Giriş yapmadınız.

1

12.01.2010, 10:56

Anasına bağışlanan evlat,

Anasına bağışlanan evlat,

Bir diyardan, başka bir diyara yolculuk için bilet kesilmişti…
Bu biletle yolculuk ancak 9 ay 9 günde bitecekti…
Yolculuk başladı, ama yolcu emaneti taşıma cesaretini gösteremiyordu…
Bir taraftan daha önce dünyaya gelmelerine aracılık ettiği 10’a yakın dünya misafiri…

Dedi, ben perişan, onlar perişan…

Ben bunların dünya ya gelmesine aracılık etmekte niye bu kadar istek duyuyorum…

Karnındaki misafir için hep bundan nasıl kurtulurum, bu da diğerleri gibi şu perişan ve garip yere niye gelsin, zaten 10 taneden 7.si hicret etmişti. 3 ise vatani aslisinde kalmıştı. Anne ve Babasına Cennet’te çocuk sevgisini tattırmak için.

Sağlam bir inancıda yoktu. Karnındaki çocuğunu düşük yapma teşebbüsünde bulunması, O’nun katili olacağının bir delili olacağını bilmiyordu.

Çünkü onun doğduğunda dinden diyanetten Allah dan bahsetmek suçtu. Allah demeyi ancak 1950’li yıllarda öğrendi.

Bu yıllar bir anne için soğukkuyu lastik bir ayakkabıya kavuştuğu, çarıktan kurtulduğu bir yıldı. Anne haline şükretti. Bende 10 kardeş büyüdüm. Allah’a şükür yaşıyoruz, ülkede kalkınmaya başladı. Kocasıda 60 lı yıllarda Almanya’ya gitmiş 3-5 kuruş getirmiş, alamanın kahrını çekmek istememiş, bulunduğu yerde iş kurmaya teşebbüs etmiş, bakkal açmış, hayvancılığa başlamış, Almanya sayesinde köyde inşaat işleri başlamış. Bir hayli işleri olmuş.

Kadın düşündü fakir fukara durumdayken 10 tane çocuk yaptım. Ben ne yapıyorum. Bu çocuğu öldürmek, içimden atmak için; türlü türlü kendime işkence yapıyorum. Düşmüyor, vatanını terk etmiyor. İllaki dünya denen yalancı mekana gelmek için sımsıkı sarılmış…

Bunda da bir hayr vardır. Köye gelen imamda yıllar sonra Allah’dan, Peygamber’den, Ahiret’ten, Cennet- Cehennem, öldükten sonra dirilmekten bahsediyor.

Düşündü hesap vermek var.
Evlat katili olmak var.
Ben kimim ki Allah’ın bize lütfu olan bu varlığı yok edeyim.
Allah’a yalvardı: bu çocuğu senin için doğuracam; ben bunu burada görmek istemiyordum. Her hamlemde birisini bana musallat ettin. Bu çocuğu sana adadım. adını da yeni gelen imamın adını koyacağım. ALLAHIM BENİ AFFET diye dualarda niyazlarda bulundu.
Çocuk doğdu nur topu gibi,

Çocuk büyümeye başladıkça akranlarından farklı olduğu; fark edilmeye başlandı. Çocuk zeki, zeki oldukçada hareketli. Ev kalabalık bir sürü işci, usta , şoför.

Çocuk zekasıyla kendini fark ettiriyordu. Okumaya başladı. Okuması yazması olmayan Annesine de öğrendiklerini öğretmeye çalıştı. Ama kendisinin bir defada okuyup anladığını; Annesine ne kadar anlatsa hepsini anlamıyordu.

Bir sürü işin içinde ve kalabalığın yeme içme ağırlanma telaşındaki Anne: Bir gün çocuğuna dedi. Sen caminin hocasına git. O sana sure, duâ , eski yazı okutacak, bana öğrendiğin duâ ve sureleri öğret bu zamana kadar Allah’a karşı vazifelerimi yapamadım. Hiç olmazsa 50 yaşından sonra bizi yaratan Allah’a kulluk vazifemizi yapıyım.

Evet anne onu Allah’a adamıştı, adını köyün imamının adını koymuştu.
İşte istenmeyen bir evlat Annesine öğrendiklerini yüzlerce kere de aynen okusa, sure, duâ, namazın kılınışı gibi her insanın öğrenmesi yapması gerekenleri öğretiyordu…

Annede öğrenmek için her türlü gayreti gösteriyordu.
Adı laik olan İslam ülkesinde 1970’li yıllara ve sonrasında ekilen tohumlar meyveye durmaya başlıyor. Zulmet Nura yöneldikçe, vücudunu nura feda ediyordu.

Anasına bağışlanan evlat, annesini Allah’ayaklaştıryordu….
Bir imtihanda inşallah Allah a kul olmakla bitti…

Şahin TOKMAK

Bu mesaj 2 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "Muhammed" (12.01.2010, 14:59)


Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

3

14.01.2010, 13:54

gelen rizkiyla gelir.. annesinin onu hayattan koparmaya calistigi gibi degil, o annesini bekaya baglamak icin calisiyor.. masaallah..

iyi de Sahin abi, bu yazi deneme tahtasinda ne ariyor? bide siz mi yazdiniz? :soru:
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

4

14.01.2010, 14:56

Şahin abi nin yazısı

aslı www.sentezhaber.com da var
Ümirvâr olunuz: şu istikbal inkilâbı içinde en yüksek gür sadâ islâmın sadâsı olacaktır

:thumbsup:

5

14.01.2010, 18:31


s.a
evet Zehracan ablacığım yazı benim
bazen yaşanmış olaylardan bir şeyler karalamaya çalışıyoruz.
burayı garip bıraktık ama,
yeni asya,
sentezhaber,
saidnursi.de
ve diğer sitelerimizde hep beraber daha güzel hizmette bulunabilmek için
daha güzel hizmet ve daha çok yerlere ulaşabilmek için diğer sitelerimize biraz daha fazla
mesaimizi ayırmak zorunda kaldık.
son 1 yılda çokca da mesafe aldık.
şimdilik burası bu kadar
ziya cankardeşim hoş geldin.
kemal abi Atilla yılmaz abimle tanışmışsın onunla karşılıklı
aşıklar gibi atışırsınız ki, bunun yanında eskimez abi ve ablalarımızın yanında parıldayan nurlu kardeşlerimizde yerlerini alıyorlar.

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

6

15.01.2010, 13:02

Aleykümselam,

ellerinize saglik abi, güzel bir makale olmus masaallah..


"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

7

15.01.2010, 13:53

Şahin abinde onun tabiriyle yazıyım alamancı çocuğu, onların kasabasının %90 dan fazlası almanya, belçika,hollanda ve fransada çalışmıştır. halen çoğunluk Almanya ve Hollandada yaşıyor. Rotterdamda iki adet dernekleri var Almanyada hakeza 1 adet dernekleri var.

Avrupada bayağı örgütlüler. Halen 1 . derece yakınları avrupada.

bunları şahin kardeş yazdığım için kızabilir fazla yazmıyorum.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir