Giriş yapmadınız.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

31.10.2008, 20:36

Ekim 2008 - Feminizm

Dolu dolu bir Ekim sayısı, daha pek çok konuyla sizlerle.

[img:102:143]http://www.yeniasya.de/bizimaile/kapaklar/Ekim2008.jpg[/img]

“Feminist olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu” mu?

Merhaba Sevgili okurlar;
Dergimizin Ekim sayısını Feminizme ayırdık. Çünkü bir kadın ve aile dergisi olarak değinilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz.
“Neden Feminizm? Yoksa biz de mi?..”
Hayır, feminist olduğumuzdan, olmaya çalıştığımızdan değil.
ıçini çok fazla bilmediğimizden ve öğrenmek istediğimizden;
Mahiyetinden habersiz olarak bazen taraftar olduğumuzdan;
Günlük hayatta bu ifadeyle çokça hemhal olduğumuzdan;
Ne söylediğimizin farkına varmak açısından;
“ıslamî feminizm” gibi görünüşte cezbeden bir akımın aslında ne olduğunu merak ettiğimizden, Ekim sayımızın kapak konusu feminizm.

ısabetli olduğuna inandığımız çalışmalarla konuyu ele almaya çalıştık.
Naciye Doyran, feminizm akımının tarihçesinden bahsediyor. Feminizmin tarihçesinde bir hayli şaşırtıcı olaylar var.
Deniz Destan, ıslamî feminizm olarak ortaya çıkan bu “eğreti” akımı tanıtıyor.
Nur Hacınebioğlu “Enenin aynasında yıpratılan kadın kimliğimiz” başlığını taşıyan çalışmasıyla Risale-i Nur sentezli farklı bir bakış açısı sunuyor.
Yeşim Akkaya Batılı kadınlar ve feminizmle ilgili çalışmasında, kadın fıtratını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Psikiyatrist Nevzat Tarhan ve Aile Danışmanı Fatma Taş’ın evlilikte feminizm değerlendirmeleri hayli önemli tespitler içeriyor.
Emine Yüksel, kadınlar ve erkeklerin birbirinin tamamlayıcısı hükmünde olduklarını ayet ve hadislerle vurguluyor.

*

Dolu dolu bir Ekim sayısı, daha pek çok konuyla sizlerle.

ıyi okumalar…

http://www.bizimaile.com/
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

2

02.11.2008, 16:14

Her merak edileni dergide işlicekse bunlar, işimiz var demektir... :roll:

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

3

03.11.2008, 10:24

merak ediliyorsa neden islenmesin ki?
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

4

16.11.2008, 09:44

Bilgi, sorumluluğuyla geliyor. Sorumsuzca bilgi sunanların verdiği bilgiler tesir etmiyor. Feminizmi eleştiren feministler, feminizme hizmet eder. Her neyse...

Bakın ilgili dergide ciddi bir vazifede bulunan bir ablamızın evlenmek için istediği şartlar;

1- Ev işlerinde yardım isterim,
2- Çalışma hakkımın elimden alınmasına asla razı olmam,
3- 30 yaşımdan önce ve 2 den fazla çocuk yapmam,
4- ıstediğim her zaman ailemin yanına gitmek isterim buna karıştırmam,
5- Kıyafetlerime karışılmasından nefret ederim.

Ve bu ablamızın 2004 yılındaki toplam düğün masrafı 47 bin YTL, oysa bugün bile 20 bin YTL ye düğünün kralı yapılıyor... Her Neyse...

Feminist olmayanlar feminizmi işlemeli bence...

Diğer yandan her merak edilen iyi midir? Ölçü olması lazım değil midir? Batıl ideolojilerle dergimizi kirletmenin alemi nedir? Risale-i Nur'da batıl tasvir edilmiş veya nazara verilmiş midir?

5

16.11.2008, 10:36

Keçeli kardeşim..

Bunlardan hangisi niye mahzurlu?

ızâh etsek de anlaşılsa.. :roll:

BıR DE RıCÂ..Kişiler doğrudan muhatab alınmalı mıdır?

Bu mudur Zübeyir Abinin r.h. tarzı..?

ışâretimizin tesirine tesiri yok mudur..?

6

16.11.2008, 11:54

1- Ev işleri için ev hanımı hizmetçi istemeye hak sahibidir fakat eve helal rızık getirmekle ve ailesinin onur, şeref, haysiyet ve huzurunu muhafazayla mükellef olan erkeğinden ıSTEYEMEZ! Hastalık vb. istisnai durumlarda zaten Müslüman erkek eşine yardım eder.

2- ıslam'da kocası izin vermedikçe evin hanımı -şartlar müsait olsa da- çalışamaz! Bunun ispatını isteyen herkese yaparım.

3- 30 yaşında anne olan birisi 20 yaşındakine göre daha çok yorulur ve daha çok yardıma ihtiyaç duyar. Ayrıca "Evleniniz, çoğalınız. " şeklinde başlayan meşhur Hadis-i şerif'te evlenmenin amaçlarından birinin çoğalmak olduğu anlaşılmaktadır. Sağlıklı, maddi durumu yeterince iyi olan bir ailenin en az 3-4 çocuk yapması gerektiğini ıslam adına iddia ederim.

Lakin bunlardan ziyade bu 3. maddedeki 2 isteğin temelinde kadının kariyer yapma isteği söz konusudur. Feminizm ve dünyevileşme sayesinde kadının fıtratına münasip olan "annelik" ideali, yerini "kariyer" idealine bırakmıştır. En masum hali annelikten vazgeçip kariyere yönelen kadınlardır. "Çocuk da yaparım, kariyer de" diyen annelerin çocukları ise anne şefkat ve ilgisinden mahrum bir şekilde, anneanne, babanne kucaklarında veya kreş köşelerinde perişan olmaktadırlar.

Diğer yandan çalışan kadın çabuk yıpranarak, ev hanımı olan kadınlara nazara en az 10 katı sorunla yüzleşmek zorunda kalarak hem kendini, hem çocuklarını ve hem de eşini perişan etmektedir.

4- "ıstediğim zaman ailemin yanına giderim" ifadesi umursamazlık içermektedir. Kadın psikolojisindeki gizli eziklik duygusunun dışa yansımasıdır. Bu ifadeyi kullanan kişi ya kocasına zulmeder ya da kocasını zulme sevk eder. Aile içinde gizliden gizliye kutuplaşma başlar ve bunun sonucunda ailede huzur kalmaz.

5- Erkek, karısının her şeyine karışabilir. Aynı şekilde kadın da erkeğin her şeyine karışabilir. Evlilik hayatı paylaşım ve dayanışma ile yürür. Ne demek ya kıyafetlerime karıştırtmam? ıslam'da var mıdır bunun yeri?


Hepsinin de niye mahzurlu olduğunu özetle söyledim. Her biri üzerine kalınca kitap yazabilirim. Anlaşılmayan yerler varsa sorarsanız savunduklarımı daha teferruatlı olarak izaha hazırım.

Kişiler doğrudan muhatab alınmalıdır. Neden derseniz, "biçare hakikatler, kıymetsiz ellerde kıymetsiz olur." şeklindeki Risale-i Nur tesbitini nazarınıza sunarım. Bu hakikatleri anlatan ve nakleden kişilerin, hakikatleri yaşayan kişiler olmaları gerekiyor. Yoksa hakikatin bir değeri kalmıyor. Falanca kişi yüzlerce kişinin önünde süslenerek ve de kendisine haram olan bir erkekle birlikte gülerek eğlenerek sunuculuk yapıp da, gelip tesettürden ahkam keserse sözü tesir etmez. Namaz kılmayan kişi, namaz kılmak konusunda ahkam kesmemelidir. Hakikatler bu kadar basite indirgenmemelidir. Herkes hakkına razı olmalıdır!

Zübeyir ağabeyin tarzı budur. Örnek mi istersiniz? Cemaate maddi yardım yapmak isteyen kişileri namazdan başlayarak Risale-i Nur okumaya kadar varan bir imtihandan geçirdikten sonra uygunsa yardımı hizmet adına kabul edermiş. Ve Üstad Bediüzzaman da, Zübeyir Gündüzalp ağabey de yaşamadığını anlatmamışlar.

Muhabbetle...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir