Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.12.2006, 14:59

Eş seçiminde nelere dikkat edilir?

Malesef günümüz gençleri eş seçmeyi bilmiyor. Kriterleri bir kaç husus ile sınırlı.

Mesela, aşk. Ben pek çok genç gördüm, sadece aşk uğruna evlilik yapıyor. Oysa herkezin kendi farkında olmasada kriterleri vardır. Bu kriterleri bir gün oturup kendi iyiliği için gözden geçirmelidir. Nasıl bir inacı olmalı, nasıl bir kültürden gelmeli, nasıl bir milliyete veya aileye sahip olmalı, nasıl fiziksel bir özelliğe sahip olmalı, nasıl bir karakterde olmalı ve hakeza uzar gider.
Aşk evliliği tek başına çok tehlikelidir. Aşk beklentidir. Ulaşamama duygusudur. Yarım tatminlerin sonucudur.Yarım tatminler ise insanı kör eder,hırs verir. Aşık olduğu kişinin normal şartlarda nefretine sebep olacak karakterini görmemesine sebep olur yada biraz akıllı ise evlendikten sonra düzeltirim der. Oysa yarım akıl akılsızlıktan kötüdür. Hem bilmiyor ki dünyanın en güzeli insanına aşık olsa aşkın yarım kalmışlığı evlenince biter, tatmin edilemiyen hisler tatmin olur, çıplak hisler kalır.Aşk bitmiştir. Eyvah ki eğer göremediği veya görüp ertelediği kötü karaktere sahip bir eş ise dünyanın en güzeli olsa tatmin etmez. Oysa iyi bir eş dünyanın en çirkini olsa çirkin gelmez. ışte güzellik böyle geçici bir şeydir ki aşk bunu daimi imiş gibi hayal ettirir.
Bazılarıda mantık evliliği yapıyor. Uydurma mantıki sebepleri mantık sanıyor çoğu zaman. Oysa mantık soyut bir kavramdır. Elle tutulur olmayan meselelerin peşinde sürükler insanı. Der milliyetimiz aynı o zaman anlaşırız. Der maddi durumu iyi o zaman zorluk çekmem. Oysa zaman ve insan ne olur belli olmaz. Aynı milliyetteki insanlar sanki hepsi ak sütten çıkmış kaşıkmış gibi gördüğünden hayal kırıklıkları kapıdadır. Para için evlenenlerin ise tamamında hayal kırıklığı olmuştur.Ya iflas ya müsriflik ya cimrilik bir şey gelip musallat olmuştur.

Tek başına kültüre bakmakta intihardır. Kültürlü bir insanın karakteri iyi olmak zorunda değildir. Evet kültür önemlidir ,ama sadece kriterlerden bir kriterdir.

Karşılkılı sevgi ve saygı üzerine kurulmuş evlilik güzeldir. Sevgi aşk gibi değildir. Sevgide daha çok akıl ön plandadır. Mantık hak ettiğ yerde yani yardımcı makamındadır. Ama yinede sevgi ve saygı yetmez. Akıl da yetmez. Bir kere akıl akıl olmalı. Allah'tan soyutlanmış bir akıl akıl değildir. Mantıktır. Tavus kuşunu taklit eden tavuk gibi mantık aklı makamına oturmuştur, insanı idar eder. Evlilik sadece iki kişinin kurduğu bir müesese değildir. Çocuklar ilk başta olmasa bile aslında müstakbelde olsa vardır sayılmalıdır. Akıllı insan der acaba evladıma iyi bir anne veya baba olabilir mi? Evladımızı Allah'ın istediği gibi yetiştirebilir mi? Heyhat dini eğitim sıfır yaşında başlar diyenlere şaşarım. Çocuk eğitimi eş seçerken başlar. Evlenmek cinsel ihtiyaçların tatmini ,yanlız hayatın süsü, bulaşıkların yıkanması ve kişisel ihtiyaçlarının karşılabilmesi için kurulmaz. Gelecek nesillerin oluşturulması içi kurulur. Hem seçilen eş ahretliktir. ıman ile beraber ahiret gidecek yegane şey,denir.

Evet evlenirken saygı ve sevgi olmalıdır, kültürlü ve akıllı olmalıdır. Mantık kullanlılmalıdır. Ailelere ve milliyete dahi bakılmalıdır. Ancak en önemlisi diyanete bakılmalıdır. O olmasa gerisi çürüktür.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

2

27.12.2006, 16:28

Rabbim hayırlı eşler nasip eyleyip dünyanın dört bir yanına dağılmayı nasip etsin amin...

Allah razı olsun abi...

Site çok durgun :(

Hayır olsun

Selametle
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

3

27.12.2006, 18:06

Sitenin durgun olması önemli değil. Mümkün olduğunca yazı yazmak önemli. Allah ondan istifadesi olanları gönderecektir.
Muhabbetle canım kardeşim.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

4

05.01.2007, 16:30

slm

aslinda es seciminde diyanete dikkat ederken, sadece dindar olmasinin yaninda ayni istikamette olmakta önemli galiba. Düsünsenize farkli cemaate mensup eslerin halini ??? Iki tarafada yazik...

5

05.01.2007, 17:35

ve aleykümüsselâm, şem'inur abla ve selâmün aleyküm bütün forumdaki kardeşlerim, ablalarım ve abilerim...

-------

Geçen bir söz duydum, çok ilginç,
"Aşk bir lolipop gibidir, bitince elinde sapı kalır."

Evet, biraz kabaca bir söz, ama değerlendirilmeye alınmayacak kadar da manasız değil.

Aşk mefhumunu biraz değerlendirmek lazım. Bazen sorarım kendi kendime, insanları görüyorum, şuna aşık oldum, ölürüm artık vazgeçemem... Sonra diyorum, ya eğer o insan suret olarak şimdiki kadar güzel olmasa, ya da yakışıklı olmasa veya bazı eksiklikleri olsa, yine aynı mı olacaktı?

Kaç kişi samimiyetle evet diyebilecek?

ınsanın karşı cinste tutulduğu ne, zarifliği mi, suret güzelliği mi?

Hem insan için, güzel nasıl güzel, çirkin nasıl çirkin suret olarak, bunun ölçülerini kim koymuş? ınancım o ki, bırakın diğer insanları, kendini bile aynada hayatında hiç görmemiş bir insana bir güzel gösterilse, o buna güzel demese de bunu hissedecektir, bilecektir. Bilimadamları içgüdü diyedursun.

Belki de insanın tutulduğu, Sani-i Zü'lcemâl'in, Musavvir-i Zü'l-kemâl'in sanatının cilvelerinin, gölgeleri. Bir cemâlin güzelliğini taş anlayamaz, yırtıcı hayvanlar anlayamaz, sadece yiyecek gözüyle bakar, ancak yine bir insan anlar.

Peki insanlara bu cemâli ve bu letaifi, duyguları kim verdi? Güzel neden güzel bir kere daha düşünelim, belki o zaman şu dünyada ehl-i sefahatin zînetine ve zînetlenmiş su-i amellerine nimet gözüyle bakıp, tamah etmeyiz. ışte mesele de bu, sabretmek, iman etmek ve Cennet, dar-ı selâm. Asıl güzelliklerin olduğu yer.

Üstad demiş, insan hazır bir dirhem lezzeti, ileride batmanlarla lezzete tercih eder diye, ne kadar da doğru söylemiş. Hem demiş, bu dünyadaki gelip, geçiyor. Bunları bizzat müşahede etmek ne kadar acı verici... Gençliğinde güzel/yakışıklı olup, yaşlanınca bunun para etmediğini görenlerin ızdırabına şahit olmak.

Bütün bunların yanısıra, aşk denilen mefhumu, sadece suret güzelliği ile sınırlamak olmaz. Muhakkak karşıdaki insanda, suret güzelliğinden başka da hoşa giden noktalar olabilir, huy, mizaç gibi... Kadınlar daha çok neye dikkat eder bilemiyorum, ama ben erkekler vechinden konuştum. Muhakkak ortak noktaları vardır ama kanımca kadınlar biraz farklı olabilir. Üstüme vazife değil, ben de mütehassısı değilim ama bugüne kadarki gözlemlerim böyle diyor, belki iyi muhakeme edememiş olabilirim, eksiklerimi Allah bilir.

Her neyse, el-hasıl-ı kelâm, dişiyi de, erkeği de, Allah yarattı. Muhakkak bu iki farklı cinsiyet arasındaki yaratılış farklılıklarında çok hikmetler vardır. Güzelin güzel olduğunu bildiren, güzeli yaratan O. Bütün güzellikleri yaratan O. Bir durup düşünmek gerek, bütün bunlar niye yaratıldı, niye verildi? Allah su-i istimal etmeyenlerden eylesin.

Kur'an'da güzel bir dua var:
Ey Rabbimiz, bize gözlerimizin aydınlığı (nuru) eşler ve evlatlar ver. âmîn.

Daha bu konuda söylenecek şeyler var ama, murad ve takdir-i ılahî ne diyor?

6

07.01.2007, 16:55

Alıntı sahibi ""bir_damla_nur""

Rabbim hayırlı eşler nasip eyleyip dünyanın dört bir yanına dağılmayı nasip etsin amin...

"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

7

15.01.2007, 09:40

Kardeşim Abdulkadir,
Eş seçimine dikkat ettik fakat bu cehaletimizle anlayamadık.Benim Kalbim dilim ona yönelmişti.ama ne oldu şu an boşanma noktasındayım.devamlı güleryüzlü insan olmak kötü bi huymuydu ki beni aglattılar.Ben rüyamda muhammet tugralı bi yüzük takan birini görmüştüm onanda da Allah tugralı bi yüzük vardı bunlar bizim nişan yüzüklerimizdi.O kişiyi bekledim onu o zannettim ama degilmiş.Nereden bilebilirdim ki.Eşim benim yanımda olsaydı ,beni korusaydı yada igne ucu kadar deger verseydi ona herşeyimi verirdim.ama beni anlamadı babasına kulak verdi haksız yere beni üzdüler bu Kader meselesi birazda.şimdi düşünüyorum sonum ne olacak diye.Rabbime şöyle dua ettim Rabbim bu evliligi ben kendim seçtim.şimdi sen benim için hayırlısını belirle yolları ona göre aç bana.

8

15.01.2007, 14:18

Ben bir kadının kolay kolay kötü olacağına inanmıyorum. Tabiki ayetle sabit kadınların hilesi büyük. Bir kadın hile yapmak istese çok iyi becerir anlamındadır - bence. Yoksa kadınları genellemiyor. Tarih boyunca sanki bütün kadınlar böyleymiş gibi hareket eden nice bağnaz insanlar çıkmış, kadınları ıslamın aksine ikinci sınıfa atmışlar.
Ben şöyle düşünüyorum;kötü kadın çok azdır, kötü koca çoktur. Hilebaz kadınlar konu dışıdır.
Fikririm şöyle desteklemek istiyorum; kadın şefkat kahramanıdır, fıtratında sevgi doludur. Hem güzeldir. Güzelliğini göstermek istiyor. Hem zayıftır, arkasında onu koruyacak bir güç istiyor. Hem özgürlüğünü çok seviyor. Köleleştirmek fıtratı ile çelişiyor. ılgi istiyor, maişetinin geleceğinin garanti altına alınmasını istiyor. Ve hakeza.
Bir erkek olarak kendimi kadın yerine koydum:

Bir kadın alışmış olduğu hayattan, sevgi ve saygı gördüğü ailesinden evlenerek ayrılıp tamamen başka bir hayatı olan koca evine gidiyor. Alışık olmadığı bir hayat. Başka anlayışlar başka prensipler. Belki bazıları onun eski hayatına göre çok ters ve saçma geliyor. Ama çaresiz o hayata uymak zorunda. Peki koca alışık olduğu hayattan bir fergatte bulunuyor mu. Karısından istediği fedakarlığı kendi yapıyor mu? Kendine bir çeki düzen veriyor mu? En azından yeni hayata alışması için ona bir şans bir süre veriyor mu? Yada koca kendi aile yapısını düzenlemeden bu hayat biçimi farkılıklarına rağmen karısının kayınvalidesi ile (kayınpederi ile) sürtüşmelerinde niye bazıları karısına destek veriyor? Hem karısının kendi hayatına uymasını istiyor, hem kendi annesi ve karısındaki uyumsuzluklarda karısını destekliyor. Yada tam tersi kimi zaman annesine hak veriyor. Karısının kendini tamamen yabancı bir fazlalık görmesine sebeb veriyor. Neden koca evlenmeden önce annesine duyduğu sevgi ve ilgi azalmışçasına hareket edip annesinin veya babasının kıskançlık damarını törpülüyor. Yada her meselede annesini tutup karısını aşşağılıyor. Ne yani, annenin sevgisi ile karısının sevgisi aynı türden midir ki birbirine karıştırıyor? Onları birbirleri ile rekabete sokuyor. Karısının annesini sevmesini annesinin karısını sevmesine sebep olacak sevgileri yerli yerine koymak gibi basit bir iş ihmal edip felaketle sonuçlanacak bir hataya düşüyor. Siz olsanız sevgi ve saygı gördüğünüz yerde olmak istemez misiniz? Binbir ümitle geldiğiniz koca evinde kocanın yanlışları yüzünden düşmanınız haline gelmiş kayınvalideye gitmek ister misiniz. Üstelik eski farklı hayatınızdan kaynaklanan ve kayınvalidenize ters gelen hayat yapınız sürekli ithama ve eleştiriye maruzken. Bu farklı hayat yapısı sanki sizin kötü yanınızmış gibi gösterilmeye çalışılırken. Siz bunu düzeltmek için bir şey yapmayıp hemde bunun artmasına sebep olacak bilerek yada bilmeyerek bir araba dolusu yanlış yapmışken.

Yada bazı kocalar mecazi bir aşk ile karısının güzelliğine vesaire gibi geçici şeylere kapılıp evleniyor. Buna ulaştıktan sonra zafer kazanmış bir kumandan edası ile ondan ilgiyi ve alakayı kesiyor. Eski iltifatlarını hediyeleri kesiyor. Ama karısının hiç değişmemesini istiyor. Çelişki yok mu? ılgiyi seven fıtratında beğenilmek isteyen kadını artık beğenmeyen tavırlara girmek onun duygusal hayatında açtığı yaraları düşündünüz mü?
Karınız sizinle sadece paranız içinmi evlendi ki evden işe işten eve gelip tv karşısında vakit geçiriyorsunuz. Yada kahveye gidip pişpirik oynuyorsunuz.

Yada tam tersi karınız maişetini sizin elinize yükleyip geldiğini bile bile onu gelecek hakkında endişeye sevk eden tembelliklerde yada hareketlerde bulunuyorsunuz. Yada karısını da ilgilendiren konularda fikrini dahi almayıp başka ağızlardan yardım alıyorsunuz. O yardımlar ne kadar iyi niyetli de olsa evin halini iyi bilen kadın kadar yardımcı olabilir mi?
Yada artık kendi yuvası olacak hayali ile size karı olmuşken evdeki bütün tasrrufunu ortadan kaldırıyorsunuz. Kendinisin yabancı bir evde olduğunu hissetirecek kısıtlamalarda bulunuyorsunuz. Siz olsanız annenizin evini özlemez misiniz?
Kendinizi karınızın yerine koyun.Birinin sürekli size üç beş kuruş para vermesini ve kendi ihtiyacınız için değil evin ihtiyacı için harcıyacağınız para için dilenci gibi bekletmesi nasıl olur. Üstelik o adam akşam evde yemek beğenmeyip sizi eleştiriyorsa.
Kadını geniş olan helal dairesi içinde özgür bıraksak ne olur. Ne olur yuvasını kendi yuvası gibi görse.

Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

9

15.01.2007, 14:35

Allah sizden razı olsun .Nede güzel tasvir ettiniz.ıçimdekileri bir bir dile getirdiniz.ıman insana ne güzel hasletler veriyo.ınsanı insan yapıyo.ıman olmayan kalpte ne çirkin.

10

15.01.2007, 15:14

Mü'minin silahı duadır. Ona sarılmak lazım.
Hep tamir etmeye çalışmak lazım. ıman tahrip edeni terbiye etmek için güzel hasletler kazandırıyor. Sabır, güler yüz, hoş görü, anlayış ve hakeza...


Allah muhafaza ben eşimle ayrılık noktasına gelse idim. Faraza beni terk edecek olan o olsa ,haksız olsa dahi bütün suçu üzerime alır yuvamın dağılmasına engel olurdum. Hem suçu üzerime almam yalan olmazdı. Çünkü, nefsimizi temize çıkaramayız, her kötülük kendi hatamızdan kaynaklanmaktadır. Bu babta "evet bütün kötülük benim nefsimden çıktı, benden kaynaklandı ", demek hem kalbi katılaşmış nefsine uyan eşimi yumuşatmak, hem şefkatini celb etmeye vesile olur.Belki ona hatasını anlama kapısı açılır. Zira katılaşmış kalp meseleye sadece kendi dürbünü ile bakmasına sebebtir. Evet ona onu nekadar çok sevdiğimi haykırır ve ondan asla ayrılmak istemediğimi ve kendimi düzeltmek için gerekeni yapacağımı söylerdim.

Aynı hataları tekrar etmesinden ise korkamazdım. Çünkü, o tekrarlıyacağı hata ne kadar büyük olursa olsun evliliği bozmaktan evladır ,diye düşünürdüm.

Bakın dün akşam nişanlısı ile kavga eden bir arkadaşımın yaptıklarını anlatayım.


Kız mesaj çekiyor

-Ne yapıyorsun?
Arkadaşın cevabı

-Gitar.Sen

Kızın cevabı

- Ne demek istiyorsun sen? Benimle konuşmak istemiyor musun?
Arkadaşın cevabı
-ış yapıyorum

-Tamam tamam anlaşıldı. Ne halin varsa gör. Benimle konuşmak istemeyenle bende konuşmam
-Ya her gün konuşmak zorundamıyız?

-Allah Allah beyefendiye bak. Tamam tamam rahatısız olma. Ben konuşacak başka birini bulurum.

ışte kızın normal bir sorusuna patavatsız cevap veren bir erkek.

Ne yapıyorsun,diye gelen bir soru dialog arzusudur. "Gitar.Sen" Aslında hatalıdır, ancak açıklanabilecek bir hatadır. şöyle demek istemedim böyle demek istedim, deme kapsı açıktır. Oysa kız kuruntu yapmış. Aslında haklı. Çünkü, kuruntu iki-üç yada dört-beş ihtimalde bir olan bir husus için ise caizdir. Merakını giderme kuruntusunu yenme çabası caizdir. Oda öyle yapmış. Yani, acaba benimle konuşmak mı istemiyor, zira gitar benden önemli gibi bir şey söyliyor. Soruyor. Arkadaştan gelen cevap "iş yapıyorum" Artık kızın kuruntusu çelişkiye dönüştü, gitar mı çalıyor iş mi yapıyor. Anlaşıldı kesin benimle konuşmak istemiyor. Başından savıyor. Peki diyor ne halin varsa gör. Bu noktaya kadar her şey düzeltilebilecek durumdadır. Bakın arkadaşın gururu nelere sebep veriyor. Aslında arzu etmediği bir şey. Sırf nişanlısının tepkisini yenmek için kendinde bir üstünlük hayal ederek ukalaca tamiri mümkün olmayacak bir söz söylüyor. "Her gün konuşmak zorundamıyız."
Kızda ona ceza vermek için "bende konuşacak birini bulurum",diye lastikli bir söz ediyor.

Artık tamiri mümkün gözükmeyen bir yola girilmiştir. Bakın incir çekirdeğini doldurmayan bir mesele balon olup nasıl kainatı içine alabilecek genişlikteki kalbe sığıyor. Evet kavgaların başını insafla inceleyen herkez meselenin aslında ne kadar küçük olduğunu görür.

Arkadaşım bu olayı kime anlattı ise hak vermiş. Onu desteklemiş. Çünkü, karşı tarafa anlatırken kendi dürbünüden anlatıyor. Karşı taraf biraz yağcılık birazda taraflı o anlatışa kanıp arkadaşa hak vermiş. Ancak bana taraflı anlatmasına izin vermedim. Kendine o kötülüğü yapmasına izin vermedim. Ona kızda bir hata varsa kendisinde 99 hata olduğunu söyledim. Nefsine o kadar ağır geldi ki bana kızdı. Ancak onun iyiliğ için gerçeklerin açığa çıkması gerktiğini söyledim. Özür dilemek için araması gerktiğini ve bir daha böyle bir hata yapmamsını söyledim. Çünkü, sevgide, evlilikte gurur olmaz.

Sana tavsiyem kardeşim, meseleyi akil bir kişiye tarafsız bir dürbünle olduğu gibi anlatıp yardım alman. Böyle olaylarda genelde dertleşmek rahatlamak için pek çok ehil olmayan kişiye mesele anlatılır. Ehil olmayan kişi sizin farkında olmadan taraflı bir dürbünle baktığınızı ve öyle anlattığınızı anlamaz ve size hak verir.Sizde kendi hatanızı göremez düzeltme şansını başta kaybesdersiniz. Bazen size hak vermese bile söyleyemez. Böyle insanlardan sakınmak için aklı başında tarafsız birine meseleyi anlatmak ve beraber çözüm yolları aramak en güzelidir.
Aslında bu iş için en ideal aile meclisidir. Her iki ailenin büyükleri değilde aklı başında olanları karşılıklı konuşup meseleyi çözmeye çalışmalıdır.

Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

11

15.01.2007, 19:21

taktir ederim ceka

12

15.01.2007, 19:30

Allah razı olsun kardeşim. :)

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

13

16.01.2007, 17:16

Su evlilik meselesi ne kadar da ince bir konuymus megerse. Yazini okuduktan sonra daha iyi anladim cevat abi. Paylasim icin sagol. Allah razi olsun. kulagima küpe ettim sözlerini :D

14

16.01.2007, 18:52

Bir mobilyayı müşterinin istediği malzemeden ve istediği şekilde yapmak için iyi niyet önemlidir. Ancak iyi niyet yetmez sanatını konuşturmak ve kaliteli malzeme kullanmak lazım.

Evlilikte böyle.ıyi niyetle, sağlam ve doğru adresten bilgilerle , evlillik sanatını gereği gibi kullanarak mutlu olmak mümkün.

Bu kısmı fiili duadır, gerisini Allah'a havale edip duayı eksik etmemek lazım.

Evlilik ince iş. Allah gönlümüze göre versin. :D
Muhabbetle canım kardeşim
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

15

16.01.2007, 19:00

amiiiiiiin. allah cümlemizin gönlüne göre verir insallah :D :D :)

16

16.01.2007, 19:19

Eksik demişim hem gönlümüze göre, hem hayırlısını versin. :wink:

:D
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

17

16.01.2007, 19:19

hani derler ya
kısmetin nerde ise döner dolaşır gelir seni bulur
gelirse ve sen tepersen
yine gelir mi ?_

18

16.01.2007, 19:28

Bu kısım kader meselesine giriyor. ınsanın başına gelen her kötülük kendi hatasındandır denmiş. Buralarda bir yerde avlamak lazım.
Aslında şöyle demek lazım.

Bir kişi ile evlenmek istersin olmaz, diyebilirsin ki kısmetim değilmiş. Kısmeti tepersende kısmetin değilmiş. Eğer geri dönerse kısmetinmiş. Dönemez ise de kısmetin değilmiş.

Yani, hayırlı olacakken bozmak insanın kendi hatasıdır. Ancak Ezeli ve Ebedi bir görüşe sahip Allah kısmetini tepeceğinide bilir. Kısmet olarak yazmaz. Yazmaması senin hayırına ise Allah'a verilir. Yok eğer o kişi hayırlı olmasına rağmen tepmişsen senin kusurundandır. Allah'a verilmez.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

19

16.01.2007, 19:32

teşekkür ederim ceka

20

16.01.2007, 19:46

Bir forumda bir teatide yazdığım fikirlerimi sizinle paylaşmak isterdim. Belki istifade edersiniz.
Eh maaşallah diyelim;10 sene eşi ile hiç kavga etmeden yaşamış, ilk günkü gibi kalmayı başarmış biri olarak tavsiye hakkım var. (Havamıda atmış oldum :D )

Malesef günümüz gençleri eş seçmeyi bilmiyor. Kriterleri bir kaç husus ile sınırlı.

Mesela, aşk. Ben pek çok genç gördüm, sadece aşk uğruna evlilik yapıyor. Oysa herkezin kendi farkında olmasada kriterleri vardır. Bu kriterleri bir gün oturup kendi iyiliği için gözden geçirmelidir. Nasıl bir inacı olmalı, nasıl bir kültürden gelmeli, nasıl bir milliyete veya aileye sahip olmalı, nasıl fiziksel bir özelliğe sahip olmalı, nasıl bir karakterde olmalı ve hakeza uzar gider.
Aşk evliliği tek başına çok tehlikelidir. Aşk beklentidir. Ulaşamama duygusudur. Yarım tatminlerin sonucudur.Yarım tatminler ise insanı kör eder,hırs verir. Aşık olduğu kişinin normal şartlarda nefretine sebep olacak karakterini görmemesine sebep olur yada biraz akıllı ise evlendikten sonra düzeltirim der. Oysa yarım akıl akılsızlıktan kötüdür. Hem bilmiyor ki dünyanın en güzeli insanına aşık olsa aşkın yarım kalmışlığı evlenince biter, tatmin edilemiyen hisler tatmin olur, çıplak hisler kalır.Aşk bitmiştir. Eyvah ki eğer göremediği veya görüp ertelediği kötü karaktere sahip bir eş ise dünyanın en güzeli olsa tatmin etmez. Oysa iyi bir eş dünyanın en çirkini olsa çirkin gelmez. ışte güzellik böyle geçici bir şeydir ki aşk bunu daimi imiş gibi hayal ettirir.
Bazılarıda mantık evliliği yapıyor. Uydurma mantıki sebepleri mantık sanıyor çoğu zaman. Oysa mantık soyut bir kavramdır. Elle tutulur olmayan meselelerin peşinde sürükler insanı. Der milliyetimiz aynı o zaman anlaşırız. Der maddi durumu iyi o zaman zorluk çekmem. Oysa zaman ve insan ne olur belli olmaz. Aynı milliyetteki insanlar sanki hepsi ak sütten çıkmış kaşıkmış gibi gördüğünden hayal kırıklıkları kapıdadır. Para için evlenenlerin ise tamamında hayal kırıklığı olmuştur.Ya iflas ya müsriflik ya cimrilik bir şey gelip musallat olmuştur.

Tek başına kültüre bakmakta intihardır. Kültürlü bir insanın karakteri iyi olmak zorunda değildir. Evet kültür önemlidir ,ama sadece kriterlerden bir kriterdir.

Karşılkılı sevgi ve saygı üzerine kurulmuş evlilik güzeldir. Sevgi aşk gibi değildir. Sevgide daha çok akıl ön plandadır. Mantık hak ettiğ yerde yani yardımcı makamındadır. Ama yinede sevgi ve saygı yetmez. Akıl da yetmez. Bir kere akıl akıl olmalı. Allah'tan soyutlanmış bir akıl akıl değildir. Mantıktır. Tavus kuşunu taklit eden tavuk gibi mantık akıl makamına oturmuştur, insanı idare eder. Evlilik sadece iki kişinin kurduğu bir müesese değildir. Çocuklar ilk başta olmasa bile aslında müstakbelde olsa vardır sayılmalıdır. Akıllı insan der acaba evladıma iyi bir anne veya baba olabilir mi? Evladımızı Allah'ın istediği gibi yetiştirebilir mi? Heyhat dini eğitim sıfır yaşında başlar diyenlere şaşarım. Çocuk eğitimi eş seçerken başlar. Evlenmek cinsel ihtiyaçların tatmini ,yanlız hayatın süsü, bulaşıkların yıkanması ve kişisel ihtiyaçlarının karşılabilmesi için kurulmaz. Gelecek nesillerin oluşturulması içi kurulur. Hem seçilen eş ahretliktir. ıman ile beraber ahiret gidecek yegane şey,denir.

Evet evlenirken saygı ve sevgi olmalıdır, kültürlü ve akıllı olmalıdır. Mantık kullanlılmalıdır. Ailelere ve milliyete dahi bakılmalıdır. Ancak en önemlisi diyanete bakılmalıdır. O olmasa gerisi çürüktür.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir