Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

07.09.2010, 14:51

Bilgisayarcılık Ayağa Düştü(mü?)

Bilgisayarcılık ayağa düştü(mü?)

İnternet ve teknoloji günümüzün dükkânında en çok revaç bulan ürünlerini teşkil ediyor. Bilgisayar ve internet günlük hayatımızda sohbetlerimizin normal konuları haline geldi. Bir de bilgisayar üzerine eğitim alıyorsanız, internet ve bilgisayar sohbetleri sizin için kaçınılmaz olur.
Yaşadığım sohbetten yola çıkarak toplumumuzdaki bilgisayarcı algısına değinmek istiyorum. Bir sohbette eğitimimin “bilgisayar&bilişim” olduğunu öğrenen bir amca “Artık bilgisayarcılık da ayağa düştü” demişti. Bu cümle çok dikkatimi çekti. Ne kastetmişti amcamız?
Bilgisayarla ilgilenen ve interneti yoğun bir biçimde kullanan veya akşama kadar oyun oynayarak bilgisayarda vakit geçiren insanlara bilgisayarcı diyemeyiz. “Son kullanıcı” olarak, önümüze hazır olarak sunulmuş donanım ve yazılımları kullanmak bizi bilgisayarcı yapmaz. Elektronik ürünlerin, cep telefonlarının elimizde sıkça dolaşması elektronik mühendislerini ayağa düşürmeyeceği gibi, bilgisayarında günlük hayatımızda yoğun olarak kullanılması “bilgisayarcıları” ayağa düşürmez!
Cep telefonunu tamir etmek ayrıdır. Cep telefonunu tasarlayıp üretmek ayrıdır. Bilgisayarların tamir ve bakımını yapmak ayrıdır, bilgisayar teknolojisini kullanarak yeni ürünler tasarlamak ve üretmek ayrıdır. Usta, işçilerden her zaman daha kıymetli olmuştur. Zira, beyin ve düşünce her zaman el emeğinden daha kıymetlidir. Bilgisayarcılığın da elbette düşünceden ve mühendislikten hariç “amele işi” vardır. İşin garip yanı “bilgisayarcı dendiğinde beyin takımının değil, pratik iş takımının anlaşılmasıdır.” (Bu düşüncelerime tasdik eden bir anımı paylaşayım. Bir tanıdık bilgisayarını şikâyet edince “Alet çantam yanımda değil” demiştim. Ertesi gün flash belleğe gerekli yazılımları yükledim ve gittim. Tanıdık soruyor: “Alet çantan hani!” Ben de “Ben inşaat işçisi miyim? Benim alet çantam bu flash bellek ” dedim.) İnternet kafe işletmek de, saatçilik gibi bir meslektir. Oysa, beynimizi kullanarak, bilgisayar teknolojisiyle yeni ürünler sunmak çok kıymettar bir iştir. Ayağa hiçbir zaman düşmez. Üç beş kafadarın okul yıllığı olarak kurduğu Facebook bugün 500 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda. Google ve Amazon.com gibi bu konuda birçok örnek var karşımızda. Yemeksepeti.com gibi yerli orijinal projelerimiz de dikkat çekmektedir. Demek ki, orijinal fikirlerin bilgisayar teknolojisi ile insanlara sunulması her zaman kıymetlidir.
Çoğu insanımız, bilgisayarları internete girebileceği, sohbet edebileceği araçlar olarak düşünür. Her işimizin bilgisayarla halledildiği dile getirilse de derinlemesine bunlar düşünülmüş değildir. Veri tabanı ve veri madenciliği kavramından habersiz bir vatandaşın “bilgisayarcılar ayağa düştü” demesi yanlıştır elbette. Günümüzde en zengin şirketler, bilişim şirketleridir. Bilgisayarların üretime yönelik kullanılması çok önemlidir. Kurumsal kaynak planlama yazılımları, müşteri ilişkileri yönetimi yazılımları günümüz işletmelerinin can damarları hükmündedir. Sistemin geneline hitap eden bu tür yazılımların başarısı işletme başarısı ile doğru orantılıdır. İndeed.com, kariyer.net, yenibiris.com gibi kariyer sitelerinde arandığı zaman “Erp Yazılımları Destek Elemanı” gibi bilgisayarların işletme içi çözüm üretmesine yönelik birçok pozisyon görülebilir. Bu açıdan baktığımızda, günümüz teknoloji ürünlerinin önümüze gelmesinde hep bu yazılımların ve bilgisayarcılığın etkileri vardır. Bu pozisyonlar ve işler kıymetli işlerdir. Ama ne yazık ki toplumumuzun bilgisayarcı algısı daha buralara gelmedi. İşin bir diğer yönü; günümüzde “salt bilgisayarcı” olmak çok anlam ifade etmemektedir. Burada amcanın dediğine katılmamız lazım. Zaten günümüzde, bilgisayar ve işletme alanını bir araya getiren bilişim bölümleri ve eğitimleri revaçtadır.
Günümüzde “diplomalı bilgisayarcılar” kadar gönüllü bilgisayarcılar vardır. Keyif aldığı veya toplumda bir yer edinebilmek için bilgisayar bilgisini artıran insan sayısı az değildir. Bir insan en değerli sermayesi olan zamanını, istekle yöneldiği bir iş için kullanırsa neden o alanda ilerleyemesin? Zaten bilgi kaynaklarına erişim günümüzde çok kolaydır. Bu yüzden işi ve diploması bilgisayar olmasa da “bilgisayarcı" geçinen birçok insan bulunmaktadır. Bu çok ilginçtir. İnsanlar, tıp okumadıkları halde tıpçı; mühendislik okumadıkları halde mühendis olmaya çalışmazlar. Ama bilgisayarcılık böyle değildir. Herkesin ilgisini çeken popüler bir daldır. Bu yüzden “diplomasız bilgisayarcı” ve diplomalı ama “vasıfsız bilgisayarcı” çoktur toplumumuzda… Bilgisayarcı kelimesinin altı karışık yani! Okuduğu liseye program satan Bill Gates, Harvard Üniversitesinden ayrılarak eğitimini yarım bırakmıştır. Günümüzde “uzaktan eğitimler” gittikçe popüler hale gelmektedir. Ülkemizde Bilgisayar programcılığından sonra, bilgisayar öğretmenliğinin, onun ardından da bilgisayar mühendisliğinin uzaktan eğitim tarzında açılması düşündürücüdür…
Her ne olursa olsun “Bilgisayarcılık ayağa düştü.” derken bir kez daha düşünmek lazım!

ZÜBEYİR ERGENEKON

07.09.2010

Bu konuyu değerlendir