Giriş yapmadınız.

mavilale

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "mavilale"

Mesajlar: 202

Konum: bir ummandan..

Hobiler: ...

  • Özel mesaj gönder

1

03.08.2005, 19:34

Kadın-Erkek Eşitliği

Kadın-Erkek Eşitliği



Kadın erkek eşitliği söz konusu mudur? şeklindeki bir soruya hemen “evet” veya “hayır” demek çok zor. Çünkü, soru bu hâliyle yeterince açık değil. Onu bir başka soru ile açmak gerekiyor. “Nerede? Hangi konuda? Ne yönden?” gibi.



Eğer, “hukukî açıdan” soruluyorsa cevap olarak “evet” diyebiliriz.



Eğer, “her hususta” denilirse, o zaman, bu soruya cevap vermeye gerek kalmayacaktır. Zira, cevabı sorunun içindedir. Madem ki, iki ayrı cinsten söz ediliyor. Öyleyse mutlak eşitlik nasıl düşünülebilir?



Aynı cins, renk, şekil ve olgunlukta iki elmayı yan yana koyup “Bunlar birbirine eşit mi? diye sorabiliriz. Ama, aynı mantık içerisinde, “Kadın, erkeğe eşit midir?” diyemeyiz. Kadınla erkeğin eşit oldukları sahalar bulunduğu gibi, erkeğin kadını çok gerilerde bıraktığı, yahut onun çok gerisinde kaldığı sahalar da mevcut. Onun için, meseleyi sadece bir tek kelimeyle çözümlemek mümkün değil.



Eğer, “Aile içindeki hâkimiyet yönünden kadınla erkek eşit midir?” deniliyorsa, bu konuyu yazımın sonuna bırakacağım.



şayet, “kadınla erkek arasında insanlık itibariyle, yâni, iyi insan, üstün insan olma noktasında bir fark var mıdır?” diye sorulursa o zaman şunu hemen belirtmek isterim:

Hâkimiyet başka, üstünlük ve fazilet daha başkadır. Bu ikincisinde hemen çalakalem şu yahut bu üstündür, demek çok zordur. Çünkü, ister kadın ister erkek olsun, her insan Allah’ın kuludur. O, hangi kulunu üstün tutuyor, daha çok seviyorsa ve hangi kulundan razı ise üstünlük ancak onundur. ılâhî ferman olan Kur’an’a baktığımızda, üstünlük ölçüsü olarak, karşımıza “cinsiyet”in değil “takva”nın çıktığını görüyoruz. Evet, Allah indinde üstünlüğün ölçüsü takvadır.



Nedir takva?

En kısa ifadesiyle Allah’tan korkmak, günahlardan sakınmak, O’nun razı olmadığı hareket, tavır, hal ve sözlerden uzak durmak. Rızasına ermeyi en büyük maksat bilip, bunu kaybetmekten son derece korkmak.



ışte, kim böyle yaparsa üstün insan, faziletli insan odur. Bu noktada cinsiyete itibar edilmemiştir.



Takva dendi mi hemen “salih amel”i de hatırlıyoruz. Salih amel, yâni, hayırlı, güzel işler görmek... Onda da cinsiyete itibar edilmiyor. Meselâ okunan her Kur’an harfine karşılık on sevap verilmişse, bu bütün insanlar için böyledir. Kadına daha az, erkeğe daha çok sevap söz konusu değil.



Soruyu bir de psikolojik yönden ele alabilir ve şöyle sorabiliriz:

Kadınla erkek arasında psikolojik yönünden farklılık var mıdır?

Bu soruya hiç tereddüt etmeden “elbette” diye cevap verebiliriz. Kadınla erkek arasındaki psikolojik farklılık kendini çocukluk çağından itibaren göstermeye başlar. Erkek ve kız çocukların oyuncakları farklıdır. Bir kız çocuğu en çok “oyuncak bebekler”i sever. Henüz evlilik nedir bilmediği o yaşlarda, bebeklerini bağrına basar, öper, elbiselerini değiştirir, beşikte sallar ve uyutur. Günün büyük bir kısmını onlarla geçirir. Erkek çocuk ise, taksi, uçak, tabanca gibi oyuncaklara daha fazla rağbet gösterir.



Bu çocuklar büyüdüklerinde bu defa, sohbetleri değişir. Erkeklerin toplantılarında daha çok, iş hayatı yahut politika konuşulurken, kadınlarda ön sırayı ev eşyaları ve örgüler alır.



Kabiliyet yönünden de iki cins arasında bariz bir fark var. Erkek, terkip ve tahlilde, kadın ise taklit ve ezberde daha ileri. Bir misal ile anlatmak gerekirse; erkek bir mimarî eseri ortaya koymakta, onun bütün bölümlerini güzelce yerleştirmekte, kadından daha ileri... Kadın ise, o eserin herhangi bir bölmesini ince nakışlarla süslemekte erkekten çok daha hassas.



Erkek dış âleme daha açık. şefkatte kadından geri, ama teşebbüs kabiliyetinde ileri. Kadın ise erkeğe nispeten daha içe dönük. Bunun en büyük faydası, yavrusuna ve yuvasına göstereceği ihtimam...



Bu iki cinsin zaafiyetleri de farklılık gösteriyor: Erkekte, tahakküm ve baskı hastalığı mevcut. Kadında ise, gösteriş ve desinler belâsı...



Kadının en bariz bir özelliği de hassasiyeti... Buna “teessürîlik” deniliyor. Kadın, çevre tesirlerinden etkilenmekte erkekten daha hassas... Dolayısıyla, telkine kapılmaya, aldatılmaya ondan daha müsait. Yaldızlı sözlere kanmakta daha zavallı.



Kadında sezgi gücü, erkekten çok kuvvetli...



Değişikliğe ondan daha çok ihtiyaç duymakta... Yenilik ve heyecana daha açık.

Vücut büyüklüğü itibariyle ve güç-kuvvet yönünden, kadın erkekten genellikle daha geri. Bunun neticesi olarak, sığınma ihtiyacı kadında kendini daha fazla hissetiriyor... Ama bazılarında bu ihtiyaç, aşağılık kompleksine dönüşüyor; bu da erkeklik kompleksi olarak kendini gösteriyor.



Kadın, hayat arkadaşına -ona nispetle- daha çok bağlı. Ondan daha vefalı.



Dünya sevgisinde ve şehvette erkekten çok ileri. Dolayısiyle, şeytana âlet olmaya daha müsait.



Kadını bu psikolojisi içinde değerlendirmeli ve onun erkekleşmesine değil, ideal bir kadın olmasına çalışmalıyız.



Etrafımıza şöyle bir göz atalım. Bütün canlılarda bedenler ve ruhlar arasında mükemmel bir uygunluk var. Ceylan ruhunu arslan bedenine sokmak ve onu arslanca davranmaya zorlamak, en başta o sevimli ruha zarar verir. Her kükreyişte ruhundaki letafetten birazını kaybeder; her hamlede kendi öz güzelliğinden bir parçayı harap eder.



Bunun bir başka türlüsü, erkekle kadın arasında geçerli. Bu iki cinsin bedenlerindeki farklılık ruh yapılarında da görülüyor.



Bunu bilmezlikten gelip, kadın-erkek eşitliği diyerek kadını erkekçe davranışlara itmek en başta kadına zarar verir.



Aslında, bu vadide gösterilen kasıtlı ve yoğun faaliyetler, bir bakıma hiçbir şeyi değiştirememiştir. “Hüküm çoğunluğa göre verilir” kaidesinden hareketle şöyle diyebiliriz: Kadınlar yine fabrikatör olmaktan çok işçi, hâkim olmaktan çok kâtip, amir olmaktan çok sekreter, pilot olmaktan çok hostes, patron olmaktan çok tezgâhtardırlar. Zira, yaratılışı değiştirmek mümkün değildir.

Maalesef, kadına lâyık olduğu yeri bir türlü veremedik. Ya zaifliğini bir suçmuş gibi değerlendirdik; onun rızkı bize bağlıymışçasına, kendisine aşırı derecede hükmetmeye kalktık, ona haksız muamelelerde bulunduk. Yahut, kendisine çok fazla fırsat verdik, onu erkekliğe heveslendirdik ve mahvettik.



şimdi biraz da aile içerisindeki hâkimiyet meselesi üzerinde durmak istiyorum.



Her iki cinsin de yaratıcısı, sahibi, maliki olan Allah, Kur’an-ı Kerîm’inde şöyle buyuruyor:



“Erkekler kadınlar üzerine hâkimdir (idarecidir). Çünkü Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur (üstün yaratmıştır). Ve (erkekler) mallarından infak etmektedirler (kadınlara harcamaktadırlar). Saliha kadınlar itaatlidirler. Allah u Teâlâ’nın hıfzı sayesinde gaybı (kocalarının gıyabında, ırz ve mallarını) muhafaza ederler.”

(Nisa Sûresi, 34)



Bu âyet-i kerime hakkında yapılan özlü bir tefsiri takdim ediyorum:



“Erkekler kadınlar üzerine hâkimdir. Aile içerisinde hâkimiyet, yâni aile fertlerini koruyup gözetme vazifesi, erkeğe verilmiştir. Âyetten, erkeğin bu vazifeyi yapmak üzere kadından daha üstün kılındığı anlaşılmakla beraber, açıkça ‘erkekleri kadınlardan üstün kılmıştır’ yerine ‘bazısını bazısından üstün kılmıştır’ buyurulmasının da, daha başka mânâları vardır. şöyle ki, bu tarz ifadeden anlaşıldığına göre, gerek kadının gerek erkeğin birbirinden üstün tarafları vardır. Aile çatısı altında, her iki tarafın üstün meziyetleri birleştirilir ve ailenin ihtiyaçları yanında, saadeti de temin edilmiş olur.

Yine bu tarz ifadeden şu mânâ anlaşılmaktadır:



‘Her erkek her kadından üstündür’, diye bir hüküm vermek doğru olmaz. Bazı kadınların müstesna bir yaratılışa sahip oldukları, yine bazı erkeklerin de, erkeğe ait hususiyetleri taşımada, bazı kadınlardan daha kifayetsiz oldukları ayrı bir gerçektir.



Bununla beraber, aile en küçük bir cemaat olması itibariyle, onun her halükârda bir hâkimi olacaktır. Bu hâkim, her zaman ve her şart altında, yine erkektir. Bunu da âyetin devamından anlıyoruz.

Erkekler için ‘Ve mallarından infak etmektedirler’ yâni çoluk çocuğun ve hanımın nafakalarını temin etmektedirler, buyuruluyor ve âyet-i kerime:

‘Onun için, iyi kadınlar itaatkârdırlar’ diye son buluyor.” Hak Dini, Kur’an Dili



Demek ki, aile içerisinde, hâkimiyet hakkı erkeğe verilmiş; kadının da, ancak, kocasına itaat etmekle “iyi kadın” olabileceği ifade buyrulmuş...



Bu hâkimiyet meselesiyle ilgili olarak, Peygamberlik, imamet gibi birçok vazifelerin de, erkeklere verilmiş olduğuna ayrıca dikkat çekmek isterim. Ama bu demek değildir ki, her erkek, her kadından mutlaka üstündür. Âyetin tefsirinde de ifade edildiği gibi, fazilet ve meziyette, erkekleri çok gerilerde bırakan nice müstesna kadınlar yaratılmıştır. Haziret-i Fatıma (r.a.) gibi...
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

2

04.08.2005, 16:01

Allah razı olsun kardeş. Yazı size mi ait, yoksa alıntı mı? Alıntıysa kime ait? Size aitse yazınızı kendi adınızla gazetemizde yayınlayabilir miyiz??
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

mavilale

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "mavilale"

Mesajlar: 202

Konum: bir ummandan..

Hobiler: ...

  • Özel mesaj gönder

3

04.08.2005, 18:30

yazı şahsıma ait değil, alıntıdır abim..yalnız o zamanda hatırlayamamıştım daha önceden arşivime ilave ettiğim bir yazı ben inşallah kalem sahibini bulunca bildiririm..
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

4

04.08.2005, 21:43

Bu yazı metin karabaşoğlu na ait okumuştum nur penderesinde

http://bsn.nurpenceresi.com/e-kitap/kadinnedir(a.basar).txt
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

mavilale

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "mavilale"

Mesajlar: 202

Konum: bir ummandan..

Hobiler: ...

  • Özel mesaj gönder

5

04.08.2005, 23:43

ALLAH razı olsun
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

6

05.08.2005, 01:53

O zaman Yeni Asya'da yayınlanmıştır :D
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

7

05.08.2005, 20:31

Alıntı sahibi ""Risale Okuyorum""

O zaman Yeni Asya'da yayınlanmıştır :D


Reklam reklamdır :mrgreen: :mrgreen:

Bu konuyu değerlendir