Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

07.11.2008, 05:32

Alıntı

NE BÜYÜKSÜN YARABBİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in karikatürlerini çizen Danimarkalı karikatürcü yaratık, dün evinde çıkan bir yangın sonucu yanarak can vermiş !!! Danimarkalılar bu haberi kimsenin duymamasını istiyorlar...

Vatanını milletini dinini seven herkes bu maili bildigi herkese göndersin ve bu haberi elimizden geldiği kadar duyuralım!!!

NOT: Bu maili okuyupta kimseye göndermeyen bizden uzak olur inşallah...


Bir sahte mail daha... Kırmızı yaptığım yerler sahte olduğunu ele veriyor.

Dün = Kesin tarih yok, halbuki mail aylardır ortalıkta dolaşıyor.

Kimsenin = Size misyon yükleniyor. Kimse duymayacaktı ama sen duyur.

Vatan, millet, din = sevgisini istismar ediyor

Herkese göndersin = Klasik emir

Göndermeyen = Klasik tehdit

Ayrıca medya da da yalanlandı: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=305012
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

22

07.11.2008, 05:43



Yukarıdaki Dilara mesajı ise malesef gerçektir.
Samsun / Terme´deki Kocaman ılköğretim okulunun websitesinde de yer alıyor.

Link: http://okulweb.meb.gov.tr/55/12/350463/dailara.html
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

23

07.11.2008, 05:49

Alıntı sahibi ""zamane_gençlik""

Ilettim zira resimler cok guzeldi.
Tabii bir mucizenin gerceklesmesini kim istemez ki![/b]

Resimler güzel diye iletmeniz de elbette bir sakınca yok. Ama resimleri "yazılarıyla birlikte" göndermediniz inşallah?
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

24

07.11.2008, 14:28

Evet resimler çok güzel ama mail gönderip başıma bela almak istemiyorum :)

Yalnız;

Bana gelen mailin tamamını ekledim buraya resim ve yazılarıyla birlikte ,

"Ilettim zira resimler cok guzeldi.
Tabii bir mucizenin gerceklesmesini kim istemez ki!
"

Bu yazı da bana ait değil, mailin içinde geçiyor ...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


nurgul

Acemi

  • "nurgul" bir kadın

Mesajlar: 43

Konum: Manisa / Salihli

  • Özel mesaj gönder

25

09.11.2008, 21:34

Açıklamalar için Allah sizden razı olsun.

nurgul

Acemi

  • "nurgul" bir kadın

Mesajlar: 43

Konum: Manisa / Salihli

  • Özel mesaj gönder

26

09.11.2008, 22:09

Alıntı

Ya Kum
Ya Mecid
Ya Vacid
Ya Vahid
Ya Ehad
Ya Samet
Ya Kadir
Ya Melik
Ya Rahman
Ya Rahim
Allah hiç bir zaman yanıltmaz
bu mesajı 9 kişiye gönder yarın güzel haber alırsın
eğer göndermezsen şanssızlık 9 sene peşini bırakmaz
erteleme bunlar Allahın isimleridir.
(Allah adı geçti göndermek zorundayım



BUNU KOPLAYALAYIP HeRKrSr GÖNdrR eğeR 15 KışıdeN FAZLA GÖNdeRıRSeN F6YA BAS ÇüNKü O ZAMAN SeVdığıN KışıNıN AdINI BüYüK HARFLeRLe GÖRMüş OLACAKSINN.....


Bu üsttekide bana gelen maillerden birisi bu tür maillerin tümünü göndermeden çöpe atıp siliyorum..Rabbimin isimlerimi zikretmenin elbette sevabı büyüktür .Ama bu mesajı 9 kişiye gönder yarın güzel haber alırsın
eğer göndermezsen şanssızlık 9 sene peşini bırakmaz gibi ifadelerin doğruluğunada inanmıyorum..Çocuklarıma bunların inandırıcı olmadığını bu tür mailleri göndermemelerini söylüyorum..Yinede çocuklar inanıp gönderiyorlar..


[b]Bu arada Rabbimin 99 ismini aşşağıya eklemek istedim..




Esmâ-Ül Husnâ, Allah'ın güzel isimleri demektir.


Bir âyet-i kerîmede:



"En güzel isimler O'nundur (Allah'ındır)" (el-Haşr, 24) buyurulmaktadır.


Diğer bir âyette de; en güzel isimlerin Allah'a ait olduğu belirtildikten sonra, bu isimlerle dua edilmesi tavsiye olunmaktadır (el-A'râf, 180).


Allah'ın isimleri tevkifîdir. Yâni, Allah hakkında ancak âyet ve hadîslerde zikri geçen ve söylenmesine izin verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez.


Esmâ-Ül Husnâ ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim'de:


"Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer" buyurulmuştur.


Tirmizî, ıbn-i Hibban ve Hâkim'in bu konudaki rivâyeti ise, şöyledir:


"Kim bunları (Esmâ-Ül Husnâ'yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah'ı zikrederse Cennete girer."


şâh-ı Nakşıbend Hz.leri bu hadîsle ilgili olarak buyurur ki:


"Bu hadîs-i şerîfteki Ahsâ kelimesinin bir mânası, saymaktır. Diğer bir mânası ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip bilmektir. Bir mânası da, bu esmâ-ül şerîfin mûcibince amel etmektir. Meselâ: Rezzâk ismini söylediği zaman, rızkı için asla endişe etmemeli. Mütekebbir ismini söyleyince, Allahü Teâlâ'nın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."


Hadîslerde zikri geçen 99 isim şunlardır:

ALLAH


Bu ism-i şerif, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve ılâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.


Bu isim, Allah'tan başkasına ne hakikaten ve ne de mecazen verilemez. Diğer isimlerin ise, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur yoktur. ınsanlara Kadir, Celâl ismini vermek gibi. Yalnız bu isimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, "kul" mânâsına gelen "abd" kelimesinin ilâvesi güzeldir. Abdülkadir ismi gibi...


er-RAHMÂN


Ezel'de bütün yaradılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran;


Sevdiğini, sevmediğini ayırdetmiyerek bütün mahlûkatını sayısız nimetlere garkeden...


Hayatları için lüzumlu olan bütün rızıkları veren...


er-RAHÎM


Pek ziyade merhamet edici;


Verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedî nimetler vermek suretiyle mükâfatlandırıcı...


Rahmân ism-i şerîfinden Allah Teâlâ'nın ezelde bütün mahlûkatı için hayır ve rahmet irade buyurduğu anlaşılır. Rahîm ism-i şerîfi ise, mahlûkatı arasında irade sahipleri, hususan mü'minler için rahmet-i ılâhiyyenin tecellisini ifade eder.


el-MELıK


Bütün mahlûkatın hakikî sâhibi ve mutlak hükümdârı...


Allah'ın, ne zâtında ve ne de sıfatında hiçbir varlığa ihtiyacı yoktur. Bilâkis herşey zâtında, sıfâtında, varlığında ve varlığının devamında O'na muhtaçtır. Bütün kâinatın hakikî sâhibi, mutlak hükümdârıdır.


el-KUDDÛS


Hatâdan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten çok uzak ve pek temiz...


Allah, hissin idrâk ettiği, hayâlin tasavvur ettiği, vehmin tahayyül ettiği, fikrin tasarladığı her vasıftan münezzeh ve müberradır. O hatâdan, gafletten, acizden ve her türlü eksiklikten çok uzak ve pek temiz olandır. Bu bakımdan her türlü takdîse lâyıktır.


ınsan su'-i ihtiyârı karışmadığı müddetçe kâinatta fıtrî olarak bulunan umumî temizlik hakikatı da, Cenâb-ı Hakk'ın KUDDÛS isminin tecellîsidir.


es-SELÂM


Her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan;


Her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran;


Cennet'teki bahtiyar kullarına selâm eden...


Bu ism-i şerif, Kuddûs ismi ile yakın bir mânâ ifade etmekte ise de Selâm ismi, daha ziyade istikbale aittir. Yani, Cenâb-ı Hakk'ın gerek zâtı, gerek sıfatı ileride en ufak bir tegayyüre, bir değişikliğe, bir za'fa uğramaktan münezzehtir. O, ezelde nasılsa ebedde de öyledir.


el-MÜ'MıN


Gönüllerde îman ışığı yakan, uyandıran;


Kendine sığınanlara aman verip onları koruyan, rahatlandıran...


Allah Teâlâ, kalblere îman ve hidâyet bağışlayarak oralardan şübhe ve tereddüdleri kaldırmıştır.


Kendine sığınanlara aman verip korumuş, emniyetle rahatlandırmıştır.


el-MÜHEYMıN


Gözetici ve koruyucu...


Allah, yarattığı mahlûkatının amellerini, rızıklarını, ecellerini bilip muhafaza eder. Bütün varlığı görüp gözeten, yetiştirip varacağı noktaya ulaştıran ancak O'dur. Hiçbir zerre, hiçbir lâhza, Onun bu lûtuf ve âtıfetinden boş değildir.


el-AZÎZ


Mağlûb edilmesi mümkün olmayan galib.


Bu ism-i şerîf, kuvvet ve galebe mânâsına gelen ıZZET kökünden gelir. Allah Teâlâ mutlak sûrette kuvvet ve galebe sâhibidir.


ızzet sıfatı, Kur'an'da birçok yerlerde azab âyetleri bahsinde gelmiştir. Fakat bu ism-i şerîfin yine birçok defa Hakîm ism-i şerîfi ile birleştiği görülür. Bunun mânası: Allah Teâlâ'nın kudreti galibdir, fakat hikmeti ile kötülerin cezasını te'hir eder, kötülük edip durmakta olan insanları cezalandırmakta acele etmez, demektir.


el-CEBBÂR


Kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan;


Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan...


Bu ism-i şerif cebir maddesindendir. Cebir, "kırık kemiği sarıp bitiştirmek, eksiği bütünlemek" mânasına geldiği gibi, "icbar etmek", yani, "zorla iş gördürmek" mânasına da gelir.


Bu mânaya göre Allah Teâlâ Cebbâr'dır. Yani, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları düzeltir, yoluna kor.


Cebbâr'ın ikinci mânasına göre de; Allah Teâlâ kâinatın her noktasında ve her şey üzerinde dilediğini yaptırmağa muktedirdir. Hüküm ve iradesine karşı gelinmek ihtimali yoktur.


el-MÜTEKEBBıR



Her şeyde ve her hâdisede büyüklüğünü gösteren...


Büyüklük ve ululuk, ancak Allah'a mahsustur, varlığı ile yokluğu Allah'ın bir tek emrine ve iradesine bağlı bulunan kâinattan hiçbir mevcut, bu sıfatı takınamaz.


el-HÂLIK


Herşey'in varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri,


hâdiseleri tayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan, yoktan vâr eden...


Bu ism-i şerîfin mânasında iki husus vardır:


1. Bir şey'in nasıl olacağını tayin ve takdir etmek,


2. O takdire uygun olarak o şey'i îcad etmek.


el-BÂRı'


Eşyayı ve her şey'in âzâ ve cihazlarını birbirine uygun bir halde yaratan...


Her şey'in vücudu mütenasib, yani, âzası, hayat cihazları ve aslî unsurları keyfiyet ve kemmiyet bakımından birbirine münasib olarak yaratıldığı gibi, hizmeti ve faydası da umumî âhenge uygun yaratılmıştır.


el-MUSAVVıR


Tasvîr eden, herşey'e bir şekil ve hususiyet veren...


Allah Teâlâ herşey'e bir sûret, bir özellik vermiştir. Herşey'in kendisine göre şekli, dıştan görünüşü vardır ki, başkalarına benzemez.


Meselâ: ınsanlar arasında tamamiyle birbirinin aynı iki insan yoktur.


Bundan daha garibi, parmak uçlarındaki çizgilerdir. Bu çizgiler, insanların sayısı kadar değişik gidiyor ve hiçbiri ötekine uymuyor. şu halde insanın hiç taklit olunamayacak imzası, bastığı parmak izidir.


ışte bunlar, Allah Teâlâ'nın MUSAVVıR isminin tecellîleridir.


el-ğAFFÂR


Mağfireti pek bol olan...


Gafr, örtmek ve sıyânet etmek (korumak) mânâsınadır. Allah mü'minlerin günahlarını örter. Dilediği kullarını da günahlardan sıyânet eder, korur. Bu, onlar için en büyük nimetlerden biridir.


el-KAHHÂR


Herşey'e, her istediğini yapacak surette galib ve hâkim...


Kahr, bir şey'e, onu hor ve hakîr kılacak veya mahv ve helâk edebilecek sûrette galib olmaktır. Allah Teâlâ Kahhâr'dır, her vechile üstün ve daima galibdir. Kuvvet ve kudretiyle her şey'i içinden ve dışından kuşatmıştır. Hiçbir şey O'nun bu ihâtasından dışarı çıkamaz. Ona karşı herşey'in boynu büküktür. Kahrına yerler, gökler dayanamaz. Kahr ile nice azıp sapmış ümmetleri ve milletleri mahv ve perişan etmiştir.


el-VEHHÂB


Çeşit çeşit nimetleri devamlı bağışlayıp duran...


Vehhâb kelimesi hibe kökünden gelmektedir. Hibe, "herhangi bir karşılık ve menfaat gözetmeden birine bir malı bağışlamak" mânasınadır. Vehhâb ise, "Her zaman, her yerde ve her şey'i çok çok ve bol bol veren ve karşılık beklemeyen" demektir.


er-REZZÂK


Yaratılmışlara, faydalanacakları şeyleri ihsân eden...


Rızık, Allah Teâlâ'nın bilhassa yaşayan mahlûkatına faydalanmalarını nasib ettiği her şeydir. Rızık yalnız yenilip içilecek şeylerden ibaret değildir. Kendisinden faydalanılan herşey'e rızık denir.


Maddî rızık, her türlü yiyecek ve içecek, giyilecek ve kullanılacak eşya, para, mücevher, çoluk-çocuk, vücudun çalışma kudreti, bilgi, mal-mülk, servet v.s. gibi şeylerdir.


Mânevî rızık ise, ruhun ve kalbin gıdası olan şeylerdir. Başta îman olmak üzere insanın mânevî hayatına ait bütün duygular ve o duyguların ihtiyacı olan şeyler, hep mânevî rızıktır.


el-FETTÂH


Her türlü müşkilleri açan ve kolaylaştıran...


Fettâh kelimesi, feth'den gelmektedir. Feth ise, "kapalı olan şey'i açmak" mânasınadır.


Kapalı bir şey'i açmak:


a. Maddî olur; bir kapıyı, bir kilidi açmak gibi.


b. Mânevî olur; kalbden tasaları, kederleri atıp gönlü açmak gibi.


Bitkilerin çiçek açması, tohum ve çekirdeklerin sünbül vermesi, rızık ve rahmet kapılarının açılması hep Fettâh ism-i şerifinin tecellîsindendir.


el-ALÎM


Her şey'i çok iyi bilen...


Allah, her şey'i tam mânasıyla bilir. Her şey'in, içini, dışını, inceliğini, açıklığını, önünü, sonunu, başlangıcını, bitimini çok iyi bilendir O. Olmuşları bildiği gibi, olacakları da aynı şekilde bilir. Onun için, olmuş - olacak, gizli - açık söz konusu değildir. Bunlar, insanlar hakkında geçerli olan mefhumlardır. ınsanların bilmesi nisbî ve ârızîdir. Allah'ın bilmesi ise, - bütün isim ve sıfatlarında olduğu gibi - zâtî'dir. Onun için O'nun bilmesinde dereceler bulunmaz.


el-KÂBID


Sıkan, daraltan...


el-BÂSIT


Açan, genişleten...


Bütün varlıklar Allah Teâlâ'nın kudret kabzasındadır. ıstediği kulundan, ihsân ettiği servet ve sâmânı, evlâd ve iyâli, yahut hayat zevkini, gönül ferahlığını alıverir. O adam zenginken fakir olur, yahut evlâd acısına boğulur, yahut iç sıkıntısına, ıstırap ve huzursuzluk içine düşer.


ışte bu haller, Kâbıd isminin tecellileridir.


Allah, istediği kuluna da yepyeni bir hayat verir, neş'e verir, rızık bolluğu verir, bu da Bâsıt isminin tecelliyatıdır.


el-HÂFID


Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan...


Allah Teâlâ, istediği kulunu yukarıdan aşağı atıverir. şan ve şeref sâhibi iken, rezîl ve rüsvây eder ve bu muamelesi çok defa, kendisini tanımıyan, emirlerini dinlemeyen âsiler, başkalarını beğenmiyen mütekebbirler ve hak, hukuk tanımayan zâlim zorbalar hakkında tecellî eder.


er-RÂFı'


Yukarı kaldıran, yükselten...


Allah Teâlâ, istediği kulunu indirdiği gibi, istediği kulunu da yükseltir. şan ve şeref verir. Bâzı gönülleri îman ve irfan ışığı ile parlatır, yüksek hakikatlardan haberdâr eder.


Allah'ın yükselttiği insanlar, çok defa melek huylu, tatlı dilli, insanların ayıplarını, kusurlarını örtüp eksiklerini tamamlayan; onlara malıyla, bedeniyle, bilgisiyle, nasihatiyle yardım eden nâzik, kibar insanlardır. Onlar bu istikametten ayrılmadıkça Allah da bu nimeti kendilerinden almaz.


el-MU'IZZ


ızzet veren, ağırlayan...


el-MÜZıLL


Zillete düşüren, hor ve hakîr eden...


ızzet ve zillet, birbirine zıd mânalardır. ızzet kelimesinde "şeref ve haysiyet", Zillet kelimesinde ise "alçaklık" mânası vardır.


Bunlar hep Allah Teâlâ'nın, mahlûkatı üzerindeki tasarrufları cümlesindendir.


es-SEMı'


ıyi işiten...


Allah Teâlâ işitir. Kalblerimizdeki sözleri ve işitilmek şânından olan her şey'i işitir. Mesafeler, onun işitmesine perde olamaz. Birini işitmesi, ötekilerini işitmesine mâni olmaz. Her hâdiseyi aynı derece açık olarak işitir.


el-BASÎR


ıyi gören...


Allah Teâlâ herkesin gizli açık yaptığını ve yapacağını görüp durmaktadır. Karanlıklar O'nun görmesine mâni olamaz. Karanlık gibi, yakınlık - uzaklık, büyüklük - küçüklük gibi insanların görmelerine engel olan şeyler de O'nun görmesine mâni olmaz.


el-HAKEM


Hükmeden, hakkı yerine getiren...


Allah Teâlâ Hâkim'dir, her şey'in hükmünü O verir ve hükmünü eksiksiz icra eder. Hâkimlerin hâkimliğine, hükümdarların hükümdarlığına hüküm veren de ancak O'dur. O'nun hükmü olmadan hiçbir şey, hiçbir hâdise meydana gelemediği gibi, O'nun hükmünü bozacak, geri bıraktıracak, infazına mâni olacak hiçbir kuvvet, hiçbir hükûmet, hiçbir makam da yoktur.


el-ADL


Tam adâletli...


Adalet, zulmün zıddıdır. Zulüm kelimesinde; incitme, can yakma mânası vardır. Zulmetmiyerek herkese hakkını vermek ve her şey'i akıl ve mantığa, hikmet ve maslahata uygun olarak yapmak da adalet demektir.


Allah Teâlâ Âdil'dir. Zâlimleri sevmez. Zâlimlerle düşüp kalkanları ve hattâ sadece uzaktan onlara imrenenleri ve sevenleri de sevmez.


el-LÂTÎF


En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nüfuz edilemeyen en ince şeyleri yapan;


ınce ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar ulaştıran...


Allah Teâlâ Lâtîf'dir. En ince şeyleri bilir. Çünkü onları yaratan O'dur. Nasıl yapıldığı bilinmiyen, gizli olan en ince şeyleri yapar.


el-HABÎR


Her şey'in iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar olan...


En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün eşya ve hâdiselerden Allah haberdardır. Onun haberi olmadan hiçbir hâdise cereyan etmez.


el-HALÎM


Hilm, suçluların cezasını vermeye gücü yetip dururken bunu yapmamak, onlar hakkında yumuşak davranmak ve cezalarını geriye bırakmaktır. Suçluyu cezalandırmağa iktidarı olmayana halîm denmez. Halîm, kudreti yettiği halde, bir hikmete binaen cezalandırmayana denir.


Allah Teâlâ Halîm'dir. Her günah işleyeni hemen cezalandırmaz. Hışım ve gazabda acele etmez, mühlet verir. Bu mühlet içinde yaptıklarına pişman olup tevbe edenleri afveder. Israr edenler hakkında, hüküm artık kendisine kalmıştır.


el-AZÎM


Bütün büyüklüklerin sâhibi...


Azamet, büyüklük mânasınadır. Hakikî büyüklük Allah'a mahsustur. Yerde, gökte, bütün varlık içinde mutlak ve ekmel büyüklük, ancak O'nundur ve herşey O'nun büyüklüğüne şâhiddir. Bu sıfatta da Allah'a herhangi bir denk bulunması muhaldir.


el-ğAFÛR


Mağfireti çok...


Allah Teâlâ'nın mağfireti çoktur. Bir kulun kusuru ne kadar büyük ve çok olursa olsun onları örter, meydana çıkarıp da sâhibini rezîl etmez.


Kusurları insanların gözünden gizlediği gibi, melekût âlemi sâkinlerinin gözünden de gizler. ınsanların görmediği bâzı şeyleri melekût âlemi sâkinleri görürler. Gafûr ism-i şerîfi, kusurların onların gözünden de gizlenmesini ifade eder.


eş-şEKÛR


Kendi rızâsı için yapılan iyi işleri, daha ziyadesiyle karşılayan...


şükür, iyiliği, iyilikle karşılamak demektir. şükür, Allah Teâlâ'ya karşı kulun yapması gereken bir vazifesidir.


şekûr ise, az tâat karşılığında çok büyük dereceler veren, sayılı günlerde yapılan amel karşılığında âhiret âleminde sonsuz nimetler lûtfeden demektir. Bu mânaya Allah'dan başka hakikî sâhip yoktur.


el-ALıYY


Her hususta, herşeyden yüce olan...


Allah Teâlâ yücedir, yüksektir.


Yüksekliğin hakikî mânası şudur:


1. Allah'tan daha üstün bir varlık düşünülmesi imkânsızdır.


2. Bir benzeri veya ortağı veya yardımcısı yoktur.


3. şânına yaraşmayan her şeyden uzaktır.


4. Kudrette, bilgide, hükümde, iradede ve diğer bütün kemâl sıfatlarında üstündür. şu halde Aliyy, her şey kendisinin dûnunda, emrinde ve hükmü altında olan Zât demektir.


el-KEBÎR


Büyüklükte kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen...


Allah Teâlâ kibriyâ sâhibidir. Kibriyâ, zâtın kemâli demektir. Her bakımdan büyük, varlığının kemâline hudut yoktur. Bütün büyüklükler O'na mahsustur.


el-HAFÎZ


Yapılan işleri bütün tafsilâtıyla tutan, her şey'i belli vaktine kadar âfât ve belâlardan saklıyan...


Hıfz, korumak, demektir. Bu koruma iki şekilde olur.


Birincisi, varlıkların devamını sağlamak, muhafaza etmektir.


ıkincisi, birbirlerine zıd olan şeylerin, yekdiğerlerine saldırmasını önlemek, birbirlerinin şerrinden onları korumaktır.


Allah her mahlûkuna, kendine zararlı olan şeyleri bilecek bir his ilham buyurmuştur. Bu Hafîz ism-i şerîfinin tecelliyatındandır. Bir hayvan kimyevî tahlil raporuna muhtaç olmadan kendine zararlı otları bilir ve onları yemez. Kulların amellerinin yazılması, zâyi olmaktan korunması da Hafîz isminin iktizasıdır. Bu bakımdan âhirette yeniden dirilme ve yaptıklarından hesaba çekilme ile Hafîz isminin yakından alâkası vardır.


el-MUKÎT


Her yaratılmışın azığını ve gıdasını tayin eden, azıkları beden ve kalblere gönderen...


Bu mânaya göre Mukît, Rezzak mânasınadır. Yalnız Mukît, Rezzâk'tan daha hususîdir. Rezzak, azık olanı da olmayanı da içine alır.


el-HASÎB


Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin, bütün tafsilât ve teferruatiyle hesabını iyi bilen;


Her şey'e ve herkese her ihtiyacı için kâfi gelen...


Allah Teâlâ, neticesi hesapla bilinecek ne kadar miktar ve kemmiyet varsa hepsinin neticelerini hiçbir ameliyeye (işleme) muhtaç olmadan doğrudan doğruya ve apaçık bilir.


Allah Teâlâ, herkese her ihtiyacı için kâfidir. Bu kifâyet, O'nun varlığının devam ve kemâlini gösterir.


el-CELÎL


Celâdet, ululuk ve heybet sâhibi, celâl sıfatları ile muttasıf...


Celâdet ve ululuk, Allah'a mahsustur. Onun zâtı da büyük, sıfatları da büyüktür. Fakat bu büyüklük, cisimlerdeki gibi hacim veya yaşlılık itibarı ile değildir. Zamanla ölçülmez, mekânlara sığmaz.


el-KERÎM


Keremi, lütuf ve ihsânı bol...


Allah vaad ettiği zaman sözünü yerine getirir, verdiği zaman son derece bol verir, muktedirken afveder.


er-RAKÎB


Bütün varlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murakabesi altında bulunan...


Bir şey'i koruyan ve devamlı kontrol altında bulundurana rakîb derler; bu da bilgi ve muhafaza ile olur.


Allah Teâlâ, bütün varlıkları her lâhza gözetip duran bir şâhid, bir nâzırdır. Hiçbir şey'i kaçırmaz. Her birini görür ve herkesin yaptığına göre karşılığını verir.


el-MÜCÎB


Kendine dua edip yalvaranların isteklerini işitip cevab veren, onları cevabsız bırakmayan...


Burada bir hususu iyi bilmek gerekir: Cevab vermek ayrıdır, kabûl etmek ayrıdır. Âyet-i kerîmede, Allah tarafından her duaya cevab verileceği va'dedilmiştir. Fakat kabûl edileceği va'dedilmemiştir. Zira kabûl edip etmemek Cenâb-ı Hakk'ın hikmetine bağlıdır. Hikmeti iktiza ederse istenenin aynını, aynı zamanda kabûl eder. Dilerse istenenin daha iyisini verir. Dilerse o duâyı âhiret için kabûl eder, dünyada neticesi görülmez. Dilerse de kulun menfaatine uygun olmadığı için hiç kabûl etmez.


el-VÂSı'


Geniş ve müsaadekâr...


Allah'ın ilmi, rahmeti, kudreti, afv ve mağfireti geniştir ve her şey'i kaplamıştır. Allah'ın ilminden hiçbir şey gizlenemez, ikram ve ihsanına bir nihayet yoktur.


el-HAKÎM


Bütün işleri hikmetli...


Allah Hakîm'dir. Faydasız, boş ve tesadüfî bir işi yoktur. Her emir ve filinin her yönüyle sonsuz fayda ve maslahatları vardır. Her yarattığı mahlûk, her yaptığı iş bütün kâinat nizamı ile alâkalıdır. Kâinatın umumî nizamı ile tenâkuz teşkil eden hiçbir hâdise, bir mahlûk, bir iş yoktur.


el-VEDÛD


ıyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına erdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan...


Vedûd'un iki mânası vardır: 1. Seven, 2. Sevilen.


Allah Teâlâ, kullarını çok sever, onları lütuf ve ihsanına garkeder. Sevilmeye lâyık ve müstehak olan da ancak O'dur.


el-MECÎD


Zâtı şerefli, ef'âli güzel olan, her türlü övgüye lâyık bulunan...


Bu ism-i şerîfin mânasında iki mühim unsur vardır:


Biri: Azamet ve kudretinden dolayı yaklaşılamaz olmak.


ıkincisi: Yüksek huylarından, güzel işlerinden dolayı övülüp sevilmek...


el-BÂıS


Ölüleri diriltip kabirlerinden kaldıran; gönüllerde saklı olanları meydana çıkaran...


Allah Teâlâ insanları, onlar ölüp toprak olduktan sonra âhiret günü dirilterek kabirlerinden kaldıracak ve ruhları ile cesedleri birlikte olarak hesaplarını görecek, sonra da yine ruh ve cesedleri birlikte olarak mükâfat veya cezalarını verecektir.


eş-şEHÎD


Her zamanda hâdiselerin dış yüzünü bilen ve her yerde hâzır ve nâzır olan...


Allah, mutlak surette herşey'i bilmesi bakımından Alîm'dir. Hâdiselerin esrarını, iç yüzünü bilmesi yönünden Habîr'dir. Dış yüzünü bilmesi yönünden de şehîd'dir.


el-HAKK


Varlığı hiç değişmeden duran...


Hakk, varlığı hakikî bulunan zâtın ismidir. Yani, varlığı daima sâbittir. Allah Teâlâ'nın zâtı, yokluğu kabûl etmediği gibi, herhangi bir değişikliği de kabûl etmez. Hakikaten vâr olan yalnız Allah'tır.


el-VEKÎL


Usûlüne uygun şekilde, kendisine tevdi edilen işleri en güzel şekilde neticelendiren...


Kendisine iş ısmarlanan zâta vekîl denir. Allah Teâlâ en güzel ve en mükemmel vekîl'dir. ışlerin hepsini tedvîr, tedbîr ve idare eden O'dur. Fakat kendisi hiçbir işinde vekîle muhtaç değildir. Allah Teâlâ, kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştırır.


el-KAVıYY


Çok kuvvetli...


el-METÎN


Çok sağlam...


Kuvvet, tam bir kudrete delâlet eder. Metânet ise, kuvvetin şiddetini ifade eder.


Allah'ın kuvveti de öteki sıfat ve isimleri gibi nâ-mütenâhîdir, tükenmez, gevşemez, hudut içine sığmaz, ölçüye gelmez. Allah'ın kudreti bahsinde zorluk - kolaylık söz konusu değildir. Bir yaprağı yaratmakla kâinatı yaratmak birdir.


Allah Teâlâ tam bir kuvvet sahibi olmak bakımından, Kaviyy, gücünün çok şiddetli olması bakımından Metîn'dir.


el-VELıYY


ıyi kullarına dost olan, yardım eden...


Allah, sevdiği kullarının dostudur. Onlara yardım eder. Sıkıntılarını, darlıklarını kaldırır, ferahlık verir. ıyi işlere muvaffak kılar. Her çeşit karanlıklardan kurtarır, nurlara çıkarır. Artık onlara korku ve hüzün yoktur. Herkesin korktuğu zaman, onlar korkmazlar.


el-HAMÎD


Ancak kendisine hamd ü senâ olunan, bütün varlığın diliyle biricik övülen, medhedilen...


Hamd; ihsan sâhibi büyüğü övmek, tâzim fikri ve teşekkür kasdiyle


medh ü senâ etmektir.


Her mevcûd, hâl diliyle olsun, kâl diliyle olsun, Allah Teâlâ'yı tesbih ve takdîs etmektedir. Bütün hamd ü senâlar O'na mahsustur. Hamd ve şükürle kendisine tâzim ve ibâdet olunacak veliyy-i nimet ancak O'dur.


el-MUHSÎ


Herşey'in sayısını bir bir bilen...


ılmi herşey'i ihâta eden ve herşey'in miktarını bilip eksiksiz tastamam sayabilen Allah'dır.


Allah Teâlâ, herşey'i olduğu gibi görür ve bilir, yani, bütün mevcûdatı toptan bir yığın hâlinde birbirinden seçilmez karışık bir şekilde değil; cinslerini, nev'ilerini, sınıflarını, ferdlerini, zerrelerini birer birer saymış gibi gayet açık görür ve bilir.


el-MÜBDı'


Mahlûkatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan...


Mübdi, bir mânada îcad demektir. Muîd ism-i şerîfi de îcad mânasına gelir. ıcadın bir benzeri daha evvel yaratılmış, meydana getirilmiş ise, iâde; değilse, yani, benzeri, maddesi olmayan yeni bir şey ise ibdâ denir.


el-MUÎD


Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan...


Herşey mukadder olan ömrünü tamamlayıp öldükten sonra, Allah'tan başka kimse kalmaz, fakat varken yok olan bu insanları âhiret günü Allah Teâlâ diriltip yeniden hayatlandırır, yeniden yaratır. Sonra da dünya hayatlarında yaptıkları işlerden hesaba çeker.


el-MUHYÎ


Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren...


Allah Teâlâ, cansız maddelere hayat ve can verir.


Her gün, her saat, her saniye yeryüzünde milyonlarca varlık hayat bulup dünyaya gelmektedir. Bütün bunlar, Allah'ın emr ü fermaniyle, yaratmasıyle ve müsaadesiyle olmaktadır. Allah yoğu var edip hayat verdiği gibi, ölüyü de tekrar canlandırabilir. Buna ihyâ, yani, diriltme denir. Hayatı hiç yoktan veren zâtın, ölülere yeniden hayat verip diriltmesi elbette son derece kolaydır.


el-MÜMÎT


Canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan...


Allah, yarattığı her canlıya muayyen bir ömür takdîr etmiştir. Canlı varlıklar için ölüm mukadder ve muhakkaktır. Hayatı yaratan Allah olduğu gibi, ölümü yaratan da yine O'dur.


Ancak bu ölüm, yok oluş, hiçliğe gidiş değil, bil'akis fâni hayattan bâkî hayat geçiştir.


el-HAYY


Diri; her şey'i bilen ve her şey'e gücü yeten...


Hayy, diri demektir, bunun zıddına meyyit denir ki, ölü mânasına gelir.


Allah Teâlâ ölmez, daima hâzır ve nâzırdır. Yaşayan mahlûkatın hayatını veren de O'dur. O olmasaydı hayattan eser olmazdı. O daima fenâdan, zevalden, hatâdan münezzehtir. Her an Alîm, her an Habîr, her an Kadîr'dir.


el-KAYYÛM


Gökleri, yeri, her şey'i ayakta tutan...


Kayyûm, kâim'in mübalâğasıdır. "Her şey üzerinde kâim" demektir. Bunun mânası "Bir şey'in kıyâmı, yani, bir varlık sâhibi olarak durabilmesi neye bağlı ise, onu veren" demektir.


Allah Teâlâ, her şey'in mukadder olan vaktine kadar durması için sebeblerini ihsân etmiştir. Onun için herşey Hak ile kâimdir.


el-VÂCıD


Hiçbir şey'e ihtiyacı olmayan; istediğini, istediği vakit bulan. Kendisi için lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan...


Ulûhiyet sıfatları ve bunların kemâli hususunda kendisine gerekli olan herbir şey, şânı yüce olan Allah'ın zâtında mevcuddur.


el-MÂCıD



Kadr ü şânı büyük, kerem ve semâhati bol...


Allah Teâlâ'nın kendisiyle âşinalığı olan kullarına kerem ve semâhati ifadeye sığmaz, ölçüye gelmez. Meselâ: Onları temiz ahlâk sâhibi olmaya, iyi işler yapmaya muvaffak kılar da, sonra yaptıkları o güzel işleri, hâiz oldukları seçkin vasıfları sebebiyle onları över, sitayişlerde bulunur. Kusurlarını afveder, kötülüklerini mahveder.


el-VÂHıD


Tek...


Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde asla


şerîki (ortağı) veya nazîri (benzeri) ve dengi bulunmayan...


es-SAMED


Hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci', ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler kendisine sunulan...


Allah Teâlâ, her dileğin biricik merciidir. Yerde, gökte bütün hâcet sâhipleri yüzlerini O'na döndürmekte, gönüllerini O'na bağlamakta, el açarak yalvarmalarını O'na arzetmektedirler. Buna lâyık olan da yalnız O'dur.


el-KÂDıR


ıstediğini, istediği gibi yapmağa gücü yeten...


Allah Teâlâ, kudretine bir ayna olmak üzere kâinatı yaratmıştır. Gök boşluğunun ölçülmesi mümkün olmayan genişliği içinde, akıllara hayret ve dehşet verecek derecede birbirlerine uzak mesafelerde milyarlarca güneşleri yandırmak... Fezalarda, sayısı belirsiz âlemleri birbirine çarpmadan koşturmak... Bir damla suyun içinde, birbirine temas etmeden hesapsız hayvanatı yüzdürmek Kâdir isminin tecelliyatındandır.


el-MUKTEDıR


Kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden...


Allah Teâlâ her şey'e karşı mutlak ve ekmel surette Kâdirdir. Her şey'e kâdir olduğu içindir ki, dilediği şey'i yaratır ve isterse onda dilediği kadar kuvvet ve kudret de yaratır.


el-MUKADDıM


ıstediğini ileri geçiren, öne alan...


Allah Teâlâ bütün mahlûkatı yaratmıştır. Fakat, ancak seçtiklerini ileri almıştır. ınsanların bâzısını dince, dünyaca bâzısı üzerine derece derece yükseltmiştir. Fakat bu yükseltme ve seçme, kulların kendi amelleri ile ona lâyık olmaları neticesinde olmuştur.


el-MUAHHıR


ıstediğini geri koyan, arkaya bırakan...


Allah Teâlâ istediğini ileri, istediğini geri aldığı gibi, bâzan da kullarının teşebbüslerini, onların bekledikleri zamanda semerelendirmez, maksadlarını arkaya bırakır. Bunda birçok hikmetleri vardır. Bu hikmetleri araştırmalı, sezmeğe çalışmalıdır.


el-EVVELı


Her varlıktan mukaddem olan, başlangıcı olmayan...


Allah Teâlâ bütün varlıklar üzerine mukaddem olup kendi varlığının evveli yoktur. Kendisi için asla başlangıç tasavvur olunamaz. Onun için Ona EVVEL demek, "ikincisi var" demek değildir. "Sâbık'ı, yani, kendisinden evvel bir varlık sâhibi yok" demektir.


el-ÂHıR


Sonu olmayan...


Herşey biter, helâk ve fenaya gider, ancak O kalır. Varlığının sonu yoktur. Evveliyetine bidayet olmadığı gibi, âhiriyetine nihayet yoktur. Onun için Ona "Âhir" demek, "Bir sâbık'ı yani, kendisinden evvel bir varlık sâhibi var" demek değildir. "Bir lâhıkı yok" demektir.


ez-ZÂHıR


Âşikâr olan, kat'î delillerle bilinen...


Allah Teâlâ'nın varlığı herşeyden âşikârdır. Gözümüzün gördüğü her manzara, kulağımızın işittiği her nağme, elimizin tuttuğu, dilimizin tattığı her şey, fikirlerimizin üzerine çalıştığı her mâna, hâsılı, gerek içimizde, gerek dışımızda şimdiye kadar anlayıp sezebildiğimiz her şey O'nun varlığına, birliğine, kemal sıfatlarına şâhiddir.


el-BÂTIN


Gizli olan; duyu organları ile idrâk edilemeyen...


Allah Teâlâ'nın varlığı hem âşikardır, hem gizlidir.


Âşikârdır, çünkü varlığını bildiren delil ve nişanları gözsüzler bile görmüş ve bu hakikatler hakikatı yüce varlığa, eşyanın umumî şehadetini sağırlar bile işitmiştir.


Gizlidir. Çünkü biz Onu künhüyle bilemeyiz. Amma varlığını kat'î surette biliriz.


el-VÂLÎ


Mahlûkatın işlerini yoluna koyan;


Bu muazzam kâinatı ve her an biten hâdisatı tek başına tedbîr ve idare eden...


Allah Teâlâ bütün varlığı idare eden, biricik ve en büyük vâlidir. Diğer vâliler ve hükümdarların idaresi, O'nun izni ve müsaadesi iledir. Ve onların velâyet ve idaresi, son derece nâkıstır.


Allah'ın velâyet ve tedbiri ise sınırsız, gerçek ve hakikîdir. Her şey emri ve iradesi altındadır. Herşey'i bilir. Ondan habersiz mülkünde hiçbir


şey cereyan etmez. Âdile mükâfatını, zâlime cezasını eksiksiz verir... Sebebler, O'nun icraat ve idaresinde yardımcı değil, sadece izzet ve haşmetini gösteren birer perdedirler. Hakikî te'sir, O'nun kudretindendir.


el-MÜTEÂLÎ


Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan pek yüce ve pek münezzeh...


Meselâ, bir zengin hakkında, "Bu adam yarın fakir düşebilir", denebilir ve adam da zenginken fakir olabilir. Fakat Allah Teâlâ hakkında, bu gibi ihtimallerin düşünülmesi mümkün değildir. O, her türlü noksanlık, eksiklik, zaaf, âcizlik, hatâ ve kusurdan münezzehtir. ısteyenler çoğaldıkça ihsanı artar, herkese hikmet ve iradesine göre verir. Verdikçe hazîneleri tükenmez...


el-BERR


Kulları hakkında kolaylık isteyen; iyilik ve bahşişi çok olan...


Allah Teâlâ kulları için daima kolaylık ve rahatlık ister, zorluk istemez, zorluk çıkaranları da sevmez. Yapılan kötülükleri bağışlar, örter. Bir iyiliğe en az 10 mükâfat verir. Kul gönlünden iyi bir şey geçirmişse, onu yapmamış olsa bile, yapmış gibi kabûl edip mükâfat verir. Aksine kötülükleri ise yapmadıkça cezalandırmaz.


et-TEVVÂB


Tevbeleri kabûl edip, günahları bağışlayan...


Bu ism-i şerîf, tevbe'nin mübalâğa sîgasıdır. Tevbenin asıl mânâsı dönmektir. Kulun isyan yolundan dönmesi demektir.


el-MÜNTEKIM


Suçluları, adaleti ile müstehak oldukları cezaya çarptıran...


Allah Teâlâ'nın intikamı vardır. Âsîlerin belini kıran, cânilerin hakkından gelen, taşkınlık yapan azgınlara hadlerini bildiren şübhesiz ki O'dur.


el-AFÜVV


Afvı çok...


Allah Teâlâ, günahları silen, onları hiç yokmuş gibi kabûl edendir.


Bu mânaya göre bu isim, Gafûr ismine yakındır. Ancak arada şu fark vardır: Gufran: Günahları örtüvermek demektir. Afv ise, günahları kökünden kazımaktır. Günahları kökünden kazımak, o şey'i örtmekten daha iyidir.


er-RAÛF


Çok re'fet ve şefkat sâhibi...


Mahlûkat içinde bilhassa insanlar için, Allah'ın inâyeti, kerem ve re'feti hiçbir ölçüye ve ifadeye sığmayacak kadar geniş ve büyüktür.


MÂLıKÜ'L-MÜLK


Allah Teâlâ mülkün hem sâhibi, hem hükümdârıdır. Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Hiçbir kimsenin O'nun bu tasarrufuna itiraz ve tenkide hakkı yoktur... Dilediğine verir, dilediğinden alır. Mülkünde hiçbir ortağa ve yardımcıya ihtiyacı yoktur.


ZÜ'L-CELÂLı ve'l-ıKRÂM


Hem büyüklük sâhibi, hem fazl-ı kerem...


Celâl; büyüklük, ululuk mânasınadır. Büyüklük alâmeti olan ne kadar kemâlât varsa hepsi Allah'a mahsustur. Mahlûkattaki kemâlât, O'nun kemâlinin zayıf bir gölgesi ve işaretidir.


Allah Teâlâ aynı zamanda büyük bir fazl-ı kerem sâhibidir de... Mahlûkat üzerine akıp taşmakta olan sayıya gelmez, sınır kabûl etmez nimetler hep O'nun ihsanı ve ikrâmıdır. O nimetlerin zerresinde olsun hiç kimsenin hakkı yoktur.


el-MUKSıT


Bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan.


Mazlûma acıyıp zâlimin elinden kurtaran.


Allah Teâlâ en üstün bir adalet ve merhametin sâhibidir. Her işi birbirine denk ve lâyıktır. Zerre kadar da olsa haksızlığı tervic etmez. Kullarına muamelesi merhamet ve adalet üzeredir. Yapılmış olan hiçbir iyiliğin zerresini bile karşılıksız bırakmaz. ınsanların birbirlerine karşı işledikleri haksızlıkları da düzelterek hakkı yerine getirir.


el-CÂMı'


ıstediğini, istediği zaman, istediği yerde toplayan.


Birbirine benzeyen, benzemeyen ve zıd olan şeyleri bir araya getirip tutan...


Cem, dağınık şeyleri bir araya toplama demektir. Allah Teâlâ, vücudlarımızın çürüyerek suya, havaya, toprağa dağılmış zerrelerini tekrar birleştirecek, bedenlerimizi yeni baştan inşa edecektir.


Allah Teâlâ birbirine benzeyen şeyleri bir araya getirip topladığı gibi, birbirinden ayrı varlıkları da bir araya getirmektedir. Onların iç içe birlikte yaşamalarını te'min etmektedir. Sıcaklık ile soğukluk, kuruluk ile


nemlilik gibi birbirine zıd unsurları bir arada tutması da yine Allah'ın Câmi' isminin tecellisindendir.


el-GANıYY


Çok zengin ve her şeyden müstağnî...


Ganiy, hiçbir şey'e ihtiyacı olmayan, herşey yanında mevcud bulunduğu için hiçbir şekilde başkasına müracaat mecburiyetinde kalmayan zât demektir.


el-MUğNÎ


ıstediğini zengin eden...


Allah Teâlâ dilediğini zengin eder, ömür boyunca zengin olarak yaşatır. Dilediğini de ömür boyunca fakirlik içinde bırakır.


Bâzı kullarını zenginken fakir, bazılarını da fakirken zengin yapar.


"Kıyamet günü fakirlik ve zenginlik tartılmayacak; fakirliğe ne ölçüde sabredildiği, zenginliğe de ne ölçüde şükredilmiş olduğu hesab edilecek.


Mesele, çok fakir veya çok zengin olmak değil, çok sabretmek veya çok şükretmektir."


Yahya bin Muaz


el-MÂNı'


Bir şey'in meydana gelmesine müsâade etmeyen...


ıyiden ve kötüden pek çok arzularımız vardır ki biri bitmeden biri ortaya çıkar. Yaşadığımız müddetçe bunlar ne biter, ne de tükenir... Biz de bu arzularımızı elde etmek için çalışır dururuz. Her arzumuz bir takım sebeblere, sebebler de Mâni' ve Mu'tî olan Allah'ın emrine bağlıdır. Allah Teâlâ isteyenlerin isteklerini, dilerse verir; o zaman isteyenin tuttuğu sebebler çabucak meydana gelir. Mu'tî ism-i şerîfinin mânası budur. Allah Teâlâ bâzı isteklere de müsaade etmez. O zaman isteyenin yapıştığı sebebler kısır kalır, ne kadar çabalanırsa çabalansın netice vermez. Bu da Mâni' ism-i şerîfinin tecellîsidir.


Kullarının başına gelecek felâket ve musibetleri önlemek, geri çevirmek de yine Mâni' ism-i şerîfinin tecelliyatındandır.


ed-DÂRR


Elem ve zarar verici şeyleri yaratan...


en-NÂFı'


Hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan...


Menfaatları ve mazarratları, hayır ve şerleri yaratan Allah Teâlâ'dır. ınsana menfaat ve zararlar belli bâzı sebebler altında geliyorsa da, o sebebler o menfaat ve zararların sâhibi ve müessiri değil, birer perdesidir. Gerçekte zararın da faydanın da, hayrın da şerrin de yaratıcısı Allah'tır.


en-NÛR


Âlemleri nurlandıran; istediği sîmalara, zihinlere ve gönüllere *ûr yağdıran...


Bütün eşyayı aydınlatan *ûr, şübhesiz ki, Allah'ın zâtının *ûrundandır. Çünkü göklerin ve yerin *ûru O'dur.


Nasıl ki, güneşin aydınlattığı her zerre, güneşin varlığına bir delildir, kâinatın her zerresinde görünen aydınlık da, o aydınlığı yaratan varlığın mevcud olmasına bir delil teşkil etmektedir.


el-HÂDÎ


Hidayeti yaratan.


ıstediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren.


Her yarattığına, neye ihtiyacı varsa, ne yapması gerekiyorsa onu öğreten...


Hidâyet; Allah Teâlâ'nın lütuf ve keremiyle kullarına, sonu hayır ve saadet olacak isteklerin yollarını göstermesi veya o yola götürüp muradına erdirmesi demektir. Sadece hayır yolunu ve sebeblerini göstermeğe irşâd; neticeye erinceye kadar o yolda yürütmeye de tevfîk denir.


Hidâyetin karşılığı dalâlettir. Dalâlet, doğru yoldan bile bile veya iğfale kapılarak sapmak demektir. Hidâyetin neticesi îman, dalâletin neticesi îmansızlık ve küfürdür...


el-BEDÎ'



Örneksiz, misalsiz, acîb ve hayret verici âlemler îcad eden...


Zâtında, sıfatında, fiillerinde, emsâli görülmemiş olan...


Bedî', mübdî mânasınadır. Mübdî, ibdâ eden, yani örneği bulunmayan bir şey'i îcad eden demektir.


Allah herhangi bir kuluna peygamberlik veya velîlik vererek üstün kılmışsa, bu üstünlükle o kul, kendi zamanındaki sair insanlara nisbetle bedî' olmuştur. Bâzı âlimlere verilen Bediüzzaman lâkabı gibi. Bu tâbir, zamanının eşsiz, misilsiz âlimi mânasına gelmektedir.


el-BÂKÎ


Varlığının sonu olmayan...


Bu ism-i şerîf "varlığın devamını" bildiren bir kelimedir. Varlığın devamı, önü ve sonu olmamakladır. Önü olmamak mülâhazasıyla Allah Teâlâ'ya Kadîm, sonu olmamak mülahazasıyla Bâkî denir. Bu mânalara yakın Ezelî ve Ebedî ism-i şerifleri de vardır.


Allah Teâlâ'nın varlığı, devam bakımından zaman mefhumu içine girmez. Çünkü, zaman denilen şey, kâinatın yaratılmış olduğu andan itibaren sonsuzluğa doğru akışının derecelerini gösteren bir mefhumdur. şu halde, zaman yaratılmışlar başlamıştır ve onlarla bitecektir. Kâinat yokken zaman da yoktu, fakat Allah Teâlâ vardı. Kâinat biter, zaman da biter, fakat Allah BÂKÎdir.


el-VÂRıS


Servetlerin geçici sâhipleri elleri boş olarak yokluğa döndükleri zaman servetlerin hakikî sâhibi...


Allah Teâlâ mülkün gerçek sâhibi olduğu gibi, gerçek vârisidir de. ınsanların mülk sâhibi olmaları geçici olduğu gibi, varislikleri de geçici ve muvakkattır. Mülkün gerçek vârisi, mülk sâhibi Allah'tır. Kıyâmet hengâmında bütün canlılar ölecek, bütün mülk tamamıyla O'na kalacaktır.


er-REşÎD


Bütün işleri ezelî takdîrine göre yürütüp, bir nizam ve hikmet üzere âkıbetine ulaştıran;


Her şey'i yerli yerine koyan, en doğru şekilde nizama sokan...


Reşîd isminde iki mâna vardır:


1. Doğru ve selâmet yolu gösteren. Bu mânada Hâdî ismiyle eş mânaya gelir.


2. Hiçbir işi boş ve faydasız olmayan, hiçbir tedbîrinde yanılmayan, hiçbir takdîrinde hikmetsizlik bulunmayan zât mânasındadır.


es-SABÛR


Allah, bir işi, vakti gelmeden yapmak için acele etmez. Yapacağı işlere muayyen bir zaman koyar ve onları koyduğu kanunlara göre - zamanı gelince - icra eder. Önceden çizdiği zamandan, - bir tenbelin yaptığı gibi, - geciktirmez. Ve kezâ - bir acelecinin yaptığı gibi - zamanı gelmeden yapmağa kalkmaz. Bil'akis her şey'i, hangi zamanda yapılmasını takdîr buyurmuş ise, o zaman yapar.


Allah'ın diğer isimleri:


Allah'ın isimleri 99 taneden ibaret değildir. Âyet ve hadîslerde bu 99 isimlerden ayrı olarak Allah'a başka isimler de izâfe edilmiştir.


Allah'a izâfe edilen diğer bâzı isimler şunlardır:


el-Vâhid'in yerine el-Ehad, el-Kahhâr'ın yerine el-Kâhir, eş-şekûr'un yerine eş-şâkir; el-Kâfi, ed-Dâim, el-Münevver, es-Sıddık, el-Muhît, el-Karîb, el-Vitr, el-Fâtır, el-Allâm, el-Ekrem, el-Müdebbir, er-Refî', Zittavl, Zülmeâric, Zülfadl, el-Hallâk, el-Mevlâ, en-Nasîr, el-Gâlib, el-Hannân, el-Mennân...


Kur'ân-ı Kerîm'de Allah ism-i şerîfi 2800 defa zikredilmiştir. Allah isminden sonra Kur'an'da en çok zikri geçen isim, Rab ismidir. 960 yerde zikredilmektedir.


Rab isminden sonra, Kur'an'da en çok yer alan isimler ise; Rahmân, Rahîm ve Mâlik isimleridir. Fâtiha sûresinde "Allah" isminden sonra sıra ile zikredilen bu dört ism-i şerîfe, Cenâb-ı Hakk'ın Rubûbiyet Sıfatları adı da verilmektedir.


Terbiye etmek, büyütmek, yetiştirmek mânalarını ihtiva eden Rab kelimesinin asıl mânası: "Bir şey'i derece derece yükselterek, gayesi olan en mükemmele erişinceye kadar kollayan" demektir.


ısm-i A'zam Nedir?


Allah Teâlâ'nın Kur'an ve hadîs-i şerîflerde zikredilen isimlerinin en büyüğüdür.


ısm-i A'zam'ı, Allah, isimleri içinde gizlemiştir. Bunun da hikmeti, kullarının bütün Esmâ-Ül Husnâ'ya rağbetini sağlamak, kendisine bütün isimleriyle dua edilmesini te'min etmektir.


ısm-i A'zam belli olsaydı, insanlar yalnızca o isimle dua ederler, diğer isimleri terkederlerdi. Çünkü ısm-i A'zam'ın Allah katında büyük bir değeri vardır. Bu isimle yapılan duaların mutlaka kabûl edildiği rivayet olunmuştur.


ısm-i A'zam'ın Esmâ-Ül Husnâ'dan hangi isim olduğu hakkında, ıslâm âlimleri ayrı ayrı kanâatler ileri sürmüşlerdir. Büyük ekseriyetin kanâatı, ısm-i A'zam'ın, lâfza-i Celâl yani Allah ismi olduğudur. Hz. Ali Efendimize göre ısm-i A'zam tek isim değildir. Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs'tan ibaret 6 isimdir.


ımam-ı A'zam'a göre, ısm-i A'zam, Hakem ve Adl olmak üzere iki isimdir. Gavs-ı A'zam'ın ısm-i A'zam'ı, Hayy ismidir. ımam-ı Rabbânî'ye göre de ısm-i A'zam, Kayyûm'dur.


Görüldüğü gibi ıslâm büyükleri, ısm-i A'zam'ı farklı isimlerde bulmuştur. Belki de herbirinin hususi âlemine tecellî eden ısm-i a'zam değişik olmuştur.


Esmâ-Ül Husnâ içinde bir ısm-i A'zam olduğu gibi, her isim için de a'zamî bir mertebe vardır. Bâzan bir ismin a'zamî mertebesi, ısm-i A'zam ile karıştırılır; o isim a'zamî mertebedeki tecellîsi sebebiyle ısm-i A'zam sanılır. ısm-i A'zam'ın her âlime göre değişik olmasının bir sebebi de budur.
[/b]

27

10.11.2008, 05:26

Allah razı olsun ablacım..
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

28

13.12.2008, 19:51

Alıntı

Bir anda uykudan kalktim
çok ilginç bir ışık gördüm ama odanın ışığı kapalıydı
bir baktım saat 3:30 gece facir vakti
peki gördüğüm bu kadar ışık nerden

-----
birden şaşırıp kaldım baktım ki elimin yarısı duvarın içinde
hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum
tekrar elimi duvara dogru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu!!!!!!!!

--
bir gülümseme sesi duydum

Yüzümü kardeşime dogru çevirdim, yatıyordu
korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim
ama cevap vermedi
annemin odasına doğru gittim
babamı uyandırmaya çalıştım

birilerinin bana cevap vermesini istiyorum ama kimse cevap vermiyordu



annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem uykudan uyandı



uykudan uyandı ama benimle konşmuyordu
---
bismillahirrahmanirrahim diyordu ve tekrarlıyordu



babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocoklara dedi annem



şimdi zamanımı bırak uyuyayim yarın ola hayr ola dedi babam



ama annemin israrı üzerine babam kalkıverdi şaşkınlık içerisinde beraber odamıza doğru geldiler

---
başladım bağırmağa, anne, baba ama hiç birisi cevap vermiyordu!!!



annemin elbisesini çekiyor beni dinlemesini istiyordum ama annem beni hissetmiyordu!!!



başladım annemin arkasından yürümeye ta bizim odaya kadar

odamıza girdi ve ışıkları açıverdi
ama benim için fark etmiyordu çünkü benim için her taraf ışıktı

tam o sırada çok ilginç bir şeyle karşılaştım
---
kendi vücüdumu gördim!!!

evet kendi vücüdumu



oturup kendi kendimi seyredıyordum, iki taneydim



kendi kendime soruyordum kimdir bu acaba? Nasılda bana benziyor!!!



başladım kendi kendimi uyandırmaya, bu kabustan kurtulayım diye



ama uyanamadım
---
babam dedi ki bak yatıyorlar işte hadi yerimize gidelim



ama annem sakin olamadı ve benim uyuduğum yatağa doğru gelerek



beni uyandırmaya başladı kalk muhammed kalk bana cevap ver



ama cevap veremiyordu!!!


bir kaç defa uğraştı ama yok. Birden baktım ki babamın gözlerinden yaşlar dökülüyor



o babam ki şimdiye kadar onun göz yaşlarını görememiştim



bağırışmalar başladı oracık yerden .. kardeşim uyandı ve sordu ne oldu?



annem ona bağırarak, abin muhammed olmüş çok acıklı bir şekilde ağlıyordu

---
bağırmalar fazlalaştı

anneme giderek, anne ağlama ben burdayım bak bana!!



ama kimse bana cevap vermiyordu, neden?



oturup bağırmaya başladım, burdayım bakın işte

ama kimse cevap vermiyordu



başladım bağırmaya ya rabbi, ya rabbi ne olur beni bu rüyadan ve olduğum durumdan kurtar

---
uzaktan bir ses duydum ve geldikçede yükseliyordu



bu ses allah'u taalenin bir ayeti idi
((andolsun sen bundan gaflette idin, derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir))



birden iki kişi beni tuttular, ama insan değillerdi

çok korktum !!

başladim bağırmaya, bırakın beni, siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?



kabire kadar senin gardiyanlarınız dediler
----
ben ölmedim, daha yaşıyorum dedim



neden beni kabire götürüyorsunuz? bırakın beni!! Ben hissediyorum, konuşuyorum ve görüyorum, ben ölmedim

bana gülümseyerek cevap verdiler

dediler ki, ey insanlar sizzler çok ilginç yaratıksınız, sanıyorsunuz ki ölüm hayatın sonudur ama bilmiyorsunuz ki asıl olan sizin yaşadığınız hayat bir rüyadan ibaret olup öldüğünüz zaman uyanıyorsunuz.



beni kabire doğru çekiyorlardı hala



yoldayken baktım ki benim gibi insanlar ve yanlarında da aynı o iki yaratıktan var, kimi ağlayor kimi gülüyor ve kimi ise bağırıyordu

onlara sordum neden böyle yapıyorlar?


dediler ki, bu insanlar şaşkınlık içerisindeler, nereye gittiklerini biliyorlar, kimisi dalalettedir.. korku içinde sözlerini keserek sordum:



ateşe gidiyorlar mi yani?
evet dediler '



konuşmalarına devam ederek, o gülenler ise cennete gidiyorlar



hemen sordum onlara, peki ben nereye gidecem??



dediler ki, sen bazen iyi gidiyordun, bazende kötü

bazen tövbe edip ertesi gün günah işliyordun ve izlediğin yol tam olarak belli değildi



ve hep öyle yitik kalacaksın



sözlerini korku içerisinde keserek sordum:



yani ben ateşemi gidiyorum yoksa?



Onlarda, Allahın rahmeti geniştir ve yolculukta uzundur dediler

---
yüzümü çevirdim korku içerisinde baktım ailem, babam, amcam, kardeşlerim ve akrabalarım hepsi



Bir sandık içinde beni taşıyorlardı

Onlara koiarak gittim ve onlara dedim ki benim için dua edin lütfen



Ama kimse bana cevap vermiyordu
kimi ağlıyordu kimi ise hüzünlüydü



Kardeşime giderek, dikkatli ol dünyanın fitnesi seni kandırmasın



Beni duymasını çok isterdim



O iki melek beni kabirdeki cesedimin üzerine bağladılar

baktım ki babam toprak atıyor üzerime



Kardeşlerim topak atıyor



Ordaki insanlar hepsi üzerime toprak atıyordu

----
dedim ki, ahh keşke onların yerinde olsaydım Allaha tevbe etseydim

dün sabah namazımı kılsaydım



Keşke her gün rabbime dua etseydim



Keşke her gün tevbemi yenileseydim



Keşke kötülüklerden uzak dursaydım



Başladım bağırmaya, ey insanlar dikkatli olun dünya hayatı sizleri kandırmasın
en azından birisinin beni duymasını çok isterdim



Peki sen beni duyuyormusun ???

----

lütfen herkese gönder
---

eğer göndermesi sana zor geliyorsa, daha iyi olacak çünkü sevabını hakketmiyorsun, ama kabirde olduğun zaman o zaman, ahh keşke gönderseydim diyeceksin

***

süphanallah ve bihamdihi.. süphanallahul azim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

29

13.12.2008, 21:46

aynisini bana gecen haftalarda duygu yolladi :D
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

30

17.12.2008, 18:18

Ben bunu herkese gönder diyen maillerin alayını spam kategorisine almaya başladım. Tanıdıklar da gümbürtüye gitti ama artık kafam rahat. Hiç bu tür mail almıyorum son 6 aydır.

31

18.12.2008, 16:07

Alıntı

Merhaba, Ben 29 yasinda bir babayim Esim ve ben birlikte mükemmel bir yasami paylastik. Çocuğumuza
Beyin kanseri teshisi koydular Ve kurtulmasi için tek yolun ameliyat oldugunu söylediler. Ne yazik ki bunun için yeterli paramiz yok. AOL ve Zdnet(Zimbabve) bize yardim etme karari aldi.Bu mail ne kadar çok kisiye yönlendirilirse,her üç kisi için 32 sent Zimbabve dolari olarak fon olusturulacak. AOL Mesaji takip edecek ve kaç kisiye ulastigini sayacak. Adres listenizdeki her kisiye bu mesaji gönderin.

ACIL!!!!!ULASABILDIGINIZ HERKESE ILETINIZ LÜTFEN eger bir
gün siz de böyle bir mesaj göndermek zorunda kalirsaniz,okumadan silen ve iletmeyenler hakkinda ne düsü nürsünüz '
***************************************************
Sevgili Arkadaslar ,
Cerrahpasa tip Fakültesi Onkoloji Çocuk bölümünde yatan 7 yasinda Lösemi hastasi Damla Ahsan için AB-Negatif taze kana ihtiyaç duyulmaktaymis.
DOKTORLARA GÖRE EN AZ 6 AY DEVAMLI KANA ihtiyaçlari var..
Yardim etmek isteyenler olursa asagida yazili cep telefonlarindan annesine ulasabilirler.
Sizde e-postayi lütfen tanidiginiz herkese gönderin. Zor durumda olan bu çocuga yardim edelim.

Damla'nin Annesinin tel.no. : 0532 411 32 53

2 yildir fon aliyorlarmis mail gönderiminden.

Sizde bütün listenize iletin
yardıma ihtiyacı olanlara el uzatmaktan bu maili tüm listenizi göndrrmekten kimseye zarar gelmez..
EN FAZLA 15 DAKıKANIZI ALIR
HAYAT KURTARMAK BıR ÇOCUğA YARDIM ETMEK SıZıN ELıNıZDE...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


32

06.01.2009, 13:33

Alıntı

Denemeyin - SAHTEDİR!


bir arkadaşımdan, avukat olan arkadaşımdan geliyor ve iyi bir fırsat gibi görünüyor. O, doğru diyorsa gerçekten doğrudur. En azından insanın kaybedecek bir şeyi yok. Bana şunları anlattı: avukatım ve yasaları biliyorum. Bu bir gerçek. Aldanmayın, aol ve Intel, aynı pepsicola`nın kısa süre önce general elektrik ile yaptığı gibi, mahkeme karşısına çıkmaktan ve milyonluk tazminatlardan korktukları için sözlerini tutuyorlar. Sevgili arkadaşlar lütfen bunu bir şaka olarak görmeyin. Bill Gates şu an servetini dağıtıyor. Buna karşılık vermezseniz ileride bunun için pişman olabilirsiniz. Windows hala en sık kullanılan program. Microsoft ve aol şu an bu metin ile bir deney yapıyorlar (e-mail beta test). Bu maili arkadaşlarınıza gönderdiğinizde Microsoft iki hafta boyunca izini sürebilir ve sürecektir. Bu maili ileten her kişi için Microsoft 245 Euro ödeyecektir. Bu maili gönderdiğiniz ve bunu devam ileten her kişi için Microsoft 243 Euro ödeyecektir. Bu maili alan üçüncü kişi için ise Microsoft 241 Euro ödeyecektir. ıki hafta sonra Microsoft size posta adresinizi teyit etmeniz amacıyla size ulaşacaktır ve size bir çek gönderecektir. Saygılarımla,

Matematik Öğretmeni
Ahmet Dipici
Sümer Mah. 3. Cad. No:2
Nevşehir-05059261411
mailto: ahmetdipici@hotmail.com
bunu andırmaca gibi düşündüm,fakat bu maili aldıktan ve ilettikten iki hafta sonra
microsoft benden posta adresimi istedi ve 24800 euro`nun üzerinde bir çek aldım. Bu test bitmeden önce cevap vermelisiniz. Sizden biri bu imkâna sahipse bunu değerlendirsin. Bill Gates için bunlar bir reklam kampanyasının masrafları. Lütfen bu maili
mümkün olduğu kadar çok insana iletin. En azından 10000 Euro almanız gerekir. Bize de bir faydası olmasaydı bu mailin iletilmesine katkıda bulunmazdık. Babamın bir tanıdığı birkaç ay önce buraya kendini ekledi. Onu en son gördüğümde bana çekini gösterdi. Üzerindeki tutar, toplam olarak 4324,44 euro idi. Intel için çalışan, yakın arkadaşlarımın teyzesi patricia teyze daha yeni bu mailin iletilmesi için 4543,23 Euro`luk bir çek aldı. Dediğim gibi yasayı tanıyorum ve ıntel ve aol`in kendilerini dünya çapındaki en büyük hizmet şirketi yapacak bir füzyon üzerinde çalıştıkları doğru ve en çok kullanılan program olduklarını garantilemek için bu testi uyguluyorlar.

S A Y G I L A R I M L A
M.Nihat DOğUALP
Beden Eğitimi Öğretmeni
Bilkent Üniversitesi
Turnuvalar Koordinatörü
0 532 337 89 25
0 505 359 00 21


Bu ne yahu , bilgilendirirseniz sevinirim , bu kadarda kaçık olamaz insan herhalde :shock:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


33

06.01.2009, 17:43

Salla. Bu doğru bile olsa bu yolla gelen paradan ne hayır gelir?

34

07.01.2009, 01:47

@ zamane_gençlik

o mail yalandır bu başlıkta daha önce belirttiğimiz bir çok kriter mailde belli olmuyor mu? Onlarla karşılaştırılsa bile yalan olduğu ap açık ortaya çıkıyor. Kaldiki bilgisayar dergilerinde bu branj hakkında her türlü haber ve duyurular anında yer alırken bu tür kar getiren bir şey nasıl göz ardı edilmişte şimdiye kadar haberimiz olmamış? Neden sadece eposta ile yayılıyor? Neden maildeki isimler yabancı? Neden microsoft windows xp veya vista ya en az 80 EUR alırken diğer yandan binlerce euro dağıtsın?

Bu tür mailleri çöpe atın ve gönderen kişiyi uyarın. Hatta size bu tür sahte mailler gönderen herkese forumdaki bu konunun linkini gönderin.
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

35

14.01.2009, 17:46

Alıntı



umut etmenin gözü kör olsun insana neler yaptırıyor :))
1:42 yi 4 gözle beklicem ahahahhahah :)))))





Geleneği bozmayalım lütfen, evde kalabilirsiniz...





Gerçekten kısmeti açılsın istediğim arkadaşlarıma gönderdim.:))))) aminnn de diyimJ


Öyle birini bulunki ;
Size içten bir şekilde güzel olduğunuzu söyleyen;
Telefonu suratınıza kapadığınızda sizi geri arayan ;
Sizin uykuya dalmanızı seyretmek için uyumayan;
Sizi alnınızdan öpen;
Size en zor anlarınızda,sizi bulutların üstünde çıkarmak isteyen;
Arkadaşlarının önünde elini tutan;
Öyle birini bekleyin ki;
Size durmadan size sahip olduğu için kendini şanslı saydığını veya ne kadar önemsediğini hatırlatan;
Arkadaşlarıma dönüp 'aradığım o.....' diyen.....

Eğer bunu açtıysanız bunu geri yollamalısınız yoksa hayatınız boyunca kötü şansa mahkum olacaksınız.
Bu geceyarısı gerçek aşkınız sizi farkedecek.....
Yarın 1:42 civarı başınıza güzel birşey gelecek; bu heryerde olabilir.
Yani hayatınızın en büyük şokuna hazır olun.
Eğer bu zinciri kırarsanız, hayatınızın en önemli döneminde aşkınızla
ilişkinizde problemler çıkmak üzere lanetleneceksiniz.
Bu zinciri sürdürebilmek için 15 dakika içinde 15 kişiye yollayın


birazda gülelim
:D :D :D
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


36

14.01.2009, 22:28

Bu e-mail'e sakın kanmayın ve yaymayın!

Mail, Merkez Bankası'ından geliyor görünüyor. PIN kodunuzu ters girerseniz makina parayı veriyor ama polis de çağırıyor yazıyor.

Son günlerde internet ve elektronik postalarda 'Merkez Bankası'ndan bir uyarı' başlığıyla dolaşan mesajın sanal dolandırıcıların işi olduğu ortaya çıktı.

Merkez Bankası'ndan üst düzey bir yetkili, kurum olarak böyle bir e-posta göndermediklerini vurguladı. Aynı yetkili, "Biz açıklamalarımızı resmi yollardan ve kamuoyuna açık bir duyuruyla yapıyoruz." ifadesini kullandı.

BUNA KANMAYIN!

Yüzlerce sitede bulunan mesajla, bazı dolandırıcılar, vatandaşın bankamatik şifresini öğrenmek için Merkez Bankası'nın adını kullanıyor. 'Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu tarafından para çekmeye zorlanırsanız PIN kodunuzu ters girmeniz halinde (Örn. 1234 yerine 4321 gibi); makine parayı veriyor ancak bu arada polis de çağırıyor.' şeklinde mesajlar atan kişilerin yeni bir dolandırıcılık şebekesi olabileceği belirtiliyor.

ÖYLE BıR TEKNOLOJı YOK

Uzmanlar, ATM'lerin polis çağırmasının teknolojik olarak mümkün olmadığını belirtirken, bu mesajlarla vatandaşın banka kartı şifresinin kolaylıkla öğrenileceği ve hesapların boşaltılabileceği uyarısında bulunuyor.

MERKEZ BANKASI ıMZALI

Yüzlerce sitede bulunan ve maillerle yaygınlaşan mesajın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na atfen yapılması vatandaşa inandırıcı geliyor. Bazı sitelerde sadece mesaj yer alırken bazılarında mesajın başında ve sonunda Merkez Bankası ve ATM'den para çekme, Merkez Bankası'ndan uyarı şeklinde yer alıyor.

GOOGLE DA BıLE ÇIKIYOR

ınternet arama motoru google'a "Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu" yazıldığında birçok sayfada söz konusu metin kullanıcıların karşısına çıkıyor. Mesajın altında ayrıca, 'Bu konuyu çok nadir kişinin bildiği için, mümkün olduğunca çok kişiye bildirelim' notu yer alıyor. Bu not ile daha çok kişinin banka kartı şifrelerinin öğrenilmesi amaçlanıyor.

MB: BU MESAJIN ASLI ASTARI YOK

CıHAN haber ajansı, söz konusu uyarı mesajının MB tarafından atılıp atılmadığını Merkez Bankası yetkililerine sordu. Yetkililer, konuyla ilgili vatandaştan da telefonlar geldiğini belirterek, "Bizim vatandaşlara böyle bir çağrımız olmadı. Eğer olsa bunu resmi bir açıklamayla yaparız. Zaten mesajlardaki gibi makinenin polis çağırması teknolojik olarak mümkün değil." açıklaması yaptı.

Bankadan üst düzey bir yetkili, internet üzerinden yayılan bu mesajların dolandırıcıların yeni bir yöntemi olabileceğine dikkat çekti. Merkez Bankası'nın böyle bir uyarıda bulunmadığını dile getiren aynı yetkili, "Böyle bir şey yok. Atılan mesajda yazanların aslı astarı yok." dedi.


Alıntı

İŞTE O SAHTE MESAJ
"T.C. MERKEZ BANKASI'ndan bir uyarı..Dağarcığınızda bulunsun... Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu tarafından para çekmeye zorlanırsanız PIN kodunuzu ters girmeniz halinde (Örn. 1234 yerine 4321.. gibi). Makine parayı veriyor ancak bu arada polis de çağırıyor. Bu konuyu çok nadir kişinin bildiği için, mümkün olduğunca çok kişiye bildirelim. T.C. MERKEZ BANKASI"
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

37

24.03.2009, 14:07



BU RESMı 25 KışıYE 20 DK ıÇıNDE YOLLA.EğER YOLLARSAN şANS HEP YANINDA OLACAK ÇOK MUTLU BıR HAYAT YAşAYACAKSIN YARINDA SEVDığıNDEN HABER ALACAKSINN
!

YOKSA ANNEN,BABAN VE SEN ÇOK MUTSUZ YAşARSIN,KÖTÜ şANS HEP YANINIZDA OLUR ıNANMADIYSAN BıLE ALLAH RIZASI ıÇıN YAP!!!...

38

24.07.2009, 14:35

jessica isimli bi kız msn de başka bir kızla tanışıyor
jessica:slm
diğer kız:
slm
jessica:
tanıştığımıza gerçekten çok memnun oldum.seninle konuşmak harikaydı.
diğer kız:gerçekten mi?tşk ederim.gerçekten hakkımda böyle mi düşünüyorsun?jessica:
evt
diğer kız:hmm peki senin gerçek adın ne?
jessica:jessica!seninki?
diğer kız:söyleyemem
jessica:neden?

diğer kız:çünkü ben ölüyüm

jessica:ne?
diğer kız:ben bir ölüyüm!!....
jessica:nasıl ölüsün?ölüler yaşayanlarla konuşamazlar ki!
diğer kız:istersek konuşabiliriz.
jessica:(inanmamış bir şekilde)ok sen bir ölüsün peki gerçek adın ne?
diğer kız:marie
jessica:ok peki soyismin ne?
marie:gerçekten bilmek istermisin?
jessica:evt...cevabını bekliyorum
marie:gerçekten???
jessica:(kızgın bir şekilde)eveeeeeeeeetttt!!!!!....
marie:soyismim yok!
jessica:(sakinleşerek)ok diğer adın?
marie:ben aynaların içinde yaşıyorum.aynadan aynaya dolaşıyorum.tam ismim ise "GÖRÜNMEZ MARİE"
jessica:görünmez marie mi? bu imkansız görünmez die bişi yokki!!
marie:eminmisin senin hakkında her şeyi biliyorum. kime aşık olduğunu,en çok sevdiğin rengi,soyismini ve şu anda ne kadar çok korktuğunu...
jessica:ok.beni korkutmaya başladın!!YETERR...
marie:okey.bi şekilde yakanı bırakırım!
jessica:neymiş o?
marie:bu msjı 15 kişiye gönder..eğer yapmazsan seni görmeye geleceğim!!

...SONRAKİ GÜN...

Jessica sabah kalktığında normal olarak elini yüzünü yıkamaya gitti.(tabi bu msjı 15 kişiye göndermeden)
banyoya girdiğinde lambayı yakıyor ve aynada kendini bir kaç zaman izliyor.
bir kaç saniye sonra ışıklar aniden sönüyor ve jessica yeniden aynanın içine bakıyor... orada bir kişi görüyor.elinde kocaman bir hançer her tarafı kanla kaplanmış bir kızz...aynadaki kız hançerini jessicanın başının üzerinde dolaştırıyor ve BUUUUUUUUUUUUMM.......
JESSİCA YERDE VE HER TARAF KAN...Bu mesajı hemen 15 kişiye yolla yoksa MARİE seni görmeye gelecek!! bir kız bu msjı okuduktan sonra hiç inanmayarak hiç kimseye yollamamış ve aynanın karşısında şarkı söylerken ailesi bir çığlık duyarak odasına koştular ama malesef... çok geçti.Genç kız ölmüştü ve kırılan cam parçacıklardan birinin üzerinde "MARİE GERİ DÖNDÜ,DİKKAT HAMÇER DEĞMESİN!!"seninde düşndüğün gibi çok garip ve uyduruk bişey ama ÖYLE DEĞİL.!!!.. HEPSİ DOĞRU!bu mesajı 14dk içinde 15 kişiye "kopyala\yapıştır"ile yolla ben hariç ve sonra F6 tuşuna bas sonraaaa kimin senden hoşlandığını öğren,tabi istersen....


Bir kaç dakika korkulu anlar yaşatmak için bu maili sizinle paylaşıyorum :dişler:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

39

24.07.2009, 14:42

cok kötüsün cook..
cok korktum.. daha aynaya bakmiyacam.. :)
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

40

24.07.2009, 15:13

Bu tip postaları gönderenler bellidir zaten..

Daha postadan bile açmadan, direk çöpe yolluyorum..

Atana da "yollamıyorum, zorla mı" diyorum..(=

Hele bir de toplu listeyle "ilet" yapmışsa, destan diziyorum gönderene..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir