilerde dini konular işlenmediği gibi dine tamamen ters hayat tarzını gösteriyorlar. Malesef dini eğitimi almayan insanlarımız da bunları kendilerine örnek alıyorlar. Onlar gibi yaşamaya gayret ediyorlar.

İngiltere devlet adamı Churchill’in avam kamarasında yaptığı konuşmada şöyle diyordu:

(Eline Kur’anı alarak) “Şu elimde gördüğünüz kitabı müslümanların elinden almadan onlara yapabileceğimiz bir şey yoktur. Bundan sonraki savaşımız Kur’an’a ve onun insanlara sunduğu değerlere karşı olacaktır. Ancak o zaman emelimize ulaşabiliriz.”

Şimdi adamlar emeline ulaşmış görünüyor. Müslümanım diye geçinen kişilere bakın. Tanımayıp uzaktan görseniz dahi ne kadar müslüman(!) olduğunu gayet net bir şekilde anlarsınız. Ama kendisine sorsanız "Elhamdulillah müslümanım" diyecektir.

Bilinçsiz müslümanlar yetişiyor, yetiştiriliyor. Belki de bunun hesabı hepimizden sorulacaktır. Kimbilir belki de bizim de bunda hatamız vardır. Allah yardımcımız olsun. Cenab-ı Hak hepimize gerçek islamı yaşamayı nasip eylesin. AMİNN...
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

4

01.12.2010, 07:56

yitip giden değerlerden nice aileler yok oldu yada parçalandı .ekranlarda ahlaki deyerlerimizi kaybettik diyorlar ama niçin kaybettiğimizi dahi kimse değil yetkililere kendine dahi soramıyor. evet kendimizi sorgulamamız lazım neden bu dünyaya geldik nereye gidiyoruz vazifemiz ne bunları sorgulamadıkça yuvalarımızda evlatlarımıza sormadıkça onlara öğretmedikçe daha çok değerler kaymedilir. Rabbim kur'an va sünnet ahlakından risale-i nur dairesinden ayırmasın bizleri imanda ve ahlakta muvaffak kılsın. ÂMİN..

Bu konuyu değerlendir