Giriş yapmadınız.

1

08.10.2006, 03:35

Zikir, fikir, şükür (Çocuklar için hikayeler)

Ufak kardeşiniz yada küçük çocuğunuz varsa bu hikayeyi yazıcıdan çıkarıp onlara yatmadan önce okuyabilirsiniz.

Zikir, fikir, şükür

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken;

Çok eski zamanlarda bir çocuk varmış. Bu çocuk ailesi ile birlikte bir orman köyünde yaşarmış. Bu karagözlü çocuğun adı Emin’miş. Emin’in bir küçük tayı varmış ve adı Kırtay imiş. Küçük Emin, küçük Kırtay’ı ile birlikte ormanda gezmeye çıkmış. Gezerken gezerken orta büyüklükteki bir elma ağacından elma toplamaya başlamışlar. Uzanamadıkları yerlere Kırtay’ın üzerine çıkarak ulaşmış. Topladıkları elmaları yanlarındaki heybelere doldurmuşlar. Kırtay da acıkmış olduğu için birlikte oturup ikişer tane yemişler. Diğer elmaları evlerine götürmüşler. Annesi bu elmaları görünce benim koca oğlum neler getirmiş diyerek çok sevinmiş. Sonra heybedeki elmaları üçe bölmüş. Bir parçasını eve bıraktıktan sonra, diğer iki parçayı komşuları yaşlı ve çok sevimli Güler Teyzene ve arkadaşın Baran’lara götür demiş.

Güler Teyze’nin kapısına gelince kapıya tık-tık vurmuş. Biraz bekleyip ses gelmeyince tak tak tak diye daha kuvvetli vurmuş. Yaşlı ve adı gibi güler yüzlü Güler Teyze aceleci adımlarla gelerek kapıyı açmış. Yan komşunun küçük oğlu Emin’i elinde elma torbası ile görünce çok sevinmiş. Küçük Emin’in başını okşayarak, “hoş geldin Emin’ciğim, nasılsın? Bana bir şey mi getirdin? şakacı küçük Emin “Sana kurtsuz elmalar getirdim” diye nükte yapmış. Bunu duyan Güler Teyze “ Ha. Ha. Ha” diye gülerek teşekkür etmiş.

Daha sonra Baran’lara götüreceği elmaları ulaştırmak için Güler Teyze’den izin isteyerek yürümüş. Baran’ların kapısına gelince kapıya tık tık vurmuş. Kapıyı açan Baran, Emin’i görünce “arkadaşım hoş geldin” diye selamlamış. “Ooo bize bir şey mi getirdin?” deyince. Küçük Emin “Evet, ben bugün Kırtay ile birlikte ormandan elma topladım. Annem size de gönderdi.” Diye cevap vermiş. Baran’ın Annesi Esra Teyze, kapıda elma torbası ile bekleyen Küçük Emin’e teşekkür ederek, içeri davet etmiş. Fakat, Emin annesinin beklediğini belirterek, oradan ayrılmış.

Emin eve döndüğünde. Annesi kapının sesinden geldiğini fark ederek. Emin’ciğim sana bir sürprizim var” demiş. Sürprizlerden çok hoşlanan Küçük Emin büyük bir heyecanla annesinin yanına koşmuş ki, ne görsün. Annesi o çok sevdiği elmalı pastadan yapmış ve çay demlemiş bir şekilde kendisinin gelmesini bekliyormuş. Tam elmalı pastayı yiyecekken küçük Emin, “anne, bir dilim kesermisin, elmaları birlikte topladığım Kırtay’a götürmek istiyorum” demiş, Annesi gülerek elmalı pastayı Kırtay’ın seveceğini sanmıyorum fakat, madem külfetine birlikte katlandınız, nimetlerini de paylaşın” diyerek, bir dilim kesip kağıda sararak Emin’in eline vermiş.

Elmalı pasta sarılı kağıt elinde ahıra Kırtay’ın yanına koşan Küçük Emin, hemen kağıdın içinden elmalı pastayı çıkartarak uzatmış. şapur-şupur elmalı pastayı yiyen Kırtay hemen bitirip, doymadığını göstermek için hemen yalanmaya başlamış. Hatta Küçük Emin’i yalamaya başlamış. Kendisini zor kurtaran Emin, Kırtay’ın haline epey gülmüş. Kırtay’ın annesi Gökkısrak, bunların haline uzun uzun ıhhiğ, ıhhiğ, ıhhiğ diyerek kişnemiş . Gökkısrak her yeri bembeyaz, dik duruşlu, güçlü kuvvetli bir at imiş. Koştuğu zaman arkasında tozu dumana katar, yük taşımaya gelince de hiç hayır demezmiş.

Tüm bunlar olurken küçük Emin, annesinin sesiyle irkilmiş. Oğlum Emin, nerede kaldın çabuk gel! Hemen koşup eve girince Babası ve Dedesini de geldiğini görmüş. Annesi onlara çay ile birlikte elmalı pasta ikram etmiş, Emin’in çayını dolduruyormuş, Emin pastayı ağzına atarken Dedesinin “Bismilahirrahmanhirrahim” dediğini duyunca, hemen kendiside tekrar ederek, happur-huppur yeyip bitirmiş. Küçük Emin’in karnı doyunca, aklına bir soru takılmış.

Dedeciğim “Her zaman niye Bismilahirrahmanhirrahim diyorsun”. Dedesi torunun bu sorusuna çok memnun olduğunu belirterek, şu cevabı vermiş. “Bismillah her hayrın başıdır. Bismillah tükenmez bir hazinedir.” Dedeciğim tam anlayamadım, bana biraz daha anlatır mısın? dedi.

Dedesi şöyle izah etmiş. Sen elmaları Güler Teyze’lere ve Baran’lara götürdüğünde sana teşekkür ettiler mi? Evet, tabi ki teşekkür ettiler. Sen bir kul iken götürdüğün elmalar için bir teşekkür alıyorsun veya bekliyorsun, değil mi? Fakat, bu elmaların asıl sahibi ve yaratıcısı olan Yüce Allah’a teşekkür etmek gerekmez mi? Çünkü sen elmayı yalnızca topladın, ne ektin ne biçtin, en önemlisi yaratmadığın ve bir tablacı olduğun halde teşekkürleri aldın. Yüce Allah‘da bizden bir teşekkür bekliyor Allah’ın bizden istediği fiyat üç şeydir. “Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir” ıyice aklı karışan Küçük Emin dedesine bakarken, dedesi açıklamalarını sürdürdü. “Başta Bismillah zikirdir, ahirde elhamdülillah şükürdür, ortada Allah’ın bize verdiği nimetleri tefekkür etmek fikirdir”

ışte biz bunun için bir yemeğe, işe ve olaya başlarken Bismillah diyor, işin sonunda veya yemek bitince elhamdülillah diyoruz. Küçük Emin hımmm şimdi anladım. Dedesi imtihan etmek istercesine ne anladıysan anlat bakalım.

Küçük Emin “çay içmeden önce BıSMıLLAH, içtikten sonra ELHAMDÜLıLLAH, çay içerken de çay’ın Allah’ın hediyesi olduğunu TEFEKKÜR edeceğiz” dedi ve çay içerken söylediği her şeyi uyguladı. Sanki daha bir tatlıymış gibi oldu. Çünkü tefekkür ederken 2 yerine 3 şeker attığını sonradan fark etti.

Dedesi kucağını açtı, gel benim karagözlüm, badem içim, çamfıstığım yavrum diyerek sarıldı. Alnını ortasından şapur-şupur öptü. Bu manzara karşısında anne ve babası da çok sevindi.

Artık saat ilerlediği için annesi yatma zamanı geldiğini söyledi. Küçük Emin, Dedesini, Nenesini ve babasını öperek, annesi ile birlikte yatmaya gitti.

E. Cevat TUTAR
ectutar@mynet.com
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

2

08.10.2006, 13:23

zikir fikir şükür hakikati çok güzel hikaye edilmiş :) Allah razı olsun...
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

3

09.10.2006, 19:05

maşallah çok hoş bir hikaye...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

4

28.01.2007, 18:18

:) emegıne saglık kardes guzelmıs gercekten

5

30.01.2007, 11:56

Evet abi bizim ıfak talebelere okutmak lazım.

Allah razı olsun
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Mesajlar: 15

Konum: istanbul

Meslek: istanbul hukuk

  • Özel mesaj gönder

6

20.02.2007, 23:10

allah razı olsun kardeşim çok hoş hikaye
Ümitvar Olunuz! şu ıstikbal ınkılabı içinde En yüksek gür sada ıslamın sadası olacaktır...
El Baki Hüvel Baki
^^öse^^

7

24.07.2008, 10:25

Zübeyir'in cevizleri



Zübeyir'in cevizleri

Zübeyir babasının yeni aldığı arabasıyla oyun oynuyor onu elinden hiç düşürmüyordu.O gün okulda tatildi.Vaktinin büyük bir kısmını oyuna ayırmıştı.Kendini oyuna öyle kaptırmıştı ki ikindi ezanının okunduğunu bile duymamıştı.Arkasında duran annesini bile farketmemişti.Annesinin omuzuna dokunmasıyla irkildi.

-Biriciğim ezan okundu yoksa duymadın mı?Biz hazırlığımızı yaptık seni bekliyoruz.Abdestini al da namazımızı kılalım.

Zübeyir de bir gariplik vardı.Bir arabasına baktı birde annesine.Hiçte oyununu bırakıp gitmek istemiyordu.Biraz daha bekledi.Yine oyuna kaptırmıştı kendini.Bu defa babasının sesini duydu.

-Zübeyir oğlum,nerdesin? diye seslenerek yanına geldi.

-Oğlum nerdesin neden gelmiyorsun seni bekliyoruz.Yoksa hastamısın? diyerek saçlarını okşadı .

-Babacığım şey....diyerek başını öne eğdi Zübeyir.

-Ben bugün namaz kılmasam olmaz mı baba?Her gün her gün namaz kılmaktan sıkıldım ve daha çok oyun oynamak istiyorum.Namaz kılmayıda seviyorum ama ben oyun oynamak istiyorum .

-Canım oğlum dedi babası ve sarıldı büyük bir içtenlikle.Küçükken bende senin gibi oyunumu bırakıp namaz kılmak istemezdim.Köşe bucak kaçacak yer arardım.Ve dedende hiç yorulmaz peşimi bırakmazdı.Taki senin gibi namaz kılmaktan sıkıldığımı söyleyene kadar.Ve deden o zaman bana beş tane ceviz hediye etmişti.Hem biliyormusun ben o cevizleri yedikten sonra namazımı hiç bırakmadım ,namaz kılmaktan hiç sıkılmadım.

Zübeyir cevizi çok seviyordu.Babası ceviz dediği anda gözlerinin içi parlamıştı.

-Deden de o cevizlerden hala vardır.ıstersen belki sanada verir ve göz kırptı Zübeyir' e

Dedesi o sırada namazını kılmış ve içeri girmek üzereydi.Koşar adımlarla dedesinin bacaklarına sarıldı ve

-Dedeciğim babam sende ceviz olduğunu söyledi bana da veririmisin? dedi.

Dedesi oğlunun yüzüne baktı ve tebessüm ederek.

-Çok mu istiyorsun dedi.

-Evet dedeciğim çok istiyorum lütfen dedi

-Peki öyleyse dedi ama bir şartla.Ben sana 5 soru soracağım sen de bu sorulara cevap verebilirsen cevizler senin anlaştık mı?

-Anlaştık anlaştık diyerek hoplayıp zıplamaya başladı Zübeyir.

-Gel otur bakalım dedenin dizine.Evet birinci soruyu soruyorum Zübeyir
hazır ol.

- Acaba ömrün ebedimi zübeyir .Yani yarın veya bugün ölmeyeceğini biliyormusun?

-Hayır dedeciğim bu dünya geçici sen söylemiştin.Asıl hiç ayrılamadan sizlerle beraber olacağımız yer cennet hayatı ve oraya hangimizin daha önce gideceğini ancak Rabbimiz biliyor.Cenneti kazanmak içinde ibadet etmemiz gerekiyor.

-Zübeyir peki o zaman Allah'ın bize ikram ettiği kocaman bir günün bir kaç dakikasını namaza ayırmak çokmudur.Sanki bu dünyada sürekli kalacak gibi yaşamak doğrumudur?

-Hayır dedeciğim dedi başını öne eğerek;

Aferim dedi dedesi cevizin ilkini hak ettin al bakalım

Gelelim ikinci soruya;

-Her gün hergün ekmek yersin su içersin onlar sana usanç veriyormu Zübeyir?

-Hayır dedeciğim çünkü acıkıyorum ve yemek yemek çok hoşuma gidiyor.

-Madem vermiyor.Çünkü o bizim vücudumuzun ihtiyacı.Midemizin ihtiyacını bunlarla karşılıyoruz Ve bundan da büyük zevk alıyoruz .Namazda kalbimizin gıdası ihtiyacı peki ozaman namaz kılmazsak kalbimize gıdasını vermemiş oluyoruz değil mi?

-Evet dedeciğim çünkü namaz kılarkende çok hoşuma gidiyor ve kendimi çok mutlu hissediyorum.

Dedesi 2. cevizide eline verdi Zübeyir'in aferim dedi tekrar

Gelelim 3. soruya

-Daha akşam ezanı okunmamış.Yarın ki namaza sıra gelmemiş.Sence bunları şimdiden düşünüp üzülmek ve sabırsızlık göstermek doğrumudur?

-Hayır doğru değildir diye cevap verdi

-Madem öyledir bulunduğumuz vakti düşünüp ona göre hareket etmeliyiz.O anda yapmamız gerekenleri yapmalıyız.

Üçüncü soruyuda cevaplamıştı Zübeyir ve cevizi almanın heyecenıyla hadi dedeciğim diğer soruyuda sorda elindeki cevizleride alayım dedi gülümseyerek.

-Merak ediyorum Zübeyir acaba Rabbimizin bize emrettiği namaz ibadetinin ücreti azmıdır yani bize kılmamız karşılığında vereceği hediye küçükmüdür.?

- Tabiki değildir dedeciğim.Cennet gibi güzel bir bahçe veriliyor bize ve orda bütün sevdiklerim arkadaşlarım güzel güzel sürekli yenilenen oyuncaklar hoş kokulu en sevdiğim meyveler,ve Peygamberimiz ve arkadaşları oradalar.Orada peygamberimizle oyunlar oynayacağız.

Bu cevap dedesinin çok hoşona gitmişti.Mesela ben sana şu işi yap desem ve karşılığında 5 ceviz daha versem yaparmısın.

-Tabi yaparım dede.Hemde en güzel bir şekilde yapmaya çalışırım ki belki daha çok verirsin diye.

-Peki o zaman karşılığında cennet gibi güzel bir hayatı kazandıracak namaz gibi güzel ve kolay bir işi yapmayalım usanç duyalım?

Zübeyir den çıt çıkmıyordu.Gözleri dedesinin yüzüne çevirmiş baka kalmıştı.Dedesi 4. cevizide koydu dizine.Zeki torunum dedi Maşaallah sana sıra son soru da yoksa sıkıldın mı?

-Hayır dedeciğim sıkılmadım.Bu soruyuda çok merak ediyorum.

-Acaba namazdan usanç duymana sebep daha çok oyun oynamayı istemen ve arkadaşlarınla daha çok vakit geçirmek içinmidir?

-Bu soru çok kolaymış dedi zübeyir.Evet ben daha çok oyun oynamak istediğim için namaz kılmak istememiştim ama... dedi ve sessizleşti

-Anladım dedi dedesi başını sallayarak al bakalım beşinci cevizde senin şimdi onları yiyeblirsin.

-Teşekkür ederim dedeciğim ama ben bunları sonra yiyeceğim çünkü şimdi namaz kılmam lazım.Sen herşeyi vaktinde yapmak gerekir demedin mi.şimdi ıkindi namazının vaktidir.Cevizimi sonrada yiyebilirim dedi.Ve seccadesine koştu.

S.Demirel
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

8

24.07.2008, 10:26

Dede Bismillah ne demek?

Dedem ile babaannem bize ziyarete gelmişlerdi.Onları çok özlemiştim.Ertesi gün hep beraber bir ormana piknik yapmaya gittik.Annem ve babam piknik sofrasını hazırlarken dedem de;

-Hadi Zübeyir ve Nur dedi.
Biz de ormanı şöyle bir gezelim.
Dedemin elini tutarak ormanın için de yürümeye başladık.Birden kardeşim Nur'un ayağı bir taşa takıldı ve düştü.Dedem''bismillah'' diyerek kardeşimin elinden tuttu ve kaldırdı.
-Bir şey oldumu kızım canın acıyor mu dedi.
-Hayır dedeciğim fazla acımıyor diye cevap verdi Nur.
Dedem:
-Yoksa dedi sen ''bismillah'' dememişmiydin?
-''Hayır dedi Nur ''bismillah'' ne demek dedeciğim
-''Bismillah her hayrın başıdır çocuklar" dedi.Gelin şuraya oturalım da anlatayım size;
"Evet evlatlarım" diye devam etti dedem..
Bizi yaratan biri var..
-''Allah'' değil mi dede bizi yaratan annem bize bunu öğretmişti diye heyecanla cevap verdi Zübeyir..
-Aferin çocuklar size... evet bizi yaratan bizim sahibimiz Allah(c.c).
Bu ormanın,şu ağacın,şu böceğin,şu kuşun,şu taşın sahibi de Allah..
Yani herşey Onun emri altında.O ndan izinsiz hiçbir şey hareket edemiyor.
-Evet dedeciğim daha önce annemde anlatmıştı.Bizi gören bizi duyan bir Rabbimiz var.Bir istediğimiz olduğu zaman dua edip Ondan istiyoruz.
-Aferin Zübeyir dedi.
Allah'a güvenip O na dayanmalıyız.ışte bütün işlerimizi yaparken ve her hareketimiz de O'nun ismini anıp herşeyin sahibinin Allah olduğunu ''bismillah'' diyerek göstermeliyiz.
O na dayanmalıyız.
Ona dayanıp Ona sığınırsak her halin karşısın da herkesin karşısında korkmadan ,titremeden işlerimizi en güzel şekilde yapmış oluruz.
-Anladım dedeciğim mesela derslerimi yaparken ''bismillah'' diyerek başlamalıyım.Yemeğe başlamadan önce oyun oynarken yatmadan önce de bismillah demeliyim.
Nur şaşkın ve meraklı gözlerle dedesini dinliyordu.Ve içinden "bismillah bismillah" diye mırıldanıyordu.
Mesela dedi dedesi; şu ağaç daha önce sadece bir çekirdekti.Karanlık bir toprağa düştü''bismillah'' dedi ve o nazenin incecik gövdesiyle sert olan taşı deldi geçti fidan oldu.''Bismillah'' dedi ağaç oldu ve meyve verdi.Ve şu sımsıcak güneşin altında aylarca o yemyeşil yapraklar ''bismillah'' diyerek tazecik kalıyorlar güneşin sıcaklığına ''bismillah'' diyerek dayanıyorlar.
Bizlerde zorluklara ,sıkıntılara,kazalara karşı ''bismillah'' diyerek dayanmalıyız.
Mesela inek,keçi,koyun gibi mübarek hayvanlar ot yerler.Ama yerken bismillah dedikleri için Rabbimiz onların eliyle bizlere süt verir.
-Aa dede evet biz de o sütü içiyoruz .Ozaman bizde içerken bismillah demeliyiz..
-"Aferin çocuklar" dedi dedesi tekrar gülümseyerek.Haydi artık gidelim anne ve babanızı daha fazla bekletmeyelim..
Hep bir ağızdan ''Bismillah'' diyerek kalktılar.Zübeyir ve Nur koşarak annelerine dedeleriyle konuştuklarını anlattılar.
Ve ''bismillah'' diyerek yemeklerini yediler ve asla her işlerinde "bismillah" demeyi unutmadılar...

Semra Demirel | nurtalebesiyiz.biz
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

9

24.07.2008, 10:30



Dede Namaz Kılmak Bu Kadar Önemli mi?

Zübeyir dedesinin namaz kılışını dikkatli gözler ile izliyordu.
Dedesi namazını bitirdikten sonra Zübeyir i yanına çağırdı ve başını okşadı.

-Dede sana bir şey sorabilirmiyim?

-"Sor bakalım" dedi dedesi.

-Namaz kılmak bu kadar önemli mi?Seni sürekli namaz kılarken görüyorum..

-Evet Zübeyir evladım namaz çok kıymetli ve önemli bir ibadettir.Ve o kadar kolay ve zahmetsiz bir ibadettir ama kazancı çok yüksektir.

-Peki namaz kılmayan insanlar var dedeciğim onlar namazın çok önemli olduğunu bilmiyorlar mı?

-Bak Zübeyir sana bir hikaye anlatayım mı?

-"Anlat dedeciğim hadi anlat" dedi büyük bir heyecan ile Zübeyir
Dedesi gülümseyerek baktı torununun gözlerine..

Bir zaman büyük bir padişah iki hizmetkarına da 24 altın verip 2 ay uzaklıkta çok güzel bir çiftliğine gönderir ve onlara emreder ki:

-Bu 24 altın ile bilet alınız ve yol masraflarınızı temin ediniz.Bir günlük mesafede bir istasyon vardır.Orada tren, araba,uçak bulunur.Elinizde ki sermayeye göre binersiniz diye tembih etmiş.

Bu iki hizmetkar bu emri dinledikten sonra yola koyulmuşlar.
Birisi çok akıllı efendisine itaatkar bir hizmetçiymiş.Efendisinin dediği gibi altınının az bir miktarını kullanır.Hatta bu masrafın da bile efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel şeylere harcar ki efendisinin vereceği mükafatı düşünerek sevinir.

Diğer hizmetçi ise arkadaşının tam tersine asi ve söz dinlemez birisiymiş.23 altınını har vurup harman savurmuş.Hem lüzumsuz, hemde efndisinin kızacağı şeylere sarf etmiş..

Daha sonra aklı başında olan arkadaşıyla karşılaşırlar ve arkadaşı ona der ki:

-Arkadaşım 1 tane altının kalmış.Bunu bari bir bilete ver yoksa gideceğimiz yere nasıl gideceksin aç ve yayan kalırsın.Hem bizim efendimiz ikramı boldur,merhametlidir özür dilersen belki seni affeder.Yoksa bu iki aylık mesafede aç ve yayan gezmeye mecbur olursun.

Zübeyir bütün dikkatini dedesine vermiş dinliyordu.

"Peki" dedi dedesi o adam sence ne yapmalı Zübeyir?

Tabiki o bir altınını efendisinin çok hoşuna gidecek bir şekil de kullanmalı ve özür dilemeli ki efendisi onu affetsin.

-Aferin Zübeyir tebrik ederim seni..

ışte bizlerde Rabbimiz in bize ihsan ettiği bu ömrümüzü ve bize emaneten verdiği 24 altınımız olan yirmi dört saatimizin bir saadetini namaz gibi güzel ve hoş bir işe vermeliyiz..Hem bu sayede geriye kalan 23 altınımızı yani 23 saatimizi de güzel bir ibadete çevirmiş oluruz.
Mesela sen bütün gün oyun oynuyorsun,yemek yiyorsun ,istediğin her şeyi yapıyorsun eğer bunun arasına toplam 1 saatini verip namazını kılarsan diğer yaptığın işlerde ibadet hükmüne geçer ve merhametli olan efendimiz bize çoook güzel olan cenneti hediye eder.Namaz kılmayan insanlar ise o asi hizmetkarın durumuna düşerler.

-Anladım dedeciğim dedi ve bundan sonra bende namazlarımı kılmak istiyorum.Hem yorucu bir şey de değil abdest almakta çok eğleceli zaten elimi ve yüzümü sürekli yıkıyorum bunun yanında başıma mesh edip ayaklarımı yıkayacağım o kadar..

Bu söz dedesini çok mutlu etmişti..

Cebinden bir kaç şeker çıkarıp torununa verdi.Ders baklavasını hakettin Zübeyir bak Rabbimiz benim elimle seni hemen ödüllendirdi dedi.



Semra Demirel | nurtalebesiyiz.biz
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

10

24.07.2008, 11:45

Allah razı olsun.. güzel hikayeler..
Allah Yar ve Yardımcımız olsun...

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

11

01.08.2008, 19:56

Allah razi olsun abi.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir